KORUMAK ve KORUNMAK
AHZAB suresi, ayet 39: O Peygamberler ki, ALLAH'ın emir ve yasaklarını tebliğ ederler, O'ndan korkarlar ve ALLAH'tan başka kimseden korkmazlardı. ALLAH hesap görücü olarak kafidir.
Yazımıza önemli bir ayet ile başladık, ayetten de anlaşıldığı gibi hiç birimizin”bana ne”
deme şansımız yoktur. Hepimiz KUR'AN'ı Türkçe anlayarak okuyup, ALLAH'ın bizden yapmamızı istediklerini ve yasaklarını öğrenip, önce kendimiz uygulayıp, sonra bu EMİR'lerini cümleye anlatmakla yükümlü ve sorumluyuz. Bunu yapmadığımızda ezelde, daha dünyaya gelmeden önce ALLAH'a verdiğimiz SÖZ'ümüzün bu kısmını yerine getirmemiş oluruz. Bunun ile ilgili bir Ayet'i ve Hadis'i size yazıyoruz.
FATIR suresi, ayet 32: ( Resul'den sonra ) Kitabı, kullarımız içinden seçtiğimiz bazılarına miras olarak bıraktık ( ki, onu korusun, öğretsin ve günlük hayatta hem uygulayıp hem de uygulatsınlar ). Ama bu kullarımız içinde ( bu veraset misyonunu hakkıyla yerine getiremeyerek ve günahlara girerek ) kendi öz canlarına zulmedenler vardır; onların içinde ancak orta bir yol izleyebilenler vardır; onların içinde ALLAH'ın izniyle muvaffak oldukları hayırlı işler sebebiyle en önde koşanlar vardır. İşte büyük lütuf, ( Kitaba olan ) bu ( veraset ) tir.
GÜMÜŞHANEVİ 905 nolu hadis : Biriniz ( din ) kardeşinde nasihate muhtaç bir kusur görürse, onu hatırlatsın. ( eğer hatırlatmazsa ona ihanet etmiş olur )
KORUMAK, KULLUĞUN ve YARATILMIŞLIĞIN ASIL GÖREVİDİR. İNANDIĞINA; DAĞLAR OLSA ÖNÜNDE, SAHİP ÇIK………
Biz kendimizi korumakla sorumlu tutulduğumuz gibi, karşımızda olan insanları da korumakla sorumluyuz. Dünyadaki her şey bize hizmet etmek için yaratılmış olup(Bakara 29)
Bunlar bize bir emanet olduğu için, onları da korumak mecburiyetindeyiz. Hayvanı, bitkiyi, taşı toprağı da korumak mecburiyetindeyiz.
KARŞIDA OLAN İNSANI KORUMAK: Biz birbirimizden de sorumluyuz, karşımızda olan insanda; en yakınımızdan başlayarak, diğer insanlarda da ALLAH'ımın istemediği ve yasak ettiği bir olumsuzluk gördüğümüzde, tatlılıkla onu ikaz edip doğru olanını ona söylemek mecburiyetindeyiz. Bunu yapmazsak bundan dolayı ALLAH tarafından cezalandırılırız.
ALİ İMRAN suresi, ayet 104: İçinizden hayra çağıran, güzeli emreden, kötü ve çirkinden alıkoyan bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere eren işte onlardır.
GÜMÜŞHANEVİ 1258 nolu hadis: ALLAH Azze celle, melekleri, hatta yuvasındaki karıncalar, denizdeki balıklar bile, insanlara iyiyi ( doğruyu ) öğreten kimselere salat ( istiğfar ) ederler.
Karşımızdaki kişilere olumsuzluklarını söylememiz yanında, birinin onlara fiilen ve sözlü olarak kötülük yapmasına da müsaade etmeyip, onları korumamız ALLAH'ımın EMRİ'dir.
HADİS: Hz. Esma binti Yezid Radiyallahu Anh'tan rivayetle: Efendimiz ( s.a.v ) buyurdular ki: " Bir kimse din kardeşinin ırzını ve namusunu onun gıyabında müdafaa ederse, o kimseyi cehennemden azad etmek, ALLAH ( c.c )'nun üzerine hak olur ". ( İbni Ebiddünya )
TEVBE suresi, ayet 71: Erkek ve dişi bütün inananlar, birbirlerinin dostudurlar; iyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar; namazı dürüst kılar, zekatı verirler; ALLAH'a ve Peygamberine itaat ederler. İşte bunları, ALLAH yarın rahmeti ile bağışlayacaktır. Çünkü ALLAH, güçlüdür, hikmet sahibidir.
