Franz ın Sayfası

Seni sevgisinden YARATAN,
senin dışında olan her şeyi de sevgisinden yarattığını unutma.
Yarattığını sevdiğin kadar ALLAH'ı sevmiş olursun.
ÖNSÖZ
ALLAHIMIN İSİMLERİ 1
ALLAHIMIN İSİMLERİ 2
AŞK
RAMAZAN FIRSATI
ALLAHIMIN İSİMLERİ 3
ALLAHIMIN İSİMLERİ 4
AHİRET ve ORADAKİ YAŞANTIMIZ
ADALET
ALLAH ve Peygamberler kimleri korur.
AFFETMEK
ALLAH NEDEN BİZ DİYOR
ALLAH’IMIN YEMİN EDEREK BAŞLADIĞI SURELER
ALLAH’IN AZABI KİMLEREDİR
ALLAH KISKANÇTIR
ALLAH KORKUSU
ALLAH AYIRMAZ KAYIRMAZ
ALAK SURESİ
ALLAH KİMLERİ RAHMET ve ŞEFAATİNDEN UZAKLAŞTIRIR
ALLAH’A İNANMAK
ALLAH’IM “ OL “ DEDİĞİNDE NASIL OLDURUR
ALLAH NASIL DUYAR-İŞİTİR-GÖRÜR
ALLAH NASIL DAVRANMAMIZI İSTİYOR
AHZAB SURESİ BİZİ UYARIYOR
AKLIMIZI ALLAH’IMIZIN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE KULLANMAK
ALLAH’A YARDIM ETMEK
ALLAH KİMLERİ RAHMET ve ŞEFAATİNDEN UZAKLAŞTIRIR
ALLAH ve İNSAN BİRBİRİNDEN KOPUK İKİ AYRI VARLIK MIDIR ?
AHDE VEFA
ALLAH DÜŞÜNCELERİ DE BİLİR
ALLAH’TAN DİLEMEK
ALTIN ANAHTARLAR
AYETEL KÜRSİ AÇIKLAMASI
ANA – BABA – EVLAT
ALLAH YALNIZ MÜMİNLERE YARDIM EDER
BANA NE, BEN BÖYLEYİM DEMEK YOK
BİZ BEDENLENMEDEN ÖNCE
BAYANLAR İLE EL SIKIŞMAK
ALLAH’IN BİZE VERDİĞİ GÜCÜ KULLANMAK
CEBRAİL YALNIZ FATİHA ve NEML SURELERİNİ BESMELEYLE VERDİ
AN’I YAŞAMAK NEDİR
DUA
DİLEKLERİMİZİN OLMASI İÇİN
DUANIN İKİ YÖNÜ
DOST
DUALARIN İŞLEYİŞİ
ARAŞTIR,ÖĞREN VE UYGULA
DÜNYAYA NİYE GELDİK
DÜNYA İLE AHİRETİ BİR TUTMAK
DOĞRULUK
DÜNYADA NE BÜYÜK BİR GÖREVİMİZ VAR BİLİYOR MUYUZ
Hz. FATIMA’NIN DUASI
EŞ OLMAK (KARI–KOCA DEĞİL)
Hz. FATIMA
EN’AM SURESİNDEKİ UYARILAR
FATİHA - YASİN
HİMALAYALAR’DAKİ SİVANA BİLGELERİN BİLGİLERİ
EZELDE ve DÜNYADA YAPTIKLARIMIZLA
NİÇİN EUZÜBİLLAHİ
HİÇKİMSE BAŞKASININ GÜNAHINI YÜKLENMEZ
İNSANLAR NELER YAPTIKTAN SONRA ALLAH’IN GAZABI GELİR
İNSAN NASIL HAYVANDAN AŞAĞI OLUR
HERŞEY ALLAH’TAN DEYİP KÖŞEYE ÇEKİLMEK Mİ?
İMTİHAN
HERKES İYİ BİR İNSANMIDIR
GARİP SABAHAT ABLANIN KALEMİNDEN 2
GARİP SABAHAT ABLAMIN KALEMİNDEN 4
Hz. İBRAHİM
HALA MI YANLIŞLARINA DEVAM EDECEKSİN
GÖÇ EDENİN ARKASINDAN ...
GARİP SABAHAT ABLA nın kaleminden 3
GARİP SABAHAT ABLANIN KALEMİNDEN 1
GECE UYUDUĞUMUZDA,RUHUMUZ MANA ALEMİNE ALINDIĞINDA
GÖÇ ETMEK (ÖLÜM)
İNSAN OLABİLME SANATI
İFTİRA ATANLAR
İNSANLARIN GERÇEK YÜZLERİ
GÖNÜL
HADİS
HZ.HAMZA
HADİSLER
KENDİMİZDE BAŞARMAMIZ GEREKENLER
UYARI
UYDURULMUŞ HADİSLER
HİZMET v e VAZİFE
KİMLERDEN UZAK KALMALIYIZ
HOŞGÖRÜ
KEVSER SURESİNİN RESULÜMÜZÜN AÇIKLAMASI
HANGİ ANNE BABAYA ÜF DENMEZ
ALLAH’IN UYARILARINA UYMAYANLAR
İNSAN,MÜSLÜMAN,MÜMİN,KUL
KADERDEKİ ROLÜMÜZ
KİMİ İNSANIN DÜNYA SINAVI NİÇİN AĞIRDIR
İNSANLARIN,VAREDİLMİŞ HER ZERRENİN,KÂİNATIN NİYE DUAYA İHTİYACI VARDIR
KORUMAK ve KORUNMAK
KADER
İNSANLARIN ÇOĞUNA UYARSAN
İNSANİ DEĞERLER ve kafirler
İTİKAF - ERBAİN
KUR’ANI ANLAMADAN OKUMAK
KUR’AN ve İÇİNDEKİ YABANCI LİSANLAR
KUR’AN SURELER HALİNDE İNMEMİŞTİR
KİMLER MÜNAFIKTIR
KENDİMİZİ ARINDIRMAMIZ
KUR’AN ve DİN
KIYAMET
KUR’AN’daki Tevrat,İncil,Zebur sureleri
KUL HAKKI
KÖTÜLÜKLERİ İYİLİKLE DEFETMEK
KUR’AN’I YAŞAMAK
KÖTÜLÜKLERİ ALLAH YAPTIRMAZ
NASİHATLER
Hz.HUHAMMED ve Hz. HATİCE
NAMAZ İLE İLGİLİ BİLGİLER
MÜSLÜMAN KİMDİR
NAMAZ - SALAT
Hz. MUHAMMED ( s.a.v )
MELEKLER
HER NAMAZ KILAN MÜMİN MİDİR
Hz. MERYEM
MAKAM
NEDEN HZ.MUHAMMED KÖTÜ SÖZ DUYACAĞI KİŞİNİN YANINA GİTMEZ VE YANINA SOKMAZDI
MELEKE
NASIL İNSAN OLUNUR
NEFS
NİYAZ
NİÇİN
OLAYLAR BİZE NE ÖĞRETİYOR
O GÜN
OLUŞ - BULUŞ
PEYGAMBERİMİZİN ve VELİLERİN ÖĞÜTLERİ
OLAYLAR KARŞISINDA NASIL DAVRANMAMIZ GEREKİYOR
PEYGAMBERLER DE HESABA ÇEKİLECEKLER
ÖĞÜTLER
RESULÜMÜ SEVMEKLE,O’NU SEVMİŞ Mİ OLUYORUZ.
ÖFKE
RUH
RUH ve RÜYA
RAMAZAN ve ORUÇ
REANKARNASYON
RESULÜNDEN
SEKAR’A ATILMAK
SESLENİŞ
SELAM
SALAVAT
SEVGİNİN YAŞANMASI
SEVGİ
SORUMLULUKLARIMIZ
SEYİRCİ OLARAK GELMEDİK DÜNYAYA
SİZ KENDİNİZİ DÜZELTMEYE BAKIN
SİTEM ETMEK
SÖZÜNDE DURMAK
SIRLAR DERYASI
SÖYLEŞİ
ŞEYTAN’IN VASIFLARI ve ETKİLEMESİ
TESLİMİYET
TANRI’M muradını nasıl gerçekleştiriyor
ŞEMS ve MEVLANA
ŞÜKÜR ve HAMD
TEVHİD (TEKLİK – BİRLİK)
TAHKİKİ İMAN
TEVEKKÜL NEDİR
TORUNUM CAN ve AİLEM
YARADILIŞ KAÇ EVREDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
YOLA GİRİŞ
EDEP 1
EDEP 2
YAKINDA OLACAK BÜYÜK OLAYLAR
YÜKLENDİĞİMİZ ve YAYDIĞIMIZ AKIM ( ENERJİ )
YED-İ NE DEMEK
ZİNA
MESAJ BORDU

