Ö Ğ Ü T L E R
Can dostlarım!
Hz. MUHAMMED ( s.a.v ) Efendimizin, Hz. ALİ, Hz. EBUBEKİR, Hz. ÖMER, Hz.OSMAN, Hz. MEVLANA, Hz. HAMZA, YUNUS ve ALLAH'ımın sevdiği Evliya kullarının bize verdikleri öğütleri sizlerle paylaşmak istedik, UYANLARA, HAK YOLUNDA ışık tutacağına inanıyoruz.
Durma! Derse RESULÜ, durmak yaraşmaz bize! Rehber KUR'AN ise, sormak yaraşmaz bize.
OLUMSUZLUKTAN SIYRILAN her kuluna, RABB'im ( niyette hürlük ) nasip eder, yani, olacağı niyaz ettirir.
Verdiğimiz öğütler: tozdan – selden değildir, RABB'imin EMRİ'ndendir, sizlere olan kavlindendir. Ya sözlerinizi tutarsınız, ya ateşi yutarsınız. Kendi fermanlarınızı kendiniz verin, kendi noksanlarınızı kendiniz görün, kendinizden kendinize sorun. Yollarımız açıktır HAK AD'INA GELEN İSE, yollarımız açıktır " ALLAH, ALLAH…DİYEN İSE, sofralarımız açıktır HAK LOKMASI YİYEN İSE.
Dualarınız kadar nasip verir, DİLEYEN – DİLEDİĞİ KADAR NASİP ALIR.
ALLAH'ım, iman eden kullarının her an yanındadır: ELİNİ O'NA AÇMIŞ İSEN, O'NDAN DİLEMİŞ İSEN, DOĞRUDAN AYRILMAMIŞ İSEN.
Okuyun, ALLAH'tan dileyin! Demeyin, " YAZI bozulmaz!? YAZI'yı sen bozamazsın, yeniden yazamazsın: amma, YAZAN, bozar da, çizer de. Yeter ki, ALLAH'INA YÖNELSİN, DİLEMESİNİ BİLSİN.
ALLAH'ımın kullarının ölçüleri hepsi bir olmaz. ALLAH'ım kuluna sevap kapısı açar, ne var ki, O KUL O KAPIDAN GEÇERSE.
Her emeğin emekçisi, niyetiyle ölçü alır; Bilmediğinden değil, UYMADIĞINDAN YARGILANIR.
Almayı dilediğini almak, ALLAH'IMDAN DİLEMEKLE OLUR.
OLMASINI DİLEDİĞİNİ NİYAZIN İLE OLDUR. ALLAH'ım esirgemez, kulunun niyazına " HAYIR " demez. Sebep halkeder, ER VEYA GEÇ OLDURUR, bekleyen kuluna buldurur. " Nerden? " dersen; ne senden sorar, ne benden….En ince hesabı O'ndan, BÜYÜK GÜC'ünden. Kulun niyazını ALLAH'ım bilir, fikrinde olanı alır. Neden yaratır, yolunu buldurur.
GÖLGEDE KALMAK TA, GÜNEŞİ BULMAK TA SENİN İRADENDEDİR.
O'NUN EMRİ'NE UYMALISIN, O'NUN YOLUNU BULMALISIN. O'NA ELLERİNİ AÇMALISIN. O, seni sana bırakmaz, yoluna taş koymaya çalışana izin vermez. Sanılmasın, gözü olan zarar verir, RABB'İM YOLUNDA OLANI KORUR.
EMEĞİNİ VEREN, DİLEDİĞİ MAKAMA GEÇER.
Az demek, çok demek değil: dediğini bilmek, dediğine uymak, DEDİĞİ GİBİ OLMAK güzeldir.
Yol; hedefine ulaştırır, niyetinde olanla buluşturur, HAYIRDA OLAN HAYIRLA, ŞERDE OLAN ŞERLE SÖYLEŞİR.
Niyetinde ne varsa öyle görürsün, RABB'im yarattı sanırsın. Elbet RABB'im yarattı, AMA HEP GÜZELİ YARATTI.
