S A L A V A T 25.7.2012
İşleri düzene koyan ALLAH'ın ADI'yla!
Hz. MUHAMMED: Her kademeye bilgi ölçüsünde değil, bildiğimize UYDUĞUMUZ ÖLÇÜDE GEÇERİZ. Bilen, bilmeyenin sorumluluğunu da alır. Amma, UYMAYANIN SORUMLULUĞU KENDİSİNE AİTTİR.
ALİ İMRAN suresi, ayet 187 : ALLAH, kendilerine kitap verilenlerden şu yolda misak ( söz ) almıştı: " Onu insanlara mutlaka açık – seçik bildireceksiniz, onu saklamayacaksınız ". Ama onlar KİTAB'ı sırtlarının gerisine attılar, basit bir ücret karşılığı onu sattılar. Ne kötü şey satın alıyorlar.
Can dostlarım!
Birçoğumuz salavat'ı manasını anlamadan okuyoruz ve gereklerini yerine getirmiyoruz. ALLAH'ım Ayetinde salavatı nasıl açıklamış okuyalım.
AHZAB suresi, ayet 56 : Şüphesiz ALLAH ve melekleri Peygamberi destekliyorlar / o'na yardım ediyorlar, o'nun için gerekeni yapıyorlar. Ey müminler! Siz de o'na destek olun / o'na yardım edin / o'nun için gerekeni yapın ve o'nun güvenliğini tam bir güvenle sağlayın.
Şimdi düşünün; Resulümüz bedenli olarak yaşamıyor, peki bu ayet hükmünü yitirdi mi?
Niçin ISRARLA " SALAVAT " okumamız isteniyor? Bu ayet bize bir uyarıdır, aslında diğer ayetleri de okuduğumuzda otomatik olarak bize uymamız gerekenler için bir uyarı ve İKAZ geliyor…
Ayet ne diyor? Ey müminler! Siz de o'na destek olun / o'na yardım edin / o'nun için gerekeni yapın ve o'nun güvenliğini tam bir güvenle sağlayın. Peki Resulümüze şimdi nasıl destek olacağız? nasıl yadım edeceğiz? nasıl gerekeni yapacağız ve bedenli olarak yaşamadığına göre, güvenliğini nasıl sağlayacağız?
İlk evvela Resulümüzü tanımak için KUR'AN'ı anladığımız dilde üzerinde düşünerek okuyup, KUR'AN'ın gösterdiği yolda yaşamamız gerekir. Çünkü Hz. MUHAMMED ( s.a.v ) Efendimiz YAŞAYAN KUR'AN dı . Sonra Resulümüzün hayatını okuyup, ondan örnek almalıyız. Resule uymak SAKAL bırakarak, o zamanki KIYAFETLERİ giyerek, ŞEKLEN değil, onun yaşayışı gibi yaşamamızdır. Resulümüz çölde çok zor şartlarda yaşadı, o şartlara ve imkanlara göre hayatını düzenledi. Kutuplarda olsaydı, o şartlara göre yaşardı. Bu gün yaşasaydı, bu günün şartları ve imkanlarına göre hayatını düzenlerdi.
Resulümüze destek olmak, yardım etmek demek! İlk önce kendimiz KUR'AN'ın EMİRLERİNİ Resulümüzün uyguladığı gibi KENDİMİZDE UYGULAYIP, o şekilde yaşamamızdır. Bir diğeri ise " BANA NE " demeden cümlenin Resulümüzün haliyle hallenebilmesine yardımcı olmaktır. En önemlisi de bir olumsuzluk gördüğümüzde hemen ona müdahale etmektir.
HADİS ( Müslim, İman 78; Ebu Davut, Salat 248 ): Resulümüz buyurdular ki; KİM KÖTÜ ve ÇİRKİN BİR İŞ GÖRÜRSE, ONU ELİYLE DÜZELTSİN; eğer buna gücü yetmiyorsa, DİLİYLE DÜZELTSİN; buna da gücü yetmezse, KALBEN KARŞI KOYSUN. Bu da imanın en zayıf derecesidir.
Hz. MUHAMMED: Ben fahri alem Peygamberiyim, bütün insanlar, cinler ve çekirgeler benim ümmetimdir.
TANRIM kendi NUR'undan, önce NUR-U MUHAMMED'i yarattı ve O NUR ile kainatın her zerresini yarattı.
HADİS ( Gümüşhanevi 1792 nolu hadis ): Ben son, fakat ( yaratılış itibari ile ) İLK PEYGAMBER OLARAK GÖNDERİLDİM.
Hz. ALİ : Her bir parmakta bir gerçeği bulursun, iki elde iki alem olursun…Eldeki alemin sırrına güldük…Açtığın avucunda, RABB'imin ADI yazılıdır. O'na / O'nu şahit tutarsan, elinde niyazına katarsan, BİR'liğine katılırsan: on parmağın onunu da açtığında, onbirinci sen olursun, gönlün ile son bulursun.