M A N İ : İstediği şeye engel olan. Bazı şeylerin meydana gelmesine müsaade etmeyen, engelleyen. KÖTÜLÜKLERE  ENGEL OLAN, KENDİLERİNE  ZARAR  VERECEK  ŞEYLERE  MANİ  OLMAK  SURETİYLE  DOSTLARINA  YARDIMDA  BULUNAN. Hak etmeyene, hak etmediğine erişmesine engel yaratan.

          Bu sıfatı kendimizde yaşanır hale getirebilmemiz ancak: KENDİMİZİ, BİZE ZARAR VERECEK KİŞİLERDEN KORUMAK  VE BUNA  MÜSADE ETMEMEKLE VE KÖTÜ  AMELLERDEN UZAK DURMAMIZLA. BAŞKALARINI DA BU HUSUSTA UYARIP ONLARIN ZARAR GÖRMELERİNE  MANİ OLMAKLA  BAŞARABİLİRİZ.

Mani ve Hafız isimleri birbirine yakındır. Mani, helaka sürükleyen sebebe mani olan; Hafız ise, zarara sürükledikten sonra koruyan demektir. Dilediği bazı kullarından da, zaman zaman hatasını esirgeyendir. Aynı zamanda korunma çarelerini yaratmak suretiyle kullarını beden ve din bakımından her türlü eksiklik, tehlike ve helak unsurlarından koruyandır ALLAH'ım.

YUNUS suresi, ayet 107: Eğer ALLAH sana bir zarar dokundurursa , onu yine  O'ndan başka  giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O'nun keremini geri çevirecek de yoktur. O, hayrını kullarından DİLEDİĞİNE eriştirir. Ve O bağışlayandır, esirgeyendir.

          ALLAH'ım bütün yaratıkların hakkında hayır ve rahmet irade buyurur. ALLAH'ım  hepimize kötülüklerden uzak olma ve İYİLİKLERE YÖNELME isteği ve temayülü vermiştir.

O, MÜ'MİN VE DÜRÜST KULLARINA AYRICA YARDIMINI  VE  KORUMASINI DA  BAĞIŞLAR. YARATAN'ımız öylesine kudretlidir ki, binbir sebep yaratarak kötülüklere mani olur ve O'NUN EMİRLERİNE UYAN KULLARINI KORUR. HALİS KULLARINA; zalimlerin, mü'minlere karşı hazırladıkları hileleri de bir vesile ile bozarak yardım eder.

YUNUS suresi, ayet 62: İyi bil ki; ALLAH'ın veli kulları üzerine bir korku yoktur ve onlar asla üzülmezler de.

          Bizim yapmamız gereken; nasıl ALLAH bizim kötülük yapmamıza mani oluyorsa; biz de bir insanda kötü bir hal gördüğümüzde " BANA NE " demeden, o kişiyi tatlılıkla doğru yola gelmesi için ikaz edip, günaha girmesine mani olmamız ALLAH'ımın bize KESİN  EMRİ'DİR.

LUKMAN suresi, ayet 17 – ALİ İMRAN 104, 110, 114 – TEVBE 71 – HUD 116 :

Yavrucuğum; Namazı kıl, İYİLİĞİ  EMRET, KÖTÜLÜĞÜ  YASAKLA, başına gelene sabret, çünkü bunu yapabilmek, ZORLU / ÖNEMLİ işlerdendir.

HADİS ( Gümüşhanevi 2109 nolu hadis ): Kim bir sapıklığa ( halkı ) çağırırsa ve bunda KENDİSİNE UYULURSA, KENDİSİNE UYANLARIN VEBALİNİ DE ÜSTÜNE ALIR, onların vebalinden de birşey eksilmez. Kim de DOĞRU YOLA DAVET EDERSE ve bunda KENDİSİNE  UYULURSA, O  DA  KENDİSİNE UYANLARIN ECRİ  SAYISINCA  ECİR  ALIR. Onlarin ecirlerinden de hiçbir şey eksilmez.

MAİDE suresi, Yeter 79, 80, 2, 7: İŞLEDİKLERİ  KÖTÜLÜKTEN  BİRBİRLERİNİ VAZGEÇİRMİYORLARDI. Ne kötü şeydi yapmayı sürdürdükleri! Onlardan bir çoğunun KÜFRE  SAPANLARLA  DOSTLUK KURDUKLARINI GÖRÜRSÜN, ÖZ benliklerinin ( nefislerinin ) onlar için hazırlayıp sunduğu şey, gerçekten çok kötü! ALLAH üzerlerine gazap indirmiştir. Azap içinde de onlar sürekli kalacaklardır.

