TANRI'M MURADINI NASIL GERÇEKLEŞTİRİYOR

Can Dostlarım!

Uzun zamandır dostlarımız ile sohbet ettiğimizde: başımıza gelen üzücü bir olayın ALLAH'tan yalvararak yardım dilememize rağmen niçin dileğimizin geç verildiğini birbirimize sorup merak ettik. Biliyorsunuz ki KUR'AN'ın bir dış anlamı var ( şimdi herkesin okuduğu anlamı ) ve 7 iç anlamı var. ALLAH'ım TALEP EDENE ve LAYIK OLANA türlü vesilelerle bu sırları BİZİM KALDIRACAĞIMIZ KADARINI bize açıklar.

Şimdi MÜRŞİT ve MÜRŞİD-İ KAMİL'i öğrenelim.

MÜRŞİT: Bir pirin yanında yetişmiş, birçok kitap okumuş ve bu bilgileri insanlarla paylaşan kişiye denir.

MÜRŞİD-İ KAMİL: HAK ile HAK olmuş, ÖLMEDEN ÖLME mertebesine varmış bütün bilgiyi HAK KATI'ndan alıp, bu bilgiye kendisinden hiçbir bilgiyi ve zannını katmadan, olduğu gibi insanlara anlatan kişidir. Hz. MEVLANA, YUNUS, Hz. YESEVİ, Hz. HACI BEKTAŞ VELİ, Hz. MUHİDDİNİ ARABİ, Hz. ABDÜLKADİR GEYLANİ, Hz. ALİ, Hz. OSMAN, Hz. EBUBEKİR, Hz. ÖMER ve diğerleri MÜRŞİD-İ KAMİL kişilerdir. Onlar sözlerinde sırları ÖRTÜLÜ bir şekilde söylerler ve insanlar bulundukları mertebelerine göre o sırları anlarlar.

NAHL suresi, ayet 2: ALLAH, KULLARINDAN DİLEDİĞİNE, haberci ayetleri / vahyi, Kendisine özgü bir iş olarak RUH / CAN ile birlikte:” Şüphesiz BENDEN başka ilah yok, o halde BENİM korumam altına girin diye UYARIN " diye indirdi.

         Hz. ALİ : Yumuşak kulun yardımına ALLAH'ım YARDIMCI gönderir, kuluna TELKİN YOLU ile BİLDİRİR.

HADİS: KENDİNİ BİLEN; RABB'İNİ BİLDİ.

YUNUS : BENDEN İÇERU BİR BEN VAR.

Diyerek, insanın et kemikten ibaret olmadığını, bu bedenimizi dünyada bir elbise gibi kullandığımızı bildirmiş ve dünyaya geliş amacımızın KİM ve NE OLDUĞUMUZU bulmak olduğunu apaçık bir şekilde bildirmiştir.

ALLAH'ım BEN SİZE ŞAH DAMARINIZDAN DA DAHA YAKINIM DİYOR.

Öyleyse uzaklarda aradığımız ALLAH BİZDE, GÖNLÜMÜZDE. Biz bir SEVGİYİZ, ALLAH bizi sevgisinden yarattı, ve bizi çeşitli AKIM'lar ile YÖNETİYOR.

Hz. MEVLANA: Akım ile her olay gerçekleşir. Sadece SEVGİ, AKIM'I ARTTIRIR. Sevginin olmadığı yerde ( kin – nefret ) menfi akım iletilir, o da bulaşıcıdır. Her kulun, sevgi derecesinde akımı olur. Bu akıma ara istasyonlar karıştı mı parazit olur. Akım, beynin çalışma düzeni ile kesilir. Yani, alkol ve kendini kaybedecek kadar gülme.

Hz. MEVLANA: Bedeni sildim diyen " AŞK'ı ile kavrulandır ", " yandım!...” diye bağırandır. Kulun dünyaya gelişi; CELAL – CEMAL vasfın ile hemhal oluşudur, onu BEDEN İLE ALIŞIDIR.

