Franz ın Sayfası

Seni sevgisinden YARATAN,
senin dışında olan her şeyi de sevgisinden yarattığını unutma.
Yarattığını sevdiğin kadar ALLAH'ı sevmiş olursun.
ÖNSÖZ
ALLAHIMIN İSİMLERİ 1
ALLAHIMIN İSİMLERİ 2
AŞK
RAMAZAN FIRSATI
ALLAHIMIN İSİMLERİ 3
ALLAHIMIN İSİMLERİ 4
AHİRET ve ORADAKİ YAŞANTIMIZ
ADALET
ALLAH ve Peygamberler kimleri korur.
AFFETMEK
ALLAH NEDEN BİZ DİYOR
ALLAH’IMIN YEMİN EDEREK BAŞLADIĞI SURELER
ALLAH’IN AZABI KİMLEREDİR
ALLAH KISKANÇTIR
ALLAH KORKUSU
ALLAH AYIRMAZ KAYIRMAZ
ALAK SURESİ
ALLAH KİMLERİ RAHMET ve ŞEFAATİNDEN UZAKLAŞTIRIR
ALLAH’A İNANMAK
ALLAH’IM “ OL “ DEDİĞİNDE NASIL OLDURUR
ALLAH NASIL DUYAR-İŞİTİR-GÖRÜR
ALLAH NASIL DAVRANMAMIZI İSTİYOR
AHZAB SURESİ BİZİ UYARIYOR
AKLIMIZI ALLAH’IMIZIN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE KULLANMAK
ALLAH’A YARDIM ETMEK
ALLAH KİMLERİ RAHMET ve ŞEFAATİNDEN UZAKLAŞTIRIR
ALLAH ve İNSAN BİRBİRİNDEN KOPUK İKİ AYRI VARLIK MIDIR ?
AHDE VEFA
ALLAH DÜŞÜNCELERİ DE BİLİR
ALLAH’TAN DİLEMEK
ALTIN ANAHTARLAR
AYETEL KÜRSİ AÇIKLAMASI
ANA – BABA – EVLAT
ALLAH YALNIZ MÜMİNLERE YARDIM EDER
BANA NE, BEN BÖYLEYİM DEMEK YOK
BİZ BEDENLENMEDEN ÖNCE
BAYANLAR İLE EL SIKIŞMAK
ALLAH’IN BİZE VERDİĞİ GÜCÜ KULLANMAK
CEBRAİL YALNIZ FATİHA ve NEML SURELERİNİ BESMELEYLE VERDİ
AN’I YAŞAMAK NEDİR
DUA
DİLEKLERİMİZİN OLMASI İÇİN
DUANIN İKİ YÖNÜ
DOST
DUALARIN İŞLEYİŞİ
ARAŞTIR,ÖĞREN VE UYGULA
DÜNYAYA NİYE GELDİK
DÜNYA İLE AHİRETİ BİR TUTMAK
DOĞRULUK
DÜNYADA NE BÜYÜK BİR GÖREVİMİZ VAR BİLİYOR MUYUZ
Hz. FATIMA’NIN DUASI
EŞ OLMAK (KARI–KOCA DEĞİL)
Hz. FATIMA
EN’AM SURESİNDEKİ UYARILAR
FATİHA - YASİN
HİMALAYALAR’DAKİ SİVANA BİLGELERİN BİLGİLERİ
EZELDE ve DÜNYADA YAPTIKLARIMIZLA
NİÇİN EUZÜBİLLAHİ
HİÇKİMSE BAŞKASININ GÜNAHINI YÜKLENMEZ
İNSANLAR NELER YAPTIKTAN SONRA ALLAH’IN GAZABI GELİR
İNSAN NASIL HAYVANDAN AŞAĞI OLUR
HERŞEY ALLAH’TAN DEYİP KÖŞEYE ÇEKİLMEK Mİ?
İMTİHAN
HERKES İYİ BİR İNSANMIDIR
GARİP SABAHAT ABLANIN KALEMİNDEN 2
GARİP SABAHAT ABLAMIN KALEMİNDEN 4
Hz. İBRAHİM
HALA MI YANLIŞLARINA DEVAM EDECEKSİN
GÖÇ EDENİN ARKASINDAN ...
GARİP SABAHAT ABLA nın kaleminden 3
GARİP SABAHAT ABLANIN KALEMİNDEN 1
GECE UYUDUĞUMUZDA,RUHUMUZ MANA ALEMİNE ALINDIĞINDA
GÖÇ ETMEK (ÖLÜM)
İNSAN OLABİLME SANATI
İFTİRA ATANLAR
İNSANLARIN GERÇEK YÜZLERİ
GÖNÜL
HADİS
HZ.HAMZA
HADİSLER
KENDİMİZDE BAŞARMAMIZ GEREKENLER
UYARI
UYDURULMUŞ HADİSLER
HİZMET v e VAZİFE
KİMLERDEN UZAK KALMALIYIZ
HOŞGÖRÜ
KEVSER SURESİNİN RESULÜMÜZÜN AÇIKLAMASI
HANGİ ANNE BABAYA ÜF DENMEZ
ALLAH’IN UYARILARINA UYMAYANLAR
İNSAN,MÜSLÜMAN,MÜMİN,KUL
KADERDEKİ ROLÜMÜZ
KİMİ İNSANIN DÜNYA SINAVI NİÇİN AĞIRDIR
İNSANLARIN,VAREDİLMİŞ HER ZERRENİN,KÂİNATIN NİYE DUAYA İHTİYACI VARDIR
KORUMAK ve KORUNMAK
KADER
İNSANLARIN ÇOĞUNA UYARSAN
İNSANİ DEĞERLER ve kafirler
İTİKAF - ERBAİN
KUR’ANI ANLAMADAN OKUMAK
KUR’AN ve İÇİNDEKİ YABANCI LİSANLAR
KUR’AN SURELER HALİNDE İNMEMİŞTİR
KİMLER MÜNAFIKTIR
KENDİMİZİ ARINDIRMAMIZ
KUR’AN ve DİN
KIYAMET
KUR’AN’daki Tevrat,İncil,Zebur sureleri
KUL HAKKI
KÖTÜLÜKLERİ İYİLİKLE DEFETMEK
KUR’AN’I YAŞAMAK
KÖTÜLÜKLERİ ALLAH YAPTIRMAZ
NASİHATLER
Hz.HUHAMMED ve Hz. HATİCE
NAMAZ İLE İLGİLİ BİLGİLER
MÜSLÜMAN KİMDİR
NAMAZ - SALAT
Hz. MUHAMMED ( s.a.v )
MELEKLER
HER NAMAZ KILAN MÜMİN MİDİR
Hz. MERYEM
MAKAM
NEDEN HZ.MUHAMMED KÖTÜ SÖZ DUYACAĞI KİŞİNİN YANINA GİTMEZ VE YANINA SOKMAZDI
MELEKE
NASIL İNSAN OLUNUR
NEFS
NİYAZ
NİÇİN
OLAYLAR BİZE NE ÖĞRETİYOR
O GÜN
OLUŞ - BULUŞ
PEYGAMBERİMİZİN ve VELİLERİN ÖĞÜTLERİ
OLAYLAR KARŞISINDA NASIL DAVRANMAMIZ GEREKİYOR
PEYGAMBERLER DE HESABA ÇEKİLECEKLER
ÖĞÜTLER
RESULÜMÜ SEVMEKLE,O’NU SEVMİŞ Mİ OLUYORUZ.
ÖFKE
RUH
RUH ve RÜYA
RAMAZAN ve ORUÇ
REANKARNASYON
RESULÜNDEN
SEKAR’A ATILMAK
SESLENİŞ
SELAM
SALAVAT
SEVGİNİN YAŞANMASI
SEVGİ
SORUMLULUKLARIMIZ
SEYİRCİ OLARAK GELMEDİK DÜNYAYA
SİZ KENDİNİZİ DÜZELTMEYE BAKIN
SİTEM ETMEK
SÖZÜNDE DURMAK
SIRLAR DERYASI
SÖYLEŞİ
ŞEYTAN’IN VASIFLARI ve ETKİLEMESİ
TESLİMİYET
TANRI’M muradını nasıl gerçekleştiriyor
ŞEMS ve MEVLANA
ŞÜKÜR ve HAMD
TEVHİD (TEKLİK – BİRLİK)
TAHKİKİ İMAN
TEVEKKÜL NEDİR
TORUNUM CAN ve AİLEM
YARADILIŞ KAÇ EVREDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
YOLA GİRİŞ
EDEP 1
EDEP 2
YAKINDA OLACAK BÜYÜK OLAYLAR
YÜKLENDİĞİMİZ ve YAYDIĞIMIZ AKIM ( ENERJİ )
YED-İ NE DEMEK
ZİNA
MESAJ BORDU