          Dünyanın her yöresinde, insan KENDİ  DÜZENİNİ  KURAR, kurduğu düzenler  hep işe yarar. Bire bir katmadıkça, Dost eli tutmadıkça, kimse kimseye derman olmaz, kimse yolunu bilmez. SEN  KENDİNİ  KORUMAYI  BİLMEZSEN, SEN  SANA VERİLEN  AKLI  KULLANMAZSAN, ne derdine derman bulursun, ne dertlere derman olursun. Aklımıza fikrimize hayat verecek, dönüş yoluna köprü kuracak, SEVGİNDİR, AKLINDIR, EMEĞİNDİR.

          EMRİNE  UYMAYANLAR, gönlünde HAK sesini duymayanlar, BİLSELER  SONLARINI, silerler dünlerini.

Her an Azrail'in sana gelip" HADİ  GİDİYORUZ " diyeceğini düşün, çünkü bir gün bu MUTLAKA  olacaktır, BUNDAN KAÇIŞ YOKTUR. ALLAH'ın emirlerinin ne olduğunu öğrenmeden ve ONLARI  YERİNE  GETİRMEDEN  " NE  YÜZLE  ALLAH'IN  HUZURUNA  ÇIKACAKSIN ?"                                  

MUCİB :

MUCİB : KENDİNE  YALVARANLARIN isteklerini veren, kullarının DİLEK ve DUALARINA  karşılık veren, icabet eden.

NEML suresi, ayet 62: Sizin ortak koştuklarınız mı hayırlı; yoksa, kendisine dua eden darda kalmışı duyup ( ondan ) sıkıntıyı gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri kılan ( ALLAH ) mı daha hayırlıdır? ALLAH ile beraber başka bir ilah mı var? Siz ne kadar az düşünüyorsunuz!

BAKARA suresi, ayet 186: Şayet kullarım, sana BENDEN sordularsa, gerçekten BEN çok yakınımdır. Bana DUA  EDİNCE, duacının duasını kabul ederim. O halde onlar da BENİM davetime koşsunlar ve BANA  HAKKIYLA  İMAN  ETSİNLER ki, doğru yola gidebilsinler.

A'RAF suresi, ayet 180: Ve en güzel isimler ALLAH'ındır. Öyleyse O'nu onlarla çağırın. O'nun isimlerinde EĞRİLİĞE  SAPANLARI'DA  TERK  EDİN. Onlar yapmakta olduklarının karşılığını yakında görecekler.

MÜ'MİN suresi, ayet 60: Halbuki RABB'iniz:" BANA  YALVARIN, dua edin ki size karşılık vereyim. Çünkü bana ibadet etmekten kibirlenip yüz çevirenler yarın horlanmış olarak cehenneme gireceklerdir, buyurdu.     

HADİS: ALLAH  KENDİSİNE dua etmenizi EMRETTİĞİ gibi, DUANIZI  KABUL  ETMEYİ  SİZE  VAAD  BUYURMUŞTUR.

 

TEKVİR suresi, ayet 29: Şurası da bir gerçektir ki, alemlerin RABB'i olan ALLAH  DİLEMEDİKÇE  SİZ  DİLEYEMEZSİNİZ.

RAHMAN suresi, ayet 29: Göklerde ve yerde kim varsa O'NDAN İSTER. O, her an YENİ  BİR  İŞ  VE  OLUŞTADIR.

Hadis: Duanı yaptığın, niyaza durduğun zaman, şüpheyi içinden sil " Aceba  olur  mu? " deme, OLACAK, ALLAH'IM VERECEK, deyin! VERMEYECEĞİN  DUASINI  ETTİRMEZ  ALLAH'IM. Geç olabilir ama olur, üzüntüler boşa gelir.

HADİS ( Hz. ÖMER ): Ben duanın kabul edilmemesi kaygısını taşımam, içimde dua etme isteğinin olmaması kaygısını taşırım, çünkü dua etme İSTEĞİ  VERİLMİŞSE,  KABULÜ  ONUNLA  BERABERDİR.    

          Şüphesiz dile, diledikten sonra " olur mu? " deyip şüpheye düşme! ALLAH'a  dualarına PEYGAMBER'ini de ekle , OLACAĞI  ŞÜPHESİZ  BEKLE. ALLAH'IM  OLMAYACAĞIN  NİYAZINI  ETTİRMEZ! ETTİ  İSEM  OLACAĞINDAN  ŞÜPHEYE  DÜŞMEM. ALLAH'ım esirgemez, kulunun niyazına " hayır " demez. Sebep halkeder er veya geç oldurur, bekleyen kuluna buldurur. " Nerden? "dersen: ne senden sorar, ne benden, en ince hesabı O'NDAN, BÜYÜK  GÜCÜ'NDEN.

RAUF  :

RAUF  : Çok şefkat ve merhamet gösteren, çok esirgeyen, kolaylık sağlayan, KENDİSİNE  YÖNELENLERİ, onlara zarar verip sıkıntıya sokacak davranışlardan koruyan, uzaklaştıran.

BAKARA suresi, ayet 143: ALLAH, İMANINIZI BOŞA ÇIKARACAK DEĞİLDİR. Şüphesiz, ALLAH, insanlara şefkat edendir, esirgeyendir.

HADİD suresi, ayet 9: Sizi karanlıklardan NUR'a çıkarması için kuluna apaçık Yeter indiren O'dur. Şüphesiz ALLAH size karşı elbette şevkatli olandır, esirgeyendir.

ALİ İMRAN suresi, ayet 30: O gün her nefis, ne hayır işlemişse, ne kötülük yapmışsa onları önünde hazır bulur. Yaptığı kötülüklerle kendi arasında uzak bir mesafe bulunsun ister. ALLAH, size asıl kendisinden çekinmenizi emreder. Şüphesiz ki ALLAH, kullarına çok şefkatlidir.

          Rauf sıfatını hallenmemiz için yalnız insana değil, hayvana, bitkilere, dolayısıyla her varettiğine şefkatli, merhametli, esirgeyen ve her işte kolaylayan olmalıyız. Resulü'müz„                    " Zorlamayın, kolaylaştırın; nefret ettirmeyin, sevdirin " demiştir.