 AKIM, DÖRT KUTUP'TAN DAĞITILIR; KULLARI, ALDIKLARI İLE EĞİTİLİR.

Hz. MEVLANA: Dünya altı gün yıldızların, yedinci gün AY'ın tesiri altındadır, yedinci gün CUMA günüdür. Günler, yönlerini yıldızlardan alır: kulun bilgileri, öylece birbirine eklenir.

( Yönden murad, nedir ? ) Gördüğün yıldızların neşrettiği akımlar…her gün aynı akımı alsa, dünyanın düzeni olmazdı. Değişen akımlar, gelişen düzeni kurar, bu olay da kuluna yarar.

( Akım, sevgi yüklüdür, bilgi yüklüdür; ne var ki, her kulun kendi şeklidir. Kulun niyetinde de şekil alır, her varolanda tecellisi görülür.” Uymayı deneyelim ! " dediğimiz, odur ! Sevgi buldurur, UYANI OLDURUR ) Ay her zaman sevgi neşreder. Yani, neşrettiği akım; yapıcı, birleştirici, emsalini ayırmaksızın bir tutucu, titreşim şeklinde dağılmayan enerji nakleder. Dağılmayandan maksat; toz değil, hazdır.  

Hz. MEVLANA: Kulun dünya ile kainat arasındaki irtibatı, çeşitli akımlarla YÖNETİLİR.

Akım günden güne değişir çünkü, hiçbir an, öbür an ile bir değildir. Akım yolu ile beslenen fikirler, beden yapısında yerini bulur. Kulun yapısı, HER AN YENİLENMEKTE.

    KAİNATIN YÖNETİMİ HAKİKAT ALEMİNDEKİ YEMEN'DEN YÖNETİLİR.

Hz.MUHAMMED: Ben, RAHMAN'ın NEFESİ'ni YEMEN yönünden almaktayım…

İman YEMEN'dedir, hikmet de YEMEN'dedir.

Hz.MEVLANA: YEMEN'den gelen her sözde RABB'ÜLALEM'in HİTABI vardır.   

Unutulmasın, BİZ'ler YEMEN'den gelen, YEMEN'den VERENLERİZ. TOLULUĞU YÖNETEN TEK KAPI, YEMEN.

           HAKK'IN EMRİNİ YEMEN İLETİR, KULLARINA DİLETİR.

Hz. MUHAMMED: Kulun yaptığı ALLAH'ımın YAP DEDİĞİDİR. ONA YAPTIRILAN: niyetinin onu nerelere kadar götüreceğini göstermektir. Biz bir şey YAPTIRACAĞIMIZ VAKİT, KULUN AKLINI ALIR, O İŞİ YAPTIRIRIZ; sonra aklını verir YANIŞA BIRAKIRIZ. ( EL KABID ismiyle yapıyor ).

Hz. ALİ: Dileyen: NE SENSİN, NE DE BEN…SADECE ALLAH'IMIN MURADIDIR. HER DİLENEN, ALLAH'IMIN DİLEĞİDİR. Olumsuzdan sıyrılan her kuluna, RABB'im

( niyette hürlük ) nasip eder, yani OLACAĞI NİYET ETTİRİR.

Hz. ALİ: YEMEN'dekiler doğrudan HAK'tan alır, ERENLER halkasına verir. ERENLER de, KIRKBİRLER'e ve DÖRT KUTUP'a verir. KIRKBİRLER kendilerine yakın olanlara verir. KUTUP'lar vermezler, düzenleyicidirler. ( Hz. MUHAMMED'den bize gelen akımı 4 KUTUP düzenliyor.4 KUTUP bu akımı düzenlemezlerse, bizler ( cümle ) bu akıma dayanamayız.)

