D O Ğ R U L U K 16.5.2014
İnsanı insan yapan doğruluktur. Doğruluk, ALLAH ile aramızdaki en kısa yolda ilerlemek demektir. Sağa sola sapmadan dosdoğru ALLAH'a doğru ilerlemek demektir. Yani, her zaman ALLAH'ın istediği şekilde yaşama kabiliyetini elde etmek doğruluktur. Öleceğini bilsen yalan söylememek, Resulü gibi EL EMİN olmak, insanlara ve ALLAH'a verdiğin sözlerini yerine getirip, özünün – sözünün bir olduğunu, insanların her hususta sana güvenebilecekleri bir duruma gelmendir. Yani o doğruluk, yalanın zıddı olması hasebiyle İslam'dır. Yalan ise İslam değildir. " Yalan söyleyen, sözünde durmayan, gönül kıran kişi Müslüman olamaz " hadisi, insana yalan söyleyenin, sözünde durmayanın Müslümanlık ile alakası olmadığını öğretir. Müslümanım demek değil, müslümanca yaşamaktır insanı gerçek insan yapan. AHLAK: zati ( kendi ) huylarımızı ALLAH'ın istediği şekle çevirebilmektir.
( CEMALNUR SARGUT )
ENAM suresi, ayet 98: İyice ARAŞTIRIP KAVRAYAN bir topluluk için ayetleri BİZ tam bir biçimde ayrıntılı kıldık.
KUR'AN, sırça köşklerde kaleme alınmış, pembe sayfalara basılmış kitaplardan farklıdır.
Onun içinde, kötülüğü iyiliğe dönüştürecek ve seni ALLAH'a kul yapacak enerji saklıdır. Bu enerji açığa çıkmayı bekliyor. Sen kişilerin ihtiyaçları adına en hayırlı ayetleri bulup ortaya çıkarmazsan, kişiler kendileri için en hayırlı olanı kitaptan uzaklaşmakta bulacaktır. KUR'AN Peygamberin yaşamına göre indirilmedi: PEYGAMBER, KUR'AN'DA İNDİRİLENLERE GÖRE BİR HAYAT YAŞADI.
İslam bir geçmişi yaşatmak değildir. İslam, bir geleceği yaratmaktır. İçinde olduğun çağı doğru okumayı bilirsen, KUR'AN'a objektif olarak yaklaşırsan, kapılar sonuna kadar sana açılır. KUR'AN BİR MUCİZEDİR. KUR'AN hala el sürülmemiş kutsal bir kitaptır.
İnsanın özelliği,” biliyor " değil, " öğrenebiliyor " olmasıdır. Öğrendikçe, zalim yanı eriyecek ve sürecin sonunda tam bir emanet ehli olacaktır. Yanlışlar labirentinin içinde başlatılmış bir yaşamın içinde DOĞRUYU BULABİLMEK, EN KUTSAL OLAN YAŞAMDIR.
HADİS ( Müslim, Birr 33; İbn Mace, Zühd, 9; Ahmet b. Hanbel 2/ 285, 539 ): ALLAH, sizin ne dış görünüşünüze, ne de mallarınıza bakar. O, sadece KALPLERİNİZE ve İŞLERİNİZE BAKAR.
HADİS ( Tirmizi, Kıyame 49; İbn Mace, Zuhd, 30 ) : Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlısı TEVBE EDENLERDİR:
HADİS ( Müslim, İman, 164 ): BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR.
HADİS ( Müslim,İman, 168; Tirmizi, Birr, 79 ): SÖZ TAŞIYANLAR ( cezalarını çekmeden, ya da affedilmedikçe ) cennete giremezler.
Hz. ALİ: ALEYHİNE DE OLSA HAKK'I SÖYLE.
HADİS ( Buhari ): Bir Müslüman bir müslümana haksızlık etmez ve Müslüman kardeşine haksızlık YAPILMASINA DA MÜSAADE ETMEZ.
SADİ ŞİRAZİ : Ne kadar okursan oku; BİLGİNE YAKIŞIR ŞEKİLDE DAVRANMIYORSAN, CAHİLSİN DEMEKTİR.
ŞEMS-İ TEBRİZİ : Hayatta olabileceğiniz en güzel yer, bir duanın içinde yer almaktır.
