EN'AM SURESİNDEKİ UYARILAR.
AYET 3 : O ALLAH, göklerde ve yerde ibadete layık olan tek TANRI'dır. O, İÇİNİZDEKİ DÜŞÜNCE ve NİYETLERİNİZİ DE AÇIĞA VURDUKLARINIZI DA BİLİR. O İYİ VEYA KÖTÜ NE YAPACAĞINIZI DA BİLİR. AYET 4: Buna rağmen onlara, RAB'lerinin ayetlerinden ne zaman bir ayet gelse, İNANMAYIP YÜZ ÇEVİRİRLER. AYET 5: Şimdi de kendilerine hak ve hakikatlerle dolu Kitab gelmiştir. Bu kez de onu yalanlamakta, alaya almaktadırlar. Fakat onlar alaya aldıkları KUR'AN haberlerinin GERÇEK OLDUĞUNU İLERİDE GÖRECEKLERDİR. AYET 10: Ey Peygamber! Bil ki, senden önce gönderilen Peygamberlerle de alay edilmiş, fakat alay edenlerin hepsi cezalarını çekmişler, yok olup gitmişlerdir. AYET 11: Ey Peygamber! De ki: " Yeryüzünü gezip dolaşın, Peygamberleri yalanlayanların akibetlerinin ne olduğunu bir görün. AYET 12: Ey Peygamber! Göklerde ve yerde olanlar kimindir? Diye inkarcılara sor ve onlara de ki: Hepsi ALLAH'ındır. O ALLAH, yarattıklarını sevmeyi, onlara karşı şefkatli ve merhametli olmayı Kendine bir sıfat, bir ilke edinmiştir. Andolsun ki, O geleceğinde hiç şüphe bulunmayan kıyamet günü, HESAP SORMAK ÜZERE SİZİ BİR ARAYA TOPLAYACAKTIR. Fakat küfre batarak kendilerini zarar ve ziyana uğratanlar var ya, işte onlar asla inanmazlar. AYET 12: Oysa gecenin karanlığında, gündüzün aydınlığında yaşayanlar ve evrende olup biten her şey O'nun bilgisi dahilindedir. AYET 20:
Kendilerine Kitab verdiğimiz kimseler, KUR'AN'IN HAK BİR KİTAB OLDUĞUNU, kendi çocuklarını bildikleri gibi bilirler. Fakat ( küfre batmak suretiyle ) kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar buna asla inanmazlar. AYET 21: ( Söyler misiniz? ) UYDURDUĞU YALANLARI ALLAH'a isnad eden İFTİRACIDAN veya O'nun ayetlerini YALANLAYANDAN daha zalim kimse ola bilir mi? Bilin ki, böyle zalimler asla emellerine ulaşamayacaklardır. AYET 27: Ey Peygamber! Sen onların, cehennemin önüne getirilip orada bekletildikleri sırada,” Keşke dünyaya geri döndürülsek de RABB'imizin ayetlerini YALANLAMASAK, biz de İNANANLARDAN OLSAK " DEYİŞLERİNİ BİR GÖRSEN ! AYET 28: Hayır! Böyle dediklerine bakmayın! Onlar, dünyada iken kabul etmedikleri hakikatler şimdi KARŞILARINA ÇIKTIĞI İÇİN öyle söylüyorlar . Oysa onlar dünyaya geri gönderilseler, yasaklanan şeyleri yine yaparlardı. Çünkü ONLAR YALANCILARIN TA KENDİLERİDİR. AYET 31: HESAP VERMEK ÜZERE BİR GÜN ALLAH'IN HUZURUNA ÇIKARILACAKLARI GERÇEĞİNİ İNKAR EDENLER, kesinlikle hüsrana uğramışlardır. Onlar, kıyamet ansızın gelip çatınca,” Ahireti inkar ettiğimiz ve ona dünyada iken gerektiği şekilde hazırlık yapmadığımız için bize eyvahlar olsun " diye feryad ederler. Günahlarını sırtlarında ağır bir yük olarak taşırlar. Ne kötü bir yük taşıyorlar değil mi? AYET 33: Ey Peygamber! Biliyoruz ki, inkarcıların söyledikleri sözler seni üzmektedir. Hiç üzülme. Çünkü onların yalanladıkları sen değilsin. Onlar ALLAH'ın AYETLERİNİ YALANLAYIP İNKAR EDİYORLAR.
