Franz ın Sayfası

Seni sevgisinden YARATAN,
senin dışında olan her şeyi de sevgisinden yarattığını unutma.
Yarattığını sevdiğin kadar ALLAH'ı sevmiş olursun.
ÖNSÖZ
ALLAHIMIN İSİMLERİ 1
ALLAHIMIN İSİMLERİ 2
AŞK
RAMAZAN FIRSATI
ALLAHIMIN İSİMLERİ 3
ALLAHIMIN İSİMLERİ 4
AHİRET ve ORADAKİ YAŞANTIMIZ
ADALET
ALLAH ve Peygamberler kimleri korur.
AFFETMEK
ALLAH NEDEN BİZ DİYOR
ALLAH’IMIN YEMİN EDEREK BAŞLADIĞI SURELER
ALLAH’IN AZABI KİMLEREDİR
ALLAH KISKANÇTIR
ALLAH KORKUSU
ALLAH AYIRMAZ KAYIRMAZ
ALAK SURESİ
ALLAH KİMLERİ RAHMET ve ŞEFAATİNDEN UZAKLAŞTIRIR
ALLAH’A İNANMAK
ALLAH’IM “ OL “ DEDİĞİNDE NASIL OLDURUR
ALLAH NASIL DUYAR-İŞİTİR-GÖRÜR
ALLAH NASIL DAVRANMAMIZI İSTİYOR
AHZAB SURESİ BİZİ UYARIYOR
AKLIMIZI ALLAH’IMIZIN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE KULLANMAK
ALLAH’A YARDIM ETMEK
ALLAH KİMLERİ RAHMET ve ŞEFAATİNDEN UZAKLAŞTIRIR
ALLAH ve İNSAN BİRBİRİNDEN KOPUK İKİ AYRI VARLIK MIDIR ?
AHDE VEFA
ALLAH DÜŞÜNCELERİ DE BİLİR
ALLAH’TAN DİLEMEK
ALTIN ANAHTARLAR
AYETEL KÜRSİ AÇIKLAMASI
ANA – BABA – EVLAT
ALLAH YALNIZ MÜMİNLERE YARDIM EDER
BANA NE, BEN BÖYLEYİM DEMEK YOK
BİZ BEDENLENMEDEN ÖNCE
BAYANLAR İLE EL SIKIŞMAK
ALLAH’IN BİZE VERDİĞİ GÜCÜ KULLANMAK
CEBRAİL YALNIZ FATİHA ve NEML SURELERİNİ BESMELEYLE VERDİ
AN’I YAŞAMAK NEDİR
DUA
DİLEKLERİMİZİN OLMASI İÇİN
DUANIN İKİ YÖNÜ
DOST
DUALARIN İŞLEYİŞİ
ARAŞTIR,ÖĞREN VE UYGULA
DÜNYAYA NİYE GELDİK
DÜNYA İLE AHİRETİ BİR TUTMAK
DOĞRULUK
DÜNYADA NE BÜYÜK BİR GÖREVİMİZ VAR BİLİYOR MUYUZ
Hz. FATIMA’NIN DUASI
EŞ OLMAK (KARI–KOCA DEĞİL)
Hz. FATIMA
EN’AM SURESİNDEKİ UYARILAR
FATİHA - YASİN
HİMALAYALAR’DAKİ SİVANA BİLGELERİN BİLGİLERİ
EZELDE ve DÜNYADA YAPTIKLARIMIZLA
NİÇİN EUZÜBİLLAHİ
HİÇKİMSE BAŞKASININ GÜNAHINI YÜKLENMEZ
İNSANLAR NELER YAPTIKTAN SONRA ALLAH’IN GAZABI GELİR
İNSAN NASIL HAYVANDAN AŞAĞI OLUR
HERŞEY ALLAH’TAN DEYİP KÖŞEYE ÇEKİLMEK Mİ?
İMTİHAN
HERKES İYİ BİR İNSANMIDIR
GARİP SABAHAT ABLANIN KALEMİNDEN 2
GARİP SABAHAT ABLAMIN KALEMİNDEN 4
Hz. İBRAHİM
HALA MI YANLIŞLARINA DEVAM EDECEKSİN
GÖÇ EDENİN ARKASINDAN ...
GARİP SABAHAT ABLA nın kaleminden 3
GARİP SABAHAT ABLANIN KALEMİNDEN 1
GECE UYUDUĞUMUZDA,RUHUMUZ MANA ALEMİNE ALINDIĞINDA
GÖÇ ETMEK (ÖLÜM)
İNSAN OLABİLME SANATI
İFTİRA ATANLAR
İNSANLARIN GERÇEK YÜZLERİ
GÖNÜL
HADİS
HZ.HAMZA
HADİSLER
KENDİMİZDE BAŞARMAMIZ GEREKENLER
UYARI
UYDURULMUŞ HADİSLER
HİZMET v e VAZİFE
KİMLERDEN UZAK KALMALIYIZ
HOŞGÖRÜ
KEVSER SURESİNİN RESULÜMÜZÜN AÇIKLAMASI
HANGİ ANNE BABAYA ÜF DENMEZ
ALLAH’IN UYARILARINA UYMAYANLAR
İNSAN,MÜSLÜMAN,MÜMİN,KUL
KADERDEKİ ROLÜMÜZ
KİMİ İNSANIN DÜNYA SINAVI NİÇİN AĞIRDIR
İNSANLARIN,VAREDİLMİŞ HER ZERRENİN,KÂİNATIN NİYE DUAYA İHTİYACI VARDIR
KORUMAK ve KORUNMAK
KADER
İNSANLARIN ÇOĞUNA UYARSAN
İNSANİ DEĞERLER ve kafirler
İTİKAF - ERBAİN
KUR’ANI ANLAMADAN OKUMAK
KUR’AN ve İÇİNDEKİ YABANCI LİSANLAR
KUR’AN SURELER HALİNDE İNMEMİŞTİR
KİMLER MÜNAFIKTIR
KENDİMİZİ ARINDIRMAMIZ
KUR’AN ve DİN
KIYAMET
KUR’AN’daki Tevrat,İncil,Zebur sureleri
KUL HAKKI
KÖTÜLÜKLERİ İYİLİKLE DEFETMEK
KUR’AN’I YAŞAMAK
KÖTÜLÜKLERİ ALLAH YAPTIRMAZ
NASİHATLER
Hz.HUHAMMED ve Hz. HATİCE
NAMAZ İLE İLGİLİ BİLGİLER
MÜSLÜMAN KİMDİR
NAMAZ - SALAT
Hz. MUHAMMED ( s.a.v )
MELEKLER
HER NAMAZ KILAN MÜMİN MİDİR
Hz. MERYEM
MAKAM
NEDEN HZ.MUHAMMED KÖTÜ SÖZ DUYACAĞI KİŞİNİN YANINA GİTMEZ VE YANINA SOKMAZDI
MELEKE
NASIL İNSAN OLUNUR
NEFS
NİYAZ
NİÇİN
OLAYLAR BİZE NE ÖĞRETİYOR
O GÜN
OLUŞ - BULUŞ
PEYGAMBERİMİZİN ve VELİLERİN ÖĞÜTLERİ
OLAYLAR KARŞISINDA NASIL DAVRANMAMIZ GEREKİYOR
PEYGAMBERLER DE HESABA ÇEKİLECEKLER
ÖĞÜTLER
RESULÜMÜ SEVMEKLE,O’NU SEVMİŞ Mİ OLUYORUZ.
ÖFKE
RUH
RUH ve RÜYA
RAMAZAN ve ORUÇ
REANKARNASYON
RESULÜNDEN
SEKAR’A ATILMAK
SESLENİŞ
SELAM
SALAVAT
SEVGİNİN YAŞANMASI
SEVGİ
SORUMLULUKLARIMIZ
SEYİRCİ OLARAK GELMEDİK DÜNYAYA
SİZ KENDİNİZİ DÜZELTMEYE BAKIN
SİTEM ETMEK
SÖZÜNDE DURMAK
SIRLAR DERYASI
SÖYLEŞİ
ŞEYTAN’IN VASIFLARI ve ETKİLEMESİ
TESLİMİYET
TANRI’M muradını nasıl gerçekleştiriyor
ŞEMS ve MEVLANA
ŞÜKÜR ve HAMD
TEVHİD (TEKLİK – BİRLİK)
TAHKİKİ İMAN
TEVEKKÜL NEDİR
TORUNUM CAN ve AİLEM
YARADILIŞ KAÇ EVREDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
YOLA GİRİŞ
EDEP 1
EDEP 2
YAKINDA OLACAK BÜYÜK OLAYLAR
YÜKLENDİĞİMİZ ve YAYDIĞIMIZ AKIM ( ENERJİ )
YED-İ NE DEMEK
ZİNA
MESAJ BORDU

H A F İ D :

H A F İ D : Alçaltıcı. Hakikatinden uzak yaşamı oluşturucu! Kafirleri, asi olanları, nankörlük edenleri; felaketlere uğratarak, düşmanlarını kendinden uzak kılarak alçaltan, en üstün mertebelerden en aşağı mertebelere indiren.