ŞURA suresi, ayet 15: Ey Peygamber! ( Bunları göz önüne alarak ) sen dine çağırmaya devam et ve EMROLUNDUĞUN GİBİ DOĞRU OL. İNSANLARIN BOŞ ARZU ve HEVESLERİNE UYMA ve daima şunu söyle; " Ben ALLAH'ın indirdiği bütün kitaplara inandım ve ARANIZDA ADALETLİ OLMAKLA EMROLUNDUM. Şüphesiz ALLAH bizim de RABB'imiz, sizin de RABB'inizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da size aittir. Öyleyse aramızda herhangi bir tartışmaya; düşmanlığa gerek yoktur. Nasıl olsa ALLAH hepimizi BİR ARAYA GETİRECEKTİR, çünkü dönüş yalnız O'nadır.
AHKAF suresi, ayet 13: " RABB'imiz ALLAH'tır " deyip DOSDOĞRU OLANLAR İÇİN hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
HADİD suresi, ayet 19: ALLAH'a ve Peygamberlerine inananlar, RABLERİ KATINDA DOSDOĞRU OLANLAR ( sıdıklar ) ve şehitler derecesindedirler. Onların ödülleri ve ışıkları vardır. İNKAR EDİP AYETLERİMİZİ YALANLAYANLAR
( ayetlerimize uymayanlar ) ise işte onlar da, cehennemliklerdir.
AL-İ İMRAN suresi, ayetler 76, 77: Hayır, gerçek öyle değil! Kim verdiği sözü yerine getirir ve emanete hıyanet etmekten sakınırsa bilsin ki, ALLAH böyle sorumlu, duyarlı ve bilinçli kimseleri sever. Verdikleri sözü ve yeminlerini basit bir dünya menfaatine değişenlerin ahirette hiçbir nasipleri yoktur. Kıyamet günü ALLAH ONLARLA KONUŞMAZ, YÜZLERİNE BİLE BAKMAZ, ONLARI ARINDIRMAZ, ONLAR İÇİN SADECE ACI BİR AZAB VARDIR.
İSRA suresi, ayet 46: ( Hakikati inkara şartlanmaları sebebiyle ) KUR'AN'ı anlamalarına engel olsun diye, onların kalplerine perdeler gerdik, kulaklarına ağırlıklar koyduk. Öyle ki, sen KUR'AN'ı okurken tek olan RABB'ini andıkça ARKALARINI DÖNÜP KAÇTILAR.
HADİS ( Ramuz-ul Ehadis 1402 nolu hadis ): Doğru olmak ( insanı ) iyiye götürür, iyilik ise Cennete götürür. Kişi doğru söylediği ( ve davrandığı ) müddetçe ALLAH katında
" Sıddık " olarak kaydedilir, yalan da insanı ( fısk-ü ) fücura iletir, ( fısk-ü ) fücur ise cehenneme götürür. Kişi yalan söylemekte devam eder durursa nihayet ALLAH KATINDA
( YALANCI ) OLARAK YAZILIR.
HAC suresi, ayet 38: Kuşkusuz ALLAH inananları savunur, kesinlikle ALLAH HİÇBİR HAİNİ VE NANKÖRÜ SEVMEZ.
AHZAB suresi, ayet 58: Mümin erkek ve kadınları yapmadıkları bir şeyle suçlayarak üzenler, doğrudan doğruya İFTİRA ETMİŞ ve BÜYÜK BİR GÜNAHA GİRMİŞLERDİR.
NUR suresi, ayet 24: Kıyamet günü onların DİLLERİ, ELLERİ ve AYAKLARI, dünyada iken yaptıkları kötü işler hakkında ALEYHLERİNE TANIKLIK EDECEKTİR.
KUR'AN MÜMİNE NUR, MÜNAFIĞA NAR OLACAKTIR.
( HADİS )
AHZAB suresi, ayet 36 : ALLAH ve RESUL'Ü BİR İŞE HÜKÜM VERDİĞİ ZAMAN; BİR KADIN ve ERKEĞE O İŞİ KENDİ İSTEKLERİNE GÖRE SEÇME HAKKI YOKTUR. HER KİM ALLAH ve RESULÜ'NE KARŞI GELİRSE BİR SAPIKLIĞA DÜŞMÜŞ OLUR.
CASİYE suresi, ayet 8 – LOKMAN suresi, ayet 7 : Ki ALLAH'ın ayetlerinin kendisine okunuşunu dinler, sonra böbürlenmiş olarak İNADINA DEVAM EDER. Sanki hiç duymamıştır onları. ARTIK ACIKLI BİR AZAPLA MUŞTULA BÖYLESİNİ.
MAİDE suresi, ayet 45 : ALLAH'ın indirdiği ile HÜKMETMEYENLER ZALİMLERİN TA KENDİLERİDİR.
