M E L E K E 23.9.2017
Koruyan ve Bağışlayan ALLAH'ın ADI'na !
Kişi KENDİ
ÖZÜNE YAKLAŞTIKÇA kendindeki
özellikleri ve güzellikleri daha net görmeye başlar.
MELEKE: Ezelde
ALLAH'ın bize yüklediği KENDİ GÜCÜ olan Esma-ı Hüsna ( ALLAH'ımın İSİMLERİDİR ).
MELEKE: KUR'AN'dan
öğrendiğimize göre; diri ve akıllı olan, her şekle girebilen: KUVVET, YÖNETİM GÜCÜ, ELÇİ, HABER
VERİCİ'DİR. PEYGAMBERİMİZ: " gök gürültüsü ( ra'd ) meleklerden bir
melektir " demesi, RAHMAN 2, 3, 4 ayetlerinde " KUR'AN'ı öğretti, insanı
yarattı, ona
DÜŞÜNMEYİ ve DÜŞÜNCESİNİ İFADE ETMEYİ ÖĞRETTİ. Kısacası biz daha dünyaya
yollanmadan önce ALLAH'ım bizim ZERRELERİMİZE KUR'AN'IN ASLINI, ÖZÜNÜ
YÜKLEDİ ve öğle dünyaya yolladı. Yollanmadan önce ALLAH'ım ile
ANTLAŞMA YAPTIK. Bizim O'nun için yapacaklarımıza ve O'nun bizim için
yapacaklarına dair BİZ BİZİM İLE BİZE
SÖZ VERDİK.
İlk inen sure ALAK 1,3,4, 5 ayetleri " Ey Peygamber; Seni yaratan
RABB'inin ADI'na OKU, evet OKU ! RABB'ın büyük lütuf sahibidir. O,
insana kalemle yazma yeteneği verdi. RESULÜ'müz KAL-EM'in anlamını şöyle açıklamıştır:
KAL-EM = SIRLARIN ANAHTARI ( ALLAH sırlarını NUR-U MUHAMMED'e bildirdi ). KAL; " sırlarımın özelliği… " der,
ALLAH'ım. Dünya sırrı; " KAL … "
Dendi, açıklandı. EM; anahtar. Sıfatının özelliği o değil
midir ? Yoksa; elinizde yazdığınız kalem mi sandınız ? SIR; ALLAH'ın görünen – görünmeyen tüm özellikleri.
Şimdi düşünelim; ALAK suresi inen
ilk sure idi, okunacak bir ayet yoktu ki RESULÜ okusun ! Öyleyse RAHMAN 2, 3, 4
ayetlerinde yazıldığı gibi ezelde
zerreler halinde her insana yüklenmiş olan KENDİNDEKİ AYETLERİ OKUMASI
EMREDİLDİ. KUR'AN melek diye "
GÜÇ SAHİBİ OLMAYI ve SANA YÜKLENMİŞ OLAN
ALLAH'IMIN GÜCÜNÜ KULLANARAK HERŞEYİ
YAPMANIEMREDİYOR. Aynı zamanda tabiatta da KUR'AN AYETLERİDİR.
Öyleyse tabiatta var olan
birtakım işlevsel fonksiyonları kullanmamızı istiyor ALLAH'ım. Hiçbir şey
miskin miskin oturup ALLAH'tan bekleyerek
gerçekleşmez, bunu ancak cahil ve aciz kişiler yaparlar.
ALLAH'ım: " ALMAYI DİLEDİĞİNİ ALMAK, ALLAH'IMDAN DİLEMEKLE OLUR, OLMASINI
DİLEDİĞİNİ, NİYAZIN İLE OLDUR " DİYOR.
KUR'AN: ANLADIĞIN DİLDE OKU, ÖĞREN, KENDİNDE UYGULA ve ÖĞRET EMRİNİ VERİYOR BİZE.