AL-İ İMRAN suresi, ayet 26: De ki;" Ey mülkün sahibi ALLAH'ım! Dilediğine mülk verirsin, dilediğinden de mülkü çeker alırsın ve dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin! Hayır yalnız SENİN elindedir, muhakkak ki SEN her şeye kadirsin.

DÜŞÜNÜP ÖĞÜT ALANLAR ALLAH'IN YÜCELTTİĞİ KİŞİLERDİR. Bu kişiler ALLAH'a kul olmanın gereklerini tam olarak yerine getirirler ve bu yönleriyle diğerlerinden tamamen ayrılırlar. Diğer gurup ( düşünmeyen insanlar ) ise, insani yeteneklere sahip olmalarına rağmen

Bunları kullanmaz ve basit bir yaşam sürdürürler. Bir nevi hayvan gibi, fiziki ihtiyaçlarını gidermeye yönelik bir yaşamı seçerler. İşte bu insanlar da, ALLAH'ın yarattığı ancak vicdanlarını kullanmadıkları, düşünmedikleri ve sıradan bir ömrü seçtikleri için ALLAH'ın ALÇATTIĞI  KİŞİLERDİR. Bu kişilerle ilgili KUR'AN'da şöyle bir örnek verilmektedir.

BAKARA suresi, ayet 171 : İnkar edenlerin örneği, bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyip ( duyduğu veya bağırdığı şeyin anlamını bilmeyen ve sürekli ) haykıran bir hayvanın örneği gibidir. Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bundan dolayı akıl erdiremezler.

          Sana zulmedenler olabilir, yada inancına yargıyla yaklaşanlar, dalga geçenler olabilir, sakın üzülme. Sen sadece ALLAH'a sığın, çünkü O; EMİRLERİNİ  DİNLEMEYEN, başkalarını beğenmeyen, büyüklenip hak ve hukuk tanımaz zorbaları rezil, perişan eder.                 

H A K K :

H A K K : Apaçık ortada olan mutlak Hakikat! Açığa çıkan tüm işlevlerin hakikati ve kaynağı. Hak ve hakikatin kendisi, gerçeklerin gerçeği. İnkarıo mümkün olmayan, varlığı ve muhiyeti kesin olan, hakkı açıklayan, VADİNDE  DURANdır.

KEHF suresi, ayetler 29, 30: De ki: O ( KUR'AN ) sizin RABB'inizden gelen haktır. Artık isteyen ona iman etsin, isteyen de inkar etsin. Biz zalimler için alevleri kendilerini çepeçevre kuşatan bir ateş hazırladık. Şayet sulanmak isterlerse de kızgın yağ tortusu veya maden eriyiği gibi ( içildiği zaman ) yüzleri kavuran bir sui le sulanırlar. Ne kötü bir içecek! Ne kötü bir mekandır! İman edip salih amel işleyenlere gelince; şüphesiz ki biz, güzel iş yapan kimselerin mükafatlarını asla zayi etmeyiz.

NUR suresi, ayet 25: O gün ALLAH onlara gerçek cezalarını tastamam verecek ve onlar ALLAH'ın apaçık gerçek olduğunu anlayacaklardır.

FUSSİLET suresi, ayetler 53, 54: Onun ( KUR'AN'ın ) hak olduğu inkar edilmez şekilde ortaya çıkıncaya kadar biz onlara gerek insanı kuşatan kainatta ve gerekse kendi nefislerinde bizim ( kudretimize delalet eden ) ayetlerimizi göstermeye devam edeceğiz. Senin RABB'inin her şeye şahit olması yeterli değil midir? Dikkat et! Gerçekten onlar RAB'lerine kavuşma hususunda şüphe içindedirler. Dikkat et! Şüphesiz O, her şeyikuşatmıştır.

          Can dostlarım! Bunlar, KUR'AN'ı KERİM'in ayetleri…Yüce YARADAN kulları ile böyle konuşur. LÜTFEN, LÜTFEN ANLADIĞINIZ  DİLDE  OKUYUN  KUR'AN'I  KERİM'İ. O, Rahman ve Rahim olan, Rauf ve Halim olan, Vedud ve Afuvv olan. O, sevgi deryası YÜCE ALLAH'ın kullarıyla nasıl konuştuğunu görün. KUR'AN'ı KERİM okuyarak, ALLAH'IN  KULLARINA  KENDİSİNİ  NASIL  ANLATTIĞINI  GÖRÜNÜZ, bizlere huzur dolu yolunu nasıl gösterdiğini idrak ediniz. Gelin o engin sevgiyi, yudum yudum içelim, ayetleri yüreğimize işleyelim. KUR'AN-I KERİM'i  okudukça," benim RABB'im Hakk'tır; benim RABB'im TEK'tir; benim RABB'im vekilimdir ve velimdir " diyeceksiniz.

H A L İ K :

H A L İ K : Her şeyi yoktan var eden, yaratan, yarattığı her şeyin bütün ayrıntılarını bilen ve mahlukuna takdir ettiği ömür içerisinde, onun göreceği her hali, hadiseyi tespit ve tayin eden.

NUR suresi, ayet 45: ALLAH, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört ayağı üzerinde yürümektedir. ALLAH, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz ALLAH, her şeye gücü yetirendir.

          ALLAH'ın bize lütfettiği AKIL'ı yerinde kullanır ve gönlümüz ile manevi aleme yükselirsek, görebildiğimiz, idrak edebildiğimiz her şey bize ALLAH'ın varlığını, yüceliğini, her şeyi yaradan tek hükümdarın O olduğunu anlatır.

NAHL suresi, ayet 11: ALLAH, sizin için, o su ile, ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve her çeşit meyveleri bitirir. Şüphesiz ki bunda DÜŞÜNECEK bir topluluk için büyük bir İBRET vardır.

RAHMAN suresi, ayet 29: Göklerde ve yerde bulunanlar, O'ndan isterler. O, HER GÜN YENİ BİR İŞTEDİR.

" HER  AN YARATMA " HALİ, ANCAK  YÜCELER  YÜCESİ  TANRI'YA  MAHSUSTUR.

          Öyle merhamet sahibi bir YARATICIDIR ki O, kullarına kendi varlığını öylesine sevgiyle hissettirir ki, bu Rahmani solukta, yavrularını koruyan, onların iyiliğini düşünüp, üstlerine titreyen bir ananın şefkatini görürsünüz içiniz yana yana. Ve YARATAN'ımız der ki, " Bak kulum, her şeyin sahibi BENİM ve BEN de sana kollarımı açmış bekliyorum seni".

H A M İ D :

H A M İ D : Her şeyi yaratan ve şekil veren Yüce ALLAH ancak kendisine hamdedilen, bütün varlığın diliyle yegane övülen.

ŞURA suresi, ayet 28: Ve O, insanlar ümitlerini kestikten sonra yağmuru indiren ve rahmetini yayandır. Ve O, övülmeye layık olandır, yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakındır.

CASİYE suresi, ayet 36: Hamd, göklerin RABB'i, yerin RABB'i ve alemlerin RABB'i olan ALLAH'a mahsustur.

TUR suresi, ayetler 48, 49: Kalkarken, RABB'ine hamd ile tesbih et…Gecenin bir kısmında ve yıldızların batmağa yaklaştığı sırada, RABB'ini tesbih et…

FURKAN suresi, ayet 58: Hiçbir zaman ölmeyecek, daima diri olan ALLAH'a dayan ve O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarına O'nun haberdar olması yeter.    

