Franz ın Sayfası

Seni sevgisinden YARATAN,
senin dışında olan her şeyi de sevgisinden yarattığını unutma.
Yarattığını sevdiğin kadar ALLAH'ı sevmiş olursun.
ÖNSÖZ
ALLAHIMIN İSİMLERİ 1
ALLAHIMIN İSİMLERİ 2
AŞK
RAMAZAN FIRSATI
ALLAHIMIN İSİMLERİ 3
ALLAHIMIN İSİMLERİ 4
AHİRET ve ORADAKİ YAŞANTIMIZ
ADALET
ALLAH ve Peygamberler kimleri korur.
AFFETMEK
ALLAH NEDEN BİZ DİYOR
ALLAH’IMIN YEMİN EDEREK BAŞLADIĞI SURELER
ALLAH’IN AZABI KİMLEREDİR
ALLAH KISKANÇTIR
ALLAH KORKUSU
ALLAH AYIRMAZ KAYIRMAZ
ALAK SURESİ
ALLAH KİMLERİ RAHMET ve ŞEFAATİNDEN UZAKLAŞTIRIR
ALLAH’A İNANMAK
ALLAH’IM “ OL “ DEDİĞİNDE NASIL OLDURUR
ALLAH NASIL DUYAR-İŞİTİR-GÖRÜR
ALLAH NASIL DAVRANMAMIZI İSTİYOR
AHZAB SURESİ BİZİ UYARIYOR
AKLIMIZI ALLAH’IMIZIN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE KULLANMAK
ALLAH’A YARDIM ETMEK
ALLAH KİMLERİ RAHMET ve ŞEFAATİNDEN UZAKLAŞTIRIR
ALLAH ve İNSAN BİRBİRİNDEN KOPUK İKİ AYRI VARLIK MIDIR ?
AHDE VEFA
ALLAH DÜŞÜNCELERİ DE BİLİR
ALLAH’TAN DİLEMEK
ALTIN ANAHTARLAR
AYETEL KÜRSİ AÇIKLAMASI
ANA – BABA – EVLAT
ALLAH YALNIZ MÜMİNLERE YARDIM EDER
BANA NE, BEN BÖYLEYİM DEMEK YOK
BİZ BEDENLENMEDEN ÖNCE
BAYANLAR İLE EL SIKIŞMAK
ALLAH’IN BİZE VERDİĞİ GÜCÜ KULLANMAK
CEBRAİL YALNIZ FATİHA ve NEML SURELERİNİ BESMELEYLE VERDİ
AN’I YAŞAMAK NEDİR
DUA
DİLEKLERİMİZİN OLMASI İÇİN
DUANIN İKİ YÖNÜ
DOST
DUALARIN İŞLEYİŞİ
ARAŞTIR,ÖĞREN VE UYGULA
DÜNYAYA NİYE GELDİK
DÜNYA İLE AHİRETİ BİR TUTMAK
DOĞRULUK
DÜNYADA NE BÜYÜK BİR GÖREVİMİZ VAR BİLİYOR MUYUZ
Hz. FATIMA’NIN DUASI
EŞ OLMAK (KARI–KOCA DEĞİL)
Hz. FATIMA
EN’AM SURESİNDEKİ UYARILAR
FATİHA - YASİN
HİMALAYALAR’DAKİ SİVANA BİLGELERİN BİLGİLERİ
EZELDE ve DÜNYADA YAPTIKLARIMIZLA
NİÇİN EUZÜBİLLAHİ
HİÇKİMSE BAŞKASININ GÜNAHINI YÜKLENMEZ
İNSANLAR NELER YAPTIKTAN SONRA ALLAH’IN GAZABI GELİR
İNSAN NASIL HAYVANDAN AŞAĞI OLUR
HERŞEY ALLAH’TAN DEYİP KÖŞEYE ÇEKİLMEK Mİ?
İMTİHAN
HERKES İYİ BİR İNSANMIDIR
GARİP SABAHAT ABLANIN KALEMİNDEN 2
GARİP SABAHAT ABLAMIN KALEMİNDEN 4
Hz. İBRAHİM
HALA MI YANLIŞLARINA DEVAM EDECEKSİN
GÖÇ EDENİN ARKASINDAN ...
GARİP SABAHAT ABLA nın kaleminden 3
GARİP SABAHAT ABLANIN KALEMİNDEN 1
GECE UYUDUĞUMUZDA,RUHUMUZ MANA ALEMİNE ALINDIĞINDA
GÖÇ ETMEK (ÖLÜM)
İNSAN OLABİLME SANATI
İFTİRA ATANLAR
İNSANLARIN GERÇEK YÜZLERİ
GÖNÜL
HADİS
HZ.HAMZA
HADİSLER
KENDİMİZDE BAŞARMAMIZ GEREKENLER
UYARI
UYDURULMUŞ HADİSLER
HİZMET v e VAZİFE
KİMLERDEN UZAK KALMALIYIZ
HOŞGÖRÜ
KEVSER SURESİNİN RESULÜMÜZÜN AÇIKLAMASI
HANGİ ANNE BABAYA ÜF DENMEZ
ALLAH’IN UYARILARINA UYMAYANLAR
İNSAN,MÜSLÜMAN,MÜMİN,KUL
KADERDEKİ ROLÜMÜZ
KİMİ İNSANIN DÜNYA SINAVI NİÇİN AĞIRDIR
İNSANLARIN,VAREDİLMİŞ HER ZERRENİN,KÂİNATIN NİYE DUAYA İHTİYACI VARDIR
KORUMAK ve KORUNMAK
KADER
İNSANLARIN ÇOĞUNA UYARSAN
İNSANİ DEĞERLER ve kafirler
İTİKAF - ERBAİN
KUR’ANI ANLAMADAN OKUMAK
KUR’AN ve İÇİNDEKİ YABANCI LİSANLAR
KUR’AN SURELER HALİNDE İNMEMİŞTİR
KİMLER MÜNAFIKTIR
KENDİMİZİ ARINDIRMAMIZ
KUR’AN ve DİN
KIYAMET
KUR’AN’daki Tevrat,İncil,Zebur sureleri
KUL HAKKI
KÖTÜLÜKLERİ İYİLİKLE DEFETMEK
KUR’AN’I YAŞAMAK
KÖTÜLÜKLERİ ALLAH YAPTIRMAZ
NASİHATLER
Hz.HUHAMMED ve Hz. HATİCE
NAMAZ İLE İLGİLİ BİLGİLER
MÜSLÜMAN KİMDİR
NAMAZ - SALAT
Hz. MUHAMMED ( s.a.v )
MELEKLER
HER NAMAZ KILAN MÜMİN MİDİR
Hz. MERYEM
MAKAM
NEDEN HZ.MUHAMMED KÖTÜ SÖZ DUYACAĞI KİŞİNİN YANINA GİTMEZ VE YANINA SOKMAZDI
MELEKE
NASIL İNSAN OLUNUR
NEFS
NİYAZ
NİÇİN
OLAYLAR BİZE NE ÖĞRETİYOR
O GÜN
OLUŞ - BULUŞ
PEYGAMBERİMİZİN ve VELİLERİN ÖĞÜTLERİ
OLAYLAR KARŞISINDA NASIL DAVRANMAMIZ GEREKİYOR
PEYGAMBERLER DE HESABA ÇEKİLECEKLER
ÖĞÜTLER
RESULÜMÜ SEVMEKLE,O’NU SEVMİŞ Mİ OLUYORUZ.
ÖFKE
RUH
RUH ve RÜYA
RAMAZAN ve ORUÇ
REANKARNASYON
RESULÜNDEN
SEKAR’A ATILMAK
SESLENİŞ
SELAM
SALAVAT
SEVGİNİN YAŞANMASI
SEVGİ
SORUMLULUKLARIMIZ
SEYİRCİ OLARAK GELMEDİK DÜNYAYA
SİZ KENDİNİZİ DÜZELTMEYE BAKIN
SİTEM ETMEK
SÖZÜNDE DURMAK
SIRLAR DERYASI
SÖYLEŞİ
ŞEYTAN’IN VASIFLARI ve ETKİLEMESİ
TESLİMİYET
TANRI’M muradını nasıl gerçekleştiriyor
ŞEMS ve MEVLANA
ŞÜKÜR ve HAMD
TEVHİD (TEKLİK – BİRLİK)
TAHKİKİ İMAN
TEVEKKÜL NEDİR
TORUNUM CAN ve AİLEM
YARADILIŞ KAÇ EVREDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
YOLA GİRİŞ
EDEP 1
EDEP 2
YAKINDA OLACAK BÜYÜK OLAYLAR
YÜKLENDİĞİMİZ ve YAYDIĞIMIZ AKIM ( ENERJİ )
YED-İ NE DEMEK
ZİNA
MESAJ BORDU

