ALLAH'IMIN UYARILARINA ve EMİRLERİNE
UYMAYANLAR
Can Dostlarım!
ALLAH'ım, dünyada iken O'na varabilmemiz, hem dünya hayatımızın hem de ahiret hayatımızın güzel olması için bize 4 Kitabı, Peygamberleri, Evliyaları yollamış, bize nasıl davranmamız gerektiğini, neleri yapıp neleri yapmamamız gerektiğini bildirmiştir. Neleri yaptığımızda Cennete gideceğimizi ve neleri yaptığımızda Cehenneme gideceğimizi de 4 Kitap'ta bildirmiştir. Dua okurken kitabımız KUR'AN'ı Arapça okumak çok güzeldir ama öğrenmek için muhakkak anladığımız dilde Türkçe okuyup anlamını anlayıp onunla amel etmeliyiz. Yoksa anlamını bilmezsek, ALLAH'ımın bizden neler istediğini ve nelerden sorumlu olduğumuzu nasıl öğreniriz? ALLAH'ım OKU, ÖĞREN, UY, ÖĞRET diyor. Öyleyse hepimiz birbirimizden sorumluyuz. KUR'AN'ı okurken bize hitap ettiğini bilip emirlerini yerine getirmek için gayret etmeliyiz.
Şimdi Ayetler ve Hadisler ile bunu açıklayalım.
MAİDE suresi, ayet 67: Ey şanlı Peygamber, sana RABB'inden her indirileni tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan onun elçiliğini yerine getirmemiş olursun. ALLAH, seni insanlardan koruyacaktır. Emin ol, ALLAH, kafirleri muratlarına erdirmeyecektir.
KALEM suresi, ayet 52: Oysa bu KUR'AN, bütün insanlık için bir öğüt, bir şeref kaynağıdır.
HADİS ( Deylemi, Müsned ) Resulümüz buyurdular ki: Güzel konuşma, çok laf etmek değildir. O, doğru olanı açıkça ortaya koymaktır.
YASİN suresi, ayet 11: Ey peygamber! Sen ancak KUR'AN'a uyan, görmediği halde Rahman olan ALLAH'ın azabından korkan kimseleri uyarabilirsin. Sen onlara, ALLAH'ın kendilerini bağışlayacağını ve onlara bolca mükafat vereceğini müjdele.
NECM suresi, ayetler 39, 40, 41, 42: Doğrusu insanın çalıştığından başkası kendinin değildir. Ve elbette çalışması yarın görülecek. Sonra ona en değerli mükafat verilecek. Ve elbette sonunda RABB'ine gidecektir.
HADİS ( Hatib,Tarih ) Resulümüz buyurdular ki: İlim ibadetten üstündür. Dinin temel direği takvadır.
SAD suresi, ayet 29: Bu çok mübarek Kitab'ı, sana özü temizler ayetlerini düşünsünler ve ibret alsınlar diye indirdik.
A'RAF suresi, ayetler 1, 2, 3: Elif, Lam, Mim, Sad. Bu uyarman ve mü-minlere öğütte bulunman için sana indirilen bir Kitap'tır. Artık bundan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın. Size RABB'inizden indirilene uyun: O'ndan başka dostlar ( edinip ) uymayın. Ne de az öğüt tutuyorsunuz.
HADİS ( Ebuş-Şeyh ) Resulümüz buyurdular ki: Bir ilmi öğrenip de onunla amel eden kimseye ALLAH bilmediğini de öğretir.
NEML suresi, ayet 92: De ki: Bana ancak bu beldenin ( MEKKE'nin ); onu mukaddes kılan ve her şey kendisine ait olan RABB'ine kulluk yapmam emredildi. Yine bana, Müslümanlardan olmam ve KUR'AN'ı okumam emredildi. Artık kim doğru yola girerse yalnız kendisi için girer. Kim de doğru yoldan saparsa de ki: Ben ancak uyarıcılardanım.
