ALLAH NASIL DUYAR – İŞİTİR – GÖRÜR
17.5.2022 RABB'imin NURu, NURU MUHAMMED'DEN KÂİNATA YANSIR. Hz. MUHAMMED: İlmin şehri BENSEM, kapısı
ALİ'dir! Hz. ALİ, RESULÜ'nden aldığı
bilgiyi getirir. Gelen bilgi; HAL
EDİLİR. .. çerçeveye konmaz, duvara asılmaz, OKUNUR ve DOKUNUR… Kul, aldığı bilgi ile OLUMSUZDAN SAKINIR. Her alan bilsin, öğüde uysun. Kişi, Hz. MUHAMMED'e salât ve selam
getirmedikçe duası ALLAH'a vasıl olmaz! Duanın kabul edilmesi için, onu "AMİN”
diye bitir. Hz.
MUHAMMED: Bilgimizi HER DİLEYENE sunduysanız:
niyazlarınız kabul olur, dertleriniz
derman bulur. Görgüsünü-bilgisini paylaşandan ALLAH'ım razı olsun,
dünyada hep isimleri anılsın. A'RAF
180: Ve en güzel isimler ALLAH'ındır. Öyleyse O'nu onlarla çağırın. O'nun
isimlerinde eğriliğe sapanları da terk edin. Onlar yapmakta olduklarının
karşılığını yakında görecekler. RAHMAN
29: Göklerdeki ve yerdeki varlıkların hepsi ihtiyaçlarını O'na arz ederler.
Ve O, her an bir iştedir ( Hep yaratma ve tecelli halindedir) Mümin kulun niyazı gönülden alınır,
ALLAH'ıma iletilir. Olayı ALLAH'ım hazırlar, kulun önüne serer. Gücünü niyetine
değil, niyazına harca. ALLAH'ım, vereceğine kefil olmuştur ve senin istediğin
zamanda değil, KENDİ İSTEDİĞİ ZAMANDA
SANA VERİR. Niyazın oluşu; yavrunun mama yiyişine benzer…
yavru mamayı yer, gelişir büyür: niyaz da öyledir. ALLAH ve İlahi sistem ile
haberleşme dili " gönülden geldiğince dua ve düşünce enerjisi ile düşünce
dilidir. Biliyoruz ki: SEN her zaman
bizimlesin ama biz sadece hayal ediyoruz, her zerre SEN'den ama " SEN " değil. Dualar ancak, GEREKENLERİ YAPILDIKTAN SONRA TESİRİNİ GÖSTERİR. ALLAH'a havale
ettim deyip köşeye çekilmekle değil. Sabır boyun bükmek değil, MÜCADELE ETMEKTİR. Hakkını korumak RABB'İMİN EMRİ'DİR. Hz. MUHAMMED
efendimiz, diğer Peygamberler ve Veli kullar ne eziyetler çektiler, zamanında
aç kaldılar… bu ALLAH'dan deyip köşeye mi çekildiler??? Hayır sonuna kadar
umutlarını kaybetmeden ALLAH'dan yardım dileyip mücadele ettiler. TEVEKKÜL ETMEK : İnsanın hakkını gasp
edilmesi ve zulüm ile karşılaştığı bir
olumsuzluğu İTİRAZ ETMEDEN ve HAKKINI
ARAMAK ÜZERE ÇABA GÖSTERMEDEN KABULLENMEK, ALLAH'IN KABUL ETMEDİĞİ BİR TEVEKKÜL
ŞEKLİDİR. SEN, SEN'i DİLEYENE VEREN'sin…
SEN, SEN'den DİLEYENİ GÖREN'sin. SEN, bizde OLAN'ı BİLEN'sin. İBRAHİM 4: ALLAH
dilediğini ( Delalet yolunu-azmayı, sapmayı tercih edeni) delâlette bırakır.