GARİP SABAHAT ABLA'NIN KALEMİNDEN 1  23.4.2020

 

KORUYAN ve BAĞIŞLAYAN ALLAH'ınADIYLA !

Bizleri, darlıktan, zorluktan, kötülüklerden korumanı diliyoruz. Hatalarımızı affetmeni. Bizi bilenlerle buluşturmanı diliyoruz. Bizlere açtığın kapılarda, yücelttiğin yapılarda umutsuzluğa izin verme RABBİM. AMİN

          Hz. ALİ gibi düşünüp, genişliği ve potansiyel gücümüzü kavrayalım: " Sen kendini küçük bir beden sanıyorsun, oysa tüm evren senin içinde kıvrılmış. Alemde ne varsa, âdemde de o vardır.

          Yaratılış sırrını açıklayan çemberi unutmayalım: O, yaratan; O'ndan olan ise, yaratılandır. Öyleyse O ve O'ndan olan, ayrı birer varlık değillerdir. Nasıl ki keten bitkisinden keten dokuma yapıldığında, keten gömleğin bitkiden ayrı bir şey olmadığı, özde ikisinin de selüloz oluşu gibi.

O, O'ndan geliş – üfleniş; O'nunla yaşayış, O'na göçetmek ve O.

Tefekkür edelim: Tefekkür, Ruhun zikridir. Öyleyse,” soluk aldığımızı bildiğimiz kadar YÜCE'yi anmayı deneyelim.

          Kendi kendimizle barışık olalım; şüpheci, hummalı, gergin, hırslı, bencil olmak değil, yumuşaklıktır yolun gereği…

RESULÜ'nün erdemliği ( fazileti ) ile hallenelim; RESULÜ, ahlaksal açıdan insanlık için prototiptir. Birine yardım, ahlaklılıktır ama, kendine ayırmadan vermek, yüksek ahlaklılık, yani erdemliliktir.

          Teslimiyet ( Tevekkül ) HAK'tan gelene uyum sahibi olalım:” Sen bilsen- bilmesen, YAZAN'ın hükmü kâinatta ayan – beyan görülür. UY Kİ göresin.

 

PENCEREMİZİ GÜNEŞE AÇIK TUTALIM; GÖLGEYE ( GERÇEKTEN KAÇMAYA ) YÖNELMEYELİM.

 

Evrene, daima pozitif ( olumlu ) düşünce akımları gönderelim: Kendi özümüzde

O'nun Nuru varsa, nasıl da kalkıp o Nurun  pak dalgalarına negatif ( olumsuz ) tavırlarla mödüle ederiz, şekil veririz ?

Niyaz edelim;” DİLile,BEDEN ile, GÖNÜL ile, AŞK ile niyaz.

DİL İLE NİYAZ: Kulunun gönlünü hoş etmektir. BEDEN İLE NİYAZ: Namaz kılma, beden ile kuluna yardımcı olma. GÖNÜL İLE NİYAZ: Sevme, her kuluna- her yarattığına aynı sevgiyi verebilme. AŞK: Her şeyin üzerinde… ALLAH'ıma edilen niyazdır.( İlk üçünü yapmadan aşk ile niyaz'a varamazsın. Sevgide YARATAN ve yaratılan var. AŞK'ta yalnız O var. Aşk ile niyazda KÂİNAT SENİNLE, SENİN AĞZINLA NİYAZ EDİYOR ).

Salavat getirelim: ALLAH ümmesalli âlâ MuhammedürResulullah.

YATARKEN: 11 kez YA ALLAH. KALKARKEN: 11 kez HAY ALLAH. HER ÖĞÜN DE: 11 kez ELHAMDÜLİLLAH diyelim.

          KUR'AN okuyalım:” Kul kendini bildi mi? YARATILIŞ SIRRINI buldun mu? Halbuki KİTABI eline verildi,”SENİN SIRRIN " dendi.” Oku bilesin, oku çözesin, oku çizesin " DENDİ.

KISACA: " kendini çek aradan, çıkıversin YARATAN ! "

GÖNÜL, KULA DEĞİL, ALLAH'A AÇIKTIR.