A'RAF suresi, ayet 40 : AYETLERE UYMAYANLARA GÖKLERİN KAPILARI AÇILMAZ.
ZUHRUF suresi, ayetler 36, 37 : Kim Rahmanın zikrinden ( KUR'AN ) yüz çevirirse, ona bir şeytan salarız, o , onun yoldaşı olur. Şüphesiz onlar ( şeytanlar ) kendilerini yoldan çıkarırlar, fakat onlar hala DOĞRU YOLDA OLDUKLARINI ZANNEDERLER.
NAHL suresi,ayet 61: Şayet ALLAH insanları zulümleri ile cezalandırsaydı, yeryüzünde bir tek deprenen canlı bırakmazdı, fakat onları belirli bir sureye kadar erteler. Sure sonu geldiğinde ise ne bir an erteleyebilirler , ne de öne alabilirler.
ALLAH'ım onları ikaz eder ama onlar gene ALLAH'ımın YASAK ETTİĞİ ve LANETLEDİĞİ şeyleri yapmaya devam ederlerse, ALLAH niyetlerinin onları nereye götüreceğini göstermek için, olumsuzluklarını yapmalarına müsade eder, süre sonunda da onlara hak ettikleri cezayı verir.
HADİS: BİZ birşey yaptıracağımız vakit, kulun aklını alır, o işi yaptırırız; sonra aklını verir YANIŞA BIRAKIRIZ.
ALLAH'ım her yaratılmış olanın amacına uygun ( niyetine göre ) işlevini yapmasını bekleyip,
o işlevini tamamladıktan sonra sonuçlarını yaşatır. ALLAH'ın, zalimin zulmüne müsade etmesi, hem zalim hem mazlumun yönünden yaşanacak işlevin tam hakkıyla yaşanması ve daha sonra sonuçlarının oluşması içindir. Cezanın oluşması için, yapılanlar Melekler tarafından kaydedilir ve bunun sonucunda kişiye cezası verilir.
HADİS ( Gümüşhanevi 62 ): Bir kul günah işlemekte devam ettiği halde, dünya varlığından sevdiği şeyleri ( para, dünya malı, şöhret, makam, methedilmek ) ona, Cenabı HAKK'ın vermekte olduğunu görünce bil ki, bu şüphesiz ALLAH Teala tarafından o kul için bir istidraçtır. YANİ O KULU TEDRİCEN FELAKETE KAVUŞACAĞINA BİR ALAMETTİR.
HADİS ( Buhari ): Resulümüz buyurdular: Benim ve sizin benzeriniz, ateş yakan ve ateşine pervane ve çekirgeler düşmeye başlayınca onları men etmeye çalışan kimse gibidir. Ben sizi ateşe düşmekten kurtarmak için eteklerinizden, ayaklarınızdan yapışıyorum. SİZ İSE BENİM ELİMDEN KURTULMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ
İNCİL – YAKUP 1 suresi, ayet 13 : Ayartılan kişi, " TANRI beni ayartıyor " demesin. Çünkü TANRI kötülükle ayartılmadığı gibi, KENDİSİ de kimseyi ayartmaz.
YAKUP 1 suresi, ayet 14 : Herkes kendi arzularıyla sürüklenip aldanarak ayartılır.
Müslümanım demek değil, MÜSLÜMANCA YAŞAMAKTIR ÖNEMLİ OLAN. Müslümanca yaşamak ise KUR'AN'dan, ALLAH'IMIN EMİRLERİNİ ÖĞRENİP, RESULÜ'NÜN HALİYLE HALLENİP, AYNEN UYGULAMAKTIR. Ancak o zaman İNSAN OLMAYA BAŞLARIZ.
AL-İ İMRAN suresi, ayet 31 : De ki; " Eğer siz ALLAH'ı seviyorsanız, o zaman BANA ( RESULÜ'ne ) uyun.
Hz. MEVLANA : Hem elden, hem dilden güzel olan GÜL'Ü ( RESULÜ'nü ) KENDİNE ÖRNEK ALANDIR. GÜL'ü ( RESUL'ü ) BİLEN RABB'İNİ BİLİR, her aradığı yerde RABB'ini görür. O'nu bilmek için EMRİNE UYMAK GEREKİR. O'NU BULMAK İÇİN GÖNÜLDEN DOĞMAK GEREKİR.
Hz. ALİ : Her gününü onunla paylaşanlar, her alanda RESULÜ İLE SÖYLEŞENLER, elbet diledikleri halde olurlar, diledikleri meydanı bulurlar. Cümlenin niyazına ortak olalım, RABB'İMİN GERÇEK EMİRLERİNE HER BİRİMİZ UYALIM.