          " ELHAMDULİLLAH " diyen, ALLAH'a şükretmiş olur…

" ELHAMDÜRİLLAHİ  RABBÜLALEMİN " derken: ALLAH'ım! Alemlerin vericisi olduğunu biliriz, herhalde hamdederiz…demektir.

HADİS: Yüce ALLAH buyuruyor: Ey Ademoğlu! BEN'i zikrettikçe şükürdesin, unuttukça küfürdesin.

          ALLAH'ıma şükredelim, iki alemin üstünlüğünü dileyelim! Dünyada yüzlerimiz kızarmasın, ALLAH'ımdan başkasına boynumuz bükülmesin, elimizden mahrum bırakmasın, O'na el açmaktan uzak tutmasın…Gözümüz güzellikleri görsün, sema'ya baksın…Amin.

ALLAH'ım hiçbir zaman, kulunu / kuluna gözettirmez!..KENDİ görür, KENDİ gözetir; vesile kılar SANA  İMTİHAN  KAPISI  AÇAR..Gözetirim! diyen, ALLAH'ıma şirk koşmuş olur! ALLAH'ım şükür VASITA  KILDIN, KORUYUCU  İSM-İ  CELİL'inle beni ihya ettin. İhya ettiği İSM-İ  CELİL'ine layık olmaya çalış ki, sende daim kalsın. Verilenin değerini bilmeyen, hüsrana uğrar!

H A S İ B :

H A S İ B : Kullarını, AMELLERİNDEN DOLAYI hesaba çekecek olan, herkesin hesabını EN İNCE ŞEKİLDE TUTAN ve kulların ancak hesap ile bilebildiği cüz ve miktarları hesaba ihtiyaç duymaksızın bilen, hem de her şeyin hesabını en iyi bilen.

NİSA suresi, ayet 6: Hesap sorucu olarak ALLAH yeter.

AHZAB suresi, ayet 39: Onlar ( Peygamberler ), ALLAH'ın EMİR'lerini tebliğ eder ve O'ndan korkarlar. Onlar, ALLAH'tan başka hiç kimseden korkmazlar. Hesap sorucu olarak da ALLAH yeter.

İBRAHİM suresi, ayetler 51, 52: Böyle yapılıyor ki, ( ALLAH ) her nefsi kendi kazandığı ile cezalandırsın. Gerçekten ALLAH çok çabuk hesap görendir. İşte bu ( KUR'AN ) insanların onunla uyarılmaları, ALLAH'ın TEK bir ilah olduğunu öğrenmeleri ve TEMİZ  AKIL  SAHİPLERİNİN de ÖĞÜT  ALMALARI  için insanlara yapılan açık bir tebliğdir.

HADİS ( Tirmizi, Kıyamet, 26. Hadis no:2461 ): Peygamber Efendimiz buyuruyor; Hesaba çekilmeden önce KENDİNİZİ  HESABA  ÇEKİNİZ. ALLAH'ın huzurunda vereceğiniz o büyük hesaba kendinizi şimdiden hazırlayınız.Kendini daha dünyada iken hesaba çekenlerin ahiretteki hesapları kolay geçecektir.

Ş A F İ :

Ş A F İ : Şifa veren.

ŞURA suresi, ayet 80: Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur.

NAHL suresi, ayetler 68, 69: RABB'in bal arısına vahyetti; Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece RABB'inin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü – uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir ŞİFA vardır. Şüphesiz DÜŞÜNEN bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır.

          Hastalığı veren ALLAH olduğu için, bu hastalığın geçmesi de ALLAH'ın yardımıyla olur. ALLAH dilemedikçe dünyanın tüm doktorları, en gelişmiş aletler, keşfedilen en son ilaçlar biraraya gelse yine de bizim hastalığımızın iyileşmesi imkansızdır. Kullanılan bütün ilaçlar ve tedaviler hastalığımızın iyileşmesi için birer vesiledir. Bu durumda bizim yapmamız gereken, kendi aczimizin yanında RABB'imizin sonsuz gücünü görebilmek ve sıkıntı içinde olduğumuz her an ALLAH'tan, şüphe etmeden inanarak ve güvenerek yardım dilememizdir. MÜ'MİN bilmelidir ki, hiçbir zaman ALLAH'tan başka bir yardımcı ve veli bulamayacaktır.

Ayetel Kürsi, şefaat makamı olduğu için hasta olduğunuzda çokça okuyunuz.

K A B I D :

K A B I D : İMTİHAN için sıkan, Ruhları kabzeden, daraltan, rızkı belli ölçülerde veren. Bütün canlılara hayat veren, ölüm anında varlıkların Ruhlarını kabzeden, kullarının kalplerini kabzedip onları istediği yöne çeviren.

          MÜ'MİN " denge " nin insanıdır! Bilir ki onu halk eden, el-KABID'ır! Dilediği an, maddi manevi sıkıntılarla İMTİHAN EDECEKTİR kulunu.

BAKARA suresi, ayet 245: ALLAH'a karşılığını çok artırma ile kat kat artıracağı güzel bir borcu verecek olan kimdir? ALLAH, daraltır ve genişletir ve siz O'na döndürüleceksiniz.

vimkanlarını arttırarak şükredip etmeyeceğini, şımarıp, azıp azmayacağını, benliğe düşüp dostlarını unutup onlardan uzaklaşıp insanlığını kaybedip kaybetmeyeceğini! Dilediği kişinin de imkanlarını daraltarak nankörlük edip etmeyeceğini DENER. Marifet, İMTİHANLARI BAŞARI İLE VERMEK, mal, huzur ve sağlık verildiğinde AZMAMAK, yokluk, hastalık ve sıkıntı geldiğinde ümitsiz olmamaktır.

HADİS ( Müslim, Zühd, 64 ): Resulümüz buyurdular: Mü'mi'nin işine şaşarım, çünkü onun işleri tamamen kendisi için hayırdır. Bu da ancak mü'min'e özgüdür. Çünkü O, sevindirici bir şeyle karşılaşınca şükreder, bu kendisi için hayır olur. Zararlı ve üzücü bir şeyle karşılaşınca sabreder, bu da kendisi için hayır olur.

Canlar! Burada bahsedilen sabır, boyun bükmek değildir, her türlü mücadeleyi verdikten sonra, sonucu ALLAH'tan beklemektir.     

K A D İ R  :

K A D İ R  : Her şeye gücü yeten, ölçen, tanzim eden, planlayan, hükmeden, takdir eden, tam bir kudret sahibi olan ve istediğini, dilediği şekilde yapmaya gücü yeten.

MEARİÇ suresi, ayetler 40, 41, 42: Doğuların ve batıların RABB'ine yemin ederim ki elbette biz güç yetiriciyiz; onları kendilerinden DAHA HAYIRLI BİR TOPLULUKLA  DEĞİŞTİRMEĞE. Bu konuda biz engellenmeyiz de ( bizim önümüze kimse geçemez ). Şimdi sen

onları bırak da vaad olundukları günlerine kavuşuncaya kadar batıl sözlerine dalsın oynasınlar.

GAŞİYE suresi, ayet 18, 20: Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiş? Bakmıyorlar mı dağlara, nasıl dikilmiş? Yere bakmıyorlar mı, nasıl yayılmış?

          Yüce ALLAH'ım, bizim hem yaşadığımız dünyayı dikkatle incelememizi, hem de kendi yaradılışımız üzerinde uzun uzun düşünerek ALLAH'ımın kudretini görmemizi ve bilmemizi istemektedir. Bu bilinç bizi RABB'imize ulaştıracaktır.

YASİN suresi, ayet 81: Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kadir değil midir? Elbette kadirdir. Çünkü o her şeyi yaratandır.

ALLAH'a her zerrenle İNAN, GÜVEN. Ne dileğin varsa yalvararak şüphe etmeden O'ndan dile ve sabret. Yüce TANRI'm  vermeyeceği şeyi diletmez. O, SÖZÜNDE  DURANDIR. 

K A Y Y U M :

K A Y Y U M : Her şeyi ayakta tutan, koruyan, diri ve bütün kainatın idaresini bizzat yürüten, hiç bir şeyin GİZLİ  KALMADIĞI.