Manayı bilmek, dünya kuluna ahiretin sırrına ermek hoş gelir. Bilir misiniz ki, ALLAH, lazım geldiği kadar bildirir! Ne daha öteye götürür, ne gördüğü yerde bırakır; ALLAH'ım DİLEYİNCE, İSTEYİNCE gösterir. ALLAH'ım KENDİ DİLERSE GÖSTERİR. Kul dileyince değil.

NİYETİNİ AMELİNLE ( GAYRETİNLE ) BESLE Kİ,HAK ETTİĞİNE ERESİN.

          Vakit saat gelende, ALLAH yolu açanda; dileğin, münasip yol bulanda olur. Dünyanın dönüşüne uyar.

Alemlerin sahibi YÜCE TANRI… MURAT DİLE O'NDAN. SIHHAT DİLE O'NDAN. YARDIM DİLE O'NDAN.

ALLAH'tan dileyiniz, yalnız maniniz için olmasın. Eliniz, ALLAH'tan dünya niyeti için kalkmasın. ALLAH'tan İMAN dileyin. Yolunda ferman dileyin. "ALLAH'ım, dünyanın tamahına kaptırma. Yuvanın dumanına mümin gönlümü uydurma. Ben senden diledim, yolumu şaşırtma. SENİN AŞKINDAN beni ayırma!” deyin.

          Mümin olan, yolunu bilen: ALLAH'ım imanım tazelensin, dünya gailesinden gönlüm temizlensin der, duacı olur.

DİLE: yalnız ALLAH'tan ! Hayır dile, ALLAH, hayır dileğinin, hayır olanını verir.

ALLAH'ın mucizesine lâyık olmak, kulun yolunda gitmesi gerek.

Umut, dünyayı müsterih yaşamanın en büyük anahtarıdır. Elbet!... Umut kimdedir? Kuldan umut eden, daima yanılır. Kul, huzuru kendi yaratır ve yaşatır.

          İnsan beyni alıcıdır: güzeli aldığı gibi, çirkini de alır, çirkin düşünenden. Onun için gönlüne yük veren insandan UZAK DUR.

          Sevgin ne kadar çok olursa, yükün o kadar hafif olur. Sevgisi çok olanın, gönlünde dumana yer kalmaz da ondan.

ALLAH'ım; anamı, babamı, yavrumu, canımı, eşimi SANA emanet ettim; ettiğim anda unuttum. Önüme serilen nasip sergime göz attım, SEN bilirsin ALLAH'ım… Ötesini düşünme! ALLAH'ım kulundan geçmez, O'na havale edileni bırakmaz. Yüzlerce melekleriyle korur. Her olaya sebep yaratır.

          Hastalık, dualarla kapana tıkanır. Demeyin " Eski yol! Dua ile mi geçer? İlacı bol!... Ya ilacı yerinde verilmezse? Hastalık teşhis edilmezse? Bul ilacını da ver!... Dualara yer verelim. ALLAH'ıma havale edilsin. Okunsun, AYETEL KÜRSİ… Duanın şartı olmaz, çerçeveye girmez. Okunsun candan, gönülden dilensin.

ALLAH'ımın mümin kulları, duadan alındı nasipleri. Her dua eden kul, duasının karşılığını aldı. Gidene ( ölene ) duacı olanlar, Yasin okuyup üfleyenler, başında el açanlar… elleri boş dönmedi. Aya yayan gidilmez; göç, duasız varılmaz. Alanlar, verenler, helâl suyu içenler, ettikleri dualar kadar sevaba sahip oldular.

Yalan dünya demeyin, gününüzü yaşayın. ALLAH yarattı, sizlere verdi. Nasibinizi alın, yalnız şükretmesini bilin.

       Mertebesini veren ALLAH.Ahirette; gönül yolu uyanlar, mertebesi bir olanlar buluşur.

          OKUYUN, ALLAH'tan DİLEYİN. " Yazı bozulmaz!” Yazıyı sen bozamazsın. Yeniden yazamazsın. Amma yazan bozar da, çizer de … Yeter ki, ALLAH'ına yönelesin. Dilemesini bilesin. Amin. Yunusum der ki; bilene, yolunu seçene, cümlemiz duacıyız. Yoluna yardımcıyız. Niyazını et, münasip yol dile! ALLAH'ım sebep halkeder. Sen bilmeden önüne koyar. Tesadüf deme, ALLAH'ından bil! Mezardan geçerken okunur. Ruhlar etrafa toplanır, senin koruyucun olur. Sudan geçerken oku, sana yol verir. Dağdan geçerken oku..oku kötüyü çevirir.

 

ALLAH'IN KÖTÜ DEDİĞİNDEN KAÇARIZ. MÜMİN KUL BİLİR, EMRİNE UYAR.

 

Niyazın ( Duanın ), mümin kula yol verdiği bilinir. Yolun uygunu verilir.

          Dünyadan gelmek kolay, nefes işi… Nefesi veren kişi, dumana yol vermişse,

Duasını etmişse, ALLAH'ını bilmişse, kul gönlü etmişse, sanmayın hesap verir; yolu dirhemle sayılır! Maniyi kaldıran, nefsini öldüren, rahatı bulur. Dünyada bulur, ahireti kazanır. Gönüller kasadır kilitli. Anahtarı ALLAH'ımda. Niyetini ALLAH bilir. Diyetini ALLAH verir.

          ALLAH'IM, VARAN KULLARINA ERDİR BİZİ: NURUNLA PAKLANDIR BİZİ.

Çalışmak, her mümin kulun en birinci ödevi. Çalışırsan alırsın. Yolunu ALLAH'ıma açar, kötü senden kaçar.

          Kulu, yumuşak söz, yumuşak öz eğitir. Yolunu buldurur.

Olmayana kul meyleder. Kendinde olana sarılmak değil, olmayanda saadetin olduğunu sanır. Asıl olan, olduğunla yetinmektir.

Ummak güzel, bulmak güzel, sabır hepsinden güzel. Sabır her yerde gerek.

          Yumağını sarana, HAK YOLUNDA gidene, " ALLAH'ım var…” diyene, mertebesi verilir, ahiretin kapısı açılır.

          Umut verin yavrularınıza. Kötü misal değil. ALLAH'ın varlığını bildirin, kendi büyüklüğünüzü değil.

          Mümin olunca günler yaşanır. ALLAH'ım ne güzel vermiş! Kulun dünyasını süslemiş. Görüp bulana,” Yarattın, şükür!..” diyene, ne mutlu!