Çok önemli bir husus var ki; kimlere karşı şefkatli, merhametli olacağız? KUR'AN'da dahi

ALLAH'ım " EY  İNANANLAR " ve " EY  MÜMİNLER " diye hitap var. Kafirlere, ikiyüzlülere, ahlaksızlara, zulmedenlere ve ALLAH'ımın EMİR'leri dışında hareket edenlere hitap yoktur çünkü bu kişilerle ALLAH'ım ahirette hiç konuşmayacağını, onları affetmeyeceğini ve onlara AZAP EDECEĞİNİ ayetlerinde apaçık yazmış, bunlardan KESİNLİKLE UZAK DURMAMIZ GEREKTİĞİNİ, EĞER UZAK DURMAZSAK  onlarla birlikte bize de AZAP edip cehenneme atacağını açıkça bildirmiştir.        

KUR'AN da kimlerden uzak durmamız gerektiği ayetlerle bildirilmiştir. www.franzinsayfasi.com internet sayfamızda " ALLAH'ımın  uyarılarına ve Emirlerine uymayanlar " ve " EDEP  „ konulu yazılarımızı lütfen okuyunuz.

HADİS: Ayırandan uzak durun, kayırandan uzak durun! Günde onu ayıran, seni kayıran; gelende, seni de ayırır, başkasını kayırır. GÜVENİLECEK  TEK  KAPI  ALLAH'IMIN  KAPISI'DIR;

ALLAH'ıma gidecek tek yol, gönül yapısıdır.

MÜHEYMİN :

MÜHEYMİN : Gözetici ve koruyucu olan, doğrulayıcı ve güvenilir.

Dünyada ALLAH'a iman eden ve EMİR'lerini yerine getirip itaat edip güzel işler yapanlara ahirette en güzel bir şekilde mükafat verecek olan ve " insanların işlerini kontrol edip gözetleyen " anlamlarına gelen MÜHEYMİN vasfı KUR'AN da iki yerde geçmektedir:

          İnsaf et, saman çöpü bile rüzgar esmedikçe kareket etmez ise koskoca dünya bir güç olmadan kendi kendine nasıl hareket eder? Hz. MEVLANA

 

 

NİSA suresi, ayet 48: ALLAH, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını ( günahları ) dilediği kimse için bağışlar. ALLAH'a ortak koşan kimse büyük bir günah ( ile ) iftira etmiş olur.

HAŞR suresi, ayet 23: O, öyle ALLAH'tır ki, Kendisinden başka hiçbir İlah yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selamet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. ALLAH, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir. 

TEVBE suresi, ayetler 78, 79, 80: ALLAH'ın, onların sırlarını ve fısıltılarını bilip durduğunu ve şüphesiz ALLAH'ın bütün bilinmeyenlerin çok iyi bilicisi olduğunu bilmediler mi? ALLAH  ONLARI  MASKARAYA  ÇEVİRMİŞTİR. VE  ONLAR  İÇİN  ÇOK  ACIKLI  BİR  AZAP  VARDIR. Onlar için ister bağışlanma dile, ister dileme. Onlar için yetmiş kere bağışlanma dilesen de yine ALLAH  ONLARI  BAĞIŞLAMAYACAKTIR. Bu, onların ALLAH'ı ve Resulü'nü kabul etmemeleri nedeniyledir. ALLAH, hak yoldan çıkmışlar toplumuna kılavuzluk etmez.

          Ayette " Bu, onların ALLAH'ı ve Resulü'nü kabul etmemeleri nedeniyledir " deniyor. Bilelim ki ALLAH'ı ve Resulü'nü kabul etmek demek, sırf sözle " kabul ediyorum " demek değildir. ALLAH'ımın EMİR'lerini Resulümüz'ün uyguladığı halde HAYATIMIZDA  AYNEN  UYGULAMAMIZ  demektir. Eğer bunun dışında hareket edersek, ayette açıkça bildirildiği gibi

" ALLAH BİZİ BAĞIŞLAMAYACAK ve BİZİ BİR MASKARAYA ÇEVİRİP, BİZE ÇOK ACIKLI BİR AZAP VERECEKTİR."

Şunu hiç unutmayalım ki, her an ALLAH'ımın ilahi kontrolü altındayız ve dolayısıyla her an attığımız her adımda RABB'imizin huzurundayız, gerek dünyevi gerek ahirete ait davranışlarımızda ALLAH'ımın EMİR'lerine göre hareket etmekle sorumluyuz.

Biz ancak gözetici, her zerreyi ALLAH ADI'na koruyucu, dosdoğru ve güvenilir olduğumuz an MÜHEYMİN vasfıyla hallenmiş oluruz. Aşağıda yazdığımız ALLAH'A YARDIMCI OLMAK ayetlerini okuduğumuzda düşünelim " ALLAH'A  NASIL  YARDIMCI  OLURUZ?" Ancak ALLAH'ımın 99 ismini halimize verip yaşayınca ALLAH'A  YARDIMCI  OLABİLİRİZ.

HAC suresi, ayetler 40, 41: ALLAH; KENDİSİNE  YARDIM  EDENLERE, kendilerini yurtlandırıp güçlendirirsek salatı ( namazı ) ikame eden ( kılan ), zekatı / vergilerini veren, örfe uygun/ herkesçe kabul gören İYİ ŞEYLERİ EMREDEN VE VAHİY VE ORTAK AKIL İLE KÖTÜLÜĞÜ, ÇİRKİNLİĞİ KABUL EDİLEN ŞEYLERDEN ALIKOYAN KİMSELERE KESİNLİKLE YARDIM EDER. Hiç şüphesiz ALLAH, çok güçlüdür, mutlak galiptir. İşlerin sonucu da sadece ALLAH'a aittir.

MUHAMMED suresi, ayetler 7, 8, 9 : EY İMAN ETMİŞ KİMSELER! EĞER  SİZ  ALLAH'A  YARDIM  EDERSENİZ,  O da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit tutar. İnka reden kişiler ise, artık yıkım onlara! Ve ALLAH onların işlerini saptırmıştır. Bu, şüphesiz onların, ALLAH'ın indirdiklerini beğenmediklerinden dolayıdır. Artık ALLAH da onların amellerini boşa çıkarmıştır.

SAF suresi, ayet 14: EY İMAN ETMİŞ KİMSELER! ALLAH'IN  YARDIMCILARI  OLUN; nitekim Meryem oğlu İsa havarilere:" ALLAH'a benim yardımcılarım kimdir?" demişti. Havariler

" ALLAH'ın yardımcıları biziz " dediler. Sonra İsrailoğullarından bir zümre inandı, bir zümre inanmadı. Sonra da Biz, İNANMIŞ  KİMSELERİ,  düşmanlarına karşı güçlendirdik de onlar üstün geldiler.