EN'AM suresi,ayet 48, 49: Biz peygamberleri ancak müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kim iman eder ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir. Ayetlerimizi yalanlayanlara da, yapmakta oldukları fasıklıklar yüzünden azap dokunacaktır.
Resulü'nün varlığında darlıkları silen RABB'im, iyiyi kötüden ayırır, iyide olanı kayırır. RESULÜ'nü bilmek RABB'ine ulaşmanın yollarındandır.
ANKEBUT suresi, ayet 43: İşte biz, bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir.
EN'AM suresi, ayet 106: Sen, RABB'inden sana ne vahyolunduysa ona uy; yoktur O'ndan başka ilah; ve müşrikler ne derse desin aldırma, onlara ehemmiyet verme.
YUNUS suresi, ayet 44: Şurası bir gerçek ki ALLAH, hiçbir şekilde insanlara zulmetmez; fakat insanlardır ki, bizzat kendilerine zulmederler.
ISRA suresi, ayet 58 ( Tevbe 15, 115 – En'am 35 – Nahl 93 – Talak 2 ) : Muhakkak suretle hepiniz, bütün yaptıklarınızdan sorumlu tutulacaksınız. Her kim de ALLAH'tan korkarsa, ALLAH ona bir çıkış yolu gösterir. Hem ALLAH, dilediğine tevbe de nasip eder.
EN'AM suresi, ayet 132: Herkes için yaptığı ( iyi veya kötü ) işler karşılığında farklı mertebeler vardır. RABB'in, onların yapmakta olduğu hiçbir şeyden habersiz ve yapılanlara karşı da kayıtsız değildir.
Nüfus cüzdanına " İslam " yazdırmakla. Bedeviler, Emeviler misali İslam oldum deyip kurtulacağını mı sanıyorsun? İman, amelden bağımsız bir kavram değildir. İmanını, Salih amele dönüştürüp, inandığın doğruları hayatında yaşam tarzı olarak uygulamalısın.
AYET: Sizden öncekileri sınamıştık, yalnızca " inanıyoruz "demekle sınanmadan bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz? Bu sınavın gayesi; kimler ALLAH yolunda, kimler tagut yolunda savaşıyor, birbirinden ayrıştırmak için. ALLAH yalancıları ve gerçeği söyleyenleri şüphesiz bilir. Benim yanımda yer alanlaradır cennet vaadim.
ÖZÜ – SÖZÜ – EYLEMİ BİR OLMAYANLAR MÜNAFIKTIR.
TEVBE suresi, ayet 68: ALLAH erkek münafıklara da, kadın münafıklara da, küfre sapanlara da, içinde uzun süre kalacakları cehennem ateşini vaat etmiştir. O yeter onlara. ALLAH lanet etmiştir onlara. Köklü bir azap var onlar için.
HADİS ( Hatib / Tarih ): Hz. Cabir ( R.A ) tan rivayetle Efendimiz ( s.a.v ) buyurdular ki: Bir adam, hangi topluluğun yaptığını severse, bu sevgi sebebiyle, kıyamet gününde onların arasında haşrolur ve onların hesabı ile hesap görür. Onların yaptıklarını yapmasa bile.
TAHRİM suresi, ayet 6: Ey iman edenler! ( Kendinizi ve onları ALLAH'ın hükümleri istikametinde eğiterek ) hem kendinizi hem de ailenizi, yakıtı insanlarla taşlar olan müthiş bir Ateş'ten koruyun. Onun başında hem görünüş hem karakter itibariyle sert ve çetin melekler vardır; ALLAH onlara ne emrederse asla karşı gelmezler ve kendilerine her emredileni yerine getirirler.
ŞUARA suresi, ayetler 214, 215 : En yakın hısımlarını uyar. Ve SANA UYAN müminlere kanadını indir.
ŞURA suresi, ayet 20: Her kim ahiret kazancını isterse, biz onun kazancını arttırırız, her kim de dünya kazancını isterse ona da ondan veririz, ama ona ahirette hiçbir nasip yoktur.
ŞUARA suresi, ayet 213: Sakın ALLAH'tan başka bir ilah daha edinip de ona ibadet ve dua etme; yoksa azaba maruz kalanlardan olursun.