          NASİHAT: kula yol verir amma tutana. Söz, denildiği yerde kalmamalı. Kendini seç, alnını aç! Yalandan kaç. Bu üçünü yaptığın an, nasihate ne hacet?

ALLAH'ım korur derseniz: önce kul sakınmalı. Ateşe gidersen,” ALLAH beni korur” dersen yanılırsın. Mucize bir maksat üzere olur. Gösteriye yol vermez.

          Sen adaleti yolundan ayırma! Adaletsiz diye kahır edinme! Er geç yerini bulur; ALLAH'ımın adaleti şaşmaz.

          Ömür kulun defteri, yazı kulun terazisi… Ağırlığa iyilik koy ki, defterin iyi dürülsün. Dünyada kul hayırla anılsın. Ağzın yolu gümüşse, söz de öyle çıkar. Yumuşak söz, altın gönülden çıkar.

Adaleti vicdanında ara. Korku verirse kaç! Kul korkusu değil, ALLAH korkusu. Sığındığın ALLAH seni korur. Yolun, yakına gelir. Kuldan bekleme, ALLAH'tan dile! Dileğin olur.

          Dertli gördüm, ortak oldum hafiflettim, ben de rahatladım. Hastaya el uzattım.

 ALLAH'INA BAĞLAN. O'NDAN CAN'U GÖNÜLDEN DİLE. DİLEĞİNİ GÖNLÜNCE VERİR.

          Mantık sende. Kötü olduğunu bilerek yaptın. Gönlünün bahçenin dikenli olduğunu gösterdin. Amma ahlâk sende! " Benim alın yazım bu!” asla! ALLAH'ım dünyaya gönderir, ahlâkını değil; ahlâkını sen alırsın. ALLAH'ım Peygamberleri, evliyaları niye gönderdi? Kötüyü UYARMAK İÇİN.” Kaderim " dersin, yanlış yaptığın işini, ALLAH'ım mı yaptırır? Her işe başlarken ALLAH'ımınADI'yla başlarsan, yanlıştan dönersin.

İbadet, ALLAH'a yönelmenin yardımcısıdır. Gönlün O'na varsın da, ne yönde olsa olur. Deriz: kul gönlü almak, Kâbe ziyaretidir. Demek ki, ziyarete uyan sevabı  da alır.

ALLAH'ımın varlığını ispat, kula düşmez. O kendini bildirir. Kulun vazifesi, O'na lâyık olmaktır. İdrak edenin vazifesi, uyuyanı uyandırmaktır.

ALLAH'tan başka yardımcı olmaz. Kul kula, sözden başka bir şey vermez.

" ALLAH'ım!” desin; Yuvam, canım, eşim sana emanet! SENDEN gelene selamet dilerim ALLAH'ım. Gelen gitsin, gidici olsun. Yuvam cümleye çık kalsın, SENDEN dilerim, hayır beklerim ALLAH'ım! Çaresiz hiçbir olay yoktur, sabretmesini bilene.

         Ölüm yok, göç var! Ahirette olan arandığı yere elbet gelir. Çünkü ALLAH'ına varan, dünyadan göçen; anıldığı, arandığı yere gelir. Her olaya şahit olur. Olaylara üzüntüleri şöyle olur: Dünya derdine kapılıp ahireti unutan yakınlarına üzülürler.

Burayı unutmayın, dünyayı baki sanmayın. Yanılmak yolunuzu keser. Olmuşa dert etmeyin.

ALLAH'ımdan dileyen bulur. " Yarın..?” der, dert eder. Yarın da ALLAH'ımın malı, O'na havale et. Doğruyu buldurur, hayır güne çıkarır.

       OLGUN KULUN, ERGİN GÖNÜLÜN SÖZÜ DE ZENGİN OLUR.

Sözünü demeden ; üç yut, bir de! Demeden bir daha düşün. Sözünün değeri gönüle uysun. Altın değerinde olsun.

          Sevginin, ALLAH'ıma ibadete eş olduğunu bilseniz, sevgiyle taşarsınız. Bir ömür yaşarsınız. Ömür belli: yaşamak, ömür kadar; ama Aşkla yaşanan ömür, ahirete götürür. Aşkın yeri; gönülde… Gönlün yeri ALLAH'ta… " Yandım!” desen yanamazsın. Yaşamaktan bıkmazsın. Ölümden hiç korkmazsın.Yolun müsait olduğun gün, bulursun; bulduğunu bilirsin. Nurunu görürsün.

          Anmak değil, yanmak gerek. Yanmak için, sevmek gerek. SEVGİYİ İÇİNDE ARA, etrafta değil… Sen sev ki sevilesin, sevginle ölçülesin.

          Kul hatasız olmaz. Gönül kırmazsan, doğrudan şaşmazsan, affedilirsin.

Engel yok kulun ALLAH'ımı bilmesine, O'nu gönülden anmasına… Yürekten dileyin,” ALLAH'ım!” deyin.” Doldur, yarıda bırakma; taşır, döktürme. Danıştım, şaşırtma. Diledim, duamı çevirme. DİLEYENE verirsin, DANIŞANI görürsün. Dumanım yok, imanım çok. Daraltma, bunaltma.”

          Her fakir evliya mıdır? Her evliya fakir midir? Evliya olmak için, fakirlik değil, AŞK gerek.

          Sanmayın ki ulu kul kendi için kulları yoluna çağırır! Kulunu ALLAH'ına götürmeye, yanlışını düzeltmeye çalışır. Bilmez ki ALLAH'ım gönülü görür. Ulunun ikazına uymaz ve kendi yanlışını düzeltmezse, o kul, kendi kendini aldatır.

          Neymiş gelmiş dünyaya? Niye durmuş yuvaya? Ana-baba dünyada vazifeli… Sevabını günahını önce yavrularından alır. Kundak sarmak, mama vermekle analık bitse… mama almakla, elinden tutup yürütmekle babalık bitse… kolay olurdu. Yolun gidişine çekmek, gönül yolunu açmak zorludur. Analığını, babalığını layıkiyle yapman gerek.

          Yaraşan kuluna, doğruluk yoluna gitmesidir. Okuduk, çalıştık. Hatalı olursanız ceza alırsınız. Benden değil, YÜCE'den. Hikmetinden sual edilmez. Omar der ki: Suali Yüce'ye değil, kendine sor. Hatayı ara bul ki, bir daha işlemeyesiniz. Bir birinizi ikaz edin.

          Daha erken günüm var. Sözü aldım, yönüm var demeyin, yol alın. Durmayın, boş vakit geçirmeyin. Boş söze yer vermeyin.