GÖNÜL  KIRMAK :

Edeb'in başında da kişilerin gönlünü kırmamak gelir. Hele hele ALLAH'ın sevdiği kullarının gönlünü kırıyorsanız, ALLAH'ım yardımcınız olsun deriz.” BEN gök gubbeye sığmadım, mümin kulumun gönlüne sığdım " diyor ALLAH'ım. Peki mümin kulunun gönlünü kırdığınızda " kimin gönlünü kırmış oluyorsunuz ? " iyice düşünün.

Bilerek veya bilmeyerek; yaptığınız hareketlerle, söylediğiniz sözlerle, kişileri rencide edip, gururlarını incitip, onları kırıyorsanız, en kısa zamanda onlardan özür dilemeniz ve ALLAH'a tövbe etmeniz gerekir, bu çok önemlidir.” Kırdığınız kişininde bir SAHİBİ vardır ve o SAHİBİNİ kırmamaya bakın ". Hiç ummadığınız bir anda, bunun karşılığı olan ceza size gelir, hiç şüpheniz olmasın. Unutmayın ki, LUT peygamberin ve HUD peygamberin hanımları dahi eşlerini üzdükleri ve onların dediklerine UYMADIKLARI  için helak olmuşlardır.

Z İ N A :

Bu devirdeki en büyük edepsizlik, her tarafımızı örümcek ağı gibi sarmış olan ZİNA' dır. Zina şeklen yapıdığı gibi, göz zinası, düşünce zinası, sözlerle olan zina, ALLAH'ımın zina saydığı şeylerin, size el kol hareketleriyle yapılmasına müsade etmek, bakışlarla yapılmasına müsade etmek, sözlerle yapılmasına müsade  etmek, sarılarak yapılmasına müsaade etmek. Telefon konuşmasıyla yapılmasına, telefon mesajı ile , internet ile, mektupla yapılmasına müsade etmek, Ayette böyle kişilere SERT davranmamız yazılmasına rağmen siz sert bir şekilde karşı gelmediğiniz vakitte bunu kabullenmiş ve bunun oluşmasına zemin hazırlamış olduğunuz için, yukarıdaki ayette de açıkça yazıldığı gibi, siz de zina yapmış sayılıp aynı cezaya çarptırılacağınız açıkça bildirilmiştir. Bu hareketleri yapan birçok kişilerden duyduğumuz söz.” Benim kalbim temiz, ben bunu kötü niyetle yapmıyorum ". Unutmayalım ki, ALLAH'ım hepimize aynı hisleri yüklemiş ve bu hisleri harekete geçirecek ameller yaratmıştır.Elektrik düğmesine bastığınızda muhakkak ampul yanacaktır. Televizyonunuzun düğmesine bastığınızda  televizyonunuz muhakkak  açılacaktır. Elinizdeki silahın tetiği ile oynarsanız muhakkak ateş alır. Öyleyse bu hareketlerden kesinlikle uzak durup kendimizi korumalıyız.

İSRA suresi, ayet 32: Zinaya da YAKLAŞMAYIN ; çünkü o pek çirkin ve kötü bir yoldur.

          Ayeti iyice düşünerek okuyun, ayette yapmayın demiyor " YAKLAŞMAYIN " diyor. Zinayı gerçekleştirecek eylemlerden uzak durmamızı kesinlikle bize EMREDİYOR.

HADİS: ( Buhari ve Müslim 1634 – İbn-i Abbas ( r.a ) rivayet etmiştir.) Peygamberimiz buyuruyor ki; Sizden biriniz, beraberinde mahremi bulunmayan yabancı bir kadınla yalnız kalmasın.