EYLEMİNDEN HOŞNUT OLMADIĞIN İNSANIN ELİNİ TUTMA.
Başın dara gelse " ALLAH'ım! dersin yardım dilersin ". DİLEMEZSEN, YARDIM GÖRMEZSİN.
HAK YOLUNDA OLMAYAN KİRLENİR.
Erenler'in sofrasında SEVENLERİYLE BULUŞTUK, RABB'imin AD'ına çalıştık; DİLEYENİN eline su döktük, DİLEYENİN kulağına söz ettik.
Her derdin devası vardır. RABB'İM HER DİLEYENE SUNAR. YETER Kİ, DİLEYELİM! Yeter ki, kendimizde olan hataları eleyelim.
HAK EDENLERE SEVGİLERİNİZİ BİRLEŞTİRİNİZ.
Yolumuzu bildi isek dönmeyelim, ne derlerse desinler kanmayalım, RESULÜMÜZ Hz. MUHAMMED'DEN AYRI KALMAYALIM, O HEM İNSANLIK MODELİMİZ, HEM KUR'AN'SAL ÖNDERİMİZ.
Unutulmasın, nasip her DİLEYENİNDİR, elbet MANA nasibi.
HAK ADI, HAK KANADI, cümlenizin üstündedir! GÖNÜLLER O'NDA İSE, bil ki, yolun DOST'unadır.
RABB'İME GÜVENİM ÇOKTUR, ÇEVREYE GÜVENİM YOKTUR.
Hangi yoldan olursan, neyi nerde bulursan? demeden, DİLENMEYEN LOKMAYI YEMEDEN: VERDİĞİMİZ YOLDA, DEDİĞİMİZ HALDE, GÖNLÜMÜZ GÜL'DE hizmetine soyunmalı, GERÇEĞİNE AYILMALI, her adımda korumada olduğunu bilmeli.
Gözüne, dizine, eline, ayağına, KENDİ MÜHRÜ'nü vurur; KENDİ ADI'NI ANANI, KORUR.
SİZLER, O'NA UYDUKÇA: RABB'İM AÇACAK, SÖZÜ VAR !
Dayandığımız her varlığı, kendimizi koruduğumuz gibi korumalıyız, bizden gelecek zarardan sakınmalıyız.
Selamet dilemek, RABB'İME YÖNELMEKTİR. O, sözünü verendir, SÖZÜNDE DURANDIR! SÖZÜNÜZDE DURANDAN OLUNUZ, kendinizde olan GÜZEL'i bulunuz.
Gönülden oluşana, sevgi ile çalışana: ALLAH'ım yardımcıdır. HAK ADI'na olan, HER HAKKA SAYGI DUYAN, KENDİNE DEĞİL CEMİYETE HİZMET EDEN topluma: YÜCE ALLAH'IM YARDIMCI GÖNDERİR, asla şüphe edilmesin! ALLAH'ım: cümlemiz ile, cümleniz ile beraberdir. O'na her hal ile yönelelim, bunaldığımızda YARDIMCI'MIZI GÖNDER ALLAH'IM! diyelim. Anında duman silinir, olay da bölünür.
HER BİLEN BİLMEYENİN YARDIMCISI OLSUN!
Dertli gördüm, ortak oldum, hafiflettim, ben de hafifledim. Hummalı gördüğüme " Dur! " dedim. Yardımcı olmaya lüzum yok, çünkü telaşı boş!....Anlattım, uyandırdım.
Adımızı ananlarla, yolumuzu bilenlerle, sevgide BİR'liği kuranlarla: her an beraber olduk, çevremizde hep dostları gördük.
Yolunu bulanın, YARDIMCI'sı oldum…Yolumdan gelenle , yolumu bilenle, adımı ananla, ALLAH'ım diyen her kul ile beraber olurum. Varlığım sizlerle, her seven ile beraBERİM.
Bizi seherde bulurlar, seferde görürler; GÜZEL OLAN HALİMİZDE, yanımıza / yardımımıza gelirler.