          Tövbekar ol ki, muradına eresin.” Bilerek, bilmeyerek, duyarak, yanılarak, kendimi hırsa verdim, canıma cefa ettim. Güzel bildim yanıldım. Doğruyu öğrendim ayıldım. Affına varmak için, yüce katını diledim. Acizane yalvardım. Büyüklüğüne güvendim. Çevirmezsin, inandım ALLAH'ım de, gece ve sabah üç kere oku, duacı ol. Göreceksin, duyacaksın. Dünya hırsından sıyrılacaksın.

          Gittiğin yerde güzellikten yana nasip almaya çalış. Gününü gelişigüzel yaşamaktan uzaklaş, kendini hayatın hazırlık basamağına adım atmaya alıştır. Gözün kapalı gidersen düşersin. Çocukluk bitti. Avarelik yetti. Kalbini yokla, nurundan nasibini görürsün. Gönlünü yokla çiçeği kokla, göreceğin seni erginliğe götürür.

          Namazda niyazda sesli mi okumak gerek? Ağızın değil, duyacağın kadar sesin olmalı. Namaz gönülle değil, bedenle kılınır. Ağızda sesin duyulur. Her azanın vazifesini yapması gereklidir. Gönülle namaz kılınmaz, ALLAH'a varılır. Namazı kılarsın, gönülle de ALLAH'ına varırsın. Kendi dileğin olanı gönülden dersin, duanı edersin. ALLAH'ına varmak için, yaptığını diyeceksin, duyacaksın.

          Yazmak değil, yazılanı okumak gerek. Yoluna UYMAK GEREK. Okuyup geçmek, su dökünmeye benzer: anda ferahlık verir, geçici olur.

          Dünyaya gelip, yalnız ahireti bilmek yetmez. İkisini de sevmek, tanıyıp bilmek gerek.” Dünyayı bilirsen, ahirete giremezsin!” diyene sözüm: ALLAH'ımın verdiğini görmeyince, ahireti neyleyim? ALLAH'ımın varlığını bilmeyince, ahirette ne edeyim? ALLAH'ımı göreyim, verdiğini bileyim, her şeyiyle seveyim ki, Nuruna ereyim.

          Doğru bilinen, VİCDANINA YÜK OLMAYAN hiçbir iş günah değildir. Kul için değil, yaptığını ALLAH'ım için yapmalısın. Kuldan korku niye? Cemiyetin baskısını Peygamber dahi bastıramamış, yaptığını " ALLAH'ımın emri…” demiş. Meydana çıkmış, korkuyu gönüle koymamış. ALLAH'ına sığınıp yaptığın işten korku duyma! Zaten hayır olmayan işi, kendine sığınan kuldan uzak tutar. Onun için sizce, en basit iş için dahi ALLAH'ınıza sığının.

 

BAŞARI, ALLAH'IMIN DİLEDİĞİ KADAR OLUR.

 

              Kimseye güvenme, ALLAH'tan başka. Kuldan bekleme, selamdan başka.

Mümin olmak, namazla değil, niyazladır. Niyaz; ALLAH'ımın ADI'na söz etmemektir. SÖZÜNDEN ÇIKMAMAKTIR. Duaların en güzeli: Ya ALLAH,

Ya MUHAMMET, şefaat Ya RESULULLAH.

          Yavrunu aydınlatmazsan, sıcaklık vermezsen, hep gece gösterirsen, ondan ne beklersin? Evet. Yavrularına aynanın parlak yüzünü tutun. Ben bakayım, sen geri dur, demeyin; yanınıza alın, beraber bakın. Sen yalnız bakarsan, yavruya kara yüzüne bakmak düşer. Açık derim. Yavru eğitilirse, alır. Yavrunun verimi, eğitimindedir. Ne verirsen, onu alırsın. Gün gelince verişine sevinirsin, verdiğin sevindirici ise.

Öğreten, yüz kişiye gösterir, bir kişi öğrenir.

Umut edilenin olması, kulun mucize beklemesi. Zayıflık değildir, yerinmesin. ALLAH'a olan imanın yüceliğini gösterir. Yalnız O'ndan beklediğini bildirir. Sen yine duacı ol. Duanı eksik etme. İnancını bozma. ULU'nu yardıma çağır.

          Olgunluk, Yolunu şaşana elini vermek, önünden taşı almaktır. Bırak gitsin, ne hali varsa görsün denirse, taşa çarpar düşer. Senin yolunu da kapar. Müyesser kulun müyesser niyazı olur. ALLAH'ım niyazları görür. Söze söz katılmasın, madde sözü edilmesin. Benim yolum bu derse, eyvallah densin. Sevip okşayıp tatlı sözle çevrilsin. Hata aranırsa, hatasız kul olmaz. Ne var ki dürüst olan kötü hataya düşmez.

          Niyazın yolunu açar. Seni her gün bir adım öteye iter.. Ne var ki, niyaz okursun. ALLAH,ALLAH,ALLAH şefaat Ya RESULULLAH! Diyesin. ALLAH'ımın yüceliğine niyaz ile varasın. Yalnız dualarınızı yarın ölecek gibi edin. Tövbelerinizi sona bırakmayın. Neydim? Neyim? Ne olacağım de, yeter! Yalnız vazife olarak değil, gönülden gelerek yapılan duadır makbul olan.

          "Namaz kılmadım, layık olmadım.” Demeyin. Namazın yeri başka, layık olmak başka. Namaz ayrı, niyaz ayrı. ALLAH'ıma Aşktan başka bir şey ile varılmaz. Aşksız kıldığın bin namaz, Aşkla kıldığım bir namaza eşit olmaz. Elbet olmaz. Benim Aşkla kıldığım bir namaz, beni Yüce'ye götürür. Onun kıldığı Aşksız bin namaz, olduğu yerde bırakır. Yalnız, Aşkınıza siz ölçü vurmayın!” Ben senden aşıkım” demeyin. Ölçü ne sende ne bende, yalnız Yüce'de.

Dualar çerçeveye girmez. Bir ölçüde kalmaz. Gün gelir kul, duadan kendini alamaz. Gün gelir, gönlünü bir yana çeviremez. Peki, nasıl çerçeve vurursun? Dua zamanım diye, hocanın önüne mi oturursun? " Her gün vazifem bu duayı, şu duayı okurum.” dersiniz; neye çerçevelersiniz?

