DUALARIN    İŞLEYİŞİ

Sık sık dua ederiz ama dualarımız nerede ne kadar fayda sağlar, duayı nasıl etmeliyiz ? Dua nedir, niyaz nedir? Zikirlerdeki rakamlar nedir? Bunları hiç düşündünüz mü?

Evvela dua ağızdan gönüle inmeli, sırf dua ettim demek için acele acele edilen dua kabul olurmu? Nasıl dua edeceğimizi aşağıda yazdığımız ayet bize açıklıyor.

ISRA suresi, ayet 106 : Onu bir KUR'AN olarak, insanlara dura dura okuyacaksın diye kısımlara ayırıp ağır ağır indirdik.

            Ayette belirtildiği gibi duamızı kelimeleri yutmadan ağır ağır ve ancak kendimizin duyacağı şekilde okumalıyız. ALLAH'a yalvararaktan canı gönülden edilendir makbul olan.

Her işimize besmele ile başlamalıyız amma besmelenin ne dediğini bilerek ve uygulayarak başlamalıyız.” Esirgeyen bağışlayan ALLAH'ım…dediğimizde, her adımımızı esirgeyen ve bağışlayan olarak atmalıyız. Besmeleyi söyleyip de yaptıklarımızı esirgemeden ve bağışlamadan yapıyorsak, besmele yalnız ağızda kalmış ve amacına ulaşmamış olur. Lütfen okuduğunuz duaların Türkçe anlamlarını okuyup öğrenin ve o duayı okurken ne dilediğinizi bilerekten okuyun ve gereklerini yapın.

NİSA suresi, ayet 59: Sonra bir şeyde tartışmaya girdinizmi, eğer ALLAH'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, onu ALLAH'a ve Resule arz edin. Böyle yapmanız hem daha hayırlı, hem de sonuç bakımından daha güzeldir.

            Ayetten de apaçık olarak anladığımız gibi ALLAH anlaşmazlıklarımızın güzel sonuçlanması için KENDİSİ'nden ve Resulümüz'den yardım dilememizi istiyor. Öyleyse bundan sonra bir tartışmaya girmeden önce hemen kendimize dönüp dua ile ALLAH'tan ve Resulü'nden yardım dileyip öyle hareket edelim. YARATAN her hususta duamız kadar nasip verir, dileyen – dilediği kadar nasip alır.

FURKAN suresi, ayet 77: De ki; sizin dua ve kulluğunuz olmasaydı, RABB'im size değer verir miydi?

Gümüşhanevi 1341 nolu hadis: Dua, gelen ve gelecek olan musibetlere karşı faydalıdır. ALLAH'ın kulları duadan ayrılmayın.

Dua nedir:

Duanın ilk önce sözlük manasına bakalım: ALLAH'a yalvarma, TANRI'yı yardıma çağırma, üstün GÜÇ'ten bir şeyin yapılması veya yapılmamasını dilemek için yapılır. Sözlük manasından sonra ÖZ manasına bakalım ve zevk edinelim. Bir vasıta veya vesile ile ALLAH'ıma yapılan yakarış ve belli bir çerçeve içine alınmış sözler ( İhlas, Fatiha, ve diğerleri ) duadır. Madde dileğin dahil, duada sen – ben vardır. Yalnız vazife olarak değil, gönülden gelerek yapılan duadır makbul olan.

ARAF suresi, ayetler 55 – 205 ( Isra 110 ) : RABB'inize yalvararak ve gizlice dua ediniz. Muhakkak ki ALLAH, bağırıp çağırarak haddi aşanları sevmez.

Bu ayette de apaçık olarak nasıl dua etmemizi YARATAN bildirmiş. Etrafın dikkatini çekmek için bağırarak dua etmek ve reklam için dua eder gibi görünmek kişiyi helake götürür.

Unutmayın söylediğiniz yalanlarla etrafınızı kandırabilir, hatta yalanlarınıza siz de inanır hale gelirsiniz amma….ALLAH'ı asla kandıramazsınız. Bedeniniz bu dünyada cezasını çeker, Ruh'unuz öte alemde cezasını çeker.

BAKARA suresi, ayet 153 : Ey iman edenler! Sabırla ve ibadetle ALLAH'tan yardım dileyin. ALLAH sabredenlerle beraberdir.

Gümüşhanevi 3760 nolu hadis: ALLAH'ın fazlından isteyiniz! Çünkü ALLAH kendisinden istenmesini sever. En üstün ibadet, duadan sonra halası ( kurtuluşu ) beklemektir.

Hz. MEVLANA : Ne mutlu ağır imtihanlara ALLAH'tandır deyip sabredenlere. 

Dua nasıl ve ne zaman tesirini gösterir?

Dualar: anında ALLAH'ıma, ALLAH'ımdan ULU'muzun makamına gider. Biz duamızı eder ULU'muzu çağırırız, ULU'muz gelir ve bizi çıkmazımızdan kurtarır.

ULU kimdir: ULU, ALLAH tarafından bizi korumak ve bize yardım etmek için görevlendirilmiş öte alemdeki koruyucu ZAT'tır. O bizim her şeyimizden sorumludur.