NECM suresi, ayet 29: O halde, Bizi anmaya ve Kitabımıza sırt dönen ve dünya hayatını yegane gaye edinenleri, sen de bir tarafa bırak.
ISRA suresi, ayet 41: Biz, onların akıllarını başlarına toplamaları için bu KUR'AN'da
( çeşitli ikaz ve ihtarları ) türlü şekillerde tekrar ettik, Fakat bu, onlara, daha da kaçıp uzaklaşmaktan başka bir şey sağlamıyor.
TEVBE suresi, ayet 38: Ey iman sahipleri! Size ne oldu ki,” ALLAH yolunda seferber olun” denilince yere çakılıp kaldınız. Ahiretten vazgeçip iğreti hayata mı razı oldunuz? O iğreti hayatın nimeti ahiret yanında pek azdır.
MÜLK suresi, ayet 10: Ve yine derler ki:” Eğer kulak vermiş olsaydık veya akıl etmiş olsaydık, sair / cehennem halkı arasında olmazdık.
CİN suresi, ayet 16, 17: Ve eğer onlar gerçekten o yol üzere dosdoğru gitselerdi, elbette onlara, kendilerini saf hale getirmek için bol bir su verirdik. Kim RABB'inin anılmasından / RABB'inin zikrinden ( KUR'AN'dan ) yüz çevirirse, o da onu gittikçe yükselen bir azaba sokar.( Bol bir su verirdik ifadesi " bolluk, bereket verirdik” anlamındadır.)
MAİDE suresi, ayet 1: Ey iman edenler! Gerek ALLAH'a ve gerekse insanlara verdiğiniz sözleri ve yaptığınız bağlantıları yerine getirin.
HADİS ( Buhari – Müslim ) İbn-i Mesud ( R.A ) rivayet etmiştir. Peygamberimiz buyuruyor ki: Sözleşmesini bozan kimse için kıyamet günü bir bayrak çekilir ve Bu filan kişinin dönekliğidir, denilir.
HADİS ( Buhari – Müslüm ): Ebu Hüreyre (R.A) rivayet etmiştir: Peygamberimiz buyuruyor ki: Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan konuşur, vaat ettiği zaman sözünü yerine getirmez, kendisine bir şey emanet edildiği zaman emanete hiyanet eder. O kimse oruç tutsa, namaz kılsa ve Müslüman olduğunu öne sürse dahi münafıktır.
İNSAN ( DEHR ) suresi, ayet 7: Onlar VERDİKLERİ SÖZÜ tam bir biçimde yerine getirirler ve kötülüğü salgın olan bir günden korkarlar.
AHZAB suresi, ayet 36: ALLAH ve Resul'ü bir işe hüküm verdiği zaman, bir kadın ve erkeğe o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim ALLAH ve Resulü'ne karşı gelirse bir sapıklığa düşmüş olur.
CASİYE suresi, ayet 8: Ki ALLAH'ın ayetlerinin kendisine okunuşunu dinler, sonra böbürlenmiş olarak inadına devam eder. Sanki hiç duymamıştır onları. Artık acıklı bir azapla muştula böylesini.
EN'AM suresi, ayet 46: De ki:” Gördünüz mü / düşündünüz mü hiç: eğer ALLAH sizin işitmenizi görmenizi alır ve kalplerinizi mühürlerse, onları size ALLAH'tan başka getirebilecek ilah kimdir?”. Bak, Biz ayetleri nasıl açıklıyoruz da onlar yine sırt çevirip engelliyorlar.
ZÜMER suresi, ayet 59 ( Yasin 46 ): Ayetlerim sana ulaştı fakat sen onları yalanladın, onları kabul etmeyi kibrine yediremedin ve kafirlerden oldun.