Hz.ALİ: RABB'im, RESULÜ'nün EMRİNE vermiştir YEMEN'i. Çünkü, RABB'İMİN HÜKMÜNÜN YÜRÜTÜCÜSÜ RESULÜ'DÜR. Cümle PEYGAMBERLER ve ERENLER, EVLİYALAR YEMEN'den görevlendirilir. RAB = Hz. MUHAMMED = Hz. ALİ = Hz. MEVLANA = dünyadaki bedenli EVLİYA. ( Dünyadaki kanalın başında olanlar asırdan / aşıra seçilirler ).

         HER ÇAĞIN ULULAR'I ORADA TOPLANIR, MERKEZ YEMENDİR.

                           DOST KAPISI YERDEN / GÖĞE AÇIKTIR.

Hz. MEVLANA: Mevlana adını aldığım günde, cümlenizi sevdiğim anda: HAK ile BİR'liği buldum, HAK ADI'na vermeye geldim…Aldığım İZNİ'mde DENİLDİ ki, HER GÖNÜLLE ALIŞAMAZ, HER BİLENLE BULUŞAMAZSIN! YOLU ARAYANI ÇAĞIR; AÇACAĞIZ, UYANLAR İLE GEÇİRECEĞİZ…verdiğimiz bilgi HAK'TANDIR silinmez! Elbet gelişim; ne kendi arzum, ne de kulunun niyazına…sadece ALLAH'IM DİLEDİ,” YOLUNU DİLEYENLERE…” DEDİ.

    " OL " DER OLDURUR, MÜMİN KULLARINA " BUL " DER BULDURUR.

Şimdi de dualarımız ve dileklerimizi YÜCE TANRIM " OL " EMRİ'ni verdikten sonra, hangi sistem içinde gerçekleştiriyor? Öğrenelim.

Ayetler arasına GİZLENMİŞ ve Hz. ALİ, Hz. MEVLANA ve diğer evliyaların sözleri arasında verdiği SIRLARI sizinle paylaşalım.

ALLAH " MANEVİ GÖREVLİLER " ve bu manevi görevlilere ve MANEVİ KORUYUCULARI'NA yardım eden dünyadaki BEDENLİ seçilmiş 101 görevli kul vasıtası ile işlevlerini gerçekleştiriyor.

                                  MANA ALEMİNDEKİ GÖREVLİLER

4 ER: Bütün görevlilere yardım edip güçlendiriyor. BİR'liği kuruyor.

6 GÖREVLİ: DÜZENLEYEN oluyorlar. Her kulu yapısına göre köşeye yerleştirip görevlendiriyorlar. Altılar köşeleri bulur 27 lere iletir, 27 görevli çalışmayı tespit eder.

7 GÖREVLİ: DENETLEYEN. Görevlileri denetliyor, her gurupta bir denetleyici oluyor.

11 GÖREVLİ: Onbir IŞIK TUTANDIR. YÖNETEN'dir. Kişileri eğitendir. Yönetimde olanlar, 7 lerle oluşumu hazırlar ve görevlilere diledikleri bilgiyi verirler.

27 GÖREVLİ: Plan 27 lerin görevidir, 27 görevli çalışmayı tespit eder, yönetimini kurar,

11 görevliye yönetime getirir, 41 görevliye iletilir. 27 ler 6 lar ile elele olurlar, 6 lar köşeleri bulur 27 lere iletirler.

41 GÖREVLİ: DIŞA DÖNÜK DAĞITIM hizmeti yaparlar. RESULÜ'nün eli, ve dört görevli her an 41 görevliye yardım ediyorlar. 41 ler de programı yapıp yönetim'e 11 görevliye getirir.

Dua ve dileklerimiz: RABB'ımıza…RABB'ımız Hz. MUHAMMED'e…Hz. MUHAMMED…YEMEN'in sorumlusu Hz. ALİ'ye…Hz. ALİ…GÖREVLİLER GURUBUNA…GÖREVLİLER GURUBU…bizi koruyan ULU VARLIĞIMIZ'a iletiyor. Bundan sonra dileğimizin olması sağlanıyor.