BAKARA suresi ayet 255: O, HAYY'dır ( daim diridir ), KAYYUM'dur ( bütün varlığın idaresini yürütendir ).

AL-İ İMRAN suresi, ayet 2: ALLAH, kendisinden başka ilah olmayan, HAYY ve KAYYUM'dur.

TA-HA suresi, ayet 111: Bütün yüzler ( ALLAH'ın dışındaki herkes ) HAYY ( daim diri ) ve KAYYUM ( bütün yarattıklarını gözetip duran ) ALLAH'a baş eğmiştir.

 

 

 ALLAH'A  KUL  OLABİLMEMİZ ve KULLUĞUMUZU  İSPAT  ETMEMİZ  İÇİN

                    DÜNYAYA  GELDİĞİMİZİ  HİÇ  UNUTMAYALIM.

ALLAH'ım her yarattığını korur, öyleyse bizim vazifelerimizden biri de KENDİMİZİ KORUMAK  ve YARDIMA MUHTAÇ KİŞİLERİ DE KORUMAKTIR.

AL-İ İMRAN suresi, ayet 104: İçinizden hayra çağıran, GÜZELİ  EMREDEN, KÖTÜ ve ÇİRKİNDEN  ALIKOYAN bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere eren işte onlardır.

HADİS ( Gümüşhanevi 905 nolu hadis ): Biriniz ( din ) kardeşinde nasihate muhtaç bir kusur görürse, ONU HATIRLATSIN.( eğer hatırlatmazsa ona ihanet etmiş olur )

MAİDE suresi, ayetler 79, 80, 81: İŞLEDİKLERİ KÖTÜLÜKTEN BİRBİRLERİNİ VAZGEÇİRMİYORLARDI. Ne kötü şeydi yapmayı sürdürdükleri. Onların birçoğunun

KÜFRE SAPANLARLA   DOSTLUK  KURDUKLARINI görürsün. Öz benliklerinin

( nefislerinin ) onlar için hazırlayıp sunduğu şey gerçekten çok kötüdür! ALLAH üzerlerine gazap indirmiştir. Azap içinde de onlar sürekli kalacaklardır. Eğer ALLAH ve Peygambere ve ona indirilene İMANLARI  OLSAYDI, o kafirleri dost tutmazlardı. FAKAT ONLARIN ÇOĞU İMANDAN UZAK FASIKLARDI.

MAİDE suresi, ayet 2: İman ve onu süsleyen güzel ameller ve takva üzerinde birbirinizle yardımlaşın. GÜNAH İŞLEMEK ve DÜŞMANLIK ETMEK ÜZERE BİR BİRİNİZLE YARDIMLAŞMAYIN. ALLAH'a itaatsizlikten sakının. Şüphesiz ALLAH azabı çok çetin olandır.

K E B İ R :

K E B İ R : Her hususta hiçbir kulun kavrayamayacağı kadar büyük ve Ulu olan, ululuğu yanında her büyüğün küçüldüğü Mutlak Büyük, kainattaki o eşsiz büyüklüğü her yerde hissedilen.

RA'D suresi, ayet 9 : O, ( ALLAH ) görünmeyeni de bilir, görüneni de. O, çok büyüktür ve yücelerden yücedir.

HAC suresi, ayet 62: İşte böyle; çünkü ALLAH, hakkın ta Kendisi'dir. O'nun dışında, onların taptıkları ise, şüphesiz batılın ta kendisidir. Gerçekten ALLAH, YÜCE'dir, BÜYÜK'tür.

HADİS ( 5897 nolu hadis ): Bir saat tefekkür, atmış senelik ibadetten daha hayırlıdır.

          ALLAH o kadar büyüktür ki, O'nu idrak edebilmek için, ancak yarattıklarına bakıp tefekkür edip RABB'imizin büyüklüğünü hissederek korku, umut ve sevgiyle ALLAH'ın önünde secde edip, herşeyin hakimi olan RABB'imize sığınıp, Kendisinden merhamet etmesini istemektir. Çünkü ALLAH merhamet etmediği sürece insanın kurtuluş bulması mümkün değildir.

L A T İ F :

L A T İ F : Sonsuz lütuf ve kerem sahibi, bütün işleri en ince teferruatına kadar bilen, herşeyin derinliğine nüfuz eden, mahlukatının ihtiyaçlarını en ufak detayına kadar bilen ve en mükemmel şekilde karşılayan, ince, sezilmez yollarla kullarına çeşitli  faydalar ulaştıran.

ŞURA suresi, ayet 19: ALLAH, kullarına karşı lütuf sahibidir; dilediğini rızıklandırır. O, kuvvetlidir, azizdir.

                        ALLAH'A  GÜVENEN, HUZUR  İÇİNDE  YAŞAR.

LOKMAN suresi, ayet 16: Ey yavrucuğum, yaptığın iş, ( iyilik ve kötülük ) bir hardal tanesi kadar bile olsa ve bu bir kayanın içinde bile olsa veyahut göklerde ya da yerin derinliklerinde bile bulunsa, yine de ALLAH onu, karşına getirir. Doğrusu ALLAH, LATİF'tir ( en ince işleri görüp bilmektedir ) ve her şeyden haberdardır.

          Hepimiz KUR'AN ayetlerinden öğrendiğimiz gibi, dünyada iki tür insan yaşar. ALLAH'a teslim olanlar ve O'nu inkar edenler. ALLAH'ım çok insan yaratmış ama bunlardan az bir kısmı ALLAH'a teslim olmuşlardır. KUR'AN'da birçok ayette İNSANLARIN ÇOĞUNUN iman sahibi olmayacağından, doğru yola ULAŞAMAYACAĞINDAN bahsedilmiştir. Bu insanlar şeytanın yoluna tabi oldukları, ALLAH'ı unuttukları," vicdanları kabul ettiği halde " inkar ettikleri için cehenneme gideceklerdir. ALLAH'a teslim olan ve O'nun rızası için yaşayan insanlar ise dünyada ve ahirette hoşnutluk içinde bir yaşam sürerler. Hak yolunda olan kullar, ALLAH'ın sıfatlarıyla hallendikçe imtihanları ağırlaşır ve her yönden DENENİRLER, imtihanlarını verenler bir üst makama çıkmaya layık görülür.

               İMTİHAN  TALİP  OLANA  DEĞİL, LAYIK  OLANA  VERİLİR.  

M A C İ D :

M A C İ D : Şanı yüce olan, keremi bol olan, yardımı çok olan, ihsanı bol olan.

İBRAHİM suresi, ayet 34: ALLAH'ın nimetini saymak isterseniz sayamazsınız.

          Her ayeti, kendimize inmiş ve bize seslendiğini bilerek okuyalım. RABB'imizin bizimle konuştuğunu hissedecek ve O'na cevap vereceğiz. RABB'imin nimetlerini öylesine düşünelim ki, biz O'nu bilmezken, gerçek anlamda kimsesizdik, O'nu ( ALLAH'ı ) bulduğumuz an, sığınılacak kapıyı bulduğumuz AN'dır. ALLAH'ı BİLMEYE, BULMAYA yolculuktayız. Evvel ALLAH

" BİLECEĞİZ "," BULACAĞIZ " ve " OLACAĞIZ ".

M E C İ D :

M E C İ D : Şanı büyük ve yüksek, ikramı çok, Yüce. Açığa çıkardığı muhteşem yaratış dolayısıyla şanının yüceliğini ortaya koyan.

BÜRUÇ suresi, ayet 15: Arşın sahibidir; Mecid ( pek Yüce ) dir.

          ALLAH'ın şanı tüm kainatta kendini apaçık delillerle göstermektedir. O'nun şanını Yüceliğini tanımayan hiçbir insan yoktur. O'nu inkar edenler," inanmıyoruz " diyenler bile O'nun yarattıklarına şahit oldukları için aslında gücünü ve şanını tanıyıp bilirler. Ancak içlerindeki büyüklenme arzusu sebebiyle inkar ederler.

MALİKÜ'L MÜLK :

MALİKÜ'L MÜLK : Bütün mülkün, kainatın yegane sahibi, bütün varlık aleminin tek hakimi.

AL-İ İMRAN suresi, ayet 26: De ki; Ey mülkün sahibi ALLAH'ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır SENİN elindedir. Gerçekten SEN, herşeye güç yetirensin.