Dilediğini ( Hidayet yolunu-doğru yola gitmeyi tercih edeni ) de hidayete
erdirir. Yakın enerji ne kadar bizimleyse,
ırak enerjiden o kadar uzak durmalısınız. Negatif enerjiden uzak durmalısınız,
pozitif enerji ile cepheleri doldurmalısınız. HAL
/ HATIR BİLMEYENDEN UZAK KALMALISINIZ. Hak yiyen olmayın, KULA CEFA ETMEYİN! KULA CEFA DA HAK
YEMEKTİR. RABB'im hatalarımızı değil, GÜNAHLARIMIZI GÖRÜR, GÜNAHLARIMIZA ÖLÇÜ
VERİR. Eyleminden hoşnut olmadığın
insanın elini tutma. Kimse başkasının günahına ortak olmasın. Kulun yaptığı, ALLAH'ımın " Yap "
dediğidir, DEĞİL. SUÇU KULUN NİYETİDİR. Heybesine
iyi niyet koyan kuluna ALLAH'ım " Yap " DEMEZ;
onu böyle tecelliye kul etmez. Ona yaptırılan NİYETİNİN ONU NERELERE KADAR GÖTÜRECEĞİNİ GÖSTERMEKTİR. Her olay
karşıtı iledir. İyi-kötü, beyaz-siyah, cennet-cehennem. SENİN SEÇME HAKKIN VARDIR. İki yol olur her kulun önünde, HAK YOLU
ve ONUN KARŞITI, kulun kaderi her iki
yolda yazılır, SEÇİM SENİN HAKKINDIR. Hz. ALİ: Her birimiz bir âlem, her birimiz
ayrı KALEM… Her kapı açılacak, NE VAR Kİ,
KENDİ İNŞA ETTİĞİN EŞİKTEN GEÇİLECEK. İnsanlar
SÖZLERİNE, ÖZLERİNE, GÖZLERİNE ne kadar hakimse o kadar hikmetlerle
buluşur. RABB'İM KENDİNE EŞ KOŞANI
SEVMEZ, RABB'İM İFTİRAYI, YALANI SEVMEZ. RABB'İM İNSANIN İNSANA DÜŞMANLIĞINI
SEVMEZ, BİZLER, tabii ki sizler; ALLAH'IN
SEVMEDİKLERİNİ SEVMEYİNİZ! SEVDİKLERİNİ SEVİNİZ! SÖZÜM, ÖZÜM, GÖZÜM
SİZLERLEDİR. SİZLERLE OLACAK, DİLENEN GÜZELLİKLERİ BULACAKTIR. "
Bildim " diyeni, BİLDİĞİNİ İŞLEMEYENİ RABB'İM HOŞ GÖRMEZ! Ateşten geçmek için, üstünden
atlamak gerekir. SEN KENDİNİ KORUMAYI
BİLMEZSEN, SEN SANA VERİLEN AKLI KULLANMAZSAN: ne derdine derman bulursun,
ne dertlere derman olursun. Bilmeyenden sorumlusun, BİLİP DE UYMAYANDAN sorumlu değilsin.
Peygamberler, Veliler; doğru yola çağırırlar, HAK ADI'na görür-gözetir, ne var ki ASLA YÖNETMEZLER! Çünkü kul, KENDİ KENDİNİ YÖNETMEKLE MÜKELLEFTİR, HER
KUL KENDİNİN SORUMLUSUDUR. Aldığı bilgi ile donanan HER ADIMINI DÜŞÜNÜP DE ATMALI! Yolumuzu
alan bilsin, ŞAŞMASIN. BİZ, şerden
kaçanla beraberiz, gücümüz yettiğince hatasın kalmaya çalışınız. Huzursuz ortamlar seni yaralar ve
manadan alıkoyar, aklın gönlüne teslim olursa HUZURSUZLUK SENDE KALMAZ. Olur-olmazı aklında kurma,” olumlu!