Benim vazifem: yol vermek, ışık tutmak…..YUVA'm! dedim, ALLAH'ımdan izin aldım; MÜMİN KULA yol verdim, DİLEYENE söyledim. Kul dilerse YALVARSIN, ALLAH'IM DESİN. BİZ de ona kefil oluruz, yardım ederiz, gümüş yoldan, altın yola çeviririz.
Kulunun yardımındayız, ANANLA BERABERİZ…..MÜSTESNA YOL ALANIN, GÖNÜL İLE UYANIN, YARDIMINDAYIZ.
Yardım dileyen; dilemeyen kulunun her yolda yardımcısı olsun! Düzen senden yardım bekliyor ise, gücünü esirgemediğin müddetçe asla yardımsız kalmazsın.
RESULÜ: YANLIŞ YOLDAN DÖNENİ allah'IMIN EMRİ İLE GÖRÜRÜM, ŞEFAATÇISI OLURUM. Kulunun kolu, harama katılmasın.
Kendinizi koruyun ki, korunasınız; RABB'ime güvenin ki, güvende olasınız. Şaşmayalım, ateşlere düşmeyelim. Selamet dileyelim, niyazlarımızı çevremize dağıtalım.
Bilgilerimizi her dileyene sunduysanız: niyazlarınız kabul olur, dertleriniz derman bulur. Dünyanın derdini bir kalemde SİLİVEREN: sözünde duranları, sevgisini verenleri, her insana elini verenleri BİLİR, GÖRÜR, rahmetiyle KUŞATIR.
Alnın açık oldukça, gönlün geçit verdikçe, ellerin yanan elleri tuttukça: RABB'in, senden ayrı olmaz, SENİ ASLA YALNIZ KOMAZ.
Yollarımız açıktır, HAK AD'INA GELEN İSE, yollarımız açıktır, ALLAH! ALLAH! DİYEN İSE.
HİZMETE SOYUNMAYAN, YOLUMUZDA DURMASIN.
Akan SU'yu havuza alan, toprağına vermekle mükelleftir! Havuzda mahsur kalan SU: tozu, toprağı, böceği, yaprağı alır, vergisi havuzda kalır.
AŞK'a düşen söylesin, cümle ile peylesin, sevgi / saygı cümleyedir, ne aldıysa paylaşsın.
Dur!...denilmeyen yolda yürümeye çalıştık, SEVGİLİ'nin ( RESULÜ ) haliyle hallenmeye çalıştık.
Namert eli tutmayız, ayrı / gayrı gütmeyiz, bilmeyene / bilgimizi satmayız.
Attığımız her adım, bir düğümü çözmeli, attığımız her adım, bizden sonra gelecek olana yolunu çizmeli.
Bir bağın üzümünü, EMEK VERENLER GÖRÜR. Attığımız her adıma UYANLARI ÇAĞIRIN, hizmet için uyarın.
Her insan ne ekerse, ne kadar emek verirse: onu biçer…ve her insan, KENDİ YOLUNU KENDİ SEÇER.
Bilenin / bilmeyenin, görenin / görmeyenin, kendinde olan ile GERÇEĞİ'ne uymayanın: önünde durmalıyız, yönünü vermeliyiz.
Sakın sözden çıkmayalım, sakın sözü-söze katmayalım; sakın yoksul eli bırakıp zengin eli tutmayalım, zengin-fakir elele, gönül / gönüle birbirimize açık olalım, birbirimize geçit verelim.
Aklımız, her gün daha GÜZEL'i bulmalı: GERÇEK ATEŞ OLSA BİLE, ONU ELDE TUTMALI, O ATEŞ ASLA YAKMAZ.
Alın / alabildiğinizce, verin / sevebildiğinizce….Su destide kalmasın, gönüllerinizde tortu bulmasın.
O, benimle / bana GÜLECEK…O, benimle / benden AĞLAYACAK…O, benimle her satırı bellememi BEKLEYECEK…O'nu BEKLETMEMELİYİM!...