          Yolunu öğretmek vazifen! Olgunluk vazifendir. ALLAH'ım cümleyi affetsin! Amin

          Aldatmak, kulun kuruntusudur.” Aldattım!” der, sevinir: ON DEFA ALDANDIĞINI UNUTUR! Sakın " Beni aldattılar!” deyip üzüntü etmeyin. Çünkü ALLAH'ım, " Aldattım!” diyenden on katını alır, bir vesile ile, aldanıp " ALLAH kerim…” diyene verir.

          Yolun gidişi yokuş olsa da, çıkışta kul yorulsa da, düzlüğe varanda, etrafa bakanda, güzellikleri bütün gücü ile görür, değerini verir. Elbet varılır. Her yokuşun bir duruşu olur. Olgunluk, duruşa vardırır.

          Mesnevi der ki:” En tesirli nasihat, mümin olduğunu, ALLAH'ımın kendisini sevdiğini bildirdikten sonra edilen nasihattir”.

          Almak güzel, vermek de güzel, vermeyi bilene. Almayı herkes sever, vermeyi sevendir makbul olan.

          Olumsuz olan her şeyden sakınmayı bilmeli UZAĞINDA DURMALI.”Elde mi?” dersen, elbet eldedir.

          Dünya adı geçici, kul dünyada göçücü. Olgunluktur beraber seninle gelici.

Eğer ALLAH'ıma varmak dilerseniz, kendinizi yüksekte görmeyin. "Ben!” denilmesin.” Ben!” diyen yanılır. Dünya ve ahrette yalnız kalır. Gönül almak bir sevap. Gönül kırmak, bin sevabı götürür.

          Düşünce, kulu doğruya götürür. Ani karar yanıltır. Derim: Üç düşünün, bir söyleyin. ALLAH'ımı anacaksın, yardımını dileyeceksin, yardımcı isteyeceksin.

          Senden bir şeyler bekleyenlerin var ise, o senin mukaddes görevindir. Onu yaptığın an, ALLAH'ımın yoluna girmiş olursun. İbadetin kalmasın, doğruluktan şaşılmasın. Ermek, görmek, mesuliyetinin bittiği yerde başlasın. Üzerinde bir kedinin dahi mesuliyeti var ise, ihmal etmemelisin.

          Ayırandan uzak durun; kayırandan uzak durun. Günde onu ayıran, seni kayıran, gelende seni de ayırır, başkasını kayırır. Güvenilecek tek kapı, ALLAH'ımın kapısıdır. ALLAH'ıma gidecek tek yol, gönül yapısıdır. Gönül yapın altın olsun. Kul dünyada yatırım yapsın.

          Yerini bilmeyenden sual açılmaz! YOLUNU BİLMEYENLE YÜRÜNMEZ! Kendini bilmeyene danışılmaz! Kendini bilmez ki, sana ne versin. YANLIŞ YOL SEÇTİLER,ayrılığa düştüler.” Düzelsin " diyelim, duacı olalım. Hep duacı olalım, doğruluğa yön verelim, OLAN OLUR, OLMAYAN DÖKÜLÜR.

          Neydim?... Ne oldum?... Ne olacağım?... diyen, ALLAH'ı bilendir! Dama taşı OLAMA. ELE GELME: damayı sen oyna!

          " Münasip midir?” deme! Kula sorma! Münasibi kul ne bilir? Alınyazını kim okur senin için? Kul, kulun ne nasibini, ne geleceğini bilmez. Bilirim diyene inanma!

Aslında huzur, ne zenginlikte, ne fakirlikte; ne gençlikte, ne yaşlılıkta. Olsa olsa gönüldedir. Onu da kul kendi yaratır, yaşatır.

          Olayı beğenmezsin,” Hayırsız " dersin. Hayırsız dediğin olay, bil ki hayıra açılan kapıdır. Daha ağır gelecek şerri örter. " usandım " demeyin!...”, şikâyetçi olmayın. Şikâyet, kulu daha kötüye götürür.

          Yanlış yoldan DÖNENİ, ALLAH'ımın emri ile görürüm, şefaatçısı olurum. Tasa edilmesin, korkuya düşülmesin: Ne cehennem ateşi, ne zebani sopası kulunu korkutmasın. Kulunun kolu, HARAMA KATILMASIN. Kulun kuldan korkusu, dünyada görülmesin.

    Derya'ya ÖZLE varın. Dünya yükü almayın ki, ağır gelmesin, dibe çekmesin.

          ALLAH'ımı anmanın ölçüsü, çerçevesi olmaz. Gönlün ne diler? Sabaha kadar ibadet mi? Yap!... seni kim tutar? Yok, gezip görmek, yarattığını sevmek mi? Gez, gör. Deme " İbadetim kalır!...” Elbet. YARATAN KİM? ALLAH'ım! İbadet nedir? ALLAH'ımı anmak değil mi? Angarya yapılan iş… yapılmaması daha hayırlıdır. Namazı ölçü verelim: Vakit deyip gideceğin yeri düşünerek kıldığın acele namaz,

angaryadır.

          Duanı yaptığın, niyaza durduğun zaman, şüpheyi içinden sil.” Acaba olur mu?...” deme! "Olacak, ALLAH'ım verecek!” deyin. Vermeyeceği şeyin duasını ettirmez ALLAH'ım. Geç olabilir; ama olur! Üzüntüler boşa gelir. Onun için, ne sen üzül, ne etrafı üz.” ALLAH'ım!” de,  " Verdiğin güzel, bana dar da gelse. Sebebini sen bilirsin. Düğümü sen çözersin.” LA HAVLE duasını çok oku.

          NASİHAT: Kanından veya canından olanadır. YOL GÖSTERMEK: Yolundan olanadır.

          ALLAH'ım kulunu şeklen değil, Ruhen sever. Yarattığı, sevgisinin çokluğundandır. Kulunu sevmeye doyamaz. Elbet O'nu seven kulunun yeri de ayrıdır. Denir ki,” Her kul ALLAH'ımı bilir.” Ne var ki, emirlerine uymaktan çok, dünya nimetlerine yönelir. Düşünse ki, dünya nimetlerini veren kim?

          "Kulun kaderi yazılı mıdır?” denir; bizden sorulur: Planı çizilir, arasındaki boşluğu kul doldurur. ALLAH'ım dünyayı yarattı, toprağı suyu verdi. Yağmuru yağdırdı, rüzgârı sürdürdü. Bunlar, plâna dahil olaylar… Ne toprak bakılmazsa dilenen vergi olur, ne bağ budanmazsa istenen sergi olur. Kul toprağa bakar, geleceği toplar. Toprağın suyunun verilişi plânın oluşudur; bakımı kulun işidir. Beden de öyle… ALLAH'ım bedeni bir plân dahilinde yaratır. Aradaki boşluğu kul, mantığı ile kapatır.” Kaderin değişmesi mümkün mü?” dersiniz: Bir başkasının planını bozacak kader, değişmez! Nasıl ki toprağın plânını genişletmeye çalışırsan, bir başkasının toprağına girmiş, hakkını yemiş olursun.