ESMA-İ HÜSNA ( ALLAH'ımın
GÜCÜNÜ tanıtan isimleri ): ALLAH'ım,
isimleriyle ( KENDİSİNDE var olan
güç-kuvvetleriyle ) bize en güzel şekilde KENDİSİNİ TANITIR. ALLAH'ımın bu güç-kuvveti vasıtasıyla insan, yaşayışının her türlü
durumunda ALLAH İLE BİR BAĞ ( İRTİBAT )
KURMA İMKANINA KAVUŞUR. Esma-i
Hüsna'nın en önemli işlevi ALLAH ile insan, insan ile ALLAH arasındaki
münasebeti, en ideal ( uygun ) bir seviyede gerçekleştirmesidir. İsimlerinden (
vasıflarından-kuvvetinden ) ALLAH'ı tanıyıp, o sıfatlarını ( güç-kuvvetini )
bizde yaşanır hale getirmek ve bu GÜÇLERİNİ KULLANARAK her şeyi GERÇEKLEŞTİRMEK
MECBURİYETİNDEYİZ. Yoksa dua edip ALLAH'a havale ettik, sen dileklerimizi
ver deyip köşeye çekilmekle hiçbir isteğimizi gerçekleştiremeyiz. İnanarak
yaptığın dua çok büyük güçtür, ancak dua ile beraber ALLAH'ımın İsim ve kuvvetini kullanarak GEREKENLERİ İSRARLA YAPARSAN amacına
ulaşabilirsin. Dünyaya gelmeden önce , ALLAH'a böyle davranacağımaza dair söz
verdik, BUNDAN DA SORUMLUYUZ. ŞEMS suresini,
BAKARA 245, SAF 14, HAC 40, TEVBE 32 ayetlerini
DÜŞÜNEREK OKUYUN LÜTFEN. Kalem
dünyayı yazmışsa OKUMAK GÖREVİNDİR. Hem AĞLAYIP hem GÜLMEK, hem EĞRİYE YÖN
VERMEK, hem HATAYI YENMEK
Seni sana bildirecek, sana SENDE OLANI ( ALLAH'ı ) BULDURACAK ve
cümlenizi GÖNÜL KABESİNDE BULUŞTURACAK. Niyazların
en güzelini
SEVENLERLE, SEVİLENLERE
SÖYLEŞTİRECEK.
HER ATTIĞIN ADIMDA: O'NDAN OLDUĞUNU DÜŞÜN, O'NDAN GELDİĞİNİ, O'NA
DÖNECEĞİNİ DÜŞÜN.
HADİD 4: O,
gökleri ve yeri altı günde yaratmış, sonra da yaratığı her şeyin KANUNUNU KOYMUŞ ve onlar üzerinde
egemenlik kurmuştur. O, toprağa giren ve oradan çıkan, gökten inen ve göğe
yükselen ne varsa hepsini bilir. NEREDE
OLURSANIZ OLUN O, SİZİNLE BERABERDİR.
ALLAH BÜTÜN YAPIP ETTİKLERİNİZİ GÖRÜR. ( Ayetten de apaçık anladığımız gibi
ALLAH'ım her yaptığımız, her düşüncemizi aynı anda bilir çünkü o bizdedir.
İnsan ayrı, ALLAH ayrı iki ayrı varlık değiliz, O'nunla BİR BÜTÜNÜZ. Öyleyse hiçbir şekilde yaptıklarımız ve düşüncelerimizle
ALLAH'I KANDIRAMAYIZ. Ancak kısa bir
müddet için KENDİMİZİ KANDIRIRIZ. )
Bütün bu açıklamalardan sonra
ALLAH'ı gökte aramaya devam edenlere bir şey anlatamazsızın, onları bu
cehaletleri ile baş başa bırakıp onlardan uzak durun.
SAD
29: Ey Peygamber! BU KUR'AN,
İNSANLARIN, AYETLERİNİ DÜŞÜNMELERİ ve AKIL SAHİPLERİNİN DE ÖĞÜT ALMALARI İÇİN sana
indirdiğimiz kutlu bir Kitaptır.
Hz.