AYET 36: Şunu unutma ki, senin davetini, ONA YÜREKTEN KULAK VERENLER KABUL EDER. Ruhları, kalpleri ölmüş müşrikleri ALLAH bir gün diriltecek, sonra da onlar HESAP VERMEK ÜZERE O'NUN HUZURUNA ÇIKARILACAKLARDIR.
AYET 39: Buna rağmen kudretimizi gösteren bütün bu delilleri YALANLAYANLAR, karanlıklara gömülmüş sağır ve dilsiz kimselerdir. ALLAH dilediğini ( dalalette kalmak isteyeni ) DALALETTE BIRAKIR. Dilediğini ( hidayet yolunu tercih edeni ) de DOĞRU YOLA ULAŞTIRIR. AYET 43: Fakat onlar, başlarına gelen felaketten sonra bile BİZE yalvarıp yakarmadılar. Ne yazık ki, ONLARIN KALPLERİ KASKATI KESİLMİŞ, ŞEYTAN DA YAPTIKLARI İŞLERİ KENDİLERİNE GÜZEL GÖSTERMİŞTİ.
AYET 44: Onlar, kendilerine verilen ÖĞÜTLERİ, yapılan UYARILARI unutunca, onlara
( DENEMEK İÇİN ) HER TÜRLÜ NİMETİ BOL BOL VERDİK. Sonunda kendilerine verilen bu nimetlerle şımardılar. BİZ DE ONLARI BEKLEMEDİKLERİ BİR ANDA
ÖYLE BİR YAKALADIK Kİ, BÜTÜN HAYALLERİ, ÜMİTLERİ BOŞA ÇIKTI.
AYET 45: Ve sonunda bu zalimler silinip gittiler. ( Böyle zalimlerin kökünü kurutan ) alemlerin RABB'i ALLAH'a hamd olsun. AYET 46: Ey Peygamber! De ki:” Söyleyin bakalım, ALLAH sizin KULAKLARINIZI SAĞIR, GÖZLERİNİZİ KÖR ETSE ve
KALPLERİNİZİ DE MÜHÜRLESE ( duygusuz ve bilinçsiz bir hale getirse ), onları size ALLAH'tan başka hangi TANRI geri verebilir? BİZ kudretimizi gösteren delillerimizi çeşitli şekillerde bakın nasıl açıklıyoruz. Buna rağmen onlar YİNE DE YÜZ ÇEVİRİYORLAR. AYET 47: Yine de ki:” Söyleyin bakalım, ALLAH'IN AZABI SİZE ANSIZIN VEYA GÖZ GÖRE GÖRE GELSE, zalimler güruhundan başkası mı helak olacak sanıyorsunuz? AYET 48: BİZ Peygamberleri sadece müjdeleyici ve uyarıcı olarak göndeririz. O halde kim iman eder, DURUMUNU DÜZELTİRSE, onlar için bir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir. AYET 49: AYETLERİMİZİ YALANLAYANLAR ise, DOĞRU YOLDAN AYRILDIKLARI İÇİN AZABIMIZA ÇARPILACAKLARDIR.
AYET 51 : Ey Peygamber! Mahşer günü, RAB'lerinin huzurunda toplanıp hesap verme korkusu taşıyanları, ALLAH'IN EMİR ve YASAKLARI KONUSUNDA DUYARLI ve BİLİNÇLİ OLMALARI İÇİN O VAHİYLE UYAR. Çünkü o gün onların, ALLAH'tan başka ne bir dostu, ne de O'nun azabından kurtaracak bir şefaatçisi olacaktır.
