ALLAH YALNIZ MÜMİNLERE
YARDIM EDER
Ve AFFEDER. 16.5.2019
Bismillahirrahmanirrahim!
Rehberimiz KUR'AN, mürşidimiz Hz. MUHAMMED ( s.a.v )
dir. " ÖRNEK ALAYIM ÖYLE
OLAYIM " diyeceğin tek varlık Hz. MUHAMMED Efendimizdir.
KUR'AN'I OKUMAK
DEĞİL, YAŞAMAKTIR ÖNEMLİ
OLAN.
RABB'İM doğruda olanı
BİLİR, doğruda olanı GÖRÜR. Öyle kulun ELİ; RABB'İN ELİDİR, RABB'İN DİLİDİR, RABB'İN GÖZÜDÜR.
Dünyaya gelen her insan HALİFE
olamaz, önce KULLUK MERTEBESİNE çıkacak, imtihanlarını verecek ve sonra HALİFE
olmaya hak kazanacaktır. Bununla ilgili bir ayeti yazalım.
NUR
suresi, ayet 55: ALLAH'ın, sizden İNANIP İYİ ve
YARARLI İŞ YAPANLARA
vaadi şudur: önceki kavimleri nasıl yeryüzünde hakim kılmış ise,
onları da yeryüzüne egemen kılacak, kendileri için seçip razı olduğu dinlerini
de güçlendirecek, KORKUYLA DOLU HAYATLARINI DAHA
SONRA GÜVENLİ BİR
HAYATA DÖNDÜRECEKTİR. Çünkü onlar, BENİ GEREKTİĞİ GİBİ
TANIR, YALNIZ BANA KULLUK EDER ve BANA
HİÇBİR ŞEYİ ORTAK KOŞMAZLAR. Artık bundan böyle KİMLER
KÜFÜRDE DİRENİRSE, ONLAR FASIKLARIN
TA KENDİLERİDİR.
Dünyaya gelmeden önce ezel aleminde
ALLAH'ım ile AHİDLEŞTİK ve ANDIMIZI
verdik.
AHDİMİZ: Yaratılmışlığa ilk
adımda RESULÜ'NE UYULACAĞI SÖZÜDÜR.
ANDIMIZ: KUL olmanın
ANDINI verdi isek ezelde, kulluk haline
gelip buluşuruz güzelde.
KUL: Kulun
diğer manası, kül…! KÜL: " OL " un
olma halidir. Tanrı önce " OL " DER,
sonra kül eder: " KÜL " DEDİĞİNDE KENDİ
VARLIĞINA KATAR. Kendinden
kendine sor KENDİNDE VAR
OLAN'I GÖR. Çarşı pazar
dolaşma " Arayım " diye, var olanla
dalaşma " BULAYIM …” diye…SENSİN
YARATILAN, SENDE YARATAN.
VARLIK, YÜCE'nin ZATI'nda: VARLIK, YÜCE'nin SIFATI'nda:
VARLIK, YÜCE'nin " OL " DEDİĞİNDEDİR. ALLAH'ımın ZATI'nda
varsın, SIFATI'nda şu anda var mısın? ELBET VARSIN, çünkü sen " OL " DEDİĞİSİN, O'nun
NUR'undan verdiğisin. ZATI'nı bildikte;
TEK'lik değil, KÜL olduğunu görürsün. TEK'lik odur; KÜL olmak
ZATI ile SIFATLARINDA BİRLEŞMEK.
Dünyaya gelmemizin asıl sebebi
İNSAN olabilmektir. Her insan, insan olabilme bilgisi ve yeteneği ile yüklenmiş
insan müsvettesi olarak dünyaya gelir.
ALLAH'ımın emirlerini yerine getiren kişiler insan olur ve RABB'ine kavuşur.
Nasıl insan olunacağı ve nasıl MÜMİN olunacağı
bilgisini ALLAH'ın bize bildirdiği Ayetler ile size aktarmaya
çalışacağız.
Mümin: sadece "YARATAN'ım ! " diyendir, VERDİĞİ'ne uyandır. Hz.MUSA'da
mümin, Hz.İSA'da, Hz.MERYEM de, …….Mümin kul vardır, Müslim kul değil. Bin
Müslim, bir mümin edemez ! Mümin olmak,” Müslüman doğdum……” demekle değildir.
Hiristiyan olan ALLAH'ımın kulu değil midir ? Uyarsa, gönlünü duyarsa, " doğru
olan, budur!......” derse; ona mümin denir. Müslümanlık, gönüldedir. Mümin
olmak el bağlamakla değil, ALLAH'ıma gönül kapını açmakladır. Mümin olmak; ders
almakla değil, gönül koymakla olur. Dünya ile ahireti ayıran çoktur, ne var ki
dünya ile ahireti beraber yürütmek; kerametin en yüksek mertebesini bulmaktır. Şunu
bilin ki, dışarıda aradığın her sorunun cevabı senin içindedir, öyleyse bırak
dışarıda aramayı da kendine dön ve kendini tanı. Aradığın soruların cevabı
ancak içsel çalışma yaptığında, kendi içinde ne kadar derine inersen ve sen bu
cevapları almaya ne zaman hazır olursan, o vakit gelmeye başlar. Kendine dön,
içindeki sesi dinle ve onun rehberliğine güven. ( Kula yol göstermek, tenkit
ile olmaz: hatalı ameli, yüzüne vurulmaz ! Hatasını yüzüne vurursan, alacağın
cevap seni üzer. Kulun, yolunu almasını dilersen; yolunun güzelliğinden söz et
! Kırıcı olma ki, kırılmayasın.