          Evet, ateşle barut bir arada durmaz ama ne utanç vericidir ki, bu devirde evli olan kadın tek başına başka bir erkekle yemeğe gidebiliyor ve tatile gidebiliyor ve kocası buna ses çıkartmıyor, aynı şekilde kocası başka bir kadınla yemeğe gidebiliyor ve tatile çıkıyor ve karısı buna ses çıkartmıyor. Evlilikler bir REZALET oldu, inşaALLAH  YARATAN'ım bu İĞRENÇLİĞE tez vakitte son verir. Bir de şimdiki gençlerde hiç mi hiç edep kalmadı. Otobüste, parkta, yollarda, hava alanlarında, hatta alandan uçağa götüren alan içi otobüslerde bile hiç utanmada edepsizce öpüşüyorlar. Etrafında olanlar da bunu seyredip ses çıkartmıyorlar. ALLAH'ım bir olumsuzluk gördüğünüzde ses çıkartmayın mı diyor ?

HADİS: Resulümüz buyurdu ki; Şeref  ve  mevki sahibi güzel bir kadın kendisine nefsini sunduğu halde " ALLAH'tan korkarım " diye, bu teklifi reddederse , ALLAHU Teala onu himayesine alır.

          ARAF suresi,ayet 28: Bir  iğrençlik  yaptıklarında şöyle derler:” Atalarımızı bu hal üzere bulmuştuk. Yani ALLAH emretti bize bunu”. De ki: " ALLAH edepsizliği / iğrençliği EMRETMEZ. ALLAH hakkında , bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz.

Gözler ile zina ise, evli kişilerin başkalarına uzun uzadiye bakmaları ve zinaya zemin hazırlamalarıdır. Bununla ilgili Ayet ve Hadisleri yazalım.

NUR suresi, ayet 30: Mümin erkeklere söyle, gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar.

( ALLAH'ım tekil söylese de her ikaz erkek ve kadınadır )

 

HADİS: ( Gümüşhanevi 1817 nolu hadis ) Erkeklerin kadınlara bakması haram olduğu gibi, kadınların da erkeklere bakması haramdır.

          ANKEBUT suresi, ayet 29: Siz, gerçekten erkeklere gidecek, yolu kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapıp duracak mısınız ? dendiği zaman, kavmimin cevabı ancak şöyle demeleri oldu: Haydi, getir bize ALLAH'ın azabını, eğer doğru söyleyenlerden isen!

HADİS: ( Gümüşhanevi 2115 nolu hadis ) Bir kadın kokulanıp, sokağa çıkar ve ( yabancı ) erkekler  kendini hissetsinler diye  yanlarına uğrarsa,ZİNA YAPMIŞ  KADIN  GİBİ  OLUR. Harama bakan her göz zina  yapıcıdır.

Bu hadis bize bildiriyor ki, kadın vücut hatlarını meydana çıkartacak şekilde giyinemeyeceği gibi, göbeği açıkça meydana çıkartacak şekilde de giyinemez. Kısacası baktırmayacak ve tahrik etmeyecek şekilde giyinmesi ALLAH'ımın EMRİDİR.

          MÜMİN suresi, ayet 19: ALLAH, gözlerin haince bakışlarını, KALBLERDE  GİZLENEN  şeyleri bilir.

İSRA suresi, ayet 36: Kulak, göz ve gönül, bunların hepsi yaptıklarından sorumludur.

( Ayetlerimize uymayanlar bölümünde yazdığımız A'RAF  40. Ayetini şimdi tekrar oku r musunuz lütfen )

          HADİS: ( Gümüşhanevi 152 nolu hadis ) İki kişinin cennete girmesine imkan verilir:

İki çene arası ile İKİ  AYAK  ARASINI  muhafaza eden kişi.

TAHRİM  suresi, ayet 10: ALLAH, inkar edenlere, NUH'un karısı ile LUT'un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki Salih kişinin nikahları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, ALLAH'ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, " Haydi, ateşe girenlerle berabersiniz de girin!  dendi.

Son zamanlarda moda olan edep dışı bir işlevi size yazmak istiyoruz. Evli kadınlar internette Facebook sayfalarında kendileriyle yazışmak için sitelerine eklemeleri için hiç tanımadıkları bir erkekten yazışma teklifi alıyorlar. Evli olduklarını ve ALLAH'ımın lanetlediği bir fiil olduğunu hiç düşünmeden sitelerine bu kişiyi ekleyip yazışmaya başlıyorlar. Bu apaçık, edep dışı bir olaya zemin hazırlamak demektir. Aynı şekilde evli erkekler de tanımadıkları bayanları sitelerine ekleyip yazışmaya başlıyorlar. Evli kişilere bu yakışır mı? HİÇ  Mİ  ALLAH'TAN  KORKMUYORLAR ? " Bunda ne kötülük var ? arkadaşça yazışıyoruz " diyecek kadar basitleşiyorlar bu kişiler. Unutmayın ALLAH'IN  SABRI  SONSUZ  DEĞİLDİR. ALLAH önce sizi birkaç kere ikaz eder, ama siz DİK KAFALILIK yapar öğütleri dinlemez ve ALLAH'ın EMİRLERİNE  KARŞI gelir, bildiğinizi yapmaya devam ederseniz, size öğüt olarak yaşatılan olayların artık olmadığını ve size öğüt verip ikaz eden insanların yavaş yavaş size öğüt vermediğini ve ikaz etmeyip sizi kendi halinize bıraktığını fark edersiniz, bu ALLAH'ın sizi şeytanın eline bırakacağının işaretidir. Şeytan size yaptığınız çirkinlikleri güzel gösterir ve mühlet verir, bu mühlet günahlarınızın çoğalması, görünür hale gelmesi ve melekler tarafından delil olarak kaydedilmesi içindir. En sonunda ALLAH sizi ZİLLETE düşürür ve karşılığı olan korkunç azabı öldükten sonra çekersiniz.

Gaflet içinde olan insanlar, hala gaflet uykusundan uyanmayıp ALLAH'ımın size verdiği lütufları tek tek geri alıp sizi rezilliğe ve aşağılık birer mahluka çevirmesini mi istiyorsunuz? Şansınızı zorlamayın, ALLAH'ı kandıramazsınız. Yazık, çok yazık, nasıl bir uçuruma ve pisliğe düştüğünüzün farkında değilsiniz.