          Gönül pak olmayan kulun, imanı hak olmaz. İman, gönülün yıkanmış şeklidir.

          " ALLAH'ım, sana varayım " diye,” Dünyayı sildim!” diyen yanılır. Çünkü dünyayı silmekle değil, sevmekle ALLAH'ıma varılır.

          " Beş emir” nedir bilir misin? 1- Vermek. 2- Şüpheyi silmek. 3- Amade olduğunu bilmek. 4- Layık olmaya çalışmak. 5- Sevmek, sevmek, sevmek.

"ALLAH'ımın hayır vereceğinden şüphe edilmesin!” Hayır ummayan kul, yanılmasın. ALLAH'ım şüphe eden kulunu yanıltmaz. Açayım: Her kul, olayın iyiye varacağını beklemeli ki, iyiyi bulsun.

          Renklerin anlamı: Mavi neyi bildirir? Evet, ALLAH'ımın deryası. Maddi-manevi renk adı, mavidir. Olgunluğu bildiren renk, kırmızıdır. Yeşil: olacak muradın müjdecisi. ALLAH'ım, kuluna renklerle olacağı gösterir. Olumsuzluk bunu siler; onun için olumsuzluk yapmayın! Beyaz; bütün renkleri içine alır. Beyazda hepsi tefsir edilir.

          Almayı dilediğini almak, ALLAH'IMDAN DİLEMEKLE OLUR. ALLAH'ıma varmak; YOLU YÜRÜMEKLE, EMİRLERİNİ YERİNE GETİRMEKLE OLUR. Hiçbir kul, ALLAH'ımın yolunda yürüyüp de varmadığı görülmemiştir. Demek ki, ALLAH'ıma varmak, kulun isteğiyle olur. Kuluna vermek, ALLAH'ımın dileğiyle olur. OKU, ÖĞREN, UY, ÖĞRET.

          Sevmek sevilmek; ALLAH'IMIN EN SEVDİĞİ… NURUNU VERDİĞİ KULLARA NASİPTİR. Ne yolunu çevir, ne gönlünü devir. Bulduğun yolun, seni selamete götürür.

          Kolun uyuştu mu, oku! Peygamberimize ve cümle ümmetinin Ruhuna; Dua dileyen gelip, GÖNÜL KAPISI AÇIK OLANA İŞARET VERİR. Kolun uyuşması, başın ağrıması, kulak çınlaması… hep bunların işaretidir. Göz seyirmesi… işaretini alan okusun.” ALLAH'ımın cümle kullarına " desin. Dünyasını ve ahiretini aydınlatır.

Dünya kulu kadar, ahrette olanları da düşünürsen: iki alemin bayrağına bürünürsün, Peygamberinin ümmetine sığınırsın.

          Müslümanlığı isimde aramayın, gönülde arayın. Meryem hazretleri, namaz'a mı durdu? ALLAH'ını bildi, O'na UYDU. Kaderine ALLAH'ı adına razı oldu. ALLAH'ımın O'na dönük her kulu sevgilidir. ALLAH'ım kulunu ismiyle değil, GÖNLÜYLE ÇAĞIRIR. Müslümanlığın tarifi nedir? Geldim, gördüm, sevdim, dönüşe candan katıldım. Dönüşün SANA varış olduğunu biliş, huzura varıştır.

" Evet. ALLAH'a niyaz, çerçeve içine girmez.” Bilmem, okuyamam…” dersen, bildiğince oku! Yeter ki varışım, huzurum; verdiğini bilmek, geldiğime uymak olsun.

          Şüphe etme. Kendin, kararını KENDİN VER. Gönüle yatmayan, doğruluktan uzaktır! Ne sağa dön, ne sola bak; gönüle yatanı seç.” Eh…” denilen, gönüle yatan mıdır? Kararsızlık yok, seçimi zorlar. Maniyi kaldırmak, elinde. Gelecek,” niyetim olacak, kararım kati…” dersen- ELİNİ VERECEK. Olgunluğu üzerine al.” Kararımdan dönmem!” de. Kararını kendin ver. Kim ne derse desin, karar kendinde kalsın.

          Cümlenizin bir yolu, hepinizin bir " Pir'i " vardır! Ne şaşılır ne kaçılır.  "Ulu”sunu ( koruyucu meleğini ) bilmek, neden İslâmiyete aykırı gelsin? Yolda ışık olmazsa ne ile bulursun, yolunu nasıl görürsün? Bilmediğin yolda rehber aramaz mısın? Sana verilen, rehberindir. ALLAH'ım kulundan geçmez! Her kulun doğruyu bulmasına, yardımcı olmasına bir ULU gönderir. Kulun gönül yolu, ulusuna uyar. Her kul sevdiği nisbette yücelir, sevdiği kadar bulur, öyle mertebesini alır.

          Olum, adım adımdır. Yürüyüşe geçen, GERİ DÖNMEZ… BU YOLDA DÖNÜŞ OLMAZ. ALLAH'ım DİLEYENE gösterir.” Ya ALLAH!” dedin yürüdün, olmasını dilediğini niyazınla oldurdun.

          " Gönüle yatmayanı çıkar!” Günahı kısadan çevirmek de sevabı getirir. Yatmayanı, anda uzak tutmalı. Vazgeçmek, evlenmeden sonra bile mevcut bir kaidedir! Sözün dönüşü, kısa yolla olmalı. Gönüle yatmayandan UZAK DUR.

          Dünyadaki hali, ahiretteki mertebesidir. Ne kadar severse, o kadar sevilir. Sevildiği kadar dua alır. Aldığı dualar onu yüceltir. Nasıl ki rüzgâr bulutu yürütür, dualar da kulu yüceltir.

          Dileyen kim olursa olsun, ne dilerse dilesin. İster mümin olsun, ister Hıristiyan… Gönüller yola açılır. ALLAH'ımın kapısı, bütün dileyene açıktır. ALLAH'ımın ayırmadığını sen nasıl ayırırsın?

          Ne kul kulun ömrünü kısaltır, ne ölümüne sebep olur; eceli gelen ölür. Ölüm, beklenince gelmez, yazılanda gelir.