AYET 55: İşte BİZ, ayetlerimizi böylece açıklıyoruz ki, GÜNAHKARLARIN TUTTUKLARI YOL İYİCE ORTAYA ÇIKSIN. AYET 61: Ve yine O'dur kulları üzerinde yegane hüküm sahibi olan! O size koruyucu melekler gönderir. Nihayet BİRİNİZİN ÖLME ZAMANI GELİNCE, ÖLÜM MELEKLERİMİZ ONUN CANINI ZAMANINDA ve YANLIŞLIK YAPMADAN ALIRLAR. AYET: 62: Sonra da onlar, gerçek Mevlaları olan ALLAH'a döndürüleceklerdir. İyi bilin ki, mutlak hüküm sahibi yalnız O'dur. O, kullarının hesabını en hızlı şekilde görür. AYET 66: Ey Peygamber! ( Bütün bunlar ortada iken ) senin kavmin, O AZABI YALANLIYOR. OYSA O AZAB MUTLAKA GELECEKTİR. Sen onlara de ki:” Ben, o azaba karşı size kefil olacak değilim.” AYET 67: " UNUTMAYIN Kİ, ALLAH'IN BİLDİRDİĞİ HER HABERİN GERÇEKLEŞECEĞİ BİR ZAMANI VARDIR. İleride her biri gerçekleştiğinde, SİZ DE BUNLARI GÖRECEKSİNİZ. AYET 70: Ey Peygamber! Dünya hayatının zevk ve sefasına aldananlara ve davet edildikleri dinlerini oyun ve eğlence haline getirenlerin yalanlamalarına ve seninle alay etmelerine aldırma. Sen onları KUR'AN ile uyarmaya devam et ve de ki:” Bir kimse işlediği günahlar yüzünden azabın pençesine düşmeye görsün. O zaman onun ALLAH'tan başka ne bir dostu, ne de bir şefaatçisi olur. Fidye olarak ne verirse versin, hiçbiri kabul edilmez.” Evet, işte onlar işledikleri günahlar yüzünden azabın pençesine düşen kimselerdir. Onlar için, kaynar su ve acı bir azab vardır. Çünkü onlar küfürde direnmişler, nankörlük etmişlerdir. AYET 82: Yürekten inanmış ve imanlarına şirk bulaştırmamış olanlar var ya, güvende olmak işte onların hakkıdır. Çünkü onlar doğru yolu bulmuşlardır. AYET 83: İşte bu, BİZİM İbrahim'e, ALLAH'ın varlığını ve birliğini halkına anlatmak üzere verdiğimiz bir hüccet; bir muhakeme tarzı ve ispat yoludur. BİZ dilediğimiz kimseye ( ilim ve hikmette ) işte böyle yüksek dereceler veririz. Ey Peygamber! Senin RABB'in HAKİM'dir; yaptığı her işte bir hikmet vardır, ALİM'dir; kimin yüksek derecelere layık olduğunu iyi bilir. AYET 84: BİZ İbrahim'e İshak'ı ve ( daha sonra torunu ) Yakub'u bahşettik, bunların her birine, daha önce Nuh'a da vermiş olduğumuz peygamberliği verdik. Onun soyundan gelmiş olan Davud, Süleyman, Eyyub, Yusuf, Musa ve Harun'a da peygamberlik lutfettik. BİZ görevlerini layıkıyla ve en güzel şekilde yerine getirenleri işte böyle ödüllendiririz. AYET 85: Zekeriya, Yahya, İsa ve İlyas'a da peygamberlik verdik. BUNLAR HEPSİ İYİ ve GÜZEL İNSANLARDI. AYET 86: İsmail, Elyes'a, Yunus ve LUT'a da peygamberlik lutfettik. Böylece bunların hepsini, diğer insanlardan üstün kıldık.
AYET 87: Onların atalarından, soylarından ve kardeşlerinden bazılarını da ( diğer insanlardan ) üstün kılmıştık; onları da peygamber olarak seçmiş ve doğru yolda sabit kılmıştık. AYET 88: Bu doğru yol ALLAH'ın yoludur ve ALLAH kullarından dilediğini
( hidayet yolunu tercih edeni ) o yola iletir. Eğer ( anılan bu iyi kimseler ) ALLAH'a ortak koşmuş olsalardı, yaptıkları bütün işler boşa gitmiş olurdu. AYET 89: Onlar kendilerine kitab, doğru hüküm verme yeteneği ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi müşrikler, aynı şekilde sana da lutfettiğimiz kitab, hüküm ve peygamberliği inkar ederlerse bilsinler ki, BİZ bunları koruma görevini, onları inkar etmeyen başka bir topluluğa emanet ederiz.