MUHAMMED suresi, ayetler 22, 27, 28, 29: Kendilerine doğru yol apaçık belli olduktan sonra eski hallerine dönenlere, Şeytan yaptıklarını güzel göstermiş ve onlara ümit vermiştir. MELEKLER, ONLARIN YÜZLERİNE ve SIRTLARINA VURARAK canlarını aldıklarında durumları nasıl olacaktır? Çünkü onlar, ALLAH'ın istemediği şeylerin ardından gittiler ve O'nun razı olduğu şeylerden hoşlanmadılar. Böylece ALLAH da onların yaptıklarını boşa çıkardı. Yoksa kalplerinde inanç problemi olanlar, ALLAH'ın onların kinlerini asla ortaya çıkarmayacağını mı sandılar.
YASİN suresi, ayet 12: Ölüleri diriltecek olan Biziz ve insanların ölünceye kadar işleyip ahiret hayatları için gönderdikleri ( Sevap ve günahları ) da,( öldükten sonra ) arkalarında kalan ( ama kıyamete kadar hesaplarına işlenmeye devam edecek ) iyilik ve kötülüklerini de yazıyoruz. Biz, esasen her şeyi apaçık bir öncü Kitapta tek tek kaydetmiş bulunuyoruz.
ZÜMER suresi, ayet 3: ALLAH, yalancı ve alabildiğine nankör hiç kimseye hidayet nasip etmez.
HADİS ( Taberani – Kebir ) Resulümüz buyurdular ki: Kişi bir şeyi gizli gizli yapıyorsa, ALLAH mutlaka hal ve hareketlerinde onun yansımasını gösterir.
MAUN suresi, ayetler 1 den 7 kadar: Bakmaz mısın Ahiret'teki hesabı ve hükmü yalan sayan şu adama! ( Öylesine inkarcı ve kötü biridir ki o ) yetimi şiddetle itip kakar; ve ihtiyaç içindeki yoksulu ne doyurur, ne de bu hususta başkasına teşvikte bulunur. Vay haline ( Ahiret hesabını yalanlayıp da ), adet usulü namaz kılanların! Ki onlar, namazlarından gafildirler. Yaptıkları ibadetleri halk görsün de kendilerinden bahsetsin diye yaparlar. Ve ( toplum içinde hemcinslerine karşı ) her türlü yardımı esirgerler.
HADİS ( Gümüşhanevi 1359 nolu hadis ): Kişi oruç tutar, namaz kılar, hacca gider, ümre yapar da kıyamet günü olunca ona ancak aklı ve güzel huyu kadar sevap verilir.
HAC suresi, ayet 38: ALLAH, iman edenleri savunur. Şu da kuşkusuz ki, ALLAH hiçbir haini, hiçbir nankörü sevmez.
MAİDE suresi, ayet 100: Pis ve murdar olanın çokluğu seni hayrete sevketse de,” Hiç pis ve murdar olanla temiz ve hoş olan bir midir?” de, ( böyle inan ve bunu anlat ) Ey gerçek akıl ve idrak sahipleri! ( O'nun koyduğu ölçülere riayetsizlik ederek aksini düşünüp öyle inanmak ve ona göre davranmak suretiyla ) ALLAH'a karşı gelmekten sakının ki, gerçek kurtuluşa, başarıya ve muradınıza erebilesiniz.
EN'AM suresi, ayet 116: Yeryüzündeki insanların ÇOĞUNLUĞUNA UYARSAN seni ALLAH yolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar.
FURKAN suresi, ayet 44 ( ENFAL 55, 56 ): Yoksa sen BUNLARIN ÇOĞUNUN işittiğini: akledip düşündüğünü mü sanıyorsun! Onlar hayvanlar gibidirler, hatta yolca, hayvanlardan da şaşkındırlar.
BAKARA suresi, ayet 119: Şüphesiz biz seni hak ile; müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemlik olanlardan sorumlu tutulacak değilsin.