Yolumuz: RABB'imin YOLU'dur…Kılavuzumuz: KUR'AN, RESULÜ'nün şefaati: dertlerimize derman.
ER'likten söz edenler, BİLİRLERSE ER'liği: bulacaklar gürlüğü, silecekler zorluğu….
Aldınız kozu! Bilginiz / görgünüzce, HİÇ DİNLEMEYİN YOZU!
Ağaçlara yaslanmış, anarlar hep ADI'nı, ERENLER okuyacak UYANLARIN kod'unu.
Buğdayı ekeceğiz, suyunu dökeceğiz, DİLEYENİN yakasına GÜL'ünü takacağız.
Söyleşelim GÜZEL'den, paylaştıysak EZEL'den…Hem günü-güne ekleyelim, hem rahmeti'ni bekleyelim, hem BİLDİĞİMİZ GERÇEĞİ SAKLAYALIM; O GRÇEK ki: SÖZ'ü bize bağlayan, HAK SEVGİSİ'yle bizi dağlayan.
SEVENLERİ BAĞLAYACAK, UYMAYANI DAĞLAYACAK.
Bilmedim, bilemedim!? Demeden, tatlı aşı, acı edip yemeden: akıl defterini açın, DOST ADI'nı siz seçin!...Gün gelip okudukça, ömür bezini dokudukça: kendi adınızı kendiniz yazacaksınız, KENDİ DEFTERİNİZDEKİ GÜZELİ / ÇİRKİNİ KENDİNİZ SEÇECEKSİNİZ…Hep GÜZEL'i yazmaya, hep GERÇEĞİ çözmeye….niyet edin ve EN GÜZEL'İ okuyun! O zaman: mutluluk sizinledir, mutluluk sizedir, mutluluk sizdedir.
KİMSEYE GÜVENME, ALLAH'TAN BAŞKA, KULDAN BEKLEME SELAMDAN
BAŞKA
Dünya ile ahireti beraber yürütmek, kerametin en yüksek mertebesini bulmaktır.
Emredileni yapmazsan, senin hatandır! Bildiğini bilmeyene katmazsan, bilmeyenin hatası ile yüklenirsin.
Gerçekten; ne olursa olsun, kaçınma. Ne derlerse desinler gocunma. YAZAN bilir.
SENDEN ZAYIF OLANI KORU.
Kul, dilediği merhalede, dilediğini değil, hak ettiğini bulur! Dilemek niyettedir, hak etmek emektedir! Niyetini emeğin ile besle ki, hak ettiğine eresin.
RABB'im KUR'AN'ı okuyun! Öğrenin, öğretin diye verdi, kainatı kulunun önüne serdi. Öğren! Öğret! Uyan! Uy! Hizmet; kulunun, kulluğunun bir bölümüdür! Onu da yapmaktan kaçınırsa kulu nerde bulacak yolu?
KUR'AN'I OKUMAK DEĞİL, YAŞAMAKTIR ÖNEMLİ OLAN.
Bilmeyi diliyor isen,” Benlikten sıyrıl ". Görmeyi diliyor isen " Kimliğinden sıyrıl ". Varmayı diliyor isen " OL dediği halde kal ".
Yolda çamur olsa da, dalda diken kalsa da, niyet ettiysen yola, durayım deme sakın, güzeli görmek için, her an çevrene bakın.
Öfke, sadece nefsin isyanıdır. Nefse, isyan hakkı tanımayın. Sildiğiniz her hatada, bölünen nefis vardır.
AŞINI, EŞİNİ, DÜŞÜNÜ DİLE VERME.
Derdini SEVGİLİ'ye dersen, dert senden korkar. Kendin derdi yüklenirsen, sen dertten korkarsın.
Attığımız her adım, bir düğümü çözmeli. Atığımız her adım, bizden sonra gelecek olana yolunu çizmeli.
Bir somunu alıp ta, bir dilim vermediysem. Dertli olanı görüp, odasına girmediysem. Karların yağdığında, üşüyeni sormadıysam. Ben beni bilmediysem, ben seni sevmediysem, sürüye girmeye hakkım olmaz.