MUHAMMED: Dünyaya geliş sebebin… her zerrede yaratılmışlığın sırrına
ermektir, YARATANI GÖRMEKTİR, BULMAKTIR,
KATILMAKTIR, ERİŞTİĞİN BİLGİLERİ SERMEKTİR.
Hz. ALİ: Zerrelerini birleyerek RESULÜ'nün
yaradılış gerçeğine hizmet et. Onun yaratılış gerçeği, her zerre ile birlendiği
anda tamamlanır.
Hz.
ÖMER: Gerçek; YARATILAN HER
ZERREDEDİR. O zerreler ki, SENDEN
ALIR, SANA VERİR. Her zerre HAK'kın bilgisiyle yüklüdür.
NİYAZİ
MISRİ der ki: Deryanın balığında , HAK
KULU KILIĞINDADIR. Kâinattaki milyonlarca beyin: TEK MERKEZDEN EMİR ALIR, O YOLDA
YÜRÜR.
Hz. MUHAMMED: KUR'AN okuyunuz ve KUR'AN'IN FEYZİ İLE HACETLERİNİZİ
ALLAH'TAN DİLEYİNİZ. ALLAH,
duada İKDAM ve İBRAM eden kullarına
muhabbet eder, ALLAH duada İLHAH edenleri
sever.
( FEYZ: Bolluk, bağış, ihsan. İKDAM: İlerleme, ilerlemeye çalışma. SÜREKLİ ÇALIŞMA. İBRAM: USANDIRINCAYA
KADAR ÜSTÜNE DÜŞME )
Hz.
MUHAMMED: Yardım gelse diyene, NİYAZDAN
BAŞKA ÇÖZÜM YOKTUR. Başın dara gelse: ALLAH'IM
DERSİN YARDIM DİLERSİN. DİLEMEZSEN YARDIM GÖRMEZSİN.
BAKARA 118: Böylece BİZ, HAKİKATLERİ İYİCE BİLMEK İSTEYENLERE, ayetlerimizi apaçık gösteririz.
Hz.
MEVLANA: Her niyet RABB'ine ulaşır. ERENLER
DİLENDİKLERİ ZAMAN, DİLEYENLERİYLE BULUŞUR, kimsenin şüphesi olmasın, kimse
gönlünü kırmasın.
Hz.
MEVLANA: Dilenen yola gönül ile varacağız, KİM ÇAĞIRIRSA GELECEĞİZ.
FURKAN 77: Eğer DUANIZ;
İMAN ve İBADETİNİZ OLMASA RABB'im size niye değer versin ki ?
NİSA
32: ALLAH'TAN BOL NİMET İSTEYİN, doğrusu ALLAH her şeyi bilir.
Fahri Alem Peygamberi olmasına
rağmen köşeye çekilip ALLAH verir demiyor… ALLAH'TAN
İSTİYOR. Bakınız Hz. MUHAMMED Efendimize ALLAH'ım nasıl dua etmesini
öneriyor İSRA 80 de.
İSRA
80: Ve şöyle dua et: " RABB'im, SEN bana, gireceğim yere razı olacağın
şekilde girmemi lütfet. Çıkacağım yerden yerden sağ salim çıkmamı sağla.
RABB'im, KATINDAN BENİ DESTEKLEYECEK BİR
GÜÇ, BİR KUVVET VER.
İBRAHİM 4: ALLAH: dilediğini ( dalalet yolunu TERCİH EDENİ ) DALALETTE
BIRAKIR, dilediğini ( hidayet yolunu TERCİH EDENİ ) de HİDAYETE
ERDİRİR. O, AZİZ'dir;
iradesine ve gücüne karşı gelinmez.
ŞURA
20: Kim ahiret mükafatını isterse BİZ onun mükafatını kat kat artırırız. Kim de sırf dünya nimetlerini
isterse ona da istediklerinden bir kısmını veririz, FAKAT O, AHİRET NİMETLERİNDEN HİÇBİR PAY ALAMAYACAKTIR.