HADİS ( Ebu Davut 4341 – Tirmizi 3058 ): Ebu Sa'lebe el Huşeni ( R.A ) dan. O, Peygamber (s.a.v ) e " Size nefsinizi korumak gerek ( Maide, 5/105 ) ayeti hakkında sorunca, Peygamber şu cevabı verdi: Ma'rufla amel edin, kötülükten uzak durun. Cimri insana itaat edildiğini, heva ve hevese uyulduğunu, dünyanın ahirete tercih edildiğini ve herkesin kendi görüşünü beğendiğini gördüğünüz zaman ( işte o zaman ) sen kendine bak, avamı bırak! Sizden sonra öyle bir zaman gelecek ki, o zaman sabretmek, avucuna kor almak gibidir. O zaman bir amel sahibi, bugün sizden amel eden elli kişinin aldığı ecri alacaktır. Ona denildi ki; Ey ALLAH'ın Resulü! Bizden elli kişi gibi mi? Yoksa onlardan elli kişi gibi mi ecir alacaklar? Bilakis sizden elli kişinin aldığını alacaklar.
AL-İ İMRAN suresi, ayet 77: ALLAH'a verdikleri sözü ve yeminlerini basit bir bedel karşılığı satanlar var ya, işte onlar için ahirette hiçbir nasip yoktur. ALLAH onlarla konuşmayacaktır, kıyamet günü onlara bakmayacaktır, onları temizleyip arıtmayacaktır. Onlar için korkunç bir azap vardır.
MEARİÇ suresi, ayetler 42, 44: Bırak onları! Dalsınlar oynasınlar, kendileri için belirlenen günlerine ulaşıncaya kadar. Gözleri yere eğik; bir zillet kuşatmıştır onları. İşte bu gündür onlara vaat edilmiş olan.
KALEM suresi, ayet 44: Ey peygamber! Bu sözü / KUR'AN'ı yalanlayanları sen bana bırak. Biz onları farkına varmayacakları bir şekilde yavaş yavaş helake sürükleyeceğiz.
HADİS 62: Bir kul, günahları işlemekte devam ettiği halde, dünya varlığından sevdiği şeyleri ona, Cenabı Hakkın vermekte olduğunu görünce bil ki, bu şüphesiz ALLAH Teala tarafından o kul için bir istidraçtır. Yani o kulu tedricen felakete kavuşacağına bir alamettir.
KALEM suresi, ayetler 8 – 13: Sen KUR'AN'ı ve seni yalanlayanlara sakın boyun eğme onlar isterler ki, sen bu davandan vazgeçesin. Böylece sana muhalefetten vazgeçip, iltifatkar sözler söylesinler. Sen şu adama boyun eğme; Durmadan yemin eden alçağa, onun bunun ayıbını arayan, söz getirip götürerek kovuculuk yapana, iyi ve yararlı işler engel olan, hak hukuk tanımayan işi günah işlemek olana, kaba ve zalim, üstelik bir de soysuz olana.
HADİS ( Buhari, salat 88, 1, 123 – Ebu Davud, 4342 ): İbn Amr ( R.A ) dan: Peygamber ( s.a.v ) parmaklarını birbirine geçirip: Ey Abdullah b.Amr! Sözleri ve emanetleri birbirine karışmış hale gelen işe yaramaz değersiz insanların arasında bulunduğun zaman nasıl hareket edeceksin? Dedi Ki: Ey ALLAH'ın Resulü! O zaman nasıl davranayım. Şöyle buyurdu: Tanıdığınla işini devam ettir, tanımadığından uzak dur. Seçtiğin iyi kişileri kabul et, kötü kişileri ve avamı terk et.
ALLAH'IM KULUNA SEVAP KAPISI AÇAR, NE VAR Kİ O KUL O KAPIDAN GEÇERSE.
FETİH suresi, ayet 29: MUHAMMED ALLAH'ın Resulü'dür. Onun yanında bulunan mü'minler, kafirlere karşı çok sert, kendi aralarında son derece merhametlidirler.
AL-İMRAN suresi, ayet 28: İnananlar, inananları bırakıp da kafirleri dost edinmesin. HER KİM BUNU YAPARSA, ALLAH'TAN İLİŞİĞİ KESİLMİŞ OLUR.