Bu ayeti okuduktan sonra ALLAH'ım dostluğu nasıl tarif etmiş bakalım.
Dost: Canını, malını, kanını feda edendir. Günahına, sevabına ortak olandır. Dost, sende bir olumsuzluk gördüğünde seni uyarmıyorsa, o dostun değildir, ondan uzak dur.
Bütün bu okuduklarımızdan sonra şu sonuç çıkmaktadır. Mümin erkeklerle mümin kadınlar, birbirlerinin yardımcıları ve koruyucularıdır.
KENDİMİZİ KORUMAK: Başkalarını korumak vazifemiz olduğu gibi, kendimizi korumak da en kutsal görevimizdir. Bedenimiz bize emanettir, ona en güzel şekilde bakmalı ve korumalıyız. Uykumuzu tam almak ve gerektiği kadar yemeliyiz. İçki ve uyuşturucu ALLAH'ımın yasak ettiğidir, inceleyecek olursanız bunları her kullandığımızda vücudumuzda binlerce hücre bir daha yenilenmeyecek şekilde ölüp yok olmaktadır. Kumar ise: hem sağlık, hem maddi, hem manevi yönden bizi harap etmektedir. Birçok aile içki, uyuşturucu ve kumar yüzünden yıkılmış ve eşler ile çocuklar çok acı çekmişlerdir, BUNA HAKKIMIZ VAR MI?
Dünyadaki her şey bize verilmiş bir emanettir, öyleyse ailemizi, vatanımızı, bayrağımızı, dinimizi ve imanımızı da korumakta sorumluyuz.
Kendimizi korurken en önemlisi; ŞEREFİMİZİ ve NAMUSUMUZU korumaktır. Hem bu değerleri kaybedecek şeyleri biz yapmayacağız, hem de bu şerefsiz hareketleri bizlere yapmalarına fırsat vermeyip, böyle davrananlara DAHA İŞİN BAŞINDA çok sert davranıp onları yanımızdan uzaklaştıracağız.
FETİH suresi, ayet 29: MUHAMMED ALLAH'ın Resulü'dür. Onun yanında bulunan mü'minler, KAFİRLERE KARŞI ÇOK SERT, kendi aralarında son derece merhametlidirler.
TEVBE suresi, ayet 123 : Ey iman edenler! Kafirlerden ( öncelikle ) yakınınızda olanlarla savaşın ve sizde bir sertlik bulsunlar. Bilin ki, ALLAH kendisine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir.
Hepimiz biliyoruz ki, KUR'AN ayetleri okunup geçilsin diye bize verilmedi. Ayetler bizim uymamız için ALLAH'ımın EMİRLERİDİR.
AHZAB suresi, ayet 36: ALLAH ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, bir kadın ve erkeğe o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim ALLAH ve Resulü'ne karşı gelirse bir sapıklığa düşmüş olur.
Ayetten de açıkça anladığımıza göre, ALLAH ayetlerini sorgusuzca uygulamamızı istiyor. Kulları vasıtası ile kendileri defalarca ikaz edilip nasihat edildiği halde " ben merhametliyim, benim huyum bu, ben değişemem " deyip olumsuzlukları yapmaya devam edenler ve kendilerine yapılan namus dışı hareketlerin yapılmasına müsaade edenleri ALLAH kendisinden uzaklaştırıp, kendilerine verdiklerini geri alacaktır. İşte bunları anlatan ayetler.
ALİ İMRAN suresi, ayet 28 : İnananlar, inananları bırakıp da kafirleri dost edinmesin. Her kim bunu yaparsa, ALLAH'TAN İLİŞİĞİ KESİLMİŞ OLUR.
MÜMTEHİNE suresi, ayet 13 ve ARAF suresi, ayet 199 : Kötülerden uzak durmamızı EMREDİYOR.
İNSAN ( DEHR ) suresi, ayet 24 : O halde Sen, RABB'inin hükmü gelinceye kadar sabret ve işi gücü günah ve inkar olanların ( isteklerine ve tekliflerine ) kulak asma.
ISRA suresi,ayet 41 : Biz, onların akıllarını başlarına toplamaları için bu KUR'AN'da ( çeşitli ikaz ve ihtarları ) türlü şekillerde tekrar ettik. Fakat bu, onlara, daha da kaçıp uzaklaşmaktan başka bir şey sağlamıyor.