ALLAH'a yardım etmek istiyorsak ÖNCE  KENDİMİZDE BULUNAN ALLAH'ımın istemediği kötü hallerimizi süratle olumluya çevirmek için gayret etmemizdir. Buna da bizde olan kötü amellerimizin kötü olduğunu önce kendimiz kabul etmeliyiz.

Bir diğeri de karşımızda bulunan kişi veya kişilerin yaptıkları kötü şeyleri onları tatlılıkla ikaz ederek uyarmak, onların bu kötü davranışlarını engellemek ve tekrar edilmemesini sağlamaktır. Hak yolunda olan bir kişinin BANA NE deme hakkı yoktur.          

REŞİD  :

REŞİD  : Doğru yolu gösteren, insanın HAKİKATİNİ FARK ETMESİNİN SONUCU OLARAK olgunlaşmasını yaratan ve yaşatan. İSTEDİĞİNİ  hidayete erdiren. DOĞRU  OLAN,

selamete ulaştıran yolu gösteren. Hiç bir işi boş, abes ve faydasız olmayan.

HAC suresi, ayet 54: Kendilerine bilgi verilmiş olan kimseler, KUR'AN'ın şüphesiz RABB'inden gelen bir gerçek olduğunu bilsinler de ONA İMAN ETSİNLER, sonra da kalpleri ona saygı duysun diye ayetlerini güçlendirir, korur. Ve ALLAH, çok iyi bilendir, EN İYİ YASALAR  KOYAN, güçlendirendir. Ve şüphesiz ALLAH, İMAN EDEN KİMSELERİ  dosdoğru yola kılavuzlayandır.

KEHF suresi, ayet 17: ALLAH kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır; KİMİ DE HİDAYETTEN MAHRUM EDERSE, ARTIK ONA DOĞRU YOLU GÖSTERECEK BİR DOST BULAMAZSIN.

Hz. ALİ : Bana ALLAH'ın Kitabından sorunuz! ALLAH'a yemin olsun ki ister gece, ister gündüz indirilmiş olsun, bilmediğim bir tek ayet yoktur. ALLAH  İÇİN; KUR'AN'A  UYUN. ALLAH'ın beyanı olan KUR'AN'la faydalanın, ALLAH'IN  ÖĞÜDÜYLE  ÖĞÜTLENİN. KU'RAN, öğüdünde ALDATMAYAN, yol göstermede insanı azdırmayan, söyleyişte YALAN  SÖYLEMEYEN bir öğütçüdür. KUR'AN'la oturup kalkan DOĞRULUKTA  NOKSANLAŞMADAN OTURUP  KALKAR. Hiç kimseye, KUR'AN'dan sonra bir ihtiyaç, bir yoksulluk gelip çatmaz. DERTLERİNİZE ONDAN ŞİFA DİLEYİN; GÜÇLÜKLERİNİZE ONDAN YARDIM İSTEYİN. ALLAH'tan, KUR'AN'LA  DİLEDİĞİNİZİ DİLEYİN, ONUNLA  ALLAH'A YÖNELİN.

ALİ İMRAN suresi, ayet 191: Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken ALLAH'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde DÜŞÜNÜRLER. Ve " RABB'imiz! SEN bunu boş yere yaratmadın, SEN yücesin, bizi ateşin azabından koru " derler.

KUR'AN'a iman amelledir yani ALLAH'ımın EMİR'LERİNİ  YERİNE  GETİRMEKTİR.

HAC suresi 54. Ayetde okuduğumuz gibi ALLAH İMAN  EDENLERİ yani EMİRLERİNİ YERİNE  GETİRENLERİ  dosdoğru yola getireceğini söylüyor. Yoksa söz ile iman ettim diyenlerin, iman etmiş sayılmayacağını ayet AÇIKÇA belirtiyor.

HADİS ( Buhari, İman 24 ): Haya ( Edep, Ahlak, utanmak ) imandandır. ALLAH için seven, ALLAH için kızan, ALLAH için veren, ALLAH için engel olan kuşkusuz imanını tamamlamıştır. İman ağacının meyvesidir amel. Mü'minlik iddiasının isbatı, vahyin hayata dönmesidir amel. İmanın, zihinde hapsolunan soyut bir düşünce, kalpte  mahkum olan zavallı bir akide, dilde söylenilegelen kuru bir iddia olmaktan çıkarak göze fer, bileğe güç, dize derman olarak yürümesidir amel. İmanın beden ülkesinde şeytanın ve nefsin iktidarını yıkarak iktidara geçtiğinin göstergesidir amel.

          Elden ele gelişen güzellikler, cümle alem için çalışan, özellikle buluşur, aradığı huzura kavuşur. SEVİLEN HER DÜZENDE EYLEM OLMALI. RABB'İNİ SEVEN HER KULU  O  EYLEMİN İÇİNDE KENDİNİ BULMALI. Hayat benim demez. BİZİM der, BİZİM dedikçe derin sularda yüzer. Biz BİZ'den ayrılmadıkça, biz GERÇEKTEN  SIYRILMADIKÇA, böyle geldik, böyle gideriz.

REŞİD vasfını hallenmek istiyorsak önce kendimize karşı dürüst olmak ve DOĞRU  OLMAK mecburiyetindeyiz. Başkalarında bir olumsuzluk gördüğümüzde, o kişi veya kişileri doğruya döndürmek için gayret etmeliyiz.

Hz. ALİ : İyiliği emretmeyi ve kötülükten sakındırmayı terk etmeyin, yoksa başınıza, aranızdaki kötüler geçer de sonra dua edersiniz AMA  DUANIZ  KABUL  EDİLMEZ.

 

            TEK  REHBER KUR'AN ve TEK  ÖNDER  HZ. MUHAMMED'DİR.

 

S E M İ :

S E M İ : İşitmeye konu olan her şeyi hakkıyla işiten, kainattaki her sesi; içte saklansın yahut açıkça söylensin hepsini duyan, gizliyi, fısıltıyı bile işiten, kullarının NİYAZINI  KABUL  EDEN.

Açığa çıkardığı Esma özelliklerini her an algılamakta olan. Bize farkındalığı ve kavramayı yaşatan.

 

ALLAH'ım KUR'AN'ı Kerimde " BEN SANA ŞAH DAMARINDAN DA DAHA YAKINIM "  

Diyor, demek ki O, bizde, bizimle beraber her an. Her yaptığımızı bizde bizimle izlediği gibi, düşüncemizi de anında bilmektedir. Ona yalvararak dua ettiğimizde dualarımızı alıp gereğini yapmaktadır.