İBRAHİM suresi, ayet 8: Eğer siz ve yeryüzündekilerin tümü inkar edecek olsanız bile şüphesiz ALLAH hiçbir şeye muhtaç değildir, övülmüştür.

MAİDE suresi, ayet 17: Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin mülkiyeti sadece ALLAH'a aittir.

O, dilediğini yaratır, ALLAH, herşeye kadirdir.

M E L İ K :

M E L İ K : Bütün kainatın, görülen ve görülmeyen bütün alemlerin TEK  SAHİBİ ve mutlak surette TEK hükümdarı.

AL-İ İMRAN suresi, ayet 189: Göklerin ve yeryüzünün yönetimi ALLAH'ındır. Ve ALLAH her şeye en iyi güç yetirendir.

NAS suresi, ayetler 1-6: Gözükmeyen varlıklardan, bilinen varlıklardan; hepsinden, insanların akıllarına / göğüslerine kötülük fısıldayan sinsi düşmanın kötü fısıltılarının kötülüğünden, insanların ilahına, insanların hükümdarına ve insanların RABB'ine sığınırım, de!  

MUAHHİR :

MUAHHİR : İstediğini geride bırakan, arkaya koyan, hikmeti gereği tehir edilmesi gerekenleri erteleyen. Yüksek mertebelerden indiren.

NAHL suresi, ayet 61: Eğer ALLAH, kendi zulümleri sebebi ile insanları ( hemen ) cezalandırsaydı yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belli bir sureye kadar erteledi. Onların SURESİ  GELİNCE de artık bir saat sonraya ertelenmez, bir saat de ileri alınmazlar.

HACC suresi, ayet 75: ALLAH hem MELEKLERDEN, hem de İNSANLARDAN  ELÇİLER seçer. Şüphesiz ALLAH her şeyi işitir, her şeyi görür.

İBRAHİM suresi, ayet 42: Zalimlerin yaptıklarından ALLAH'ın habersiz olduğunu zannetme! O, sadece onları gözlerin korkudan dışarı fırlayacağı bir güne ertelemektedir.

          Herkes kendinin neyi doğru ve neyi yanlış yapıp günah işlediğini bilir de kabullenmek istemez, türlü sebeplerle kendini haklı çıkarmaya çalışır. Günahkarlar ALLAH'ın onlara cezayı vermeyi ertelemesini bir fırsat bilip hemen tövbe edip kendilerini düzeltmeye başladıklarında umulur ki ALLAH'ım onların cezalarını hafifletir vayahut af eder. Kalbini kırdıkları, kötülük yaptıkları kul veya kullardan af dilemedikçe ALLAH'ım onları AFFETMEYECEKTİR.   

MUKADDİM :

MUKADDİM : İstediğini öne alıcı, ileri geçiren, yakınlaştıran, dilediğinin mertebesini yükselten.

FETİH suresi, ayet 11: De ki, şimdi ALLAH size bir zarar dilerse veya bir yarar murat edecek olursa, O'nun sizin için dilediğine kim mani olabilir! Hayır! ALLAH, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

Hiç bir işimizi yarına bırakmamalıyız çünkü yarın değil bir an sonra yaşayıp yaşamayacağımızı bilemeyiz. Zekamız yerindeyken, ilim öğrenmeliyiz, öğrendiklerimizi hayatımızda TATBİK ETMELİYİZ, örnek olmalıyız, güzelliklere ayna olmalıyız. Bize bakan bizde ALLAH'ımın vasıflarının, isimlerinin yaşanır halde olduğunu görmeli. Bizler kulluk vazifelerimizi bilmek ve onu en iyi şekilde YAPMAKLA  MÜKELLEFİZ.

M U Ğ N İ :

M U Ğ N İ : Kullarından dilediğini zengin eden, kendi zenginliği ile zengin eden.

NECM suresi, ayet 48: Şüphesiz zengin eden de sermaye veren de O'dur.

HADİS ( Buhari, Rikak, 15; Müslim, Zekat, 130; Tirmizi, Zühd, 40 ): Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil; gönül zenginliğidir.

TEVBE suresi, ayet 28: Ey iman edenler, müşrikler ancak bir pisliktirler: öyleyse bu yıllarından sonra artık MESCİD-İ HARAM'A YAKLAŞMASINLAR. Eğer ihtiyaç içinde kalmaktan korkarsanız, ALLAH dilerse sizi Kendi fazlından zengin kılar. Şüphesiz ALLAH bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

          Gerçek zenginlik yalnızca ALLAH'a aittir. O, dilediğini Kendi fazlından zengin kılar, dilediğini de belli bir süreye kadar yoklukla dener. Bazı kullarına mal, mülk, para, şöhret, makam vererek azıp azmıyacaklarını, benliğe düşüp düşmeyeceklerini dener.

M U H S İ :

M U H S İ : Sonsuz ilmi ile her şeyi kuşatan ve mülkündeki her şeyin sayısını bilen, her yapılanı bir bir sayan.

FATIR suresi, ayet 38: Şüphesiz ALLAH göklerin ve yerin gizliliklerini bilendir. Doğrusu o yüreklerin ta içini bilendir.

     RABB'İMİZE RUHLAR ALEMİNDE VERDİĞİMİZ SÖZÜN GEREKLERİNİ

                                    YERİNE GETİRMEYE ÇALIŞALIM.     

MÜCADELE suresi, ayet 6: O gün ALLAH onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını kendilerine haber verecektir. ALLAH onları bir bir saymıştır. Onlar ise unutmuşlardır. ALLAH her şeye şahittir.

          ALLAH kainatta yarattığı herşeyi en ince ayrıntısına kadar bilir, tüm canlılara hakimdir. Çünkü onların her birini renklerine, biçimlerine, görünüşlerine, özelliklerine kadar ALLAH yaratmıştır. Yarattığı canlı varlıklarla cansızların sayısını da kesin olarak belirlemiştir. Kuşkusuz bu, biz insanların asla sahip olamayacağı, güç yetiremeyeceği bir ilimdir ve yalnızca alemlerin RABB'i olan ALLAH'a mahsustur.

M U H Y İ :

M U H Y İ : Can bağışlayan, sağlık veren, dirilten, kalpleri dalaletten kurtarıp, iman ve zikirle dirilten, hayat veren. İhya eden, hayata kavuşturan. İlim yaşantısıyla hakikati müşahede ederek yaşamını sürdürmeyi oluşturan.

MÜMİNUN suresi, ayet 80: O, yaşatan ve öldürendir: gece ile gündüzün aykırılığı ( veya arada gelişi ) da O'nun ( kanunu ) dur. Yine de aklınızı kullanmayacak mısınız?

RUM suresi, ayet 52 : Çünkü sen ölülere işittiremezsin. O daveti, arkalarını dönmüş giderlerken sağırlara da duyuramazsın.

          İnsanlardan kulaklarını hakikate tıkamış olanlara SAĞIR. Kalp gözü körelmiş ve hakikati fark edemeyenlere KÖR denir. 

Gözlerin yaşla dolsun, hissedince ALLAH'ı kalbinde. Öyle bir imana sahip ol ki, için titresin ALLAH denildiğinde. Her zerrenle sana verdiği nimetleri için canı gönülden defalarca şükret YARADANINA . Bil ki affeden, can bağışlayan, hayat veren, sağlık veren, seni senden çok seven YÜCE ALLAH'tır.

M U İ D :

M U İ D : Öldükten sonra tekrar dirilten.

FUSSİLET suresi, ayet 39: ALLAH'ın ayetlerinden biri de yeryüzünü kupkuru görmendir. Onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman, harekete geçer ve kabarır. Onu dirilten ALLAH, kesinlikle ölüleri de diriltecektir. O, gerçekten her şeye kadirdir.

MÜLK suresi, ayet 2: O, hanginizin daha güzel iş yapacağını DENEMEK İÇİN ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür bağışlayandır.

ENBİYA suresi, ayet 35: Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir İMTİHAN olarak ŞER ile de HAYIR ile de DENİYORUZ. Hepiniz de sonunda BİZE döndürüleceksiniz.

         YOL, AŞK İLE KOLAYDIR. YOL, DOST İLE KOLAYDIR. YOL YÜKÜNÜ

                                            BIRAKIRSAN KOLAYDIR.