Olumsuz!” diye yorma! Hem olumunu seçmeye,
hem olumsuzdan kaçmaya niyet ile başlamalı, seni-senden alanı NİYAZ İLE TAŞLAMALI. Yar O'dur ki; O'nun ile olasın,
O'nun ile dolasın, O'NUN EMRETTİĞİ HER
HALE UYASIN, KENDİNİ EKSİK SAYIYOR İSEN TAMAMLAYASIN. ŞEMS 7,8,9,10: İnsana ve ona güzel bir şekil VERENE, ONA KÖTÜLÜK YAPMA ve KÖTÜLÜKTEN
SAKINMA YETENEĞİ VERENE Kİ, NEFSİNİ TEMİZLEYİP ARINDIRAN KİMSE KURTULUŞA
ERMİŞTİR. ONU KİRLETİP KÖTÜLÜKLERE BOĞAN KİMSE DE HÜSRANA UĞRAMIŞTIR. ÂLÂ 14,15: KENDİNİ
KÖTÜLÜKLERDEN ARINDIRAN ve RABB'İNİN ADINI ANIP O'NA İBADET EDEN KİMSE
İSE KESİNLİKLE KURTULUŞA ERMİŞTİR. ÂLÂ 18-19: Bütün bunlar ÖNCEKİ SAHİFELERDE, İBRAHİM'e ve MUSA'ya verilen sahifelerde
anlatılmıştır. Niyeti kötü olan insandan
ve EN ÖNEMLİSİ İYİ GÖZÜKÜP NİYETİNİN KÖTÜ OLDUĞUNU GİZLEYEN İNSANLARDAN KORK
ve UZAK DUR. UNUTMA….RESULÜMÜZ'E DE BÜYÜ
YAPTILAR , ONDAN SONRA FELAK SÜRESİ GELDİ. RESULÜMÜZ ,KÖTÜ SÖZ DUYACAĞI KİŞİNİN
YANINA GİTMEZ ve YANINA SOKMAZDI. ZÜMER
54. ZUHRUF 20: ALLAH doğru ve yanlış yolu göstererek herkese hidayet etme fırsatı vermiştir. Doğru
yoldan giden de, yanlış yoldan giden de KENDİ
İRADESİYLE HAREKET EDİP SEÇMİŞTİR. ALLAH KİMSEYİ ZORLAMAMIŞTIR. KAF
16,17,18,32: Andolsun ki insanı BİZ yarattık.
Bu sebeple nefsinin ona ne gibi vesveseler verdiğini biliriz. Çünkü BİZ ONA ŞAH DAMARINDAN DAHA YAKINIZ. Onun
sağında ve solunda bekleyen, YAPTIKLARINI
BİR BİR KAYDEDEN İKİ MELEK VARDIR. ( İNFİTAR suresi 10,12 ayetlerini
okuyunuz lütfen ) Evet insan ne zaman bir söz söylese, yanında mutlaka ( onu kaydetmeye ) hazır bir
gözcü vardır. Ve iyi olanlar için denilir ki; " İşte sizin için; ALLAH'a
yönelen ve KENDİSİNİ HER TÜRLÜ
KÖTÜLÜKLERDENKORUYANLAR İÇİN VÂDOLUNAN CENNET. Üflediği ÖZÜ'dür… NUR'u yaratılmışa SÖZÜ'dür. NUR'unu tüketirsin, RUH'unu asla!
O,DİLEDİĞİNE ÜFLER; DİLEDİĞİ ANDA, nefes O'NUNDUR, geri çeker.. O zaman,
SADECE MAHLUK OLURSUN; NURUNU TÜKETMİŞ MAHLUK. KUL
GÖNÜLDEN ANARSA, ALLAH'IMDAN DİLERSE, muradı olur, hayrı bulur. Kulun
niyazını ALLAH'ım bilir, fikrinde olanı alır, neden yaratır, yolunu buldurur.
ALLAH'ım, yakaran kulunun yanında olur. ALLAH'ım dileğini görür, dilediğini
verir. Gönülden dilediğin her olayda; YARDIMCININ YANINDA OLDUĞUNU BİLESİN. İnsan; bilgisi ile, görgüsü ile,
sevgisi ile insandır… İnsan: KENDİNİ
YARGILAYABİLDİĞİ ZAMAN İNSANDIR, SORGULAYABİLDİĞİ ZAMAN İNSANDIR. O, senden selam alır, O, her an
selamdadır… O, senden kelam alır, O, her an KALEM'dedir; O YAZAR, sen okursun;
O ÇİZER, sen dokursun… O,GÖRENDİR. O, BİLENDİR. O, DİLEDİĞİMİZİ VERENDİR. O'nun AKLI,” Her birimizin
aklında ne olduğunu " BİLİR. O'NUN
YOLUNDA HİZMET VERENE, YOLUNU GÖSTERİR. RABB'imizle içimizden geldiği gibi
konuşalım, O BİZİ DİNLER… O BİZİM SEVGİLİMİZDİR, BİZ O'NUN SEVGİLİLERİYİZ. Kulun vazifesi, ALLAH'a layık
olmaktır. İdrak edenin vazifesi, UYUYANI
UYANDIRMAKTIR. Ayırmayan-kayırmayan RABB'im:
Sende-bende KENDİNİ GÖSTERİR, sende-bende
KENDİNİ GÖRÜR… Senden cümleye BAKAN
ELBET O'NUN GÖZÜDÜR! Sabah-akşam ALDIK
SÖZ'ÜNÜ, GÖZÜMÜZDE BİLDİK GÖZ'ÜNÜ, CÜMLEDE O'NU GÖRDÜK. Dileyen niyaz eder, niyaz eden
cevap alır. Gayenin oluşu, niyazın edilişine göredir. Denmesin; niyaza ne
hacet, ALLAH'ım görsün? Görür elbet! ALLAH'IM
DİLEYENE VERİR. Dilemeyene, danışıp da sorana; sorulsun, yolu öğrenilsin
diye verir / alır. Yardım gelse diyene, NİYAZDAN BAŞKA SÖZÜM YOKTUR! Başın dara
gelse; ALLAH'ım dersin, yardım dilersin.DİLEMEZSEN
YARDIM GÖRMEZSİN. Dünyanın bin derdini bir kalemde
siliveren; SÖZÜNDE DURANLARI, SEVGİSİNİ
VERENLERİ, HER İNSANA ELİNİ VERENLERİ, BİLİR-GÖRÜR, RAHMETİYLE KUŞATIR. HADİS ( Gümüşhanevi 62 ): Bir kulun "
günah işlemekte, kötülük yapmakta ve yanlışlarına devam ettiği halde, dünya
varlığından sevdiği şeyleri ( para, dünya malı, şöhret, makam, methedilmek,vs )
ona Cenabı HAKK'ın vermekte olduğunu görünce bilin ki, şüphesiz ALLAH Teala
tarafından o kul için bir istidraçtır, YANİ
O KULU TEDRİCEN FELAKETE UĞRATACAĞININ BİR ALAMETİDİR. LOKMAN 24: BİZ onları dünya nimetlerinden
biraz faydalandırır, sonra da güç yetmez ağır bir azaba katlanmaya mecbur
ederiz. Şüphesiz, ALLAH
Teala da öfkelenir. İMAN SAHİBİNİN ÖFKESİ, İLAHİ ÖFKEYE BENZER. İMANI BÜTÜN
OLAN: YARATAN'IN DARILDIĞI ŞEYLERE DARILIR, HOŞLANDIĞI ŞEYLERDEN HOŞLANIR,
SEVİNÇ DUYAR. TANRI'YA İNANAN KİŞİ OLMAK KOLAY, ASIL ZORLUK " TANRI'NIN İNANDIĞI
İNSAN OLMAKTIR. İnsan YARATAN'ı bilmezse,
yarattığını sevmezse, düzen bozulur. KADER
YENİDEN YAZILIR, selamet öyle gelişir. İnsanoğlu sadece RABB'i için
çalışır. Söz: bileninden gelmeli, bilen insan SÖYLEDİĞİNİ EYLEMLEMELİ, yoksa ne sazı,
ne sözü dinlenmez, bilgisi oylanmaz. EY İNSANLAR! BÜYÜK BİR İŞ İÇİN YARATILDINIZ AMA ÇOĞUNUZUN
BUNDAN HABERİ YOK. RESULÜ'nün yerini " KÂBE'dedir…”
dediler, KÂBE'yi getirip de her gönüle koydular. Açıp bakarsan gönlünü, orada bulacaksın RESULÜ'nü. Her bir yarattığını " BULSUN! " diye ZORLAMIŞ. Bildiğin, GÖNÜLDEDİR;
bulduğun aklında. RABB'imin ADI, yaratılmış her insanın ALNINDA MÜHÜRDÜR. O ADI BİLİRSEK, O AD İLE
YÜRÜRSEK, YOLUMUZUN IŞIĞI OLUR, GÖNLÜMÜZÜN AŞIĞI OLUR. Gönüllerin BİR'liğini
RABB'im kutsar, DER Kİ: BENİ / BENİMLE
BULUŞTURANLARA SELAM OLSUN. Her kulun mana aleminden YARDIMCISI vardır, ne var ki YARDIMCI, ALLAH'INA YÖNELDİĞİN ANDA
HİZMETİNİ YAPABİLİR. KUL ALLAH'IMA YÖNELMEZSE, ALLAH'IM YARDIMCISI İLE ARASINA
PERDE GERER. Kul duasını eder ULUSUNU
ÇAĞIRIR, ULUSU ONU ÇIKMAZDAN KURTARIR. Niyaz ediniz GERÇEĞİ BULUNUZ, açık kapı girmek için sebeptir. O kapıyı bulmak
için, DOST ADI'NI ANMALI. HAK ADI'nı
ananlar, HAKK'a talip olanlar; RESULÜ'NÜN SELAMINI ALIR, O'NUN SEVGİSİNİ
KENDİNDE BULUR! ALLAH'ım kulunu kolaylar, KULU ALLAH'TAN DİLERSE. Kul kuldan beklerse, çözüm bulmaz. ULU'LAR,
ANILDIĞI YERDE, ANILDIĞI AN BULUNURLAR, topluca anılırsa meclisi kurarlar.