MAİDE suresi, ayetler 79, 80, 2 : İşledikleri kötülükten birbirlerini vazgeçirmiyorlardı. Ne kötü şeydi yapmayı sürdürdükleri. Onlardan birçoğunun küfre sapanlarla DOSTLUK KURDUKLARINI görürsün. Öz benliklerinin ( nefislerinin ) onlar için hazırlayıp sunduğu şey gerçekten çok kötüdür! ALLAH üzerlerine gazap indirmiştir. Azap içinde de onlar sürekli kalacaklardır.
Değişmeyen halinden sorumlusun, gelişmeyen bilginden kurumlusun. Öyle ise, her gününde haline yenisini ekle, bilginde gelişeni öylece bekle. Her kademeye bilgi ölçüsünde değil, bildiğine uyduğun ölçüde geçilir. Bilen bilmeyenin sorumluluğunu da alır. Amma UYMAYANIN sorumluluğu kendisine aittir.
YUNUS suresi, ayet 44 : ALLAH insanlara hiçbir şekilde zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler.
Kendinizi koruyunuz ki korunasınız. RABB'ime güvenin ki güvende olasınız. Hatanı bilirsen, meziyet örtmektir. Hatasını bilip de " Ben böyleyim " diyen, söküğünü büyütendir. Gün gelir öyle büyür ki, örtecek yama bulamazsın. ALLAH'ın kullarının ölçüleri hepsi bir olmaz. ALLAH'ım kuluna sevap kapısı açar, ne var ki o kul o kapıdan geçerse.
TEĞABUN suresi, ayet 13 : ALLAH…..ilah yok O'ndan başka! Yalnız ALLAH'a GÜVENİP DAYANIR iman sahipleri.
HADİS: Mümin bir kere iğne deliğinden geçendir.
Unutulmasın, ne yel birden eser, ne sel birden basar…..Tedbirini alırsın, mantığını çalıştırırsan, korunmuş olursun, gerisini KADİR'e bırakırsın.
MERYEM suresi, ayet 72: Sonra biz, KORUNUP SAKINANLARI kurtaracağız, zalimleri de orada dizleri üzerinde çökmüş bırakacağız.
ZÜMER suresi, ayet 3 ( Haç 38 ): ALLAH, yalancı ve alabildiğine nankör hiç kimseye hidayet nasip etmez.
EN – AM suresi, ayet 104 : Şu iğreti basit hayat, bir oyun ve eğlenceden başka şey değildir.
Sakınıp korunanlar için ahret yurdu elbette ki daha iyidir. HALA AKLINIZI İŞLETMEYECEKMİSİNİZ ?
KASAS suresi, ayet 17: Musa: RABB'im ! Bana lütfettiğin nimetlere andolsun ki, artık suçlulara ( ve suça itenlere ) asla arka çıkmayacağım dedi.
TEVBE suresi, ayetler 128, 129: Size kendi aranızdan ( bizzat içinizde doğup büyümüş ) bir Resul geldi ( bırakın azaba düçar ve müstahak olmanızı ) bir sıkıntıya bile uğramanız, o'nun ( Resulünün ) yüreğine oturur; size çok düşkün olup üzerinizde titrer; mü'minlere karşı son derece merhametlidir. ( Ey Resulüm! Sen böyle onların üzerine titrerken ) onlar hala Senden ve yolundan yüz çevirecek olurlarsa de ki; " Bana ( yardımcı ve destekçi olarak ) ALLAH kafidir. O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. Ben O'na dayandım, O'na güvendim, O, büyük Arş'ın RABB'i, ( bütün kainatın mutlak sultanı, bütün varlıkların yegane sığınağı, besleyip yaşatanı, koruyup gözeteni ) dir.
ZÜMER suresi, ayet 59: Ayetlerim sana ulaştı, fakat sen onları yalanladın, onları kabul etmeyi kibrine yediremedin ve kafirlerden oldun.
HADİS: Hz.İbn-i Abbas Radiyallahu Anh'tan rivayetle. Efendimiz ( s.a.v ) buyurdular ki:
ALLAH ( c.c. ) buyurur: BEN, izzetim ve Celalim hakkı için zulmedenden er veya geç intikamımı alacağım. Ve mazlumu görüp de yardıma gücü yettiği halde yardım etmeyenden de bunun hesabını soracağım. ( Haraiti )
|