AYET 90: İşte ( yukarıda sözü edilen ) o iyi insanlar, ALLAH'ın hidayet ettiği kimselerdir. Ey Peygamber! Sen de onların yolundan git. Ve ( onların kavimlerine söylediği gibi ) sen de onlara de ki:” Ben, yaptığım bu işten dolayı sizden herhangi bir ücret istemiyorum. Bu KUR'AN bütün insanlık için bir öğüttür, bir şeref kaynağıdır. AYET 92: İşte bu KUR'AN'da, kendinden önceki kitapları TASDİK EDEN, Mekke halkını ve çevresindeki insanları UYARMAN İÇİN BİZİM indirdiğimiz kutlu, bereket kaynağı bir kitaptır. Ahirete inananlar bu kitaba da inanırlar ve namazlarına devam ederler. AYET 94:
( Nihayet kıyamet günü ALLAH şöyle diyecektir: ) " Andolsun ki, sizi ilk olarak nasıl yarattıysak öylece tek tek huzuruma geldiniz, verdiğimiz malı mülkü de arkanızda bıraktınız. Size şefaatçi olacağını sandığınız ortaklarınızı da yanınızda görmüyorsunuz. Artık onlarla bir bağınız kalmamış, yardım edeceğini zannettiğiniz şeyler de sizi terk etmiş! " AYET 104:
RABB'inizden size deliller; İDRAK, SEZGİ ve KALP GÖZÜ gibi yetenekler verilmiştir. Kim bu DELİLLERLE HAKİKATİ GÖRÜR ve İMAN EDERSE, kendi lehine bir iş yapmış olur. Kim de HAKİKATE GÖZLERİNİ KAPATIRSA, zararı kendisinedir. Ey Peygamber! Onlara de ki:” Ben ( zorla inandırmak için ) sizin başınıza dikilmiş bir bekçi değilim.” AYET 105: İşte BİZ ayetlerimizi çeşitli şekillerde anlatıyoruz. Varsın inanmayanlar,” Sen bu sözleri birilerinden öğrenmişsin " desinler. Oysa BİZ AYETLERİMİZİ BİLİP ANLAYAN BİR TOPLULUK İÇİN AÇIKLIYORUZ. ( ahmaklar için değil! ). AYET 106: O halde sen RABB'in tarafından sana vahyolunanlara UY. Bil ki, O'ndan başka TANRI yoktur. Sen o müşriklerin eza ve cefalarına aldırma. AYET 107: ( Ey Peygamber! Sen üzülme! ) Eğer ALLAH dileseydi onlar şirk koşmazlardı. BİZ seni onların başına ( zorla inandırmak için ) bekçi dikmedik. Sen onların vekili, yaptıklarının sorumlusu değilsin. AYET 112: Bu böyledir. BİZ ( inkarcıları sana düşman yaptığımız gibi ) İNSAN ve CİN ŞEYTANLARINI, her peygambere düşman yaptık. BUNLAR İNSANLARI ALDATMAK İÇİN YALDIZLI SÖZLER FISILDAR, TELKİNLERDE BULUNURLAR. Eğer RABB'in isteseydi onlar bunu yapamazlardı. Bu durumda Ey Peygamber! O inkarcıları yalan ve iftiraları ile baş başa bırak.
AYET 113: Bu şeytanların amacı, ahirete inanmayanların gönüllerinin kendilerine yönelmesini, böylece o yaldızlı sözlerden hoşnut olmalarını ve işledikleri günahlara devam etmelerini sağlamaktır. AYET 117: Hiç şüphe yok ki, RABB'İN KENDİ YOLUNDAN SAPANLARI PEK İYİ BİLİR. O, DOĞRU YOLDA OLANLARI DA ÇOK İYİ BİLİR. AYET 120: Ey müminler! Açık ve gizli günahları işlemekten uzak durun. Çünkü günah işleyenler, yaptıkları bu kötü işlerden dolayı MUTLAKA CEZALANDIRILACAKLARDIR. AYET 122: ( Ruhen ) ölü iken imanla dirilttiğimiz ve insanlar arasında DOĞRU YOLU BULUP YÜRÜMESİ İÇİN ışık verdiğimiz kişi ile karanlıklarda yürüyen ve aydınlığa çıkamayan kimsenin durumu hiçbir olur mu? Fakat gel gör ki, KAFİRLERE YAPTIKLARI İŞLER GÜZEL GÖSTERİLMİŞTİR. AYET 123: İşte BİZ ( Mekke'de olduğu gibi ) her beldede günahkarlara da iktidar olma fırsatı tanırız. Sonuçta onlar ( bu fırsatı kötüye kullanarak kendi amelleri uğruna ) orada türlü türlü hilekarlık yaparlar, tuzaklar kurarlar. Aslında onlar sadece kendilerine tuzak kurmaktadırlar, fakat bunun farkında değildirler ( kazdıkları kuyuya kendileri düşmektedirler )
AYET 126: İşte RABB'inin gösterdiği doğru yol budur. BİZ AYETLERİMİZİ AÇIK BİR ŞEKİLDE ANLATIYORUZ; fakat bunu anlayacak olanlar, DÜŞÜNÜP İBRET ALMAK İSTEYEN KİMSELERDİR
AYET 127 : Bu yoldan ayrılmayanlar için RAB'leri katında barış ve esenlik yurdu
( cennet ) vardır. Yaptıkları güzel işler sebebiyle ALLAH onların dostu ve yardımcısıdır.