Andığınız an MURADINIZ İLE ANIN Kİ, cümlesi
alsın YÜCE'YE İLETSİN. Kefil olan, olduğu kulun gönlünü bilendir. Almayı
bilene veremem demez, olmayacağı kuluna müjdelemez. ULU'nun kulu olmaz, ULU
kula vasidir. Ay ışığı nasıl her yuvayı aydınlatır, NE VAR Kİ PENCERESİ AÇIKSA. HAKK'a açılan yol HAK ADI'na açık
kalır, dileyene değil.. ALLAH'IN
EMİRLERİNE UYANLARA-UYGULAYANLARA görmeyi nasip eder. Uymayı dileyenler, GÖNÜLLERİNİ PAKLARLAR. Yükseldikçe bundan sonrası ZORLUDUR. Çünkü, her basamak için KUL HER YANDAN İMTİHAN EDİLİR. KUL EMEĞİNİ VERDİYSE, aklı yere
erdiyse: KENDİ IŞIĞINI YARATIR, KENDİ
KENDİNİ AYDINLATIR. Engelleri aşmalıyız, RABB'im gösterdi ise hedefi: GÖRMEYE, VARMAYA ÇALIŞMALIYIZ. ALLAH'ım! Ayağını
atmasını bilmeyene yardımcı gönderir, BİLİPTE DOĞRU ATMAYANA YARDIMCI NE
YAPSIN. Yardım
alabilmek için, LAYIK OLABİLMEK
GEREKLİDİR. Her kulun ULU'su olur, ne var ki ULU YARDIMINI ALLAH'IMIN İZNİ İLE YAPABİLİR. ALLAH'IM DA LAYIK OLAN
KULUNA ULU'SUNU YARDIMCI GÖNDERİR. ULU'su olup da yardımını yapamadığı
günde, ULU'su azap duyar ve duacı olur. ALLAH'ım! Yolunu çevir, dünyaya doyur,
ahreti duyur. Gönülden gönüle yol daima açıktır, KULUN GÖNÜL KAPISI AÇIK İSE. Kul kendi bulamayacağı yolda YARDIMCISI GELİR, NİYAZ İLE RUH'UNA
YARDIMCI OLMAYA ÇALIŞIR. Gelenler ALLAH'IMIN İZNİ İLE GELİR. Hata eden
kulundan izin kaldırılır, elbet ULU'nuz mahzun olur. ALLAH'ım izinleri
kaldırmasın, sizleri ve bizleri mahzun koymasın. Her gününü O'nunla paylaşanlar, her
alanda RESULÜ ile söyleşenler: elbet diledikleri halde olurlar, diledikleri
meydanı bulurlar. RESULÜ'nün kıymetini cümle alem bilmeli, cümle alemde
RESULÜ'nün mührünü görmeli! O, bizim RAHMET
KAYNAĞIMIZDIR. O, BİZİM SEVGİ OCAĞIMIZDIR. O, BİZİM RAHMETİNE SUSADIĞIMIZ
KUCAĞIMIZDIR… O'NUN RAHMETİ CÜMLEMİZİN ÜZERİNE OLSUN, CÜMLEMİZE RAHMETİ ERSİN. İnsanı
bir nefesten YARATTIM DİYEN RABB'im, ÖNCE
MUHAMMED'İN NUR'UNU YARATMIŞTIR ve O'NUN NURU İLE KÂİNATIN HER ZERRESİNİ
YARATMIŞTIR. Hz.MUHAMMED: BİZ, RABB'ini bilenlerin
yanındayız, RABB'i ile olanların yanındayız, yaratılanı bilenlerin yönündeyiz. Her niyet RABB'ine ulaşır, ERENLER
DİLENDİKLERİ ZAMAN,
DİLEYENLERİYLE BULUŞUR, kimsenin şüphesi olmasın, kimse gönlünü kırmasın.
