HİÇ KİMSE BİR BAŞKASININ GÜNAHINI YÜKLENMEZ. HERKES KENDİ YAPTIKLARININ KARŞILIĞINI ÖDER. 6.9.2022 Koruyan ve Bağışlayan ALLAH'ın ADIYLA ! RA'D 40: Sana
düşen tebliğ etmek, BİZE düşen hesap sormaktır.
A'RAF 176: Sen yine de onlara
DÜŞÜNÜP İBRET ALMALARI İÇİN bütün
kıssaları anlatmaya devam et. MAİDE
44: Doğruyu söylemekten korkmayın. EN'AM 126-127: İşte RABB'inin gösterdiği doğru yol budur. BİZ âyetlerimizi açık
bir şekilde anlatıyoruz: fakat bunu anlayacak olanlar, DÜŞÜNÜP İBRET ALMAK İSTEYEN KİMSELERDİR. Bu yoldan ayrılmayanlar için RAB'leri
katında barış ve esenlik yurdu vardır. Yaptıkları güzel işler sebebiyle ALLAH ONLARIN DOSTU ve YARDIMCISIDIR. FATIR 18: HİÇ
KİMSE BAŞKASININ GÜNAHINI YÜKLENMEZ. Günahla yüklü biri, yükünü taşımak üzere yardım için en yakınını
bile çağırsa, onun yükünden hiçbir şey eksilmez. Ya MUHAMMED! Sen yalnızca,
görünmediği halde RAB'lerinin azabından çekinenleri ve salâtı uygulamayı devam
ettirenleri uyarabilirsin. İşte bu şekilde her kim ALLAH'IN BUYRUKLARINA UYARAK KENDİSİNİ OLUMLU YÖNDEN GELİŞTİRİRSE, ancak
kendi nefsini geliştirmiş olacaktır. Ve herkes önünde sonunda hesap için
ALLAH'ın huzurunda toplanmak üzere dönecektir. NECM
38,39,40,41,42: HİÇ KİMSE BAŞKASININ GÜNAHINI YÜKLENMEZ. İnsan için, kendi
emeğinin karşılığından başka bir şey yoktur. Ve kişinin emeği ileride mutlaka
önüne konulacaktır. Sonra da emeğinin karşılığı kendisine tam olarak
verilecektir. Bil ki, dönüş RABB'inedir. İSRA
13,14,15: BİZ insanın kendi eliyle yaptığı iyi-kötü bütün işlerini boynuna
( bir halka gibi ) asarız. Kıyamet günü ise onun bütün amellerini bir Kitab
olarak önüne koyarız. O da bu Kitabı açılmış durumda bulur. Ona, " Şimdi Kitabını oku bakalım,
bugün hesabını kendi kendine göreceksin " denir. Şu bilinmelidir ki, kim doğru
yoldan yürümüşse kendisi için yürümüştür. Kim de doğru yoldan ayrılmışsa zararı
kendisinedir. Hiçbir günahkâr bir başkasının günahını yüklenmez ve BİZ
Peygamber göndermedikçe ( hiçbir topluma ) azab etmeyiz. EN'AM
164: Herkesin yaptığı kendisine aittir. Hiçbir günahkâr, bir başkasının
günahını yüklenmez. Sonunda hesap vermek üzere döneceğiniz yer RABB'inizin
huzurudur. O size anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri bir bir haber verecektir. ZÜMER
7: Unutmayın ki, HİÇBİR KİMSE
BAŞKASININ GÜNAHINI YÜKLENMEZ. Sonunda hepinizin varacağı yer RABB'inizin
huzurudur. İşte o zaman O, yapıp ettiklerinizi size bir bir haber verecektir.
Şüphesiz ALLAH kalplerde gizlenen düşünce ve niyetleri çok iyi bilir. ŞU'ARÂ
215,216: SANA UYAN müminlere de kol kanat ger. Bu akrabalarından sana karşı
gelenler olursa,”ben sizin yaptıklarınızdan uzağım " de. Her beşer suretli, İNSAN OLAMAZ. Herbir kimse EHL-İ İRFAN OLAMAZ. Kırk yerden
yarılmış kıl olmayınca. A'RAF
102: Esasen BİZ, ÇOĞUNUN EZELDE
VERDİKLERİ SÖZDE durduklarını, yaratılış amaçlarına uygun hareket
ettiklerini görmedik. Gördüğümüz, SADECE
ÇOĞUNUN YOLDAN ÇIKMIŞ, SÖZLERİNDEN DÖNMÜŞ OLDUKLARIDIR. A'RAF 174,180: İşte ( yaratılış özelliğine
aykırı hareket edenlerin ) özlerine, tevhid inancına dönmeleri için âyetlerimizi böylece ayrıntılı
olarak açıklıyoruz. Ey Peygamber! Onlara, kendisine anlatılan âyetlerimizden
yüz çevirip şeytana uyan ve böylece azgınlaşan kimsenin haberini anlat. Eğer
BİZ isteseydik âyetlerimiz vesilesiyle ( onun inanmasını sağlar ve böylece )
ona üstün bir konum verirdik. Fakat o ( hiç ölmeyeceğini zannederek ) dünyaya
dört elle sarıldı, boş arzu ve heveslerine uydu. Böyle kimse köpeğe benzer. Köpek,
üzerine yürüyüp kovalasan da, kendi haline bıraksan da dilini çıkarır, solur.