BİZ insanın KADERİNİ KENDİ ÇABASINA BAĞLI KILDIK ayeti. İSRA 13, 14: BİZ insanın kendi eliyle yaptığı iyi-kötü bütün
işlerini boynuna ( bir halka gibi ) asarız. Kıyamet günü ise " ONUN BÜTÜN YAPTIKLARINI BİR KİTAP OLARAK
ÖNÜNE KOYARIZ ". O da bu Kitabı açılmış durumda bulur. Ona " Şimdi Kitabını OKU bakalım. ( başka şeye gerek
yok ) BU GÜN HESABINI KENDİ KENDİNE GÖRECEKSİN " denilecektir.
BAKARA 7: Çünkü ALLAH, (
kötülükler yaptıkları için ) ONLARIN
KALPLERİNİ ve KULAKLARINI MÜHÜRLEMİŞ, GÖZLERİNE DE PERDE ÇEKMİŞTİR. ONLAR İÇİN
BÜYÜK BİR AZAP VARDIR. ( EN'AM 25, NAHL 108; Ragıp el-Isfahani, kalbin
mühürlenmesini, batıl inançlara İNATLA
SARILAN ve HAKİKATİN SESİNİ DİNLEMEYİ REDEDEN KİŞİNİN ZAMANLA HAKİKATİ KAVRAMA
YETENEĞİNİ KAYBEDECEĞİ ve SONUNDA KALBİNİN MÜHÜRLENECEĞİ şeklinde
açıklamıştır. Mühürleme sebebi, KULUN ÖZGÜR
TERCİHİYLE GÜNAH YOLUNA GİRMESİ
ve BUNDA ISRAR ETMESİDİR. NİSA: 155 ayette, kalbin mühürlenme sebebinin
" küfürde direnme " ( yanlışında direnmesi ) olduğu açıkça belirtilmiştir.
Hz. ALİ: KENDİNİ BİL, NESİN,
KİMSİN, YAPINI TANI.
Hz. MUHAMMED: ALLAH'ım
YÜCE, BÜYÜK, AFFEDİCİ… Ne var ki, DÖNÜK KULUNA UZAK KALIR, KENDİNDEN UZAK
TUTAR. Varlığımız madem ki, O'nun NUR'undan; dünyada HARCAMADIĞIMIZ NUR'U KADAR O'NA YAKINIZ. Ne kadar küçük olsak da, NİYAZIMIZ KADAR O'NA YAKLAŞIRIZ.
Mucize meleklerden gelir, AKLİ SELİM OLANA TELKİN meleklerden
gelir. Bizim gönül perdelerimizi melekler açar. Melekler ve Veliler , ONLARI ANDIĞIMIZDA yanımıza
gelirler, DÜŞÜNCE DAHİ ULAŞIMI
SAĞLAR.
Görevi nedir meleklerin ? Dünyada
kuluna, kainatta cümle yarattığına hizmettedir. Melekler CEMAL SIFATI ile yaratılmışlardır. Melekler NUR misali değil, NUR'UN KENDİSİDİR. ALLAH'ımın seçmiş
olduğu kullarına kesif olarak gözükür. Meleklerin yeri renklerinden bilinir.
Renk düzeninde her meleğin görevi vardır. Elbet yalnız renk düzeninde! Kulun
kaçınılmaz kaderi denilen yazısında melekleri yardımcı görevdedirler, elbet
kuluna yardımcı. Melekler; kendilerine verilen görevlerin tüm bilgisi ile yüklüdürler.
Melekler: meşale yakmayan,
karanlıkta kalan, gayesiz dolaşan, meşgalesiz gezinen ruhlardan KORUR BİZİ. Nasıl ki; her memleketin
koruyucu askeri olur, melekler de kainatın askeridir. Melekler BİLİR, kullar
BULUR. Ne ile ?
AMELİ İLE.