ALLAH'tan bir yardım dilediğinizde yalvararaktan önce Resulümüz'ü, sonra da ULU'nuzu yardıma çağırıp bekleyin, göreceksiniz ki her şey hayırlısı ile daha kolay bir şekilde halolacaktır. Eğer olmuyorsa sizin için hayırlı olmadığı için olmuyordur bunda hiç şüpheniz olmasın.

Dualar yerine göre bazen anında olur, bazen de zaman içinde olur, her şey zamanı geldiğinde yerini alır. Bizim için neyin hayırlı, neyin hayırsız olduğunu ancak YÜCE ALLAH'ım bilir.

RAHMAN suresi, ayet 29: Göklerde ve yerde kim varsa O'ndan ister. O, her an yeni bir iş ve oluştadır.

            Okuyalım, ALLAH'tan dileyelim! Demeyelim,” YAZI bozulmaz!...” YAZI'yı sen bozamazsın, yeniden yazamazsın amma YAZAN, bozar da, çizer de….Yeter ki, ALLAH'ımıza yönelelim, dilemesini bilelim.Amin.

Kaderin bir değişmeyen ana hattı vardır ( doğum, evlilik, ölüm gibi ), bir de yukarıdaki Rahman suresinde belirttiği gibi, dua ve niyazlarımız ile ve güzel amellerimiz ile değiştirebileceğimiz kaderimiz vardır. Biz her zaman kendimiz ve cümle için hayır dileklerde bulunup iyiyi umut edelim. Unutmayın hatasızlık yalnız ALLAH'ıma mahsustur ve bizler her an günah işleyebiliriz, mühim olan bilerek kötülük yapmayalım ve her zaman ALLAH'ımın affına sığınalım. Olmasını dilediğimizi, duacı olalım! Cümlemiz duacı olalım cümleye.

Gümüşhanevi 1810 nolu hadis: Dileğini ALLAH'a sunmayana, ALLAH gazap eder.

MÜMTEHİNE suresi, ayet 12 ( Muhammed 19 ): Başkalarını günahlarının affı için, ALLAH'a dua et.

            Hep kendi günahlarımız için dua ederiz, halbuki ayetten de anlayacağımız gibi ALLAH başkalarının günahlarının affı için de dua etmemizi emrediyor. Kimin duasının kabul olunacağını yalnız ALLAH'ım bilir. Kılık kıyafetiyle, yaşantısıyla kimseyi yargılamayalım, kınamayalım, kimseye ölçü vurmayalım. ALLAH'ım kendisinin sevdiği kullarını öyle perdeler ki, kimse onu bilmesin ve ona ziyan gelmesin diye, bize düşen cümleyi MÜMİN bilmek. Her kul hali ne olursa olsun, ne yaparsa yapsın, değerlidir, sevilmelidir. Bilelim ki,

" gerçek senin bildiğin değil, ALLAH'ımın yazdığıdır.”

                               HER  ANIŞ  İBADETİN  TA  KENDİSİDİR.

Dua olayı değiştirmez, bizi dışına çıkarır. Olayı önleyemeyiz! Ne var ki, kendimizi hazır bilirsek, ALLAH'ıma sığınırsak; olay bizi sıyırır geçer.

Sevdiğimizi sevmediğimizi kendimizden kendimize danışırsak, BEN şah damarından da yakınım diyen RABB'imiz ile şüphesizce konuşursak, yanılmayacağımız cevabı er geç alırız ve her konuda kendimizi doğruda buluruz.

            Dua: olumsuz düşüncenin eyleme ( uygulamayı ) geçmesini önler.

ALLAH'ım öyle yüce ki, bizim her duamıza bakar, ne var ki, alsın gitsin ne hali varsa görsün demez, bize hayır olanı verir.

Umut kimdedir? HAKK'ı bilende, verir diyendedir. Ne oldu ne olacak dersek, umut kapımızı kaparsak HAK'tan uzaklaşmış oluruz. Umutsuzluk şirktir.

          Okuyalım, alışalım.” Yasin " okuyan, dünya ve ahiretin selametini bulur; yaşantısını aşk ile doldurur; kaideye  oturur, yerini bulur. Kaideye oturan, sarsılmaz.

Hz.ALİ şöyle diyor: " Yasin” okuyandan ALLAH'ım razı olsun, elim elinde kalsın.         

            Kolun uyuştumu, oku! Peygamberimize ve cümle ümmetinin RUH'una. Dua dileyen

( göç etmiş ) gelip, gönül kapısı açık olana işaret verir, kolun uyuşması, başın ağrıması, kulak çınlaması, göz seyirmesi, hep bunların işaretidir. İşaretini alan okusun " ALLAH'ımın cümle kullarına " desin. Dünyamızı ve ahretimizi aydınlatır. Göç ( ölmüşlere )etmişlere dua okuruz da, yaşayanlara duamızı neden esirgeriz? Cümleye diye okursak iki alemin bayrağına bürünür, Peygamberimizin ümmetine sığınırız.