          CUMA suresi, ayet 8: De ki;” Kendisinden kaçtığınız ölüm, sizi muhakkak karşılayacaktır. Sonra da, gaybı ve şahadeti bilen ALLAH'IN HUZURUNA  ÇIKARILACAKSINIZ ve o ( dünyada iken ) ne işlemişseniz hepsini size tek tek bildirecek  ve onlardan dolayı sizi sorguya çekecektir.

Ayetten açıkça anlaşılacağı gibi, her düşüncemiz ve yaptıklarımız, noktasına kadar kaydedilmekte  ve bundan hesaba çekilip azap çekeceğiz.

 

 

Şimdi size soruyoruz? Ayetleri bilip de, EMİRLERİNİ yerine getirmeyip ALLAH'tan korkmayanlar, hiç ölmeyeceklerini mi sanıyorlar? Ankebut suresinde yazıldığı gibi, dünyada hesaba çekilip, dünyada iken ALLAH'ımın verdiği lütuflar kendilerinden teker teker alınıp, cezalandırılıp, cehennem azabını dünyada iken çekmeyeceklerini mi sanıyorlar?   

          HADİS: ( Gümüşhanevi 4451 nolu hadis ) İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki, gökten taş yağsa, mutlaka bir fahişe kadın veya bir münafık adamın başına düşecek.

          ALLAH'ım her şeyi ölçülü yapmamızı bizden ister. Şimdi size soruyoruz bir kadının başka bir erkeğe, bir erkeğin başka bir kadına sıkı sıkıya sarılması ve bu sarılmanın uzadıkça uzaması ALLAH'ımın hangi emirlerine ve hangi AHLAK  kuralına uygundur? Bunu hoş gösterecek bir Ayet veya Hadis bize gösterebilir misiniz? Bir bakışın dahi cezası ne kadar büyükken, böyle bir sarılmanın ve kendinizin veya karşı tarafın cinsel isteklerinin harekete geçmesine sebep olduğunuzda size yüklenen günahın çokluğunu ve dünya ile ahirette  çekeceğiniz azabın büyüklüğünü düşünün.

HADİS: ( Gümüşhanevi 1377 nolu hadis ) Yedi kat gökler, yedi kat yerler ve dağlar zina yapan kişilere LANET  EDERLER. Zinakarların edep yerlerinin kokusu muhakkak cehennem ehlini rahatsız edecektir.

HADİS: ( Gümüşhanevi 2939 nolu hadis )

 ZİNADAN  BİR  TÜRLÜ  VAZGEÇMİYEN, PUTA  TAPAN  KİMSE GİBİDİR.

 

HADİS: ( Bir demet Hadis-i Şerif, 154 nolu hadis ) Utanmadan günah işleyenlerin

( fasık-ı mütecahirin ) gıybeti yoktur ( aleyhinde konuşulur ). Facirin ( açıktan günah işleyenin ve bid'atçının ) kötülüklerini söyle ki, insanlar ondan sakınsınlar. Ancak günahı gizli olanın ayıbını açıklamayın, bu gıybet olur.

BAKARA suresi, ayet 7: ALLAH onların kalpleri ve kulakları üzerine mühür vurmuştur; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. BÜYÜK  AZAP  DA ONLAR  İÇİNDİR.

İşte günah işleyip tövbe etmeyen ve günah işlemeye devam edenlerin üzerlerine böyle mühür konup ALLAH'tan uzaklaştırılırlar ve azabın en büyükleri verilir onlara.

          HADİS: Hz. Ali ( r.a ) tan rivayetle, Resulümüz buyurdular ki; ALLAH'ın günah saydığı şeyde kimseye itaat yoktur. İtaat, ancak meşru yerdedir.( günah sayılmayan konulardadır, BUHARİ )

HADİS: ( Hz. İbni Mes'ud ( r.a ) tan rivayetle ) Resulümüz buyurdular ki; Bir topluluk içinde tefecilik ve zina yaygın işlenirse, onlar ALLAH'ın azabını hak etmişlerdir.                    ( Ahmed bin Hambeli )

İnsanın izzeti inancını hayatına yansıtmasında, kişiliği aklını hep hayra kanalize etmesinde, şeref  ve  asaleti de AHLAKINI GÜZELLEŞTİRMESİDİR.

          KAF suresi, ayetler 17, 18: Onun sağından ve solundan oturmuş ( yerleşik ) iki tespitçi  tespit edip dururken, o ( insan ) hiçbir söz söylemez ki, yanında hazır gözetleyen bulunmasın.

GİZLİ  YAPILANLAR:

Bazı  kişiler bir çok şeyini gizli yapar ve bunun meydana çıkmayacağını sanır, halbuki            " yalancının mumu yatsıya kadar yanar "diye bir halk deyimi vardır.

HADİS: ( Taberani – Kebir ) Resulümüz buyurdular ki: Kişi bir şeyi gizli gizli yapıyorsa,

ALLAH  mutlaka HAL  ve  HAREKETLERİNDE onun  yansımasını  gösterir.

          MÜCADİLE suresi, ayet 10: ( meşru  konularda olmayan ) kulis ve toplantılar, mü'minleri üzmek için şeytanın telkin ettiği davranışlardır. Şu da var ki, ALLAH'ın izni olmadıkça şeytan onlara hiçbir şekilde zarar veremez. Bu bakımdan, ALLAH'a dayanıp güvensin mü'minler.

HADİS: ( Buhari – Müslim, İbn-i Ömer ( r.a ) rivayet etmiştir ) Peygamberimiz buyuruyor ki; Üç kişi bir yerde bulunuyorken, ikisi  üçüncüyü bir yana bırakıp fısıldaşmasınlar.

 

Bu hadiste bahsedilen olayı sık sık yaşıyoruz, misal verecek olursak: toplulukta biri kalkıyor arkadaşının kulağına gizlice bir şeyler söylüyor, veya arkadaşını alıp yan tarafa geçiyor veya gözünüzün önünde kapı eşiğine gidip bir şeyleri gizli gizli anlatıp tekrar yanınıza geliyorlar.