          Tarikata girip kula kul olursan, günaha girersin. Tarikat kurulmasından maksat, ALLAH'ımın yolunu anmak, sohbete dalmaktır, KULA KUL OLMAK DEĞİL… Kul, kuldan üstün olamaz.

          Nasibini ALLAH'ım verir. ALMAYI BİLENE, ALLAH'ım yol açar. UYARSAN, alırsın; UYMAZSAN, kalırsın. Kulun HAKK'a yönelmiş olanı, ALLAH'ına el açar. En katı kul dahi, dara gelince,” ALLAH'ım!” der. ALLAH'ım, dara gelende değil, her an aklımızda olsun, gönülden çıkmasın. AMİN

          Acıma gidene, acınırsın. Sarfından kaçındığın, sende kalır, gelen az olur. Sarfettiğin, üstüne koyar, sana döner. Ne ekersen, onu biçersin.

          Mümin olmak,” Müslüman doğdum!” demekle değildir! Hıristiyan olan, ALLAH'ımın kulu değil midir? UYARSA, gönlünü duyarsa, " Doğru olan,budur!” derse, ona " Mümin” denir… Müslümanlık, gönüldedir!

          KUR'AN'ın yazdığı, kulca tam açılmaz. Çünkü, doksan dokuzu ahirete, biri dünyayadır. Onun için ölüye doksan dokuzu okunur.” Yâsin”, doksanı içine alır; onun için ölünün dileği " Yâsin” dir. Ruhun varlığı kâinatta darlık bilmez; dilediği yere, dilendiği-veya dilediği an… ALLAH'ımdan izin aldığında gelir… Cumayı dünya kulu ile beraber geçirir. Evet. Gelmiş göçmüş cümle Ruhlar, cumayı dünya kulu ile beraber geçirir. Cumanın " Bayram " dendiği, bundandır. O aleme göç edene ne ikram edilir? Elbet " Yasin ".

" ÇOK BİLİRİM " DİYEN, CEHALETİN PENÇESİNDEDİR.

Fahr-i Âlem ne demektir? Alemin gönül sözcüsü… Gönül sözcüsü ne demektir?

Kulun gönlünü, yolunu ALLAH'ıma bağlamaktır. Bu vazife de yalnız Fahr-i âlem Efendimiz'e verilmiştir. Her Peygamber bir yolu gösterir. Fahr-i Âlem Efendimiz, bütün yolları bağlar. Bütün yollar aynı deryayı bulur. Her Peygamber, kendi ümmetini peşine alır; Hazreti MUHAMMED Aleyhivesselâm Efendimiz'in huzurunda yerini alır. Onun " Ümmetim.” Dediği odur! Efendimiz, bütün insanlık alemi için " Ümmetim " diyor.

          Uyumayın dünyada! AÇIN GÖZLERİNİZİ. Demeyin " Elde mi ? " Elbet eldedir, niyetin var ise, ALLAH'ım gönüldedir! Derde düşende " ALLAH'ım!..” dersen, öyle yücedir ki, yardımındadır. Demez " Kulum, derde düşende anar beni, derdi olanda sorar adımı!..”

          Kul İSTEMESİNİ BİLMELİ DİLEDİĞİNİ. Bilgi dediğin, aradığın yerde bulunur; sana ayağına gelmez! Arayan bulur. Aslında her şey Ruhta toplanır… alıcı ve bedene maledici… Ruhtan alır beyin…

          Kendini ALLAH'ıma adıyan,” Kuluna hizmetim olsun.” Diyen her kul, ister Hıristiyan, ister Budist olsun- mertebesini alır.

          Merdane yol almak, mert kulun gücüdür. Mertlikten ayrılanın korkusu, göçüdür ( ölümüdür). Ölümden korkanın mertlik iddiası, gönlünün hayalidir. Kulunun imtihanıdır. Her Perşembe gecesi kul imtihan verir, gelen Ruhların arasına öyle karışır. Bir merdiven çıktı ise, o kattaki Ruhların seviyesini bulur. Verilen imtihan çeşit çeşittir. Gelen Ruhlara hürmet, ALLAH'ıma verilen kıymettir. ALLAH'ıma ibadet, kulunun borcudur.

          ALLAH'ıma havale edilen olayda, kulu aracı koyma: aracıyı koyan sen olma! Olayda herkes, kendine düşen dersi alır. Sebebi hayırdır. ALLAH'ım görür: Hak sözüne uyanı, Hak yolundan gideni korur. Hak yolu, tehlikeden uzaktır. Hak yolunda giden tehlikeden korkarsa, yolundan şüphe edilir.

          Gül bahçesi SEHERDE, TANRI'sını anar, RAHMETİNE ERER. Sabahı unutmayın, Perşembe gecelerini geçirmeyin, ibadete yer verin, dünya gailesini silin. Yol arayana…. Veririm, sorana… söylerim.

          Yolda giden, güneşin altında yürüyen ne arar? Elbet ağaç… ağacın gölgesini.

Peki; neden iki karış toprak için, bir günlük aş için koca ağacı devirirsin? O seni korumazsa, güneşte nasıl yürürsün; seni koruyanı nasıl vurursun? Aslında vurulan, kendidir! AĞACA BALTA VURAN, KUR'AN'I İNKÂR EDENDİR!!! Cümleye zarar vereni, zümreden ayırın,” Bana ne…” demeyin!

          Dualar anında ALLAH'ıma, ALLAH'ımdan ULU'nun ( koruyucu meleğinin ) makamına gider.

          Okuyun, alışın. Yasin okuyan, dünya ve ahretin selametini bulur: yumağını aşk ile doldurur; kaideye oturur, yerini bulur. Kaideye oturan, sarsılmaz.

          Adem'den ÖMÜR; Meryem'den SABIR; Omar'dan ADALET; Ebubekir'den SAHAVET dileyin.

ALLAH'IMIN ADI'NI TİCARET YAPMAYA ÇALIŞANA, ALLAH'IM YARDIMCI MI OLUR?

Selama selâm veren, her kişidir; selama bel büken, er kişidir. Ne var ki, selamına arkasını dönene SELAM GEREKMEZ. Alçalmak değil; selam, ALLAH'ımın ADI'nadır. Arkasını dönene SELAM VERİLMEZ.

          " MUHAMMEDEN RESULULLAH”: ALLAH'ımdan,RESULÜ'ndendilendiğinde söylenir. " MUHAMMEDUR RESULULLAH”:”ALLAH'ımın RESULÜ'dür”demektir.