Melekte BİLİM, kulda AMEL VARDIR. Elbet BİLENLE – BULAN bir olmaz. Melekler
YARATAN'ın – yarattığına hizmette, ne var ki LAYIK OLANA ! Ulular anıldığı yerde, anıldığı an bulunurlar,
topluca anılırsa meclis kurarlar, ANDIĞINIZ
AN MURADINIZ İLE ANIN Kİ, CÜMLESİ ALSIN YÜCEYE İLETSİN. Kefil olan, olduğu
kulun gönlünü bilendir. Almayı bilene veremem demez, olmayacağı kuluna
müjdelemez. Ulu'nun kulu olmaz, ULU kula vasidir. Ay ışığı nasıl her yuvayı
aydınlatır… ne var ki PENCERESİ
AÇIKSA.
Her meleğin yardımcıları vardır;
sanılmasın kainatın, alemlerin çemberi dardır. Meleklerin adına, BİR'liği koydu
da RESULÜ, adına CAMİ dedi. Dört meleğin adıdır, KEBE'nin bağındadır. CEBRAİL,
AZRAİL, MİKAİL, İSRAFİL.
Dünyada kulun düzenini dört melek
eyler, dört meleğin rengi:
CEBRAİL (a.s ) YEŞİL.
AZRAİL ( a.s ) MAVİ. İSRAFİL (
a.s ) SARI
MİKAİL ( a.s ) MOR.
CEBRAİL= yerden göğe kulunun
arayışında vergisi büyüktür. CEBRAİL: Bilgi santralını yöneten melek. Kulun
bilmek istediğini değil, ALLAH'ın- kulun bilmesini istediğini nakleden melek.
CEBRAİL; kainat bilgisi ile yüklüdür.
Kul: sadece kendine verileni
bilir. Kulu: zerre zerre aldığı bilgi ile hallolur, zerreden zerreye kendini
bulur. Siz ilham seferine çıkarsanız, CEBRAİL'in soluğu, sizin nefesiniz olur.
AZRAİL'e ölüm meleği denir.
Aslında can alan değil, Ruhu yoğun sisten kurtulmasına yardımcı melektir.
AZRAİL can almaz, göbeğini keser. Uykuda gezinirsin, göbek bağın seni bedene
döndürür. AZRAİL; HAK ile irtibatı kurdurur. Kul düşünür Azrail der, gözüne
korkunç manzara gelir. Bilir misiniz ki, Azrail denen melek NUR'dandır, bilir
misiniz ki, o an gelende yüzünü görende, sabrınız tükenir, bir an önce varayım
denir. AZRAİL korkusu, ALLAH'ımın
korkusudur. YAPTIĞIN YANLIŞLARDAN DOLAYI
ALLAH'A VARAMAMANIN KORKUSUDUR.
İSRAFİL sura üfler. Diğer
vazifeleri; ALLAH'ın " MUHYİ " ismi ile " HAYAT " vermesindeki emirleri
uygular.
MİKAİL= Kişiyi – toplulukları
sorundan kurtarmaya vazifelidir.
MELEKLERİN HEPSİNDEN RESULÜ'MÜZ SORUMLUDUR.
Melekler, insan şekline bürünerek
de görünebilirler. Hz. MERYEM'e CEBRAİL ( a.s ) insan şeklinde gözükmüştür. (
MERYEM 17 ).
Hz. İBRAHİM'e insan şeklinde
göründü. ( HİCR 53 ). LUD ( a.s ) ma genç misafirler şeklinde gelmişlerdir. (
HAC 61 ). Hz. MUHAMMED ( a.s ) ma CEBRAİL ( a.s ) bir gün, sahabilerden DIHYE
suretinde gelmiştir. ( Buhari, İmran 37: Müslim, İman 1 ( 8 ).
Hz. ABDÜLKADİR GEYLANİ:
Ey insanlar! BÜYÜK BİR İŞ İÇİN
YARATILDINIZ ama çoğunuzun bundan haberi yok.
ALLAH'a teslim olmayı; hiçbir şey yapmadan, her şeyi
ALLAH'a havale edip köşede oturmak, ona yapılan haksızlıklara, hakaretlere,
edepsizliklere ve türlü işkencelere, haklarının yenmesine karşılık vermeden
sabretmeyi ve yapmak istedikleri şeyi hiç çaba sarfetmedenALLAH'ımın onlar için
yapmasını beklemek diye anlıyorlar.