SECDE, KULUN GERÇEKLE PERDESİNİ ARALAR.
"ALLAH BÜYÜK!...ALLAH var!...” diye nutuk çekmekle ALLAH'ın VARLIĞI'nı tanımak olmaz! O'na herkes inanmış ve biliyor. ALLAH'ı tanımak lazım, ALLAH'ı aramak lazımdır! ( Soru: Nerede?..) Nerede mi? İçinde..O, insanın içindedir. Uzağa gitme, içinde ara! Her şeyde arayın, arayın ki bulasınız. ALLAH KENDİ'ne sığınanı sever, ADI'na değil! AĞZI ALLAH, KALBİ FESAT OLANI ALLAH HELAK EDER.
Duayı KİTAP'tan okursun. Manasını düşündün mü; kendini verebilesin, duanı edebilesin?..Okuduğun dilin değil, anladığın bilgin değil. Okumak, ALLAH'ını bildiğince anmak gerek: kendini verebilmek için, ALLAH'tan niyaz gerek O'na varabilmek için. Niyazını:” Hangi duayı okuyayım?...” diye değil, gönlünden geçtiği gibi yap! ALLAH'ın, niyazını anlayabilmesi için; yumağın dilinden, kendi ağzından olan sözle dile! Seni DUYAR; sözden BİLİR, dilini AYIRMAZ.” YA RAB! " dedinmi; TEK'tir; dili ayrı değil, mezhebi ayrı değil, milleti ayrı değil.
Gönülün ölçüsü; kuluna göre söz edende değil, her kulu bir tutandadır. Olmuşu yolunda görmek seni sevindirir, ham kulu görmek yerindirmesin! Kulun, YARATAN'ı da yaratılışı da BİR'dir! Ne var ki, kulun bazısı dönüktür; dumanı başına sarmış gözünü kapamış…..Ona yardımcı olmak, kulu kazandırmak, kula sevinç vermek; vazifemiz! ALLAH'ımın AŞK'ına, gönüllerin şaşkına yol vermek; yola uyan, ALLAH'ımı bilen her kulun vazifesidir.
Kapı; kul niyeti kurduğu, hali ile UYDUĞU anda açılır. Halin ile vermedikçe, niyetini HALİNE UYDURMADIKÇA, kapı ASLA AÇILMAZ; açılmadığı halde de eşikten geçilmez. HAK kapısının kilidi, NİYAZINDIR; ne var ki, gönül ile, hal ile uyduğun niyaz.
YA ALLAH! Dedikte, ADI'na bürünürsün: YA ALLAH BİSMİLLAH! Dedikte, ADI'na bürünür, ADI ile gönlünü yıkamış olursun, her güçlüğe karşı durmuş olursun.
DÜNYAYA BAĞLANMAYIN! BAĞLANDIKÇA, O'NDAN UZAK KALIRSIN.
KUR'AN'da taleblerin cevabı vardır. Talip olan her kişi, EMİRLERİNİ ÜSTLENEN KİŞİLERDEN OLUR. EMRİNE uymayanlar, gönlünde HAK sesini duymayanlar, bilseler sonlarını , silerler dünlerini.
Ağız; dünyaya açılan bedende, kapı… Dünyayı almak değil, dünyaya vermeyi bilesiniz. Dünyaya verdiğin seni yüceltir, almayı dilediğin seni küçültür.
Kırmamaya çalışın, kırılmamak için. Vurmamaya çalışın, vurulmamak için. Sevmeye çalışın, çok sevilmek için.
ÖRNEK OLUN, YOLDAN ÇIKANI GÖRÜN, YOLUNU GÖSTERİN KIRMADAN.
Hazırım! Demek için: her zerrende nefis kırıntısını silmen, kendin ile kainattaki her zerreyi bilmen gereklidir.
O, sendedir, hem bende, yaratığı her tende, O'nu bilmek için günde, KULLUK HALİNİ TAKINMALI, KUL OLMANIN GURURU İLE BAKINMALI.