Hz. MEVLANA:
( İnsanın O'nu ( NUR-U MUHAMMED'i ) bilmesi gerekti! O yüzden, bir devre bedenlendirildi. O'nun dahi kendini bilmesi için, bedenlenmesi gerekti. O kadar BÜYÜK ENERJİ ki YÜCE TANRI… En büyük santral, Hz. MUHAMMED, o enerjiyi tanzim ediyor. YÜCE TANRI'ya varmak için, herkesin o kanaldan ( yani Hz. MUHAMMED'den ) geçmesi lazım " Herkes Müslüman olacaktır!” sözünün, manası budur! Tek kapı, Hz. MUHAMMED… kapıdan sonraki, YÜCE'dir. Dünyaya geliş ve gidiş, tek kapıdan olur.)
TANRI önce kendi NUR'undan NUR-U MUHAMMED'i yarattı ve O NUR ile kainatın her zerresini yarattı. ALLAH, kuluna doğrudan KENDİ'si vermiyor enerjiyi; NUR-U MUHAMMED kanalıyla insanlara veriyor. En başta, ADEM'e de O'nun kanalıyla verdi. Yeri-göğü YARATAN, cümle halkı GÖZETEN, görücüyü kendi seçer.” Görücü " kim? RESULÜ!..” YERLERİ- GÖKLERİ O'NUN İLE ( NUR-U MUHAMMED ) OLUŞTURDUM. CÜMLE YARATILMIŞI O'NUN İLE BULUŞTURDUM " DİYEN ALLAH'IM, ADI İLE ADINI BİR'LEYEN ALLAH'IM; " GÖZÜM O'NUN İLE, SÖZÜM O'NUN İLE CÜMLENİZİ BİR'LER”. DEDİ.
( Hz. MUHAMMED'in hakikatı nedir? Mayası AŞK. Harcı SEVGİ. Bilgisi KUR'AN. Görgüsü, NUR'dan… Yapısıyla verdi, bilgisiyle derdi. NUR'uyla yaydı, cümlede BİR'liği kurdu, O'ndan – O'nu bildirdi, O'nun ile O'na döndürdü. Geldiniz bileceksiniz, O'na döneceksiniz! AŞK'ı ile verdiğini, sevgisiyle yaydı; sevgisiyle yaydığını, NUR'uyla yordu: bilgisinde, kainatı BİR'ledi; ne terledi, ne zorladı. RESULÜ ile oluşma, HAK ile buluşmadır.
" Bütün Peygamberler gül, RESULÜ tek fidan”, denilir. Cümlemiz o'nun çiçekleriyiz. RESULÜ'ne Hz.ALİ adı ile, Hz. OMAR andı ile, Hz. OSMAN dengi ile, Hz. EBUBEKİR canı ile katıldı. Hepimizin yolu, MUHAMMED yoludur; EBUBEKİR, OSMAN, ALİ, ÖMER O'nun dörde bölünmüşüdür. Birini alsak, öbürünü inkar; HAK'tan mıdır, HAKK'ın yolunda mıdır? GÜL'ümüz, sevgili PEYGAMBERİMİZİN kab ölçüsü, KUR'AN'ı KERİM'dir. Dualarınız: evvela PEYGAMBER'imize, sonra cümlesine, sonra ULU'na ( koruyucu meleğine ). Duanın başına / sonuna PEYGAMBER'inin şefaatına sığın! Sunduğum cümleye, bir kula değil! Şefaat ümmet-i MUHAMMED'e, zümreye değil.
Gelelim şimdi manasal yönüne: Hiç birimiz görünen bu beden değiliz, hepimiz ALLAH'ımın NUR'undanız ve BİR SEVGİ ENERJİSİ'yiz. Düşüncelerimiz, yaptıklarımız ve dualarımız bir enerji olarak dalgalar halinde önce Resulümüze, sonra da RESULÜMÜZ VASITASIYLA ALLAH'a iletiliyor. Cep telefonunu düşünün, küçücük piliyle yazdığımız bir mesajı anında Çine kadar ulaştırıyor ve anında orasıyla konuşabiliyoruz. Bir cep telefonu bunu yapar da ALLAH'ın bir parçası olan biz neler yapabiliriz. Bütün dünya düşüncelerinden sıyrılıp ÖZ'ümüze dönüp Salavatı okuduğumuz zaman, Resulümüzün RUHANİYETİ İLE anında irtibat kuruyoruz. O'nun şefaatini alıyoruz ve o'nda olan bilgiyi enerji olarak almaya başlıyoruz.