BEN HER GÖNÜLDE DEĞİL MÜMİN
KULUMUN GÖNLÜNDEYİM.
Efendimiz kutsi bir hadisi şeriflerinde "Ben yere göğe sığmadım, mümin kulumun kalbine sığdım” demişlerdir. Çünkü mümin
bir kalp ilahi tecelliyatın kaynağıdır. Allah
o kalbe, günde yetmiş defa tecelli eder. Bundan dolayıdır ki Yunus Emre
Hz'leri:
Yunus Emre der
hoca,İstersen bin var hacca, hepisinden
iyice, Bir gönüle girmektir. Demiştir.
Hal ehli insanlar, bu sırra vakıf olduklarından dolayı, ilahi
tecelliye mazhar olmuş mümin bir kalp bulduklarında, her şeyi ile o kapıya ram
olup hizmet etmişlerdir. Rabbin, günde yetmiş defa tecelli ettiği anlardan
birinde o kalp içerisinde olması demek, bir anda ilahi maksatına ermesi
demektir. Bu sırdan dolayı, gözleri ama olmasına rağmen kalp gözü rabbine açık
olan üstadı Taptuk Emre'nin dergahında yıllarca hizmet etmiştir.
Yaratılanı yaratandan oturu seven Yunus Emre, sadece kamil kalp
sahibi Hak dostlarının kalplerininde saygı göstermekle kalmamış, altın
harflerle yazılıp baş ucuna asılacak şu beyiti ile tüm insanlığın kalbi
duygularının Hak katında ne derecede değerli olduğunu ilan etmiştir;
Bir kez gönül
kırdın ise bu kıldığın namaz değil, yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz
değil.
Önemli olan Kabe'yi ziyaret etmek değildir. Önemli
olan Kabe'nin Rabbini bulmaktır. Onu
bulamadıysan bin defa Kabe'ye varsan ne anlamı var. Bu sebeplerden dolayıdır
ki, bir kimsenin kalbini kırmayı düşündüğümüzde o kalbin mümin bir kalp olacağı
gerçeğini düşünmeli ve ona göre hareket etmeliyiz.
ALAK
1: Ey
Peygamber! Seni yaratan RABB'İNİN ADINA…
OKU,ÖĞREN, ÖĞRET !
ZUHRUF 44: Çünkü
bu KUR'AN, senin ve kavminin UYMAKLA
ŞEREF KAZANACAĞI BİR KİTAPTIR. Bilin ki ( onun yüce amacını gerçekleştirmek
için ÇABA SARFEDİP, SARFETMEDİĞİNİZ KONUSUNDA ) HEPİNİZ SORGUYA
ÇEKİLECEKSİNİZ. ( KALEM 52 ve ENBİYA 10 ayetlerini lütfen okuyunuz ).
AL-İ
İMRAN 139: Gevşemeyin
/ yılgınlık göstermeyin ve üzüntüye kapılmayın. EĞER ( GERÇEKTEN ) İNANIYORSANIZ ÜSTÜN GELECEK OLAN SİZSİNİZ.
NİSA
141: O
( ALLAH ), kafirlerin müminlere bu dünyada zarar vermelerine de aslâ fırsat
vermeyecektir.
NİSA
142: Bu münafıklar ALLAH'ı aldattıklarını sanıyorlar. OYSA ASIL ALDANAN KENDİLERİDİR. Onlar namaz kılacakları zaman da
ağırdan alırlar. Zaten kıldıkları namaz da, İNSANLARA GÖSTERİŞ YAPMAKTAN İBARETTİR, onlar aslında hiç namaz
kılmış sayılmazlar.
AL-İ
İMRAN 178: Küfürde direnenler, hemen cezalandırmayarak kendilerine mühlet
vermiş olmamızı sakın haklarında hayırlı bir şey sanmasınlar. Evet, BİZ onlara
mühlet veriyoruz, fakat onlar bunu, GÜNAHLARINI
DAHA DA ARTIRMAK İÇİN KULLANIYORLAR. Bilseler
ki, ONLARI REZİL RÜSVÂ EDECEK BİR AZAB
BEKLEMEKTEDİR.