Sırat köprüsü fakirin duası ile geçilir, kestiğin koyun ile değil. Ölülerimize dua yolluyalım, hayır yapalım, hayır yaptıklarımıza ölmüş olan yakınlarımızın adını verelim ve onlara duacı olmalarını rica edelim.

Hadis: Resulümüz Hz. Ömer'e: Ey kardeşçiğim Ömer! Salih duana bizi de ortak et ve bizi unutma.                                                                                                                                      Ya ALLAH!  Dedikte, AD'ına bürünürüz: Ya ALLAH BİSMİLLAH! Dedikte, AD'ına bürünür, AD'ı ile gönlümüzü yıkamış oluruz, güçlüğe karşı durmuş oluruz.

            Ne iyide, ne kötüde ölçüyü biz vermeyelim. Olumsuz düşüneni dert etmeyelim, kötü diye söz etmeyelim, ALLAH'ıma duacı olalım, o da doğruyu bulsun, uykudan uyansın.

Tesbih çekerken dikkat edeceğimiz şudur: Tekbir getirmeden tesbih çekmemeliyiz. Çektiğimiz tesbihte, BİR'liğine uydurur.

Tesbih ve zikirlerde her ismin " ebceb” hesabıyla bulunan kaç defa söyleyeceğimize ait rakamları vardır, bu tesadüfü değildir, her rakamın ayrı bir sırrı ve yaydığı bir enerjisi vardır.

Duanın anlamını anlattık, şimdi de " NİYAZ'ın” anlamını anlatalım.

Sözlüğümüzü açıp baktığımızda " niyaz'ın " karşılığı: TANRI'ya yakarma, bu yakarma, TANRI dışında kalan her şeyden arınmayı içerir. ÖZ manasına bakarsak: dua'da ben – sen var, ama niyazda ben – sen yok BİZ var, şöyle ki; Niyazda YARATAN ile yaratılan vasıtasız olarak karşı karşıyadır. ( Kendini mecbur etmeden, mecbur hissetmeden ALLAH ile kurduğun irtibattır ). Yumuşak olan her kulun okuması, ALLAH'ımın emridir. Her yolu gidişe götüren, her kapıyı açan; niyazdır, unutmayınız. ALLAH'ımın EL'i niyaz edenin sırtındadır. Niyaz: beden ile RUH arasındaki perdeyi açar. Ne var ki, ALLAH'a edilen niyaz. Dileyen niyaz eder, niyaz eden cevap alır. Gayenin oluşu, niyazın edilişine göredir. Demeyelim; niyaza ne hacet? ALLAH'ım  görsün. Görür elbet….ALLAH'ım dileyene verir. Dilemeyene, danışıp da sorana; sorulsun, yolu öğrenilsin diye verir – alır. Her niyazda uyuyan zerreler, uyanana katılır. RUH'un zerreleri, bedendeki her zerreyi döllendirir, bildiğince yollandırır, yandığınca küllendirir. Yüce TANRIM : Maddeyi dilediğime, manayı her dileyene veririm der..Yalnız madde için ve bir manimiz için ALLAH'a niyaz etmeyelim, mana için ve bize iman vermesi için her an niyaz edelim. Niyaz odur ki, kendini siler, cümle için el açarsın.  

Niyazın dört yönü :

Dil ile, Beden ile, Gönül ile, Aşk ile niyaz.

Dil ile: Kulunun gönlünü hoş etmektir. Beden ile: Namaz kılma, beden ile kuluna yardımcı olma. Gönül ile: Sevme, her kuluna – her yarattığına ayni sevgiyi verebilme. AŞK: Her şeyin üzerinde….ALLAH'ıma edilen niyazdır.

Niyaz'ımızın oluşu, bebeğin mama yiyişine benzer. Bebek mamayı yer, gelişir – büyür; niyazımız da öyledir. Biz hemen niyazımızın olmasını dileriz, ALLAH sevdiği kuluna isteğini geç verir çünkü kulunun O'na yalvarışını sever, ALLAH kıskançtır ! kulunun O'ndan başkasıyla ilgilenmesini istemez.

            Dağınık düzen, niyazımızca yer bulur, düğümlerimiz niyazlarımız ile çözülür.

Yolun gidişine uymak, kulun gayretinden değildir! Olayı ALLAH'ım hazırlar, kulun önüne serer. Gücünü niyetine değil, niyazına harca. Güzel niyazın yolunu açar, seni her gün bir adım öteye iter. Ne var ki; niyaz gönülden geldiği gibi edilir. Anda gönülden ne geçirirsen o duayı coşarak okursun. ALLAH, ALLAH, ALLAH şefaat ya Resulullah diyesin, ALLAH'ımın yüceliğine niyaz ile varasın.

ALLAH'ımın AD'ına edilen her niyaz, gönlün yaklaştığı nispette yerini bulur. Topu eline alırsan her zaman aynı güçle atamazsın. Bileğinin gücüne göre uzağa gider. Niyaz da öyledir. Gönlünün yaklaştığınca değerini bulur. Kalbin coştuğu zaman içinden ne gelirse, öyle ALLAH'ını anarsın. Tam manasıyla kalbinizi ALLAH'a bağlayacaksınız, bunu yapabildinizmi anahtarı kolayca çevirirsiniz.