ALLAH'IMIN EL'İ, NİYAZ EDENİN SIRTINDADIR.
Olmasını dilediğini, duacı ol! Cümleniz duacı olsun cümleye. Hastalık dualarla kapana tıkanır, Ayetel Kürsü okunsun.
RESULÜ'müz Hz. Ömer'den şöyle dua istemiştir: Ey kardeşçiğim Ömer! Salih duana bizi de ortak et ve bizi unutma.
TEKBİR GETİRMEDEN TESBİH ÇEKME.
RESULÜ'müzün ve diğer Peygamberlerin şefaatini kazanmak: RESULÜ'müze ve diğer Peygamberlere Salavat getirmek ile olur.
" Olmuyor " dediğin her olay olumsuzluğa gider. Günüm ne güzel, yarınım daha güzel olur…de ki, oluma uyasın. Her insan O'ndandır, O'nunladır. O'na yöneldiği an güçlüdür.
Oldurmak, döndürmek, günden çevirmek, münasip yola döndürmek ALLAH'ın işi.
ÖĞRETİ DİL İLE OLMAZ, HAL İLEDİR.
Verilene şükür etmek, ALLAH'ını sevmektir. Amade olmak: niyaza durmakla değil, YOLUNDA GİTMEK, KÖTÜDEN UZAK DURMAKTIR.
Sevdiğini-sevmediğini, kendinden kendine danışırsan, RABB'in ile şüphesizce konuşursan, yanılmayacağın cevabı alırsın. Her konuda kendini doğruda bulursun.
Darda olduğun an; sadece O'nunla konuş, O'nunla dertleş! Dermanını verecek O'dur! Kul – kulun derdine, sadece söz ile ortak olur, ana baba dahi olsa.
Dualar; anında ALLAH'ıma, ALLAH'ımdan – ULU'nun makamına gider. Niyazın oluşu, yavrunun mama yiyişine benzer. Yavru mamayı yer, gelişir – büyür; niyaz da öyledir.
İNANDIĞINA; DAĞLAR OLSA ÖNÜNDE SAHİP ÇIK.
Her olayın daha kötüsünü düşün, öyle duacı ol! En kötünün içindeyim…dersen; ALLAH'ıma güç gelir, sana daha kötüsünün ne olduğunu gösterir.
Sebepleri yaratan, yarattığını sebepler gölgesine oturtan, hakikati sebeplerle bulduran; elbet YARATAN'dır, GÖZETEN'dir, PEYGAMBERLER'i ile KENDİ'ni DİNLETEN, dille SÖYLETEN'dir.
Her kademeye bilgi ölçüsünde değil, bildiğine uyduğun ölçüde geçilir. Bilen, bilmeyenin sorumluluğunu da alır. Amma, UYMAYANIN SORUMLULUĞU KENDİSİNE AİTTİR.
Uyuyan ata vurma, olur olmazı aklında kurma, olumlu – olumsuz diye yorma, hem olumunu seçmeye, HEM OLUMSUZDAN KAÇMAYA, niyet ile başlamalı, seni senden alanı, niyaz ile taşlamalı.
RABB'iyle insanın söyleşme özgürlüğüdür. O, insandan insana sözcü istememiştir. O, insan için insanı kırmamıştır, kıranı sevmez. O, insanı insana üstün görmemiştir, göreni sevmez.
Hiçbir varlık; kulun ne bünyesine, ne kaderine hükmedemez. YÜCE VARLIK, kuluna hükmeden ortak yaratmadı. Hüküm; TEK BİR VARLIK OLAN ALLAH'IMDADIR.
CEMAL'İ DE, CELAL'İ DE, KULUNUN GÖNLÜNDEDİR.
Kul bilir de uymazsa, görür de duymazsa KORKSUN! " Kuluyum, kulluğum için gururluyum! " diyen; O'nu içinde bilir, korkusuz kalır.
Ömürde aldığın kor misali yandığın her günde, bil ki O yanındadır.