BAKARA 186 : Şayet kullarım, sana BENDEN sordularsa, gerçekten BEN çok yakınımdır. BANA dua edince, duacının duasını kabul ederim. O halde onlar da BENİM davetime koşsunlar ve BANA hakkıyla iman etsinler ki, doğru yol üzere gidebilsinler ( arzularına doğruca erebilsinler )

ALİ İMRAN suresi, ayet 38: Orada Zekeriyya, RABB'ine dua etti: RABB'im! Bana tarafından hayırlı bir nesil bağışla. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin, dedi.

       Ey duaları hakkıyla işiten YÜCE RABB'İM, SEN BİZİM DUALARIMIZI DA İŞİT ve DUALARIMIZI  KABUL ET. AMİN

ALLAH'ım bizim herşeyimizi görüp işitmektedir, peki biz nasıl görüp işitmeliyiz? O'nun EMİRLERİNİ her zaman İçimizde kayıtlı olan KUR'AN'ımızdan işitip GEREKLERİNİ  YAPMALIYIZ.

ABDÜLKADİR  GEYLANİ Hz. ( Fethu'r – Rabbani, sayfa 19 ): KÖTÜ  ARKADAŞLARI TERKET. ONLARA  SEVGİ  DUYMA, SALİHLERİ SEV. YAKININ BİLE OLSA, KÖTÜ ARKADAŞTAN UZAK DUR. UZAK BİLE OLSA, İYİ ARKADAŞLARLA BERABER OL. Kimi seversen seninle onun arasında bir yakınlık hasıl olur. Bu bakımdan, SEVGİ BESLEDİĞİN KİMSENİN KİM OLDUĞUNA İYİ BAK. Ey oğul! Kötü kimselerle düşüp kalkma, seni, iyi kimseler hakkında kötü zanna düşürür. ALLAH Teala'nın Kitabı'nın ve RESULÜ'nün sünnet-i seniyyesinin gögesi altında yürürsen, felah bulursun KURTULUŞA  ERERSİN.

           GERÇEK  DOST HER AN, HER  ŞARTTA   DOSTUNUN YANINDA VE

                                           YARDIMINDA  OLANDIR.

V A L İ :

V A L İ : Yardım eden, destek veren, veli, dost, işleri düzenleyen, yöneten ve idare eden.

RA'D suresi, ayet 13: ALLAH bir kavme verdiğini;o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez. ALLAH bir kavme de kötülük murad etti mi, artık onun geri çevrilmesine de imkan yoktur. Onlar için ALLAH'tan başka bir vali ( işlerine sahip çıkan kimse ) de bulunmaz.

HADİS ( Buhari, Cuma, 11; Müslim. İmare. 20 ): Hepiniz çobansınız ve hepiniz çobanlığınızdan SORUMLUSUNUZ. Devlet başkanı üstlendiği görevden sorumludur. Kişi AİLESİNİN KORUYUCUSU ve ELİ ALTINDA OLANLARDAN SORUMLUDUR. Kadın, eşinin, evinin koruyucusu ve eli altında bulunanlardan SORUMLUDUR. Dikkat ediniz. HEPİNİZ ÇOBANSINIZ ve HEPİNİZ ÇOBANLIĞINIZDAN SORUMLUSUNUZ.

          Can dostlarım! Yazdığımız ayet ve hadis her şeyi çok açıkça belirtiyor. VALİ ismiyle hallenmek istiyorsak; yardıma muhtaç kişilere yardım etmeliyiz, destek vermeliyiz, onlara gerçek dostluğumuzu göstermeliyiz; hadiste belirtilen hususları uygulamalıyız AMMA HİÇ KİMSEYE KENDİMİZİ KULLANDIRMAMALIYIZ ve ALLAH'IMIN KUR'AN'DA BİZE UZAK DURMAMIZI EMRETTİĞİ KİŞİLERDEN, EN YAKINLARIMIZ DAHİ OLSA ONLARDAN UZAK DURMALIYIZ. ALLAH'IM kanunlarını yakınlarınız ve dostlarınız için DEĞİŞTİRMEZ. EMİRLERİ CÜMLE  YARATILMIŞ İÇİNDİR. YARATAN  AYIRMAZ
KAYIRMAZ.

 

V E D U T :

V E D U T : DİLEDİĞİ KULUNU çok seven, iyi kulunu, aşkı ile yanan kullarını, salih kullarını sevip ONLARI RAHMET ve RIZASINA ULAŞTIRAN ve SEVİLMEYE EN ÇOK  LAYIK OLAN.

HUD suresi, ayet 90: RABB'inizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz ki, benim RABB'im çok merhametlidir, çok sevendir.

 

 

 

ALLAH'ım bizleri KENDİSİ'NE kulluk etmemiz için yaratmıştır. Fakat buna rağmen kimilerimiz ALLAH'ı inkar eder, kimilerimiz de ölene kadar içten bir samimiyetle O'na sadık kalır. ALLAH KENDİSİ'ne vefa gösteren kullarına çok yakındır, dua ettikleri zaman onları işitir ve icabet eder, bir zorlukla karşılaştıklarında daima onların yanındadır. ALLAH'ım İMAN EDENLERİ hayatlarının her döneminde yardımıyla destekler. ALLAH'ım sevgili kullarını Kendi rahmeti içine sokar. Bir insanın dünya hayatında kazanabileceği en büyük nimetlerden biri olan ALLAH'IN  DOSTLUĞUDUR. ALLAH'ın sevdiği kulları son derece ŞEREFLİ ve SEÇKİN bir yaşantı sürdürürler. Böyle insanlar her zaman hayranlık ve takdir kazanabilecek ÜSTÜN BİR  AHLAKA

sahip olurlar. Şüphesiz ALLAH'ın bir insanı sevmesi ve ONU DOST EDİNMESİ  insana verilebilecek en büyük nimetlerden biridir.

Dünya hayatında yaşadığımız acı, ayrılık ve duygular bizi " İlahi AŞK'a " götüren bir basamaktır.

NUR suresi, ayet 35: ALLAH  DİLEYEN KİMSEYİ Nur'una kılavuzluk eder. ALLAH insanlar için örnekler verir ve ALLAH herşeyi en iyi bilendir.

Hz. MEVLANA : HAKK AŞK'ının ateşidir,insanı yakan ve HİÇ EDEN ve akılla kavranamayan.

İnsanı yönlendiren acıdır. Bir işte acı, arzu ve aşk özlemi olmadığı sürece, insan O'na yönelmeyecektir. Sevdi isek cümleyi, GÖNLÜMÜZ  ATEŞTEDİR. Ne kadar büyükse sevgi, derdi de, sevinci de öylece büyüktür. O kadar büyük gönüle, ONCA  ATEŞ  GEREKLİDİR. Olumsuzluklardan uzak dur ve KENDİNİ  KORU Kİ, KORUNASIN.      