Korkuyu siliniz, ölümü özleyiniz! Özleyiniz ki, varışı bulasınız. Çünkü, özleyiş AŞK'ınadır. Dünya kuluna olan aşkından deliye dönersin; ya ALLAH'ın AŞK'ını, NUR'una varmayı NASIL ÖZLEMEZSİN?

M U İ Z :

M U İ Z : Üstün kılan, izzet ve şeref veren.

AL-İ İMRAN suresi, ayet 26: De ki: Ey mülkün sahibi ALLAH'ım! SEN mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de onu çeker alırsın, dilediğini AZİZ edersin, dilediğini ZELİL edersin. Hayır, senin elindedir. Muhakkak ki, SEN her şeye kadirsin.

MÜNAFİKUN suresi, ayet 8: De ki: Güç ve şeref, ALLAH, O'nun Resulü ve ONLARA İNANAN  MÜMİNLER  İÇİNDİR. Fakat münafıklar bilemezler.

          ALLAH, kendisine iman edip, salih amel işleyenleri YÜKSELTİR. Dilediği kuluna İMAN Nurunu nasip eder ve onu izzetlendirir. İMAN nimeti; o kulu HAYSİYET ve VAKAR sahibi yapar. İman bir kalbe yerleştiği zaman, insan YALANA, ADALETSİZLİĞE ve ZULME  ASLA TENEZZÜL ETMEZ! İman, insan hayatından gafilliğin silinip, AZİZ olan ALLAH'ın EMİR ve İSTEKLERİNİN hakimiyetinin başlaması demektir. Ve iman ALLAH'TAN BAŞKA HİÇBİR GÜÇ ÖNÜNDE EĞİLMEYEN, dünya hayatını ötelere basamak yapan, onun için de BAŞI DAİMA DİK, gözleri yücelerde, bir insan çıkarır ortaya.

AL-İ İMRAN suresi, ayet 139: Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer hakikaten inanıyorsanız, mutlak üstün olan sizsinizdir.

M Ü Z İ L :

M Ü Z İ L : İstediğini hor ve hakir eden, alçaltan, zillete düşüren.

TEVBE suresi, ayet 2: ( Ey müşrikler! ) Yeryüzünde dört ay daha güven içinde dolaşın. Biliniz ki siz ALLAH'ı asla aciz bırakamazsınız, fakat  ALLAH sizi MUTLAKA  REZİL ve ZELİL edecektir.

Hor ve hakir edilme, ALLAH'ın inkarcıları uğrattığı " dünya azabı "nın bir parçasıdır. Tüm hayatlarını başkalarına gösteriş yapmak, onlardan takdir toplamak için sürdüren inkarcılar için

HOR ve AŞAĞILIK kılınma „ son derece büyük bir azaptır. ALLAH KUR'AN'da dünyada verilen bu azabın özelliğini şöyle bildirir.

ZÜMER suresi, ayetler 25, 26: Onlardan öncekiler de yalanladı: böylece azab onlara hiç şuurunda olmadıkları bir yerden gelip – çattı. Artık ALLAH, onlara dünya hayatında " HORLUĞU ve AŞAĞILANMAYI " tattırdı. Eğer bilmiş olsalardı, ahiretin azabı gerçekten daha büyüktür.

          İşte ALLAH, bu hor ve aşağılık kılıcı sıfatını müminlerin ve özellikle de elçinin eliyle gösterebilir. Bu gerçeği, KUR'AN'da şöyla haber vermiştir.

TEVBE suresi, ayetler 14, 15: ALLAH, onları sizin ellerinizle azablandırsın, hor ve aşağılık kılsın ve onlara karşı size zafer versin, mü'minler topluluğunun göğsünü şifaya kavuştursun. Ve kalblerindeki öfkeyi gidersin. ALLAH dilediğinin tevbesini kabul eder. ALLAH bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

M U K İ T :

M U K İ T : Mahlukatın azığını temin eden, yaşamak için gıdaları yaratan, bedenlerin ve Ruhların açlığını doyuran, onların gıdasını veren ve her şeyi koruyan.

NİSA suresi, ayet 85: Kim iyi bir işe aracılık ederse onun da o işten bir nasibi olur. Kim kötü bir işe aracılık ederse onun da ondan bir payı olur. ALLAH her şeyin karşılığını gözetip verendir.

FATIR suresi, ayet 3: Ey insanlar! ALLAH'ın üzerindeki nimetini anın, ALLAH'tan başka bir yaratıcı mı var? O size gökten ve yerden rızık verir. O'ndan başka ilah yoktur. O halde ( haktan ) nasıl çevrilirsiniz?

M Ü N T E K İ M :

M Ü N T E K İ M : İntikam alan. Günahkarlara, adaletiyle, müstahak oldukları cezayı veren.

          ALLAH'ın intikamı, bir öç alma,hıncını çıkarma değil, zalimleri ve kafirleri, müminlere yaptıkları zulüm ve haksızlıklardan dolayı cezalandırmaktır.

RUM suresi, ayet 47: Andolsun ki BİZ, senden önce birçok Peygamberleri kavimlerine gönderdik de, onlara apaçık delillerle vardılar. Onun üzerine günah işleyenlerden intikam aldık. Mü'minlere yardım ise, BİZİM nezdimizde bir hak oldu.

          O, öyle merhametli bir ALLAH'tır ki, HALİM isminin, TEVVAB isminin tecellileri ile tövbe kapılarını son ana kadar açık tutarak, kullarının temizlenmesini ister. Sabur ismi ile de asilerden öç almakta acele etmez, sabırla muamele ederek, cezayı," intikam " almayı, adaletin yerini bulmasındaki son merhale olarak görür.         

N U R :

N U R : Nurlandıran, nurun kaynağı, alemleri nurlandıran, simalara, zihinlere ve gönüllere nur yağdıran, kulunun iç alemini nurlandırarak onu hidayete kavuşturan, hakkı, doğruyu görmesini sağlayan.

NUR suresi, ayet 35: ALLAH, göklerin ve yeryüzünün nurudur. O'nun nurunun örneği, içinde kandil bulunan bir kandil yuvasına benzer; o kandil, bir cam içindedir; o cam, sanki inciye benzer bir yıldız gibidir, ki o, doğuya, batıya nisbet edilemeyen ; dünyanın her yerinde var olan bereketli bir zeytin ağacındandır.- O ağacın yağı, neredeyse kendisine ateş dokunmasa bile ışık verir.- Nur üstüne nurdur. ALLAH DİLEYEN KİMSEYİ  NURUNA KILAVUZLUK EDER. ALLAH insanlar için örnekler verir ve ALLAH her şeyi en iyi bilendir.                                                                                                                                                                İLİM SAHİPLERİ HAYY'DIR; DİRİDİR!  İLMİ OLMAYAN İSE, YAŞAYAN ÖLÜDÜR.

          ALLAH " NUR " sıfatının sahibidir ve yukarıdaki ayette de bildirildiği gibi göklerin ve yerin nuru O'dur. Ancak ALLAH bu sıfatını insanlar üzerinde  de tecelli ettirir. ALLAH'a İMAN EDEN,

O'nun büyüklüğünü tanıyıp takdir eden, hak din olan İslam'a yönelen ve İSLAM  AHLAKIYLA  YAŞAYAN  KULLARINA da Kendinden bir " NUR'u " nimet olarak verir.

ZÜMER suresi, ayet 22: ALLAH'ın, GÖĞSÜNÜ  GENİŞLETTİĞİ ve bu suretle RABB'inden

bir nur üzerinde olan kimse, kalbi dar küfür karanlığında olan kimse gibi midir? YAZIKLAR OLSUN ALLAH'ın zikrine karşı kalpleri katılaşanlara. İŞTE ONLAR APAÇIK BİR SAPIKLIK İÇİNDEDİRLER.

EN'AM suresi, ayet 125: ALLAH kimi hidayete erdirmek isterse onun gönlünü İslam'a açar. Kimi de saptırmak isterse onun kalbine de göklere tırmanıyormuş gibi darlık ve sıkıntı verir. ALLAH, inanmayanların üzerine işte bu şekilde bir murdarlık verir.