Şimdi de ALLAH'ım bizden, dileklerimizin olması için O'na nasıl YÖNELMEMİZİ istediğini öğrenelim.

Hz. MEVLANA: Gücün HAK'ta olduğu bilinsin:” Güçlüyüm!...” diyen kulun gecesi yakındır, görülsün! DAYANDIĞIM ALLAH'ım! deyiniz, yerden / gökten YARDIM DİLEYİNİZ!

RAHMAN suresi, ayet 29: Göklerde ve yerde kim varsa O'NDAN İSTER. O, HER AN YENİ BİR İŞ VE OLUŞTADIR.

Hz: MUHAMMED: KUR'AN HER GÜN YENİDEN YAZILIYOR.

HZ. ALİ: SEHER VAKTİ niyaza durunuz, işte o an, sen O'sun, O da sen.

A'RAF suresi, ayet 55: RABB'inize YALVARARAK içten dua edin. Şurası bir gerçek ki O, had bilmezlik içinde davrananları hiç sevmez.

Hz. MUHAMMED: Dileyen niyaz eder, niyaz eden cevap alır…Gayenin oluşu, niyazın edilişine göredir…Denmesin:” niyaza ne hacet, ALLAH'ım görsün? " görür elbet! ALLAH'ım, DİLEYENE VERİR. Dilemeyene, danışıp da sorana: sorulsun, yolu öğrenilsin diye verir / ALIR.

HADİS: KUR'AN okuyunuz ve KUR'AN'ın feyzi ile hacetlerinizi ALLAH'tan DİLEYİNİZ…ALLAH, duada İKDAM ve İBRAM eden kullarına muhabbet eder, ALLAH duada İLHAH edenleri sever.

İKDAM : İlerleme, ilerlemeye çalışma, sürekli çalışma.

İBRAM : Usandırıncaya kadar üstüne düşme. ZORLAMA.

İLHAH : Bir şeyin kabulü için son derece DİRENME, ÜSTE DÜŞME.  

HADİS : Kişi MUHAMMED'e salat ve selam getirmedikçe, duası ALLAH'a vasıl olmaz! Duanın kabul edilmesi için, onu " AMİN " diye bitir.

Hz. MUHAMMED: AMİN denilen, bir nefeste tümü bağlayandır. ALLAH – MUHAMMED – İNSAN – NUR.  ALLAH, MUHAMMED İLE İNSANI BİRLEDİ: ALLAH, MUHAMMED İLE İNSANI NURLADI. ( AMİN'in anlamı )

A'RAF suresi, ayet 205: RABB'ini sabah ve akşam içten içe. YALVARARAK, ÜRPEREREK, yüksek olmayan bir sesle zikret ve sakın gafillerden olma.

Hz. MEVLANA: Yalvarmak candan olur, canı yanandan olur. Yalvarmak AŞK'dan olur, AŞK'la yanandan olur.

Hz. EYÜP SULTAN: Sen de ALLAH'ıma YALVAR. ALLAH'tan çok çok YALVARACAĞIM seni ihya etsin. ALLAH senden razı olsun, seni de ALLAH benim gibi muradını versin.

HADİS: Nefisleriniz aleyhinde beddua etmeyiniz! Evladınız aleyhinde beddua etmeyiniz! Mallarınız aleyhinde beddua etmeyiniz! Çünkü yapacağınız beddua, ALLAH'ın DİLEKLERİ KABUL ETTİĞİ SAATE DENK GELEBİLİR.

ISRA suresi, ayet 110: De ki: " ALLAH " diye çağırın veyahut " RAHMAN  " diye çağırın.

Hangi şeyle çağırırsanız çağırın, en güzel İSİMLER O'NUNDUR.