Başka bir örnek : Toplumdayken bir yere telefon açıyor veya kafasını çevirip toplum içinde gizli gizli telefonda konuşuyor. Aynı şey telefon mesajların da da yapılıyor.

Cami gubbesinde niye köşe yoktur ve yuvarlaktır? Köşe gizliliği saklar, yuvarlaklıkta ise gizlilik barınmaz. Arkadaşı, nışanlısı veya eşi yanındayken gelen telefona ordan ayrılıp konuşan kişi de gizli bir şeyler yapıyor demektir. GİZLİ  YAPILAN  HER  ŞEYDE şeytaniyet vardır. Bunları yapanların dürüstlüklerinden şüphe edin ve böyle yapanlardan uzaklaşın, eninde sonunda size ziyanı dokunacaktır.

Beraberken, başka biri geldiğinde, yanınızda bulunan kişi veya kişileri hiçe sayarak geleni onlara tanıştırmadan başka bir odaya geçmek Edepsizlik değil midir?  Yanınızda olan kişi veya kişilere değer vermediğinizin bir işaretidir bu hareketiniz.

          Bir toplantıda konuşmacı bir konuyu anlatırken veya bir belgeyi gösterip anlatırken, onu dinlememek, yanınızdakiler ile konuşmak veya başka bir şey ile ilgilenmek, konuşmacıya yapılan bir saygısızlık ve Edepsizliktir.

                 İNSAN  OLMAK  HER  YARATILMIŞA  NASİP  DEĞİLDİR.

 

Topluluk içinde kendisine bir içecek veya yiyecek alıp, orada bulunanlara ikram etmemek Edeb'e uymayan bir harekettir. Aynı şekilde toplu taşıma araçlarında bunu yapmak edep dışıdır.

Hz.ALİ: Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edep gibi miras, ilim gibi şeref  olmaz.

          HADİS: ( Buhari – Müslim; İbn-i Abbas ( r.a ) şöyle demiştir ) ALLAH'ın Resulü   ( sözde ve giyim kuşamda ) erkekleşen kadınlarla , kadınlaşan erkeklere LANET etmiştir.

Bu devirde maalesef böyle kişileri çok görmekteyiz ve toplum bunu hoş görmektedir. ALLAH'ımın lanetlediği bu olayı nasıl hoş görebiliriz? Çocuklarımız küçükken onları kontrol edip, oyunlarında dahi bu şekilde oynamalarına müsaade etmemeliyiz. Büyüklerde bu eğilimi sezdiğimizde tatlılıkla onları ikaz edip tedavilerini sağlamamız gerekir.

Her çocuk doğuran kadın " ANA " olamaz, annelik vazifesini yapmış ve çocuğun dünyaya gelmesine vesile olmuştur. Gerçek anne çocuğuna sevgisini veren, kendisinden çok çocuğunu düşünen, çocuğuna ALLAH'ı, ibadeti, sevgiyi, saygıyı, edeb'i, vatan ve bayrak sevgisini öğretendir. Bunu yapmayanlar bundan dolayı hesaba çekileceklerini unutmasınlar. Göğüsleri bozulmasın diye çocuğunu emzirmeyen bir kadına " ANA " diyebilir misiniz?Vücudu bozulmasın diye kocasının spermini kiralık bir anneye verip, çocuk doğurtan birine " ANA "

denebilir mi? hatta insan diyebilir miyiz?

          Her çocuk doğurtan erkeğe de " Baba " diyebilir misiniz? Çocuğuna sevgisini verip bağrına basmayan, onunla vakit geçirmeyen, dertleriyle ilgilenmeyen, devamlı azarlayan, çocuğuna ALLAH'ı, ibadetleri, sevgiyi, saygıyı, edeb'i, " ANA'ya " saygı ve sevgiyi, " ANA'nın " ALLAH'ın yanındaki değerini, öldüğünde kişiye ilk " ANA HAKKI'nın  sorulacağını " ANA'nın hamilelik döneminde ve daha sonra onu büyütürken çektiği acıları ve fedakarlıklarını çocuğuna anlatmayan, Vatan ve bayrak sevgisini öğretmeyen birine " BABA " denebilir mi? hatta insan diyebilir miyiz?

Bu devirde anneler ve babalar " Biz çocuğumuza her istediğini alıyoruz ve gerektiği kadar da parayı cebine koyuyoruz ", vazifemizi yapıyoruz diyorlar.Bunlar değil anne – baba " İNSAN " dahi olamadıklarının farkında bile değiller.

Fakir olanlar ise " benim yapabildiğim bu kadar, kendi başının çaresine baksınlar "diyorlar. Çocuğu yaparken iyiydi, şimdi ALLAH'ımın EMİR'lerini yerine getirmek zor mu geliyor?

Ey gaflet içinde olan anne – babalar! Bu dünyada ve öldüğünüzde çekeceğiniz azabın farkında değilsiniz.     

 

HADİS: ( Bir demet Hadis-i şerif 85 nolu hadis )  Dikkat edin! Hepiniz birer çobansınız ve her biriniz, eli altındakilerden sorumludur.

Edep: güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, haya, nezaket, zarafet gibi manalara gelir. Mesela terbiyeli çocuk, edepli çocuk demektir. Hadis-i Şerifte,” Evlatlarınızı edepli, terbiyeli yetiştirin " buyuruluyor. Dinimiz, baştan başa EDEPTİR. Edep, kulun kendisini Cenab-ı HAKK'ın iradesine tabi kılması, güzel ahlaklı olmasıdır. Hadis-i Şerifte " Sizin en iyiniz, AHLAKI  EN  GÜZEL  OLANIDIR ", buyuruldu. 

          HADİS: Kişinin çocuğunu terbiye etmesi, ona edep  öğretmesi, her gün yarım saat sadaka vermesinden daha hayırlıdır.

HADİS: ( Bir demet Hadis-i Şerif 116 nolu hadis ) Herhangi bir Müslüman, ALLAH'ın rızasını umarak, çoluk çocuğuna harcamada bulunursa, bu o kimse için sadakadır.