          Yukarıdaki ayet Resulümüze verildiğinde, sahabeler ona sordular! Göğsün inşirahı ( sevinçle genişlemesi ) nedir? Peygamberimiz ( s.a.v ) şöyle cevapladı: " O, nurdur. ALLAH o nuru MÜ'MİNİN KALBİNE ATAR. Bunun üzerine kalbi sevinerek genişler "." Bu genişlemenin alameti var mıdır? " diye sordu sahabeler." Evet " dedi Resulümüz:" Ahirete yönelmek, aldatıcı dünyadan uzaklaşmak ve ölümden önce ölüme hazırlıklı olmaktır ".      

 

 

R A H İ M :

R A H İ M : Ahirette YALNIZ MÜMİNLERE RAHMET EDEN. Rahmet ve merhameti sınırsız olan. KENDİSİNE İNANAN ve hayatını KENDİ EMİR ve YASAKLARINA GÖRE YAŞAYAN MÜMİNLERE ahirette rahmet eden.

TA-HA suresi, ayetler 110, 111, 112: Ogün, Rahman'ın şefaat etmesi için kendisine izin verdiği ve sözüne razı olduğu kimselerden başkasının şefaati fayda vermez. O, onların ÖNCEDEN ne gönderdiklerini ve GERİYE ne bıraktıklarını bilir, fakat onlar ilmen O'nu ( ne zatını, ne de yaptıklarını ) kavrayamazlar. Bütün yüzler, o her zaman diri ve her şeyi daimi olarak ayakta tutan

( ALLH )‘ın önünde baş eğmiştir. ZULÜM YÜKLENENLER de gerçekten PERİŞAN OLMUŞTUR. Her kim de bir MÜMİN  OLARAK, HEP SALİH AMEL YAPMIŞSA artık o ne haksızlığa uğramaktan korkar ve ne de hakkının çiğnenmesinden.

   TÖVBE KAPILARINI ECEL GELENE DEK AÇIK TUTUP KULUNU BAĞIŞLAMAYA

                                             HAZIR OLAN  RABB'DIR O!

BAKARA suresi, ayet 160: ANCAK TEVBE EDENLER, HALLERİNİ DÜZELTENLER ,

( GİZLEDİKLERİ GERÇEĞİ ) açıklayanlar başkadır. Artık onların tevbelerini çokça kabul edenim, çok merhamet edenim.

En derinden dost ol, AŞK'ıyla yanıp tutuş, O'nun yüceliğine hayran ol, yanlızca aşık olunabilecek dost O'dur, yanlızca dostlarına yardım edecek RAHİM'dir.  

R A H M A N :

R A H M A N : Dünyada mümin, kafir bütün yaratıklara rahmet eden. Rahmeti, acıması sonsuz olanı Kendisine inanan – inanmayan herkese rahmet ve merhametini ayrım yapmadan dünyada sunan.

HADİS ( Müslim, Tevbe, 20; Tirmizi, Deavat, 107; İbn Mace, Zühd, 35 ): Şüphesiz ALLAH'ın yüz rahmeti vardır. İşte onlardan bir rahmet vardır ki mahlukat kendi aralarında birbirlerine onunla acırlar. Doksan dokuzu kıyamet günü içindir.  

KU'AN-I KERİM'in " Rahmet " suresi olan RAHMAN suresi'nin ilk ayetlerinde şöyle buyrulur:

" Rahman ( olan ALLAH ), KUR'AN'I  ÖĞRETTİ, İNSANI YARATTI ve ona beyanı ( açıklamayı ) öğretti.

          İnsanın yaradılışı da bu rahmet sebebiyledir. ALLAH'ım rahmeti gereği de kulunu başıboş bırakmamış, ona, yolunu gösteren KUR'AN'ı KERİM'i göndermiştir.

BAKARA suresi, ayet 143: Hiç şüphesiz ALLAH, bütün insanlara çok şefkatlidir, çok merhametlidir.

En derinden GÜVEN, bırak kendini ALLAH'ın Yüceliğine, seni yaratan O, öyleyse seni ödüllendirecek de O, vesveselerden arın, seni rızıklandıracak, seni esirgeyecek, sana merhamet edecek de RAHMAN'dır.

EN'AM suresi, ayet 155: İşte bu ( KUR'AN ) da mübarek bir KİTAP'tır. Onu BİZ indirdik.

ONA  UYUN ve ALLAH'tan korkun ki, size rahmet gelsin.

Ş E H İ D :

Ş E H İ D : Her zaman ve her yerde hazır ve nazır olan, her şeyi gözleyip bilen. O'ndan saklı olmayan.

ISRA suresi, ayet 96: De ki:" Benimle aranızda şahit olarak ALLAH yeter; kuşkusuz O, kullarından gerçeğiyle haberdardır, görendir."

NAHL suresi,ayet 89: O gün her ümmete KENDİ İÇLERİNDEN kendi üzerlerine bir şahit getiririz. Seni de onların üzerine şahit olarak getiririz. Ve sana, her şeyin açıklaması, müslümanlar için bir hidayet, bir rahmet ve müjde olmak üzere de bu Kitabı indirdik.

          Varlığıyla VARLIĞININ şahidi olan. Açığa çıkardığı Esma özelliklerinden VARLIĞINI seyredip açığa çıkanlara şehadet eden! Şehadet edilenin Kendisinden gayrı olmadığını yaşatan.

NİSA suresi, ayet 135: Ey İman edenler! KENDİNİZ, ANA BABANIZ ve AKRABALARINIZ

ALEYHİNE de olsa, zengin veya fakir hakkında da olsa, ( anlaşmazlıklarda ) şahitlik yapmanız gerekirse, ALLAH için şahitler olarak ADALETLE  ŞAHİTLİK  EDİNİZ. ALLAH o ikisine de

( sizden ) daha yakındır. Nefsinize uyarak ADALETSİZLİK  YAPMAYIN. Şayet gerçeği saptırır, doğruyu söylemezseniz bilesiniz ki, ALLAH YAPTIKLARINIZDAN  HABERDARDIR.

ALLAH'ım her an yanımızda ve her yerde olduğu için, her şeyi anında duyup görmekte, hatta düşüncelerimizde olanı da bilip kaydetmektedir. Öyleyse NİSA 135 den istediği gibi davranıp ADİL olmamız gerekir. ALMA MAZLUMUN AHINI, ÇIKAR  AHESTE  AHESTE.

Ş E K U R :

Ş E K U R : ALLAH'ın rızası için yapılan işleri daha ziyadesiyle karşılayan, az bir ibadetin karşılığında büyük mükafatlar veren, kullarının ecrini kat kat artıran.

TEĞABUN suresi, ayet 17: Eğer ALLAH'a güzel bir borç verirseniz, ALLAH onu sizin için kat kat yapar ve sizi bağışlar. ALLAH şekur ( çok mükafat verendir ), Halim'dir.

BAKARA suresi, ayet 158: Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse, şüphesiz ALLAH Şakir'dir ( iyiliğn karşılığını kat kat verendir )O, Alim'dir ( her şeyi bilendir ).

NEML suresi, ayet 73: Şüphesiz RABB'in, insanlara karşı lütuf sahibidir; fakat ONLARIN  ÇOĞU  ŞÜKRETMEZLER.

ALLAH'ım verdiği nimeti çoğaltmak için o nimeti değerlendirten. İnsana verilen nimeti hakkıyla değerlendirerek " daha " sına açılmayı oluşturan." Kerim " isminin özelliğini tetikler. Bu ismin özelliğinin kapalı kalması ise, kişiyi kendisine ulaşana karşı kapanmayı; o nimeti değerlendirmek yerine başka yönlere dönerek o nimetten perdelenmeyi yaşatır. Bu da " nankörlük " yani verileni değerlendirmemek olarak tanımlanır. Verilenin gerisinden mahrum kalma sonucunu doğurur.

NİMETİN ARDI KESİLİR.   

V A H İ D :

V A H İ D : Tek ve eşsiz. Zatında, isimlerinde, sıfatlarında, işlerinde ve hükümlerinde, asla ortağı veya benzeri, dengi bulunmayan.

BAKARA suresi, ayet 163: Sizin ilahınız tek bir ilahtır; O'ndan başka ilah yoktur; O, Rahman'dır, Rahim'dir ( bağışlayan ve esirgeyendir )

İHLAS suresi, ayetler 1, 4: De ki; O RABB, bir tek olan ALLAH'tır, Samed olan ALLAH'tır, doğurmamış ve doğurulmamıştır. Ve hiçbir şey O'na denk olmamıştır.