AYET 128: ALLAH, kıyamet günü herkesi bir araya toplayıp diyecek ki:” Ey şeytanlar topluluğu! Siz dünyada birçok insanı yoldan çıkardınız ve peşinizden sürüklediniz.” Bunun üzerine onların insanlar arasındaki dostları şöyle diyeceklerdir: " RABB'imiz! BİZ dünyada iken birbirimizden yararlandık, sonunda da SENİN bize tayin ettiğin güne geldik ( şimdi huzurundayız, yanlış yaptığımızın bilincindeyiz ).” ALLAH ise şöyle söyleyecek: Artık çok geç! Bundan böyle yeriniz yurdunuz ateştir. Orada asırlarca kalacaksınız, ALLAH'ın sizin hakkınızda dileyip takdir ettiği şey işte budur. ALLAH HAKİM'dir; her şeyde hüküm sahibi O'dur, ALİM'dir; kullarından kimlerin nasıl bir karşılığı hak ettiğini iyi bilir.
AYET 129: İşte ( şeytanların bir kısım insanları saptırmasında olduğu gibi ) BİZ, zalimleri yaptıkları kötü işlerde, BİRBİRLERİNİ AYARTMADA BÖYLE DOST YAPARIZ.
AYET 130: ( ALLAH o gün onlara şöyle seslenecek ):” Ey kafir cinler ve ey kafir insanlar! Size içinizden, ayetlerimi anlatan ve karşılaşacağınız böyle bir günle sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? Onlar da,” ( evet, geldiler ve bize her şeyi anlattılar, suçumuzu biliyoruz ) şimdi biz, kendi aleyhimize tanıklık ediyoruz " diyecekler. ESASEN ONLARI ALDATAN DÜNYA HAYATI OLMUŞTUR. O gün, kafir olduklarına böylece kendileri de tanıklık etmiş olacaklardır. AYET 132: Her insanın yaptığı işe göre bir derecesi vardır ve iyi bilin ki, RABB'İN HİÇ KİMSENİN YAPTIĞINDAN HABERSİZ DEĞİLDİR.
AYET 134: Unutmayın ki, SİZE VADOLUNAN HESAP GÜNÜ MUTLAKA GELECEKTİR ve siz asla ona ENGEL OLAMAYACAKSINIZ. AYET 135: Ey Peygamber! De ki:” Ey ( inanmayan ) kavmim! Elinizden ne geliyorsa yapın. BEN de bana düşeni yapmaya devam edeceğim. Dünyada ÜSTÜNLÜK ve ŞEREFİN, ahirette ise cennetin kimin olacağını sonunda anlayacaksınız. Şüphe yok ki, zalimler asla kurtuluşa eremezler. AYET 147: Ey Peygamber! Buna rağmen eğer seni yalanlarlarsa onlara şöyle de:” RABB'iniz sonsuz rahmet sahibidir ( sizi hemen cezalandırmaz ). Fakat O'nun günahkar bir topluma vereceği cezayı engellemenin de imkanı yoktur. AYET 148: Şirke direnenler diyecekler ki:” Eğer ALLAH dilemiş olsaydı biz de, atalarımız da O'na ortaklar koşmaz, kendi kendimize hiçbir şeyi de haram kılmazdık.” Onlardan öncekiler de Peygamberleri işte böyle yalanlamışlardı ve sonunda da azabımızı tatmışlardı. Ey Peygamber! Sen onlara şunu söyle:” Eğer ( bu saçma görüşlerinize dair ) kesin bir bilginiz varsa getirin, gösterin bize. Oysa siz bilginin değil, hayal mahsulü temelsiz şeylerin peşinden gidiyor ve hep yalanlar uyduruyorsunuz.” AYET 149: De ki:” Hakikatleri ispatlamak için en sağlam delil, ALLAH'ın delilidir. Eğer O dileseydi hepinizi ( zorla ) hidayete erdirirdi. AYET 153: Biliniz ki, Benim dosdoğru yolum işte budur, size bu yoldan yürümek düşer. Sizi bu yoldan ayıracak başka yollara sapmayın. ALLAH, EMİR ve YASAKLARI SORUMLU, DUYARLI, BİLİNÇLİ DAVRANMANIZ İÇİN işte size bunları bildirmektedir. AYET 155: Bu indirdiğimiz KUR'AN da KUTLU, YÜCE bir Kitaptır. ARTIK ONA UYUN. ALLAH'ın rahmet ve şefkatine erişebilmeniz için O'NUN EMİR ve YASAKLARI KONUSUNDA SORUMLULUK SAHİBİ, DUYARLI ve BİLİNÇLİ OLUN.
|