          HADİS: ( Gümüşhanevi 121 nolu hadis ) ALLAH'tan korkun ve çocuklarınızın arasını ( ihsanda, hatta sevmede bile ) EŞİT  TUTUN!ALLAH'tan korkun ve nitekim çocuklarınızın size iyilik etmelerini sevdiğiniz gibi, aralarında adaletle  eşit  muamele  yapın

          Hadisten de anlayabileceğimiz gibi, evlat ayırmak günahların en büyüğünden sayılmaktadır. Etrafımızda bunu yapan O KADAR ÇOK aile var ki. Bir evladını koruyup, koruduğu evladın yaptığı yanlışlıklardan dolayı gelen maddi ve manevi ziyanı, sanki o ziyanı onun çekmesi gerekir gibi diğer evladına yükleten anne – babalar. Evladının maddi – manevi sıkıntı ve EZİYET  görüp de zor durumda olduğunu bilip ona Ana – baba kucağını açmayıp, onun o sıkıntıdan kurtulmasına yardım etmeyip SEYİRCİ kalıp, eziyet çekmesine göz yuman, sözde anne – babalar ALLA'tan hiç mi korkmuyorlar? Bir evlada maddi – manevi yardım et, öbür evladı sömür! Bu mudur adalet? Bu mudur edep?

HADİS: Hz. Peygamber ( s.a.v ) MÜ'mine zarar veren veya hile yapan mel'undur, buyurmuştur.

DÜNYADAN  ELİNİ  AYAĞINI  ÇEKMEK:  

Birçok kişi ( Bilhassa Hacca ve Ümre'ye gidenler ) dünyadan elini – ayağını çekip inzivaya çekilmek istiyor, peki ALLAH'ımın muradı bu mudur? Yoksa üzerinde bir kedinin dahi yükü varsa, senden gelecek HAK bilgisiyle aydınlamayı bekleyen onbinlerce kişi varken, bunu yapma hakkını ALLAH'ım sana veriyor mu? Bu kul hakkı değil midir? Bu BEN'likte olmak değil midir? Resulümüz, dört halife, Hz. Mevlana, Yunus böyle mi davrandılar?

HADİS: ( Hz. Ebu Cuhayfe ( r.a )tan rivayetle) Efendimiz ( s.a.v ) buyurdular ki; Ey Ebud Derda, bedenin  senin  üzerinde  hakkı  vardır. Ailenin senin üzerinde hakkı vardır. RABB'imin de senin üzerinde hakkı vardır. Şu halde her HAK  SAHİBİNİN  HAKKINI  VER. ( Ebu Nuayn / Hilye )

          HADİS: ( Ebu Davud – Zekat ) Resulullah ( s.a.v ) buyurdular ki; geçimini sağlamakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal, kişiye günah olarak yeter.

Öğrendiğimiz her bilgiyi halimizde yaşamamız ve karşımızdakilere önce hal ile vermeye, sonra da söz ile vermeye mecburuz, yoksa ALLAH'a karşı sorumluluklarımızı yerine getirmemiş EDEPSİZLİK yapmış oluruz.

EMİN  KİŞİ  OLMAK:

HADİS: ( Tirmizi, İman 12; Nesai, İman 8 ) Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. Mü'min ise, insanların canları ve malları konusunda kendisinden emin olduğu kimsedir.

Resulümüze " EL  EMİN " derlerdi, Düşmanları bile ona mallarını namuslarını emanet ederlerdi.

Resulümüzün haliyle hallenmek ALLAH tarafından bize EMREDİLDİ  ise, O'nun kılık kıyafetiyle değil, O'nun halleri ile yani yaptıklarıyla hallenmemiz , O'nun her yaptığını hayatımızda tatbik etmeliyiz. Bir insana güveninizi kaybettiğinizde; İş de, arkadaşlık da, dostluk da, nişanlılık da, evlilik de ayrılıklar başlar. Güvenmediğiniz bir kişinin yanında nasıl huzurlu olabilirsiniz ki? Onun için, güveni sarsacak hareketlerden ve sözlerden kaçınmak ve DÜRÜST olmamız gerekir. Verdiğimiz sözlere ve yaptığımız antlaşmalara aynen uymamız kulluk borcumuzdur, yoksa dış görünüşümüz insan, ama içte hayvandan da aşağıda oluruz.

          HADİS: ( İbni Asakir ) Resulümüz buyurdular  ki: Söz yerine getirilmesi gereken bir borçtur. Sözünden dönene yazıklar olsun.

Söz vermek denince nedense İnsana verilen söz aklımıza gelir, halbuki en büyük sözü, daha bedene girmeden önce RUHLAR  ALEMİNDE ALLAH'a verdik.

AL_İ İMRAN suresi, ayet 77: ALLAH'a verdik sözü ve yeminlerini basit bir bedel karşılığı satanlar var ya, işte onlar için ahirette hiçbir nasip yoktur. ALLAH  ONLARLA  KONUŞMAYACAKTIR , kıyamet günü onlara BAKMAYACAKTIR , onları TEMİZLEYİP ARITMAYACAKTIR.  ONLAR  İÇİN  KORKUNÇ  BİR  AZAP  VARDIR. ( İSRA  34, FATIR  42, İNSAN ( Dehr ) 27 Ayetlerini LÜTFEN okuyunuz.)    

           HADİS: ( Gümüşhaanevi 2035 nolu hadis ) Dikkat edin! Kim bir muahide ( kendisine eman verilen gayr-ı Müslime ) zulüm edip ona karşı vermiş olduğu sözü bozar veya onu takat getiremediği bir şey ile yükümlü kılarsa, yahut da gönül rızası olmadan ondan bir şey alırsa, kıyamet günü onun hasmı benim.

                        HERKESE  GEREKTİĞİ  KADAR  DEĞER  VERİNİZ.

 

DEDİKODU ve KÖTÜ SÖZ SÖYLEMEK:

HADİS: ( Müslim, İman 168; Tirmizi, Birr 79 ) Söz taşıyanlar ( Cezalarını çekmeden, ya da affedilmedikçe ) cennete giremezler.

YUNUS suresi, ayetler 7,8 : Fakat öyleleri var ki, onların Ahiret'te Bize kavuşma arzusu, ümidi ve beklentisi yoktur; onlar dünya hayatını tecih etmiş olup onunla yetinmişlerdir ve tatmini onda aramaktadırlar. Yine onlar kainattaki ve bizzat iç dünyalarındaki delil ve işaretlerimizle birlikte indirdiğimiz Kitabın ayetlerine de büsbütün kapalı ve tam bir aldırmazlık içindedirler. Bizzat işleyip de kazandıkları günahları sebebiyle öylelerinin nihai barınağı Ateş'tir.  