A'RAF suresi, ayet 180: Ve en güzel isimler ALLAH'ındır. Öyleyse O'NU ONLARLA ÇAĞIRIN.

                    SEMA DÖNDÜRÜR BENİ, ESMA YANDIRIR BENİ…

Hz. MUHAMMED: TEKBİR ( ALLAHU EKBER ) getirmeden TESBİH ÇEKME! ALLAH ADI gönlümüze, ALLAH ADI cümlenize teşbihtir. Sadece O'nu düşününüz, O'NUN İSİMLER'İNİ BELLEYİNİZ, DUALARINIZDA İSİMLER'İNİ TESBİH EDİNİZ…ALLAH'IN HER ADI'NI TESBİH EDİNİZ, GÜN DOĞUNCAYA KADAR.

TEKBİR: Kainatı noktadan alır, noktada bitirir.

ISRA suresi, ayet 111: O'NU TEKBİR İLE YÜCELT

Hz. MUHAMMED : Anahtar dilersen kapı açmaya; " TALİB OLDUM ALLAH'IM " DİYESİN. Yapraktan / yaprağa her gün " TEVHİD " ( La ilahe illallah ) çekesin dedi. RESULÜ: HAK ADI'nın her kapıya anahtar olduğunu söyledi. TEVHİD, insana NUR KAPISINI AÇAR… NUR KAPISI, O'NUN KAPISI. " TEVHİD " ile TEKBİR

( ALLAHU EKBER ) ile, KENDİNDE OLAN'A ERERSİN.

Hz. MEVLANA: ESMA – ÜL HÜSNA: Onun okunması çok sevaptır…Okunması, yalnız sırası ile baştan / sona kadar okunup bitmesi, okuyuncaya kadar DÜNYA KELAMI EDİLMEMESİ LAZIMDIR !ALLAH'ın anıldığı BÜYÜK ve GÜZEL İSİMLER'dir.

DOKSAN DOKUZ ADI'NI BİR TESBİHTE TOPLARSAN, hem yeşil hem beyazı bir birine katarsan: ilim ile olumdan zenginliğe erersin, tozu dumanı silersin. Gerçek sende olandır, gerçeği bilen GÖNLÜNE UYANDIR…UYDUK ALLAH'IM, diyelim, BİNBİR ADI'NA NİYAZ EDELİM. NİYAZIN SAYISINDA ELBET SIR VARDIR.       

Hz. ALİ: RESULÜ'nün selamı her birimize ulaşır, gönüllerimiz, andıkça buluşur…

O'nunla ( Resulüyle ) biz de doğduk…deyiniz, ALLAH RIZASI İÇİN SALAVATLARI OKUYUNUZ.

RESULÜ'nün büyük RUHANİYETİ var! Bütün dualar PEYGAMBER'imize gidiyor,

O DAĞITIYOR.

TEKVİR suresi, ayet 29 ( İNSAN ( DEHR ) 30: Şurası da bir gerçektir ki, alemlerin RABB'i olan ALLAH DİLEMEDİKÇE SİZ DİLEYEMEZSİNİZ.

Hz. YESEVİ : Niyaz ediniz, GERÇEĞİ BULUNUZ. Açık kapı, girmek için sebeptir;

O KAPI'YI BULMAK İÇİN DOST ADI'NI ANMALI. HAK ADI'NI ANANLAR,

HAKK'A TALİB OLANLAR: RESULÜ'NÜN SELAMINI ALIR, O'NUN SEVGİSİNİ KENDİNDE BULUR.

Hz. YESEVİ : Her niyazınızda, sofranızdayız…ELİMİZ / ELDEDİR, GÖNLÜMÜZ / GÜL' dedir, selamet / DİLDEDİR. RABB'im; her birinizin dualarını kabul edendir.

DEVREYE  KOYANDIR, geleceği güldürendir.

Niyazın oluşu yavrunun mama yiyişine benzer. Yavru mamayı yer, gelişir, büyür: niyaz da öyledir.