AL-İMRAN suresi,ayet 178. İnkar edenler, kendilerine vermiş olduğumuz mühletin, sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara ancak günahları artsın diye mühlet veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
BAKARA suresi, ayet 7: ALLAH onların kalpleri ve kulakları üzerine mühür vurmuştur; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Büyük azap da onlar içindir.
MÜNAFİKUN suresi, ayet 3: Bu onların iman etmeleri, sonra inkar etmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalkalplerinin üzerine damga vurulmuştur.( mühürlenmiştir ) artık onlar kavrayamazlar.
BAKARA suresi, ayet 10: Kalplerinde hastalık vardır. ALLAH da hastalıklarını artırdı. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azap vardır.
KASAS suresi, ayet 17: Dedi " RABB'im, bana lütfettiğin nimete yemin ederim ki, BİR DAHA SUÇLULARA ASLA ARKA ÇIKMAYACAĞIM.
HUD suresi, ayet 113: Haksızlık yapanlara güvenmeyin. Aksi takdirde size ateş dokunur. SİZİN ALLAH'DAN BAŞKA YARDIMCILARINIZ DA OLMAZ. Sonra da YARDIMSIZ BIRAKILIRSINIZ.
ABESE suresi, ayetler 40, 41: Kıyamet günü, yüzler ( Ruhlar ) vardır tozlanıp şekli değişmiş, siyahlıklar kaplamış.
Kötülerin sonlarının ne olacağı ile ilgili birkaç ayet: NUR 39, 40 – İBRAHİM 18, 22, 42 – ZUHRUF 83 – MUHAMMED 1, 8, 9 – YUNUS 59 – CASİYE 9 – MERYEM 72
BAKARA suresi, ayet174: ALLAH'ın indirdiği Kitap'taki gerçekleri ve hükümleri açıklamayıp gizleyenler ve onları ( para, mal, şöhret, mevki gibi, Ahiret kazancına nazaran ) pek az bir fiyata değişenler, hiç şüphesiz böyleleri, karınlarında ateşten başka bir şey yememektedirler. ( Af ve merhamet dilemek için ALLAH ile konuşmaya en muhtaç olacakları ) Kıyamet gününde ALLAH onlarla konuşmayacak ( günahlarını affetmeyerek ) onları temizlemeyecek, temize çıkarmayacaktır ve çok acıklı bir azap vardır onlar için.
BAKARA suresi, ayet 170: ( Şeytanın izinde giden ) kimselere,” ALLAH'ın indirdiği ( KUR'AN'a ) tabi olun” dendiği zaman.” Hayır, bilakis biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz ( adet görenek ve inançlarımıza ) tabi oluruz” derler. Ataları, hiçbir şeye aklı ermiyor ve hiçbir şekilde doğru yol üzerinde değildiyseler de mi?
KEHF suresi, ayet 104: Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar.
İNSAN ( Dehr ) suresi, ayet 24: O halde sen, RABB'inin hükmü gelinceye kadar sabret ve işi gücü günah ve inkar olanların ( isteklerine ve tekliflerine ) kulak asma.
MERYEM suresi, ayet 59: Ama arkalarından öyle bir nesil geldi ki; namazı / duayı yitirdiler, şehvetlere uydular. Bunlar, azgınlıklarının cazasını bulacaklar.
Her olay karşıtı iledir, iyi – kötü, beyaz – siyah, cennet – cehennem, SENİN SEÇME HAKKIN VARDIR. İki yol olur her kulun önünde, HAH YOLU ve onun karşıtı, kulun kaderi her iki yolda yazılıdır, SEÇİM SENİN HAKKINDIR.
K İ M L E R D E N U Z A K D U R A C A Ğ I Z
MÜMTEHİNE suresi, ayet 1: Ey iman sahipleri! Düşmanımı ve düşmanınızı dostlar yerine tutmayın! Onlar, size HAK'tan geleni inkar ettikleri, RABB'iniz ALLAH'a inandığınız için Peygamberi ve sizi yurdunuzdan çıkardıkları halde, siz onlara sevgi sunuyorsunuz. Benim yolumda gayret sarfetmek, benim hoşnutluğumu kazanmak için seferber olduğunuz halde, içinizde onlara sevgi besliyorsunuz. Sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da en iyi BEN bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.