          HADİS: ( Gümüşhanevi 4208 nolu hadis ) Kişiye günah olarak, her duyduğunu başkalarına anlatması kafidir.

HADİS : İnsanların tabiatında vardır; bazen şahıslar, sever gibi görünürler, hatta kendileri bile öyle zannederler, ama aslında o şahıs üzerindeki şahsi menfaatlerini seviyorlardır.

          HADİS: ( İbnü-l Mübarek ) İslam ahlakının en faziletli davranışı, insanlara diliyle zarar vermemek için susmaktır.

HADİS: ( Bir demet Hadis-i şerif 185 nolu hadis ) Doğruluktan ayrılmayınız. Doğruluk, iyiliğe götürür; iyilik de cennete götürür. Adam doğruluk ederek, ALLAH'ın yanında doğrular ( Sıddık ) derecesine çıkar. Yalandan sakınınız. Yalan, fenalığa, fenalık da cehenneme götürür. İnsan yalan söyler durur da, nihayet ALLAH'ın yanında, yalancı ( kezzab ) diye yazılır.

          HADİS: ( Gümüşhanevi 275 nolu hadis ) ( Din ) kardeşlerinizi isimleri ile çağırın, onları lakaplar ( takarak ) çağırmayın!

ANKEBUT suresi, ayet 45: Sana Kitap'tan ne vahyediliyorsa ONU OKUYUP BAŞKALARINA ANLAT  ve bütün şartlarına riayet ederek hakkıyla namaz kıl, Çünkü namaz, insana BÜTÜN ÇİRKİN, AHLAKDIŞI SÖZ VE DAVRANIŞLARLA, ALLAH  nazarında meşruluğu ve Din temelinde olmuş örf ile Şeriat-ı fıtriyeye AYKIRI İŞLEREDEN KAÇINMASI GEREKTİĞİ  şuurunu verir ve onu bunlardan alıkoyar. ( Kalb, dil ve davranışlarla ) sürekli ALLAH'ı anmak ise, ibadetlerin en büyüğü, en kapsamlısıdır. ( ve namazla sınırlı değildir ) ALLAH, NE YAPIYORSANIZ  HEPSİNİ  BİLİR.           

NUR suresi, ayet 19: Müminler arasında edepsizce sözlerin yayılmasını arzu edenler için dünyada ve ahirette acı bir azap vardır. ALLAH, onları bilir, siz bilemezsiniz.

 

 

HADİS: ( Abdullah b.Amr b. As ( r.a ) şöyle demiştir ) ALLAH'ın Resulü kötü söz söylemez ve kötü sözlü değildir. Şöyle buyururdu:” Sizin en hayırlılarınız ahlakça en güzel olanınızdır ". 

Okuduğunuz Ayet ve Hadislerden de anladığınız gibi ALLAH'ım kesinlikle, dedikodu yapanlardan, söz ve davranışlarıyla size zarar verenlerden, kötü söz söyleyenlerden, edepsizce sözlerin yayılmasını isteyenlerden, uzak durmamızı bize EMREDİYOR. İşte bunun ile ilgili bir hadis.

HADİS: ( Taberani, Evsat ) Resulümüz ( s.a.v ) buyurdular ki; Kafirleri seven kafirlerle beraberdir. Kendisine Salih ameli bile hiçbir fayda sağlamaz.

          HADİS: ( Bir demet hadis-i şerif 89 nolu hadis ) Mümin, bir yılan deliğinden iki kere ısırılmaz. ( Bir kere aldanıp zarar gördüğü şeyi bir daha tekrar etmez. Akıllı ve tedbirlidir.)

RUM suresi, ayet 45: Çünkü ALLAH, iman edip, imanları istikametinde doğru, sağlam, yerinde ve ıslaha yönelik işler yapanları tütf u  kereminden mükafatlandıracaktır. O, KAFİRLERİ  ASLA  SEVMEZ.

          MAUN suresi, ayetler 4, 5, 6, 7 : Vay haline ( Ahiret hesabını yalanlayıp da ), adet usulü namaz kılanların! Ki onlar, namazlarından gafildirler. Yaptıkları ibadetleri halk görsün de kendilerinden bahsetsin diye yaparlar. Ve ( toplum içinde hemcinslerine karşı ) her türlü yardımı esirgerler.

HADİS: ( Camiussagir ) Resulümüz ( s.a.v ) buyurdular ki: Kin ve hased, ateşin odunu yakıp kül ettiği gibi sevapları yer bitirir.

AHZAB suresi, ayet 30: Ey Peygamber hanımları! Sizden kim açık / kanıtlanmış bir edepsizlik yaparsa, kendisi için azap iki katına çıkarılır ve bu, ALLAH için çok kolaydır.

          Bu ayeti yazmamızın sebebi, hak yolunda olanlar ALLAH'ın emirlerine uymazlarsa misli misli azap vardır. Hele Hacca veya Ümreye gidenler, bile bile emirlere uymaz ve ALLAH'ımın istemediği şeyleri yapmaya devam ederlerse  AZABIN  EN  BÜYÜĞÜ  onlar içindir. Dini kullanarak kötülükleri yapanların VAY  HALİNE.

 

SEN  KENDİNİ  KORUMAYI  BİLMEZSEN, SEN  SANA  VERİLEN  AKLI  KULLANMAZSAN, ne derdine derman bulursun, ne dertlere derman olursun.

          TEVBE suresi, ayet 119: Ey iman edenler! ALLAH'ın  razı olmadığı  işlerden sakının ve sadıklarla beraber olun.

İNSAN suresi, ayet 24 : O halde RABB'in hükmüne sabret. Onlardan hiçbir günahkara ve hiçbir nanköre İTAAT  ETME.

          HADİS: ( Gümüşhanevi 2107 nolu hadis ) Bir topluluk şayet aralarında yapılan kötülüğü, çoğunluk olup güçleri yettiği haldeÖNLEMEZLERSE, ALLAH cezasını hepsine teşmil eder.