HADİS : ALLAH KENDİSİNE dua etmenizi EMRETTİĞİ gibi, DUANIZI KABUL ETMEYİ SİZE VAAT BUYURMUŞTUR. O'nun GÜCÜ'nü, O'nun RAHMET'ini, O'nun HİKMETİ'ni O'NDAN DİLEYELİM, O, HER DİLEYENE VERİR ASLA ESİRGEMEZ.

Hz. ALİ: Herkes dilince, halince, yolunca niyaza dursun, GÖNLÜNDEN GELDİĞİNCE RABB'İNDEN DİLESİN ; NİYAZLARIMIZ BULUŞUR…AKIMI ÇEKEN SENSİN…

Niyazının yerini bilsen KENDİN İÇİN DE AKIM DİLERDİN.  

Hz. ALİ : Duanı yaptığın, niyaza durduğun zaman, ŞÜPHEYİ İÇİNDEN SİL " ACEBA OLUR MU ? " deme. OLACAK, ALLAH'IM VERECEK deyin. VERMEYECEĞİ ŞEYİN DUASINI ETTİRMEZ ALLAH'IM.

Hz. MEVLANA : Şüphesiz dile, diledikten sonra " OLUR MU ? " deyip şüpheye düşme! ALLAH'a dualarına PEYGAMBER'İNİ de ekle, olacağı ŞÜPHESİZ BEKLE…

ALLAH'IM OLMAYACAĞIN NİYAZINI ETTİRMEZ ! Etti isem, olacağından şüpheye düşmem.

Hz. MUHAMMED: Dileyen: ne sensin, ne de ben…Sadece ALLAH'IMIN MURADIDIR.

HADİS: Bir hastanın yanına geldiğin zaman, SANA DUA ETMESİNİ KENDİSİNDEN İSTE. Çünkü onun duası, MELEKLER'İN DUASI GİBİDİR.

Hz. MUHAMMED : Yuva dileyin, dileğinize geleyim, duacı olayım…Duanız: "ALLAHÜMME SALLİALA MUHAMMEDUR  RESULULLAH "mülkün duasını edene

" her gün bir tesbih çekeriz ", olsun diye bekleriz.

Hz. MEVLANA : OLAYLAR BÜTÜNLÜĞE KAVUŞTUKTA NETİCE ALINIR. Bütünlenmemiş her olayda, talaş misali öğüten vardır. Nasıl ki tahtayı yontarsın; yapımsız olan, dökülen talaştır. Mümin olan bilir, OLAY ER – GEÇ DÜZENİ BULUR.

NUR suresi, ayet 55 : Sizden İNANIP  YARARLI İŞLER YAPANLARI da yeryüzünde MİRASÇI ( HALİFE ) KILACAĞINI, kendileri için seçtiği yola ( dine ) YÖNLENDİRECEĞİNİ  ve KORKULARINDAN SONRA, ONLARI GÜVENE KAVUŞTURACAĞINI VADETTİ.

Hz. ALİ : Hiç bir kul, YARDIMCISIZ  YOL ALAMAZ ! Ne var ki, YARDIMCI DÜNYADAN DEĞİL, ALLAH'ımın GÖNDERDİĞİ,” KULUMU GÖZET ! " DEDİĞİ ALEMDENDİR. Her kulun ULU'su olur. O ULU; ALLAH'IMIN  İZNİ İLE KULUNA YARDIMCI GELİR. Eğer ki ULU'nun yardımcı olduğu kul hata etmiş ise ULU'su mahzun olur, " faydalı olamadım !...” der üzülür. Eğer ULU'dan yardım gördüğünüzden şüpheniz var ise, tövbekar olunuz, ALLAH'ımdan ULU'NUZUN YARDIMINI DİLEYİNİZ ! Daha önce dedim: gelenler,ALLAH'IMIN İZNİ İLE GELİR, HATA EDEN KULDAN İZİN KALDIRILIR, elbet ULU'nuz mahzun olur, ALLAH'IM İZİNLERİ KALDIRMASIN, SİZLERİ ve BİZLERİ MAHZUN KOYMASIN.