İşte âyetlerimizi yalanlayan toplumların bu tür kıssaları anlatmaya devam et.
Âyetlerimizi yalanlayan ve böylece kendilerine zulmeden kimselerin hali ne kötü
bir örnektir! ALLAH'ın hidayete erdirdiği kimse doğru yola ulaşmıştır.
Dalâlette bıraktığı kimseler de hüsrâna uğramışlardır. BİZİM yarattığımız insan
ve cinlerin birçoğu ( yaratılış amaçlarına
uygun davranmadıkları için ) cehennemliktirler. Onların akılları var, GERÇEĞİ KAVRAMAZLAR. GÖZLERİ VAR, GERÇEĞİ GÖRMEZLER: Kulakları var, GERÇEĞİ DUYMAZLAR. Onlar hayvanlar
gibidirler, hatta onlardan daha şaşkın, daha aşağıdırlar. İşte onlar gâfillerin
ta kendileridirler. Bilin ki, en güzel isimler ALLAH'a aittir. O halde ( ey
müminler ) O'na bu isimlerle dua edin. O'nun isimlerini, Zatına lâyık olmayacak
şekilde telaffuz edenleri terk edin. Onlar yaptıklarının cezasını görecekler. A'RAF
186: ( Dalâleti tercih ettiği için )ALLAH'ın saptırdığı kimseye doğru yolu
gösterecek biri yoktur. ALLAH, onları ne yaptıklarını bilmez bir halde
azgınlıklarıyla baş başa bırakır. FATIR
5,6,7,8: Ey insanlar! Hiç şüpheniz olmasın ki, ALLAH'ın sizi hesaba çekmek
üzere toplanacağınız mahşer günü için VERDİĞİNİZ SÖZ, mutlaka
gerçekleşecektir.Bu nedenle de, dünya yaşamını ve aldatıcı imkânları sizi
aldatmasın ve şeytanın sizi ALLAH adına aldatmalarına sakın kanmayın. Şüpheniz
olmasın ki şeytan, kandırıp ona uyanları, sadece cehennem halkı olmaya
yönlendirir. ( Dünyaya gönderilmeden önce, bezm-i ezelde ALLAH ile insanın
yaptığı anlaşmada; şeytana uymayacağı ve düşman olarak kabul edeceği sözünün de
alındığı, ayrıca YASİN 60, TAHA 17, ZUHRUF 62, KEHF 50,BAKARA 208 nci ayetlerde
de belirtilmiştir. MAİDE 1; Ey iman edenler!
Yaptığınız antlaşmalara; ALLAH'a ve İNSANLARA VERDİĞİNİZ SÖZLERE SADIK KALIN. )
Bu şekilde şeytanın vesveselerine kanıp ALLAH'a şirk koşup, bildirdiklerini
inkâr da ederek küfre sapanlar, oldukça şiddetli bir azaba uğrayacaklardır.
Buna karşılık ALLAH'ın tek ilah olduğuna iman eden ve Salih/olumlu ameller
gerçekleştirenler ise, bağışlanma ve büyük bir ödül hak edeceklerdir. Yaptığı
kötü işler kendisine cazip gösterilip de, onu güzel gören kimse ile cazip de
olsa, kötü işleri çirkin görüp uymayan kimse bir olur mu? ALLAH, razı
olmayacağı yanlış yolu/dalaleti seçeni yanlış yola, doğru yola/hidayete
yöneleni ise doğru sona ulaştırır. Dolayısıyla, yanlış yolda olanların
davranışları nedeniyle sakın üzülme ve nefsine zulmetme. Çünkü ALLAH, onların
yaptıklarını çok iyi bilir. Siz RABB'inize VERDİĞİNİZ SÖZE SADIK
OLDUĞUNUZ SÜRECE, O'da size yardımcı olacak ve o söze sadık kalacak. ALAK
1: Ey Peygamber! Seni yaratan RABB'inin ADI'yla OKU. Evet, OKU! RABB'in
büyük lütuf sahibidir. Bilmediklerini öğretti. RAHMAN
2,3,4: Önce KUR'AN'ı öğretti. Sonra insanı yarattı. Ona düşünmeyi ve
düşüncesini ifade etmeyi öğretti. ALAK suresindeki ilk inen ayette
RESULÜMÜZE OKU deniyor, peki bu ayetten önce ayet inmedi ki okusun. RAHMAN
suresinde " önce KUR'AN'ı öğretti, sonra insanı yarattı diyor. Öyleyse Bezmi
Ezelde Ruhlar bedenlenmeden önce KUR'AN zerrelerimize yüklendi, ALLAH'a dünyada
yapacağımıza dair bazı sözler verdik ve öyle dünyaya gönderildik. İlk OKU emri,
SENDE OLAN KUR'AN'ı OKU, KENDİNİ BİL demektir. İkinci OKU emri, kainatı
ARAŞTIR, İNCELE ve DÜNYAYA NİYE
GÖNDERİLDİĞİNİ, NELER YAPMAN GEREKTİĞİNİ BUL. YARATAN " OL " DEDİ, çamurda ELİ'ni
kardı. Sanılmasın toprak ile suyun karımı!... ALLAH'ımın NUR'u ile ZATI ile
SIFATI.