Bir gün RESUL'ümüze bir kişi gelir, RESUL'ümüz "
deveni ne yaptın diye sorar "? Adam " ovaya saldım ALLAH'ıma emanet ettim "
der. RESUL'ümüz: " hemen git deveni sıkıca bağla ve ondan sonra ALLAH'a emanet
et " demiştir.
HAK EREN: Teslimiyet: ALLAH'IMIN EMİRLERİNİ EKSİKSİZ YERİNE
GETİRMEKTİR.
Hz. MUHAMMED: Niyetini
emeğin ile besle ki, hak ettiğine eresin.
Hz. MUHAMMED: ALLAH'ın vergisi
sonsuzdur. ALLAH'ın EMRİ, İNSAN İÇİN
KANUNDUR.
AHZAB suresi, ayet 36: ALLAH ve RESULÜ bir işe hüküm verdiği
zaman, bir kadın ve erkeğe o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her
kim ALLAH ve RESULÜ'ne karşı gelirse bir sapıklığa düşmüş olur.
Hz.
MUHAMMED: Madem kiYARATICI TEK'tir, O'nu bilmek HAK'tır!
O'nun ADI kadar yorumu, O'nun ADI kadar BİLME ZORLUĞU VARDIR! Her ADI KUR'AN'da mevcuttur! Öyle ise, KUR'AN'I BİLMEK ZORUNLULUKTUR! KENDİNİ
BİLMEK SORUMLULUKTUR!...
Hz. MUHAMMED: Amade
olmak: niyaza durmakla değil, YOLUNDA
GİTMEK, KÖTÜDEN UZAK DURMAKTIR.
Hz. MUHAMMED: Sadakat
ALLAH sevgisinden olur. ALLAH'ını seven, KULUNA
SADIK KALIR.
Hz. MUHAMMED: SÖZÜNÜZDE
DURANDAN OLUNUZ, kendinizde olan GÜZELİ bulunuz. Gün gelip okudukça, ömür
bezini dokudukça, KENDİ
DEFTERİNİZDEKİ GÜZELİ – ÇİRKİNİ KENDİNİZ SEÇECEKSİNİZ
TEVEKKÜL NEDİR
İnsanların bazıları ona yanlış
anlamlar yüklemiş ve bu kavram çoğu kez yanlış anlaşılmış, yanlış
algılanmıştır! Sözlükte tevekkül,” güvenmek, dayanmak, işi başkasına havale
etmek " anlamına gelir. Terim olarak ise, " hedefe ulaşmak için gerekli maddi ve manevi sebeplerin hepsine
başvurduktan sonra ALLAH'a dayanıp güvenmek ve ötesini ALLAH'a
bırakmaktır.”
Tevekkül, KİŞİNİN GÖREVİNİ YAPMAMASI, GEREKLİ OLAN TEDBİRLERİ ALMAMASI ve KENDİ
YAPMASI GEREKEN İŞİ ALLAH'A HAVALE ETMESİ DEMEK DEĞİLDİR. İşin sonunu düşünerek,
hesap ederek gerekli gayret ve çabayı
gösterdikten sonra sonucu ALLAH'tan
beklemesi ve O'na güvenmesidir.
KUR'AN'da: Onlar ( müminler ) yalnız RABB'lerine güvenip
dayanırlar.
( ENFAL 2 )
ALLAH'a tevekkül edene ALLAH
yeter. ( TALAK 3 )
Kararını verdiğin zaman
artık ALLAH'a dayanıp güven. Çünkü ALLAH
kendisine güvenip dayananları sever. (
AL-İ İMRAN 159 ) buyrulmuştur.
Ayet-i kerime, ÖNCE YAPILACAK İŞİN DÜŞÜNÜLMESİ, GEREKİYORSA İLGİLİLERLE İŞTİŞARE (
DANIŞILMASI ) EDİLMESİ ve KARAR VERİLDİKTEN SONRA ALLAH'A TEVEKKÜL EDİLMESİNİ
EMREDİYOR.
|