Dualar, anında ALLAH'ıma, ALLAH'ımdan – ULU'nun makamına gider.

Düşünün bir kere ALLAH'ım niye YALVARARAK, GÖZYAŞI DÖKEREK, ISRARLA,

BENDEN İSTEYİN DİYOR ? Bizim bu et kemik olmadığımızı ve bir NUR olduğumuzu, bizde ALLAH'ımın verdiği büyük bir enerjinin olduğunu ve bu enerjiyi kullanarak ALLAH' tan DİLEMEMİZİ ve gene bu enerjiyi kullanarak ALLAH İLE BERABER birçok şeyi başarabileceğimizi yazımızda birçok örnekler vererek ANLATTIK. Hz. ALİ'nin yazısında bize bildirdiği gibi " NİYAZLARIMIZ BULUŞUR…AKIMI ÇEKEN SENSİN…Niyazının yerini bilsen KENDİN İÇİN DE AKIM DİLERDİN. ( Duaların ile o akımı ALLAH'IMIN GÜCÜNDEN ISRARLA İSTE …)

Bir bal peteği düşünün; bal, peteklerin içindedirve üzeri bir zar ile kaplıdır. O balı yiyebilmemiz için, zarı yırtmamız gerekir ki bal dökülsün. TANRI'da her şey mevcut.bizim isteklerimizin olabilmesi için YALVARARAK, GÖZYAŞI DÖKEREK ISRARLA  O'ndan istememiz; biz bu halde iken dünya ile ilgili bir bağımız kalmıyor ve NUR'umuz saf bir enerji olarak ALLAH'a varıp, o isteğin bize verilmesini sağlıyor, aynen bal peteğinde olduğu gibi. Yukarıda Hz. YESEVİ'nin bize bildirdiği yazısında, RABB'im; her birinizin dualarını kabul edendir. DEVREYE  KOYANDIR, GELECEĞİ GÜLDÜRENDİR, DİYOR.  Yukarıda açıkça yazdığımız şekilde ALLAH'TAN DİLERSEK ve İSİMLER'İNİ

HALİMİZE VERİRSEK, o zaman ALLAH'ım dileklerimizi DEVREYE KOYUYOR, YANİ DİLEĞİMİZİ Hz. MUHAMMED Efendimize İLETİYOR, Hz. MUHAMMED Efendimiz mana aleminde olan YEMEN makamının başında olan Hz. ALİ' ye iletiyor, Hz. ALİ de görevliler gurubuna iletiyor, görevliler gurubu dileğimizin oluşması için sebepler meydana getirip o zemini hazırlayıp dileğimizi oluşturuyor. Bu işlev olurken HER AN, KORUYUCU MELEĞİMİZ " ULU' MUZ " bizimle beraber olup bizi koruyup yardım ediyor.

Ne yazık ki TEVEKKÜL yani ALLAH'a HAVALE ETMEK, nasıl yapılır BİRÇOĞUMUZ BİLMİYOR. Bir işe başlarken " ben ALLAH'a havale ettim " deyip köşeye çekilip herşeyi ALLAH'ın yapmasını bekliyoruz. TEVEKKÜL; yapacağımız herhangi bir iş için BÜTÜN GÜCÜMÜZLE ÇALIŞIP ELİMİZDEN GELENİ YAPTIKTAN SONRA , SONUCU ALLAH'TAN BEKLEMEKTİR.

HADİS ( Keşfu'l – Hafa Cilt 1, sayfa 144 ): Devesini dışarda bağlamayıp salıveren ve ALLAH'a tevekkül ettim diyen bir kişiye Peygamberimiz ( s.a.v ) Efendimiz ÖNCE DEVENİ BAĞLA, SONRA TEVEKKÜL ET, buyurdu.