DOST'luk kimin ile kurarsan – kur, bil ki DOST sadece O'dur! Benden sakladığını, O'ndan saklayamazsın.
RABB'imin NUR'u her yana aynı aydınlıktadır, aynı güçtedir. SEVGİLİ'den ( Hz. MUHAMMED ) yansır, SEVGİLİ ile her an her yandadır.
HAK İÇİN HALKA HİZMET; KULLUĞUN GEREĞİDİR, RABB'İMİN RIZASI'DIR.
Sevgi elbet akımdır, müsbet akım. Kin – nefret menfi akımdır, o da bulaşıcıdır. Sevgi akımı yüklediğin ( sevdiğin ) her eşya sana hizmet eder.
KORKUYU SİLMEDEN, KENDİNİ BULAMAZSIN.
Öyledir, olmayana kul meyleder. Kendinde olana sarılmak değil, olmayanda saadetin olduğunu sanır. Asıl olan, olduğunla yetinmektir.
İlk adımda niyetsiz kalmayınız, niyet ettikten sonra şüpheye düşmeyiniz. Niyetin güzelliği, sebep kapılarını açar; kul öylece, güzelden güzele geçer.
ALLAH bizi korur ama kul sakınmalı, ateşe gidersen ALLAH beni korur dersen yanarsın.
Sırat köprüsü fakirin duası ile geçilir, kestiğin koyun ile değil. Ölülerinize dua yollayın, hayır yapın, hayır yaptıklarınıza ölülerinizin adını verin duacı olsunlar.
KULA ÜZÜNTÜ VERİP İBADETE SIĞINMAK SENİ PAKLAMAZ.
Hiçbir kul, YARDIMCISIZ yol almaz! Ne var ki, YARDIMCI: dünyadan değil, ALLAH'ımın gönderdiği, " KULUMU GÖZET " dediği Alemdendir.
KUR'AN'DA YAZILAN: KULUNUN KANUNUDUR.
Yapılan iyilikler, atomlar halinde yükselir; göçünde ( öldüğünde ) gelir seni bulur.
Geçen, ne olursa olsun bitendir; gündeme getirme. Gün ne getirirse şükret; de ki hayırdır. Yarına asla sofra kurma, günden sergiye koyma.
Kendimizi bilmeliyiz, çevremize gülmeliyiz, sevgi ile dolmalıyız, HAL HATIR BİLMEYENDEN UZAK KALMALIYIZ.
RABB'im doğruda olanı bilir, doğruda olanı görür, öyle kulun eli; RABB'in ELİDİR, RABB'in DİLİDİR, RABB'in GÖZÜDÜR.
Düşün: Olaylara sen mi sebep oldun? Hataları yumuşakça örttün mü? Sorumluluktan kaçana sorumluluğunu hatırlattın mı?
Duanı yaptığın, niyaza durduğun zaman, şüpheyi içinden sil!...” Acaba olur mu?...” deme. OLACAK, ALLAH'IM VERECEK ! DEYİN! VERMEYECEĞİ ŞEYİN DUASINI ETTİRMEZ ALLAH'IM.
Asla dönme; dönmeyi düşünüp de derdine yanma, sözümüz yabandır sanma. Dağlar boyu yükün olsa her birini aşacaksın, sular gibi taşacaksın, HAKK yolunda koşacaksın, YETER Kİ SÖZÜNDEN DÖNME.
ERENLER'in her biri bizi " BİZ " edindiler, dostların yanında bulundular, dost olmayandan bizleri korudular. YÜCE RABB'ime sonsuz dualar ediyoruz. Bu güzellikleri hak edebilmek için: daha iyi, daha güzel, daha doğru olmaya çalışıyoruz. MEVLANA ile söyleşmeyi, YUNUS EMRE ile paylaşmayı…. huy edindik, onların eylemini gönlümüze kattık…Dedik ki: Türk'e adını veren, Türklük'te kendini bulan, elini tuttukça kendine güvenen her insan: Türklük Adını korur, VAREDEN'e inanır, varlığını korur.
|