HUD suresi,ayet 113: ZULMEDENLERE EĞİLİM GÖSTERMEYİN! Yoksa ateş sizi sarmalar. ALLAH'tan başka dostlarınız kalmaz, size yardım da edilmez
BURÇ suresi, ayet 10, ( Ahzab 58 ): Şüphesiz inanmış erkeklerle, inanmış kadınlara işkence edip sonra tövbe etmeyenlere cehennem azabı ve ( orada ) yanma cezası vardır.
HADİS ( Buhari, edep44, vıı, 84; fitne 8, vııı, 91 ) ( Müslim, iman 116, s. 81 )
( Tirmizi, 2634 – 5 ): İbn Mes'ud ( R.A ) ALLAH Resulü: Mü'mine hakaret etmek fısktır, onunla çarpışmak ise küfürdür.
KASAS suresi, ayet 17: Suçluları ve suça itenleri koruyanlardan uzak dur.
A'RAF suresi, ayet 168: AŞAĞILIKLAR'dan uzak durunuz.
AL-İ İMRAN suresi, ayet 161: Her kim hiyanet eder, kamu malından bir şey aşırırsa, aşırdığını kıyamet günü yüklenip getirir.
İNSAN ( DEHR ) 24: İşi gücü günah işleyen ve işletenden ve inkarcılardan uzak durunuz.
MÜMTEHİNE suresi, ayet 13: Ey inananlar, ALLAH'ın gazap ettiği kimselerle dostluk etmeyin.
BAKARA suresi, ayet 86: İşte bunlar, ahireti dünya hayatına satmış kimselerdir. Onun için bunlardan azap hafifletilmez ve kendilerine bir yardım da yapılmaz.
YALAN YERE ŞAHİTLİK YAPANLARDAN :NİSA 135 – MAİDE 8 – MEARİÇ 33 – FURKAN 72 – NUR 11, 18
MÜNAFIKLARDAN.
İTİKAT İMAN AÇISINDAN MÜNAFIK OLAN: Kalbinden, içinden Müslüman olmamasına rağmen, dışarıya Müslüman gibi görünen.
AMELDE MÜNAFIK OLAN: İbadetine iyilikseverliğine, ALLAH'a yönelişine riya, gösteriş, ikiyüzlülük ve kibir karıştıran kişi.
MÜNAFIK HAKKINDA AYETLER: Tevbe67, 74, 75 – Nur 11 – Bakara 14, 178 –
Mücadele 14 – Nisa 142 – Münafikun 5 – Fetih 11 – Maide 94 – Hadid 13 – Al-i İmran 188
AL-İ İMRAN suresi,ayetler 118, 119, 120: Ey iman edenler, sizden olmayanları dost edinmeyin; onlar, sizi şaşırtmakta kusur etmezler. Sıkıntıya düşmenizi arzu ederler. Baksana, öfkeleri ağızlarından taşmaktadır; sinelerinin gizledikleri ise daha büyüktür. Eğer düşünürseniz, sizlere ayetleri açıkça bildirdik. Ha sizler öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, onlar ise, bütün kitaba inandığınız halde sizi sevmezler. Sizinle karşılaştıklarında:
" Biz inandık ?” derler. Yalnız kaldıklarında ise size olan kinlerinden aleyhinizde parmaklarını ısırırlar. De ki,” Kininizle ölünüz!” ALLAH, kesinlikle bütün sinelerin özünü bilir. Size bir iyilik dokunsa, fenalarına gider, başınıza bir musibet gelirse onunla ferahlanırlar. Eğer sabırlı olur ve İYİ KORUNURSANIZ, onların hileleri size zarar veremez. Çünkü ALLAH, onları kendi yaptıkları ile kuşatmıştır. FURKAN suresi, ayet 28: Eyvah! KEŞKE FALANCAYI DOST EDİNMESEYDİM.
|