HADİS: ( ( İbni Mes'ud ( r.a ) tan rivayetle ) Efendimiz ( s.a.v ) buyurdular ki; Bir topluluk içinde tefecilik ve zina yaygın işlenir ise, onlar ALLAH'ın azabını hak etmişlerdir.( Ahmet bin Hanbel )

          MAİDE suresi, ayet 2, 79, 80 : İşledikleri kötülükten birbirlerini vazgeçirmiyorlardı. Ne kötü şeydi yapmayı sürdürdükleri. Onlardan BİRÇOĞUNUN  KÜFRE  SAPANLARLA  DOSTLUK  KURDUKLARINI görürsün. Öz benliklerinin onlar için hazırlayıp sunduğu şey gerçekten çok kötü! ALLAH; üzerlerine gazap indirmiştir. AZAP  içinde de onlar sürekli  kalacaklardır.

Küfür etmek hem ALLAH'a, hem de kuluna yapılmış en büyük edepsizliklerden biridir.

EŞLERDE  EDEP:

Nikah masasında davetlilerin önünde ve aynı zamanda Hakikat aleminden gelen, bizim beden gözümüzle görmediğimiz RUH'ların da şahitliğinde bir anlaşma yapıp bir birimize SÖZ vermekteyiz. " İyi günde – zor günde, sağlıkta – hastalıkta beraber olup, beraberce sorunlarımızı çözeceğiz”. Zaman içinde ALLAH'ım bu sözümüzde durup durmadığımızı imtihan etmektedir. Önemli olan karı – koca olmak değil ( karı – koca, menfaate bağlı evliliklerdir, şimdi yüzde doksanı maalesef böyledir.) EŞ  OLABİLMEKTİR.

( Eş olmak, sevgi – saygıya bağlı, namusunu koruyan, ALLAH'a verdiği SÖZ'e sadık kalan evliliklerdir ). Eşler bir karar verirken beraber konuşup karar verirler. Herşeyi beraber yaparlar. Koca yalnız başına arkadaşlarıyla yemeğe veya tatile gidemez, aynı şekilde kadın da eşi olmadan arkadaşlarıyla yemeğe veya tatile gidemez. Bu ALLAH'ımın EMİRLERİNE ters düşen bir harekettir ama maalesef bu edepdışı hareketler bu devirde normalmış gibi moda haline geldi ve eşlerde her türlü edepsizlikler hoş görülür hale geldi.

Bir Veli kul şöyle diyor . Eşini eş olarak sevmiyorsan, ANA OLARAK say.

Evet eşlerimiz ALLAH'ımın bize birer emanetidir, bizler de emanete en güzel şekilde sahip çıkmalıyız. Sevgi ve saygımızı sırf sözde değil, hareketlerimiz ile de göstermeliyiz.

          HADİS: ( Bir demet Hadis-i şerif 108 nolu hadis ) Sizin her birinizin, zevcesi ile yetinip, haramdan korunması da bir sadakadır.

Bu devirde kadın ve erkek, eşlerini aldatan o kadar çok kişi var ki, bunlara insan demek mümkün değil, bunlar hayvandan da aşağı olan kişilerdir. Böyle kişileri sakın dost edinmeyin, yoksa onlarla beraber cehennem azabına düşersiniz.

HADİS: ( Bir demet hadis-i şerif 102 nolu hadis ) sizden birinizin hanımı mescide gitmeye izin istediğinde, ona engel olmasın.

          HADİS: ( Tirmizi, Rada 11; İbn Mace, Nikah 50 ) Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.

HADİS: Resulümüz ( s.a.v ) buyurdu: Bir erkek hanımını döverse, kıyamette ben onun davacısı olurum. Mümin erkeklerle, mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır.

RUM suresi, ayet 21: O'nun size  ÖZ  nefsinizden zevceler yaratması, O'nun ayetlerindendir. Onlarda sulh  ve sükunet bulasınız diye, aranıza MUHABBET ve  ŞEFKAT  koydu.  Bunda gerçekten, düşünen bir kavim için ibretler vardır.

HADİS: ( Celal Yıldırım 1252. Sayfasındaki hadis ) Kadınlar hakkında ALLAH'tan korkun; çünkü siz onları birer İLAHİ  EMANET  olarak aldınız ve ALLAH sözüyle onları kendinize helal edindiniz.

S A B I R :

HADİS: ( Buhari, Cenaiz 32,43 ; Ahkam 11 ; Müslim, Cenaiz 14 – 15. ) Peygamber            ( s.a.v ) buyurdular: Sabır dediğin, felaketle karşılaştığın ilk anda dayanmaktır.

AL-İ  İMRAN suresi, ayet 139: Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. EĞER  İNANMIŞSANIZ;  ÜSTÜN GELECEK  OLAN SİZSİNİZ.

          İnsanın kendi gücü ve iradesiyle üstesinden gelebileceği kötülüklere katlanmasına ya da karşılayabileceği ihtiyaçlari temin etme hususunda gevşeklik göstermesi sabır değil, acizliktir, tembellik ve korkaklıktır. Sabır " sıkıntı anında gevşememek, zaafa düşmemek ve boyun eğmemektir”. Ancak sabrın ne olduğunun yanısıra, ne olmadığını da belirlemek gerekir. Bilinmelidir ki, haksız yere mahkumiyete boyun eğmek, miskinliğe, uyuşukluğa ve AŞAĞILANMAYA  RAZI  OLMAK, zillete, tecavüze, İNSAN  ONURUNA  GÖLGE  DÜŞÜRECEK  SALDIRILARA, EZİYETLERE , HAKARETLERE katlanmak, bunlara karşı SESSİZ ve PASİF  KALMAK , sabır değildir. Bilakis sabr, " bu tarz kötülüklerle mücadele etmek, onlara karşı çıkmak, bir hakkı savunmak ve korumak için çaba göstermek, bu süreçte kararlı olmaktır.

ABDÜL KADİR GEYLANİ Hz: Sabır boyun bükmek değil, mücadele etmektir.

 

ALLAH'IM!  BAKTIĞIMDA  İBRET  ALMAYI, SUSTUĞUMDA  DÜŞÜNMEYİ, KONUŞTUĞUMDA  SENİ  ANMAYI  NASİP ET  BİZE.  AMİN