YUNUS ( Tam ve tekmil YUNUS emre divanı ): Hakikat bir denizdir. Şeriat onda gemi, ÇOKLAR GEMİDEN ÇIKIP DENİZE DALMADILAR. Çoklar geldi kapıya, şeriat tutmuş durur. İçeriye girüben ne varın bilmediler. Dört Kitabı şerh eden, hakikatte asiydur. Zira tevsir okuyup manasını bilmediler. Batın gözdür doğru gören, bu zahir yabandır. Her kim onun sünnetile farzını daim tutar, ne diyeyim ben, ona sorgu hisaptan beridir. Miskin Yunus BU SÖZÜ CAN İÇİNDE SÖYLEDİ, söyleyen de bihaber Tabduk emrikarıdır.
Hz.PEYGAMBERİMİZ ONSEKİZBİN ALEMİN MUSTAFASIDIR.
Candostlarım, şimdi de Resul'ümüzün, 4 Halifenin ve Velilerin doğruluk hakkında söylediklerini öğrenelim.
&- Yalan ile hayatını sürdüren, yaşantısını mümin kuldan saklar. Doğru yoldan gidenin, saklayacağı nesi var ? Doğru yol, baştan sona açık… Dürüst olan hayatını doğru yaşar; eğri yola girene, gönül yanar.
&- Yalanın yeri, yılanın deliğinde son bulur. ALLAH'ıma sığınan, asılmaya götürülse, yalana teveccüh etmez.
&- Ayağını doğru atan, korkmaz; ALLAH'ıma sığınan, şaşmaz.
&- SÖZÜNÜZÜ SAKINMAYIN, yanlış diye bakınmayın! Gaye; yolu bildirmek, haddini değil!
&- KUL ARPA EKTİ İSE BUĞDAY BEKLEMEMELİ.
&- Mertlikten doğan sertlik, namerdi korkutur.
&- İnsan, insanlığı ile övünmeli…İnsan, hatalarında doğruyu bulmalı!
&- Sözümüzde duralım! Sözümüzde duralım! Sözümüzde duralım.
&- O'nun VARLIĞI'nda eriyelim ve dosdoğru yolunda yürüyelim.
&- RABB'im doğruda olanı bilir, doğruda olanı görür…Öyle kulun eli RABB'in elidir, RABB'in dilidir, RABB'in gözüdür.
&- Doğruda olmayı bildik, doğruda kalmaya azmettik.
&- DOĞRUYA DÖNSELER, seni – beni silip RABB'imi ansalar; hep güzeli bulurlardı.
&- ALLAH'ım: DOĞRUDA OLAN her kulunun yanında – yardımındadır.
&- DOĞRUDAN AYRILMADIKÇA, DOĞRU YERDE DURDUKÇA: selamet kapıları açılır.
&- Önce kendine güveneceksin, sonra ÇEVRENE GÜVEN VERECEKSİN. En güvenilen insan; görüldüğünde, ALLAH'ı düşündüren insandır.
&- Her yaratılmışın elinde bir kalem vardır. O kalemle HEP DOĞRUYU YAZINIZ, DOĞRUYU SÖYLEYİNİZ, DOĞRU YOLDA YÜRÜYÜNÜZ. Asla emeğiniz boşa gitmez.
&- ALLAH'ımın, insandan beklediği yoldan geçilsin.
&- Eğilmeden – dağılmadan – boğulmadan doğruya yönelmeliyiz ki; gerçek ilmi'ni bulalım,
HAKK'ın gerçeğini bilelim.
&- Yolunuzu şaşırmayın, doğru yolu aşmayın.
&- Doğruluk bizde kalacak, DOĞRUYA GELMEYENLER KENDİLERİNİ SIRAT
KÖPRÜSÜNDE BULACAK…
HUD suresi, ayet 112: Ey Peygamber! Sen ve seninle birlikte inanıp ALLAH'a yönelenler, EMROLUNDUĞUNUZ GİBİ DOSDOĞRU OLUN. Sakın taşkınlık edip
DOĞRULUKTAN AYRILMAYIN. Çünkü ALLAH SİZİN YAPIP ETTİKLERİNİZİ GÖRMEKTEDİR.
Candostlarım! İnternet sayfamız www.franzinsayfasi.com da EDEP 1 ve EDEP 2 konularını DİKKATLİCE OKUYUNUZ. EDEP kapısını geçmeyene ALLAH'IM DİĞER KAPILARI AÇMAZ.
|