V E L İ Y Y :

V E L İ Y Y : Müminlere, iyi kullarına dost olan, yol gösteren, seven, koruyan, yardım eden, gerçek ve yegane dost, kainatın ve bütün mahlukatın işlerini yürüten, sevk ve idare eden.

BAKARA suresi, ayet 257: ALLAH, İMAN EDENLERİN velisi ( dostu ve destekçisi ) dir. Onları karanlıklardan Nur'a çıkarır; inkar edenlerin velileri ise tağut'tur. Onları Nur'dan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar, ateşin halkıdırlar, onda süresiz kalacaklardır.  

CASİYE suresi, ayetler 18, 19, 20, 21: Sonra da biz seni EMİR'den üzerine gönderdik. SEN  O'NA TABİ OL! CAHİLLERİN BOŞ HEVESLERİNE  UYMA! Çünkü onlar, ALLAH'tan gelecek hiçbir şeyi senden def edemezler ve çünkü zalimler, birbirlerinin velileri, ALLAH İSE TAKVA SAHİPLERİNİN VELİSİDİR. Bu KUR'AN, insanların kalplerine bir uyanıklık,

GERÇEKTEN İNANAN bir toplum için de bir hidayet ve bir rahmet kaynağıdır. Yoksa o kötülük işleyenler, bizim, kendilerini de iman edip güzel amel yapanlar gibi kabul edeceğimizi mi zannediyorlar? Onların hayatları ve ölümleri onlarınkilere eşit olacak öyle mi? Onlar ne kötü karar veriyorlar.

BAKARA suresi, ayet 107: Bilmez misin ki, hakikaten göklerin ve yerin mülkü ALLAH'ındır, hepsi O'nundur. Size de ALLAH'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.

          Yüce ALLAH'a iman etmekte öyle bir yarışa gir ki, herkesden önde olabilmek ilken olsun. Her zaman O'nu zikret. O'nu düşündüğünde, sonsuz kudrete sahip, seni yaratan Yüce ALLAH'ı kalbinde öyle bir hisset ki, O'na yakın olmanın huzuruyla dolsun kalbin. Çünkü; Yüce ALLAH,

SEÇKİN  KULLARIN  DOSTUDUR.

A H İ R :

A H İ R : Varlığının sonu olmayan, tüm varlıkların hayatı son bulsa da varlığı daimi olan.

HADİD suresi, ayetler 1, 2, 3, 4, 5, 6 : Göklerde ve yeryüzünde bulunan şeyler, ALLAH'ı  her türlü noksanlıktan arındırdılar. Ve O, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlup edilmesi mümkün olmayan / mutlak galip olandır, EN İYİ YASA KOYAN, bozulmayı iyi engelleyen / sağlam yapandır. Göklerin ve yeryüzünün yönetimi sadece O'nundur. O, diriltir ve öldürür. O, her şeye en iyi güç yetirendir. O, İlktir, Sondur. Açıktadır, Gizlidir ve O, her şeyi en iyi bilendir. O, gökleri ve yeri altı evrede yaratan sonra en büyük taht üzerinde egemenlik kuran, yeryüzüne gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, ona çıkanı bilendir. Ve nerede olursanız olun O, SİZİNLE BERABERDİR.

VE ALLAH YAPTIKLARINIZI EN İYİ GÖRENDİR. Göklerin ve yeryüzünün yönetimi yalnızca O'nundur. Ve bütün işler yalnızca ALLAH'a döndürülür. O, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. O, göğüslerin özünü en iyi bilendir.

 

ALLAH'ımın bu ismini yani vasfını biz nasıl meydana çıkarıp kendimizde yaşanır hale getirebiliriz.

İnsanlıkta en üstün hale gelerek. Zorluklar karşısında ALLAH'tan yardım dileyerek güçlü olarak. Şerefimizi herşeyden üstün tutarak. Her işimizi ALLAH'ımın istekleri doğrultusunda yaparak, galip gelerek. Özümüz ile sözümüzü birleyerek. Nefsimize uymayıp ALLAH'ımın men ettiği şeyleri yapmayarak. ALLAH'ımın bizdeki eksik vasıflarını yaşanır hale getirerek ve bizdeki kötü huy ve işlevlerimizi doğruya döndürerek ancak insanlık mertebesine çıkabiliriz.                

A L İ Y Y :

A L İ Y Y : İzzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce. Beşeri tasavvurun tahayyül edeceği her şeyin ötesinde ve üstünde olan, kendinden daha üstün hiçbir şey olmayan.

                O'NU  BİLMEK ve O'NU  BULMAK  İÇİN  DÜNYAYA  GELDİK.

Şura suresi, ayet 4: Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi O'nundur. O çok yücedir, çok büyüktür.

A'LA suresi, ayetler 1, 2, 3: Yüce RABB'inin adını tesbih et. Yaratıp düzene koyan O'dur. Takdir edip hidayeti ( hayrı – şerri ) gösteren O'dur.

          Kimseyi büyük görme, kimseye tamah etme, kendisini büyük görenleri benimseme. ALLAH'ı dost tutanlar ve O'nun yolunda yürüyenler dışında kimseye özenme, imrenme. Büyüklük sadece ALLAH'a aittir. Çünkü O: Yüksek, büyük ve yüce olan; kudrette, bilgide, hükümde, iradede ve diğer bütün kemal sıfatlarında üstün olan, her şeyi hükmü ve emri altında tutandır.

A L L A H :

A L L A H : O'nun Zat ve özel ismidir. Diğer isimler fiiller, sıfatları ve tecellileri ile ilgilidir. Kainatı yaratan ve idare eden, bütün övgü ve ibadetlere layık, varlığı zorunlu olan, kendinden başka hiçbir ilah bulunmayan tek bir ALLAH'tır. Esmaül Hüsnada bizim bilmemiz gerektiği AD'ları ( vasıflarıyla ) ve bizim bilmemiz gerektiği kadar ALLAH bize kendini tanıtır.

MERYEM suresi, ayetler 64, 65: Biz KUR'AN ayetleri, yalnızca RABB'inin EMRİ ile ineriz. Bütün geçmiş ve gelecek şeyler ve bunların arasındakiler yalnız O'nundur. Ve senin RABB'in unutmuş değildir. O, göklerin,yerin ve aralarındakilerin RABB'idir. Öyleyse, O'na kulluk et ve O'na kulluk etmekte sabret. Hiç sen O'nun ismiyle isimlenen birini bilir misin?