ALLAH'ıma dua et, dua et ki… sana verilenler çoğalsın. DUALARINI GÖNLÜNDEN NASIL DUYUYORSAN ÖYLE YAP. ALLAH'A SÜSLÜ DUALAR
DEĞİL, ALLAH'I ANAN, GÖNLÜNDE OLDUĞU GİBİ OLAN DUALARDIR MAKBUL OLAN. O, DER Kİ; HER AN
KULLARIMLAYIM, HER AN KULLARIMDAYIM. HADİD 4: Nerede olursanız O sizinle
beraberdir. ALLAH, yaptıklarınızı görendir. TA-HA
46: ALLAH,” Hiç korkmayın!” dedi. Çünkü BEN daima sizinle beraberim, KONUŞTUKLARINIZI İŞİTİYOR, OLUP BİTENLERİ
GÖRÜYORUM. Günler, aylar, yıllar
geçer, HER İNSAN GELECEĞİNİ KENDİ SEÇER. Yerdeki karınca, kovandaki arı, uçan
kelebekler; HER ŞEYİN ŞAHİDİDİR. ALLAH'ım oyunu, ARAYANA VERİR. Ne var
ki, ÖNCE DOLANDIRIR, SONRA DONANDIRIR. Niyaz
yerden, nasip YÜCE'den. OLAYLAR,BÜTÜNLÜĞE
KAVUŞTUKTA NETİCE ALINIR. RUH denilir açık söz istenilir. O BİR'dir, O'ndan gelen ayrı kalamaz.
Güneş ışığını yaymakla birliğinden kaybetmez. O'ndan gelen, O'nundur; O'NUN DENİLEN, SADECE O'DUR! BİR olanı
bölemezsin, O'NA " ONLAR " diyemezsin! Uyuyan RUHLAR dediğimiz , bileni-bilmeyenden
ayırdığımız odur. RUH'u bölüş, kâinata serpiş,
ARITIP tekrar dönüş. Dönüş nereye? Önce kendine, sonra ARI GÖNÜLLE RABB'e. O;BAKAR senden-benden, O BAKAR aksi
yönden… O AĞLAR ağlayan ile, O GÜLER bekleyenle, O SEVER saklayanla, GÖNLÜNÜ
PAKLAYAN İLE. O, O'nu bilenler ile YÜCE'den
YÜCE'dir. O,O'nu bilmeyenlere geceden gecedir. ULULAR kimlerdir? Cümle dinlerin
üzerine çıkmış, onu her haliyle idrak etmiş, idrakini dünyada bilmiş, bilmeyene
vermiş kullarıdır. "Ben!” diyen, şirk koşandır! Ne sen,
ne ben, SADECE O !... RABB'im: yarattığı bunca varlıkta KENDİ'Nİ BULUR,çünkü
KENDİ'nde OLAN'I VERİR. Kâinatı neden yarattı? KENDİ'Nİ SEYREDİYOR. Bina kurulur, KİMİN ELİYLE? Ezan okunur, KİMİN DİLİYLE? Kâinat seyredilir, KİMİN GÖZÜYLE? Her dilde SÖZÜ VARDIR, her çiçekte ÖZÜ VARDIR, KÂİNATTA GÖZÜ VARDIR. Her
nağme, SEN'DEN O'NA HİTABDIR. Can/bende, ten/sende, bulalım
kâinatta.” Can/bende” denende, CANAN'I
GÖNÜLDE BİLENDEDİR. " Ten/sende” denende, SIFATI'nı dünyada görendedir.
ALLAH'tan başka bir şey yoktur. HAK: kulağın, gözün, elin ve dilin aynıdır.
Yani hislerin kendisidir. Dünyanın balığında, HAK kulu kılığındadır: NEFESİ,
kulunda bulur vucud. O ne derse uyduk, O'NUN SESİNİ kulunun nefesinde duyduk. O, senin ile sende değil, sen O'NUN İLE O'NDASIN! " GEL "DİYENE
UYARSAN, gönlünde OLAN'ı duyarsan… "OL” DİYENE uyarsam, YAZAN'dan bilirim… " OL
" DİYEN elbet RABB'imdir, YAZAN da! " OL " DİYEN OLDURUR, " BİL " DİYEN
BULDURUR. YÜCE TANRIM, bu ilahi sır
bilgileri vermekte bizi vasıta kıldığın için her zerremiz ile SANA HAMD
EDİYORUZ. HU
|