AL-İ
İMRAN 179: ALLAH
MÜMİNLERİ; münafıklarla karışık bir halde hep böyle bırakmayacaktır. O, münafık
ve kafir olanla, GERÇEK MÜMİN'İ
BİRBİRİNDEN AYIRACAKTIR. ( Lafzen; Pis olanla – temiz olanı ). Öyleyse siz ALLAH'a ve PEYGAMBERLERİNE İNANIP İMAN
ETMEYE BAKIN. Eğer İNANIR, ALLAH'IN EMİR ve YASAKLARI KONUSUNDA DUYARLI ve
BİLİNÇLİ OLURSANIZ, sizin için büyük bir mükâfat vardır.
NİSA
143: Münafıklar imanla küfür arasında bocalayıp dururlar, ne YÜREKTEN İNANIRLAR ne AÇIKÇA İNKÂR EDERLER
. Ey Peygamber! ALLAH'ın şaşırttığı böyle kimseleri sen doğru yola iletemezsin.
NİSA
144: Ey iman edenler! MÜMİNLERİ
BIRAKIP SAKIN KAFİRLERİ DOST EDİNMEYİN, ONLARLA BİRLİK OLMAYIN. Yoksa siz
ALLAH'a, O'nun size azab etmesi için kendi aleyhinize açık bir delil mi sunmak
istiyorsunuz ?
NİSA 145: Münafıklar
cehennemin en alt tabakasınada yanacaklardır. Sen orada onlara yardım
edebilecek birini göremiyeceksin.
NİSA
146: Ancak TÖVBE EDENLER, DURUMLARINI DÜZELTİP İYİLEŞTİRENLER, ALLAH'ın dinine
sımsıkı sarılanlar ve inançlarını ŞİRK
ve NİFAKTAN ARINDIRARAK SADECE O'NA BAĞLANANLAR müminlerle beraberdirler.
ALLAH da MÜMİNLERE ahirette büyük
bir mükafat verecektir.
RUM
47: Ey Peygamber! BİZ, senden önceki kavimlere de Peygamberler göndermiştik. Bu peygamberler onlara açık
mucizeler getirdiler ( kavimleri ise onları yalanladı ) BİZ de onlara hak
ettikleri cezayı verdik ( VE MÜMİNLERİ
DE KURTARDIK )BİZE YARAŞAN MÜMİNLERE YARDIM ETMEKTİR.
NEML
53: (
sonuçta ) İMAN EDENLERİ ve ŞİRKTEN
SAKINANLARI KURTARDIK.
TEVBE 112: Bu MÜMİNLER, samimiyetle TEVBE
EDEN, ibadet ve tatta bulunan, ALLAH'ın verdiği nimetlere ŞÜKREDEN, ALLAH yolunda hicreti göze
alan, rükû eden, secdeye kapanan, İYİLİĞİ
EMREDİP, KÖTÜLÜĞE ENGEL OLAN ve ALLAH'IN EMİR ve YASAKLARINA DİKKATLE UYAN
KİMSELERDİR. Ey Peygamber ! İŞTE BU
MÜMİNLERİ
(CENNETL E ) MÜJDELE.
AL-İ
İMRAN 185,186: Unutmayın
ki, her canlı ölümü tadacaktır. YAPTIKLARINIZIN
KARŞILIĞI SİZE KIYAMET GÜNÜ TAM OLARAK VERİLECEKTİR. Kim o gün
cehennemden uzak tutulur ve cennete konursa, o gerçekten kurtuluşa
ermiş olacaktır. Bilin ki, DÜNYA HAYATI
SADECE ALDATICI BİR META'DAN, GEÇİCİ BİR
ZEVKTEN İBARETTİR.
Ey müminler ! Hiç
şüpheniz olmasın ki, MALLARINIZ ve
CANLARINIZ KONUSUNDA MUTLAKA İMTİHAN OLACAKSINIZ. ( BAKARA 155 okuyun
lütfen ). Sizden önce kendilerine Kitap verilenlerden ve müşriklerden, sizi
incitip üzen çok kötü sözler duyacaksınız. Eğer bunlara sabrederseniz
( tedbirlerinizi
alarak gerekli direnci gösterirseniz ) ayrıca ALLAH'IN EMİR ve YASAKLARI KONUSUNDA
SORUMLU, DUYARLI, BİLİNÇLİ DAVRANIRSANIZ bilin ki, ( başarıya
ulaşmak için ) dinin emrettiği azim ve kararlılık işte budur.
AL-İ
İMRAN 187: ALLAH, kendilerine Kitab verilenlerden, o Kitabın içindekileri insanlara
açıklayacaklarına ve gizlemeyeceklerine dair söz almıştı. Fakat onlar bu
sözlerinde durmadılar, onu kulak ardı ettiler ve BASİT DÜNYA MENFAATLERİNİ ONA TERCİH ETTİLER, ne kötü bir değiş
tokuştur bu !
AL-İ
İMRAN 188: Ey Peygamberler ! YAPTIKLARI
KÖTÜLÜKLERLE ÖVÜNEN: yapmadıkları iyi işler ( onları sanki yapmış gibi )
övülmek isteyenlerin AZAPTAN
KURTULACAKLARINI ZANNETME – ONLAR DA ZANNETMESİNLER. BİLİN Kİ, ONLARI ACI BİR
AZAB BEKLEMEKTEDİR.
|