          Şeksiz, şüphesiz inanıyoruz Varlığına, birliğine ve sonsuz büyüklüğüne, SEN cümle yarattıklarına yardım eyle Yüce ALLAH'ım. SEN zatında, sıfatlarında, işlerinde, hükümlerinde, isimlerinde asla ortağı ve benzeri olmayan, tek, VAHİD'sin.   

V E H H A B :

V E H H A B : Bağışı çok olan, karşılıksız veren, nimetlerinin ardı arkası kesilmeyen, mü'min ya da kafir ayrımı yapmadan, bütün yarattıklarına nimetlerini yağdıran, ihsan eden.

AL-İ İMRAN suresi, ayet 8: Ey RABB'imiz! Bizleri hidayetine erdirdikten sonra kalplerimizi saptırma da, katından bize bir Rahmet ihsan eyle! Şüphesiz bütün dilekleri veren SENSİN.

          Eğer insan aczini bilirse, büyüklük taslamaz, kibirlenmez, RABB'ini tanır ve O'na şirk koşmazsa ve sözüyle, haliyle, tavrıyla " DUA EDERSE ", RABB'i tarafından istediğine hemen ulaştırılır. Çünkü karşılıksız veren, istemeden verendir O.

V E K İ L :

V E K İ L : İşlerini kendisine düşen sorumluluklarını ve vazifelerini yaptıktan sonra KENDİSİNE ( ALLAH'a ) bırakanın işlerini en iyi şekilde yapan, kendisine dayanılıp, güvenilen, her şeyi tedbir ve idare eden, gözeten, yarattığı bütün varlıkların işlerini idare eden, her şeye karşı her şeyin hakkını müdafaa eden, HAKKI YERİNE GETİREN.

MÜZZEMMİL suresi, ayetler 8, 12: RABB'inin AD'ını an ve TÜM  BENLİĞİNLE  O'NA  YÖNEL! O, doğunun ve batının RABB'idir. O'ndan başka, ilah diye birşey yoktur. Bu nedenle O'nu vekil tut:" tüm varlıkları belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan " olarak tanı! Onların söylediklerine / söyleyeceklerine de sabret. Ve güzel bir ayrılışla onlardan ayrıl. Beni ve o nimet sahibi yalanlayıcıları başbaşa bırak! Biraz süre tanı onlara. KESİNLİKLE  BİZİM yanımızda bukağılar ve cehennem var. Boğazdan zor geçen bir yiyecek, CAN  YAKICI  BİR  AZAP  VAR. O günde ki; yer ve dağlar sarsılır ve dağlar eriyip akan bir kum yığınına dönüşür.    

          AŞK'ıyla yanıp tutuştuğun sonsuz kudret sahibi Yüce ALLAH, Vacib'ul vücud olan, varlığı hiç değişmeden duran el- HAKK'dır. O'na öylesine İÇTEN İNAN, BAĞLAN ve GÜVEN ki, Yüce ALLAH'ın sonsuz büyüklüğüyle herşeye gücünün yeteceğine ve SANA  HER  ZAMAN  YARDIM  EDECEĞİNE  EMİN  OL. Bırak geleceğinle ilgili endişeleri, vesveseleri, korkuları. Çünkü Yüce ALLAH  GERÇEKTEN  İNANAN mümin kullarının, tevekkül sahiplerinin işini düzeltip, onlardan daha iyi temin eden el- VEKİL'dir.

Z A H İ R :

Z A H İ R : Apaçık ortada olan. Varlığını, birliğini belgelendiren, biçok delili bulunan, aşıkar olan, eserleri ile tanınan, bilinen, sıfatlarıyla zahir olan.

HADİD suresi, ayetler 1, 2, 3: Göklerde ve yeryüzünde bulunan şeyler, ALLAH'ı her türlü noksanlıktan arındırdılar. Ve O, en ÜSTÜN, en GÜÇLÜ, en ŞEREFLİ, mağlup edilmesi mümkün olmayan / MUTLAK GALİP OLANDIR, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen / sağlam yapandır. Göklerin ve yeryüzünün yönetimi SADECE O'NUNDUR. O, diriltir ve öldürür. O, her şeye en iyi güç yetirendir. O, İlktir, Sondur, Açıktadır, Gizlidir ve O, her şeyi en iyi bilendir.

          Ya Zülcelali ve-l İkram, SENİN VARLIĞINA, SENİN BİRLİĞİNE ve SENİN KUDRETİNE şüphesiz inandık. SANA yöneldik. İçimizde SENİN AŞKIN, içimizde SENİN sonsuz yüceliğine olan hayranlığımız var. SEN varlığı sayısız delillerle açık olan Ez ZAHİR'sin. Bizleri devamlı seni zikreden kullarından eyle, bizlerden razı ol Ya RABBEL  ALEMİN.

 

                  EBCED  HESABINA  GÖRE ZİKİR  SAYILARI.

 

ALLAH ( 66 ),  ADL ( 104 ), AFÜVV ( 156 ), AHİR ( 801 ), ALİM ( 150 ), ALİYY ( 110 ),

AZİM ( 1020 ), AZİZ ( 94 ), BAİS ( 573 ), BARİ ( 214 ), BASİR ( 302 ), BATIN ( 62 )

BASIT ( 72 ), BAKİ ( 113 ), BEDİ ( 86 ), BERR ( 202 ), CAMİ ( 114 ), CEBBAR ( 206 )

EVVEL ( 37 ), FETTAH ( 489 ), GAFFAR ( 1281 ), GAFUR ( 1286 ), CELİL ( 73 ), HAKEM (68)

GANİ ( 1060 ), HAALİK ( 731 ), HABİR ( 812 ), HADİ ( 20 ), HAFİZ ( 998 ), HAKİM ( 78 )

HAKK ( 108 ), HALİM ( 88 ), HAMİD ( 62 ), HASİB ( 80 ), HAFID ( 1481 ), HAY ( 18 )

KADİR ( 305 ), KAHHAR ( 306 ), KAVİ ( 116 ), KAYYUM ( 156 ), KABID ( 903 ), KERİM (270)

KEBİR ( 232 ), KUDDUS ( 170 ), LATİF ( 129 ), MUBDİ ( 56 ), MALİK ( 212 ), MECİD ( 57 ),

MELİK ( 90 ), METİN ( 500 ), MUCİP ( 55 ), MUHİT ( 124 ), MUHYİ ( 68 ), MUKİT ( 550 )

MUİZ ( 117 ), MUHSİ ( 148 ), MUKTEDİR ( 744 ), MUSAVVİR ( 336 ), MÜHEYMİN ( 145 ),

MÜMİN ( 137 ), MÜSTEAN ( 621 ), MÜTEAL ( 551 ), MÜTEKEBBİR ( 662 ) NASİR ( 770 )

MÜZİL ( 770 ), ŞAFİ ( 390 ), NAFİ ( 201 ), NUR ( 256 ), RAHİM ( 258 ), RAHMAN ( 298 )

RAKİP ( 312 ), RAUF ( 287 ), REFİ-RAFİ ( 351 ), REZZAK ( 308 ), SAMED ( 134 ),

REŞİD-RAŞİD ( 514 ), SELAM ( 131 ), SEMİ ( 180 ), ŞEHİD ( 319 ), ŞEKUR ( 526 ), TEVVAB ( 409 ), VAHHAB ( 14 ), VAHİD ( 19 ), VARİS ( 707 ), VASİ ( 137 ), VEDUD ( 20 ), VEKİL ( 66 )

VELİ ( 46 ), ZAHİR ( 1106 ), MÜMİT ( 490 ), VACİD ( 14 ), MACİD ( 48 ), MUKADDİM ( 184 ),

MUAHHİR ( 847 ), VALİ ( 47 ), MÜNTEKİM ( 630 ), ZÜL-CELALİ VEL-İKRAM ( 1100 ),

MUKSİT ( 209 ), MUĞNİ ( 1100 ), MANİ ( 161 ), DARR ( 1001 ), SABUR ( 298 ), MALİKELMÜLK ( 212 ) ANİYY ( 1060 ), AFUR ( 1286 ), MUTTALİ ( 551 ), EHAD ( 13 ).