KULLUĞUNU BİLMEN İÇİN;
BEDENİNİ GÖRMEN, ONU ÖĞRENMEN GEREKİR. ALLAH'ımdan niyazımız: Kendimizde olanı
kendimize buldursun, hangi düzende kalacağımızı bildirsin. Kendini bilmeye, bulmaya mecbursun!
O'ndan geldin, O'na döneceksin; öyle ise, sen olanı bileceksin! Bilmezsen, O'na
ne yüzle döneceksin? Bilmeyene yardımcı olalım! YARATAN, bilene değil UYANA
VERİR. ALLAH'ım, KUR'AN ile; olacağı
vermiştir, olmayacağı vermiştir. Niyetin diyetini beden dünyada öder, Ruhun
diyeti öteye kalır. Gerçeği; düşünerek bulamazsan,
okuyarak ara! Okuyarak bulamazsan, gezerek ara! Ya akıl ile, ya fikir ile,
yahut da göz ile bulunur. VARLIK, VARLIK'tan ayrılmaz! VARLIĞA
katılan, VARLIK'tan çözülmez! Onun için, ölen kişi tekrar-tekrar bedenlenip
dünyaya gelmez. Hakikati bulan, tekrar hayâle döner mi? Ruhun bedenden
ayrılışı, akımın ötesine geçişidir. Verilen akıma, Ruh bedensiz dayanamaz!
Kulun dünyaya gelişi; CELEL-CEMAL VASFI'ın ile hemhâl oluşudur, onu beden ile
alışıdır. ŞUARA
102: Ne olurdu, bir kere daha dünyaya dönseydik ve müminlerden olsaydık
derler.ZÜMER
58 : Ve yahud azabı gördüğü zaman : " Bana (
dünyaya ) bir geri dönmek olsaydı da güzel amel işleyenlerden olaydım” demesi
vardır.YASİN 31 : Onlar gömediler mi ki,kendilerinden
evvel ne kadar nesiller helak etmişiz : onlar hiç onlara gelmiyorlar. BAKARA 167 : Eğer tekrar dünyaya
dönseydik,şimdi onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan
uzaklaşsak....denir.Onlar,cehennemden çıkmayacaklardır. Kulun bir gayesi olmalı, dünyada öyle
yaşamalı! ALLAH'ımın İZNİ ile geldim, çağırıldığım an şüphesiz varmalıyım,
şüphesiz varmak için yolumda gitmeliyim, yolumda gitmem için DOĞRUYU BİLMELİYİM! ALLAH'IMA SIĞINDIM,
KULDAN KORKMADIM. Kula sert bakmam, bakmasını istemezsem. Gönlüne yatmayan, doğruluktan
uzaktır! Gönlüne yatmayandan UZAK DUR,
yolunu çevir. Gönlünden yatmayana el uzatmak haksızlıktır. Olaylar sana değil, sen olaylarda
kendine yön vereceksin, öylece düzeni bulacaksın. Düzen senden hizmet bekliyor ise,
gücünü esirgemediğin müddetçe asla yardımsız kalmazsın! ALLAH'ım, hizmetine
karşılık himmetini esirgemez. RABB'im düzeni bilir, BİLENE güzeli
gösterir. DÜZENE UYMAYANI düzeltir. EN'AM
113: Bu şeytanların amacı, ahirete inanmayanların gönüllerinin kendilerine yönelmesini, böylece o yıldızlı
sözlerden hoşnut olmalarını ve işledikleri günahlara devam etmelerini
sağlamaktır. Kuvvet, ALLAH'ıma dayanandadır, hak
yiyende değil! Mert olana sert olma, sırtına yük vurdurma! Ne sertliğe boyun
eğ, ne mertliğe göğüs ger! Serte göğüs ger ki, korkak demesin, kement atmasın;
mert olana boyun eğ ki, adaleti tanıdığını bilsin. Yalanla hayatını sürdüren,
yaşantısını mümin kuldan saklar. Doğru yoldan gidenin, saklayacak nesi var.
Doğru yol, baştan-sona açık… ALLAH'ıma sığınan, asılmaya götürülse yalana
teveccüh etmez! Ayağını doğru atan, korkmaz; ALLAH'ıma sığınan, şaşmaz! Kul,
arpa ekti ise buğday beklememeli. Aklın olduğu, mantığın çizdiği yerde;
hata, sadece kendine verir. Çünkü, akıl-mantığı doğruya götürür. Doğru: KULA,
KİMSEYE ZARAR VERMEMEYİ ÖĞRETİR.
" hay " DİYELİM, SAYMAYI ÖNCE
KENDİMİZE ÖDEYELİM. Kendi-kendini saymayan, çoklukta güzele uymayandır. KENDİNDEKİ RABB'İ KİMSEYE KULLANDIRME.
|