Peygamberimizin bu mübarek sözlerinden anlaşılıyor ki, Müslüman ÖNCE ELİNDEN GELENİ YAPACAK, SONRA ALLAH'A TEVEKKÜL EDECEKTİR.

CUMA suresi, ayet 10: Namaz kılınca yeryüzüne dağılın ve ALLAH'ın fazlından NASİBİNİZİ ARAYIN.

Hz. ÖMER şöyle demiştir. ( Keşfu'l – Hafa Cilt 3, sayfa 46 ): Helal kazanç ARAMANIN FARZ olduğunu bildirmiştir.

Hz. ÖMER şöyle demiştir. ( Şerhu Ayni'l – İlm, Cilt 1, sayfa 182 ): Hiçbiriniz rızkını aramaktan vazgeçip ALLAH'IM BANA RIZK VER demesin, biliyorsun ki, GÖKTEN NE ALTIN YAĞAR, NE DE GÜMÜŞ.

Hz. MUHAMMED : OLMASINI  DİLEDİĞİNİ, DUACI  OL !... Okuyun, ALLAH'TAN DİLEYİN ! " DEMEYİN YAZI BOZULMAZ ! ? ..” YAZI'yı sen bozamazsın, yeniden yazamazsın: amma YAZAN BOZAR DA, ÇİZER DE…Yeter ki ALLAH'INA YÖNELSİN, DİLEMESİNİ BİLSİN.

RAHMAN suresi, ayet 29: Göklerde ve yerde kim varsa O'NDAN İSTER: O, HER AN YENİ BİR  İŞ ve OLUŞTADIR.

TEKVİR suresi, ayet 29 ( İNSAN ( DEHR ) 30): Şurası da bir gerçektir ki, alemlerin RABB'i olan ALLAH DİLEMEDİKÇE SİZ DİLEYEMEZSİNİZ.

Hz. MUHAMMED : İki yol olur her kulun önünde; HAK yolu ve onun karşıtı… Kulun kaderi HER İKİ YOLDA YAZILIR, SEÇİM SENİN HAKKINDIR. " Şeytan'a uydum !...” denen, odur. ALLAH'ım; binlerce MELEĞİ'ni, her kuluna DOĞRUYU GÖSTERSİN DİYE GÖNDERİR. Yine de hatayı kendine vazife edinen, yolunu seçmiş olur. Kaide bozulmaz, dışına çıkılmaz ! Yolların görüntüsü, KULLARIN AKİBETLERİ İLE GÖSTERİLİR. Doğru yolu seçen kul, huzuru bulur: yolun eğrisine giden, daima huzursuz olur. BİRÇOK MEŞAKKAT İÇİNDE HUZURA VARMIŞ OLAN KUL, DOĞRUYU BULMUŞ OLAN KULDUR. Her türlü dünya nimetinin içinde huzursuz olan kul, eğri yola giren kuldur. Onun için, içinde olduğun hale şükret ki; HAK yolunda olasın, kainata – cennete varasın.

Hz. MEVLANA : Sevdi isek cümleyi, GÖNLÜMÜZ ATEŞTEDİR. Ne kadar büyükse sevgi, derdi de, sevinci de öylece büyüktür. O kadar büyük gönüle, ONCA ATEŞ GEREKLİDİR.

Ey mümin kullarının KORUYUCU'su, alemlerin YARATICI'sı ! Dualarıma, dileklerime, yumaktaki düğümlerime selamet ver ALLAH'ım ! Elden / dilden gayret ile, olaylara hayret ile, YARATAN'ım kudret ile selameti buldur bizlere !...AMİN.

TA – HA suresi, ayet 46: ALLAH; " Korkmayın, çünkü BEN SİZİNLE BERABERİM; işitirim ve görürüm " buyurdu.