AHZAB suresi, ayet 43: O, odur ki, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye KENDİSİ ve Melekleri sizin için gerekeni yapıyor / size destek oluyor ( yusalli'aleykum ).
Zaten O, İNANANLARA KARŞI ÇOK ACIYICIDIR.
Hz. MUHAMMED: Her biriniz yüzbir " TEKBİR " getiriniz, yüzbir " SALAVAT " okuyunuz…Okuyunuz ki: her zerreniz uyansın, TEK RABB'ine dayansın… Her niyazda: uyuyan zerreler, uyanana katılır…Ruhun zerreleri, bedendeki her zerreyi döllendirir, bildiğince yollandırır, yandığınca küllendirir. NİYAZ, BEDEN İLE RUH ARASINDAKİ PERDEYİ AÇAR. Oluşun gerçeği: niyaz ile zerrelerin ANDA BURDA, ANDA ORDA OLUŞTUĞU, iki alem yaratılanı ile buluştuğu açıktır!...Miracın oluşunu, her zerrenin niyaz ile uçuşunu açıklar….Uçmak'tan maksat: yükseliş.
Hz. ALİ: RESULÜNÜN selamı her birinize ulaşır, gönüllerimiz andıkça BULUŞUR. O'nunla ( Resulüyle ) biz de doğduk…deyiniz, ALLAH RIZASI İÇİN SALAVATLARI OKUYUNUZ. Resulünün büyük RUHANİYETİ var! Bütün dualar PEYGAMBERİMİZE gidiyor, O DAĞITIYOR.
SALAVAT OKUDUĞUMUZDA RESULÜMÜZÜN KORUMASI ALTINA
GİRİYORUZ.
Hz. YESEVİ: Niyaz ediniz, GERÇEĞİ BULUNUZ. Açık kapı, girmek için sebeptir. O KAPIYI BULMAK İÇİN DOST ADI'NI ANMALI. HAK ADI'NI ANANLAR, HAKK'A TALİP OLANLAR: RESULÜ'NÜN SELAMINI ALIR, O'NUN SEVGİSİNİ KENDİNDE BULUR.
Hz. MUHAMMED: Herkes dilince, halince, yolunca niyaza dursun, GÖNLÜNDEN GELDİĞİNCE RABB'İNDEN DİLESİN: NİYAZLARIMIZ BULUŞUR…AKIM ÇEKEN SENSİN. NİYAZININ YERİNİ BİLSEN, KENDİN İÇİN DE AKIM DİLERDİN.
Hz. MEVLANA: Duaların hepsi ALLAH'ın ADI'na, hangisi küçük?...ALLAH'ın ADI, hepsinden büyük!...” ŞEFAAT YA RESULULLAH !...” de, YAKAR ALLAH'INA…Ne güzeldir O'nun NUR'unu, ADI'nı anmak, O'NA YAKLAŞMAK!...
HADİS: Resulullah şöyle dua edilmesini buyurdu: ALLAH'ım şüphesiz ben SEN'den isterim ve rahmet Peygamber'i olan MUHAMMED ile SANA yönelirim…Ya MUHAMMED, bu ihtiyacımın yerine getirilmesi için SENİN YARDIMINLA RABB'İME YÖNELDİM…ALLAH'IM, MUHAMMED'İ BENİM İÇİN HAKKIMDA ŞEFAATÇİ KIL.
HADİS: Resulullah buyurdu: Muradın husulünde güçlüğe uğrayan kimse, bana çokça salat ve selam gönderin…Muhakkak salat ve selam: gamları yok edip giderir, rızkları çoğaltır, müşküllerin halli için en baş vesiledir.
Hz. MUHAMMED: Kim ki, musibet zamanında ALLAH'a yönelirse, ALLAH onun musibetini telafi eder, sonunu iyi yapar, kulun hoşlanacağı bir surette güzel bir halefini ihsan eder.
Hz. MUHAMMED: Yardım gelse!...diyene, niyazdan başka sözüm yoktur! Başın dara gelse: ALLAH'ım…dersin, yardım dilersin. DİLEMEZSEN, YARDIM GÖRMEZSİN!
Hz. MUHAMMED: SALAVAT okunsun, selamet dokusun: kapalı gelen her kapı, niyazımıza açılsın.
Hz. MUHAMMED: Kişi MUHAMMED'e salat ve selam getirmedikçe, duası ALLAH'a vasıl olmaz! Duanın kabul edilmesi için, onu " AMİN " diye bitir. Hz. MUHAMMED: AMİN denilen, bir nefeste tümü bağlayandır. ALLAH – MUHAMMED – İNSAN – NUR. Bunun anlamı: ALLAH, MUHAMMED İLE İNSANI BİRLEDİ: ALLAH, MUHAMMED İLE İNSANI NURLADI.
|