ALLAH isminin Arapça kelime yapısındaki özelliği gereği, harfleri tek tek kaldırılsa bile ANLAMI  BOZULMAYAN " TEK  KELİME " DİR. ALLAH, LİLLAHİ, LEHU, HU.

Lafza- i Celal'deki ( ALLAH yazısındaki ) ikinci " LAM " da kaldırılsa " HE " harfi kalır ki, Zat-ı Kibriya'ya ( büyüklüğüne ) delalet ( delil ) eder: HU.

Daha enteresan olan bir husus da " HE " harfinin mahrecinin, yani çıkış yerinin göğüs kafesi ve ciğerler oluşudur! Buna göre, nefes almakta olan her canlı, inansa da inanmasa da, HER NEFES ALIŞINDA " HU " DEMEKTE ve ALLAH'I ZİKRETMEKTEDİR!

A Z İ M :

A Z İ M : Pek azametli, pek büyük, zatının ve sıfatının mahiyeti çok yüce olan, aklın, hakikatinin, künhünü ihatadan ( Aslını, Özünü, nihayetini, kavrayamamak ) aciz kaldığı Yüce ZAT.

ŞURA suresi, ayetler 4, 5: Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi O'nundur. O çok yücedir, çok büyüktür. Nerde ise gökler O'nun azametinden ta üstlerinden çatlayacak gibi titreşiyorlar. Melekler RAB'lerini hamd ile tesbih ediyorlar ve YERYÜZÜNDE BULUNAN KİMSELER İÇİN MAĞFİRET DİLİYORLAR. İyi bilin ki ALLAH çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

MÜLK suresi, ayet 3: O, yedi göğü, birbiri üzerine yarattı. Rahman'ın yaratmasında bir uygunsuzluk görmezsin. Gözünü döndür de bak, bir çatlaklık görüyor musun?

( LÜTFEN, ALLAH'ımın EMİR'lerine uymayanların sonunun nasıl bir AZAP ile sonuçlanacağını öğrenmek için MÜLK suresinin hepsini düşünerek okuyunuz.)

VAKIA suresi, ayet 74: Şimdi sen, her şeyden büyük olan RABB'inin AD'ı ile ( O'nu ) tesbih et, yücelt.

ALLAH'ın büyüklüğü ve azameti kuşkusuz bir insanın kavrama sınırının çok üstündedir. Fakat insan yine de kendi aklının sınırları dahilinde, ALLAH'ın ne kadar güçlü ve kudretli olduğunu görebilir, anlayabilir. Zira tüm kainat ALLAH'ın büyüklüğünü gösteren sayısız örnekle doludur. 

A Z İ Z :

A Z İ Z : Üstün, kuvvetli, güçlü şerefli, mağlup edilmesi mümkün olmayan, galip olan ALLAH, gerçek manada güç ve galebe sahibidir. O'nun EMİR ve iradesine karşı bütün evrenin bir gücü yoktur. O, " OL " dediği zaman bütün kainat olur.

İBRAHİM suresi, ayet 47: ALLAH'ı, sakın elçilere verdiği SÖZDEN  DÖNEN  SANMA. Gerçekten ALLAH AZİZ'dir, intikam sahibidir.

MÜCADELE suresi, ayetler 20, 21: ALLAH'a ve Elçisi'ne karşı sınırı aşmaya uğraşanlar; ONLAR, EN AŞAĞILIK KİŞİLER ARASINDADIRLAR. ALLAH;" Elbette BEN ve ELÇİLERİM GALiP GELECEĞİZ" diye yazmıştır. Şüphesiz ALLAH, her şeye GÜCÜ YETENDİR, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlup edilmesi mümkün olmayan / MUTLAK GALİP OLANDIR.

AL-İ İMRAN suresi, ayet 18: ALLAH, adaleti ayakta tutarak, Kendinden başka ilah olmadığını

( Kullarına ) bildirdi. Melekler ve ilim adamları da şahitlik ettiler ki;" ALLAH'tan başka ilah yoktur. O, mutlak galip ve hakimdir".

YUNUS suresi, ayet 65: Onların ( inkarcıların ) sözleri seni üzmesin. Mutlak üstünlük tamamen ALLAH'ındır. O, İŞİTEN ve BİLENDİR.

          Hiçbir zaman yenilgiden, kaybetmekten, korkma. O'nu dost edin, O'nu hisset en yakınında,

SADECE O'NUN YOLUNDA YÜRÜ, bil ki O, hiçbir yönden mağlup edilemeyen, her işinde MUTLAK GALİP GELEN, SON DERECE İZZETLİ ve YÜCE'DİR. 

B A'İ S :

B A İ S : Kullarını gafletten uyandırmak için onlara peygamberler gönderen, elçilerle ve gönderdiği kitapları ile dünyadayken Ruhları uyandıran, kıyamet gününde ahiret hayatını başlatmak üzere ölüleri dirilten ve kabirlerinden çıkararak yeniden hayata döndüren.

          Sürekli yeni yaşam boyutlarına dönüştüren!" Her an yeni bir şe'nde " oluşan mekanizması olarak sürekli yeni bir hal yaşatır ALLAH'ım bize bu dünyada. Bu özelliğin insanda açığa çıkışı itibariyla …" AMENTU " da da yerini alan " Ba'sü ba'delMevt = ölüm akabindeki diriliş anlamındadır…" Mutlaka siz, boyutlar değiştirerek o boyutların uygun bedenlerine dönüşeceksiniz!

( İNŞİKAK suresi, ayet 19 ) ayetindeki işlevde bunu anlatır.

HAC suresi, ayet 7: Muhakkak kıyamet gelecektir. Onda hiç şüphe yoktur. Muhakkak ki ALLAH bütün  kabirlerde olan kimseleri tekrar diriltecektir.

LOKMAN suresi, ayetler 1, 3: Elif, Lam, Mim. Bunlar, o hikmetli Kitabın ayetleridir. O, GÜZELLİK ve İYİLİK YAPANLAR İÇİN BİR HİDAYET ve RAHMETTİR.

          Öylesine derinden düşün ki, her şeyi yaratan Yüce ALLAH'dır. Sen yoktun, var olma hikmetinde oldu mu hiç katkın? Yokluğun içinden var eden, herşeyi yaratmaya gücü yeten, ölüleri diriltip kabirlerden çıkarandır ALLAH.

B A K İ :

B A K İ : Ebedi olan, varlığının sonu olmayan.

ENBİYA suresi,ayet 35: Her nefis ölümü tadacaktır. BİZ, sizi şer ve hayırla imtihan olmak üzere deneriz. Hepiniz de sonunda BİZE döndürüleceksiniz.

KASAS suresi, ayet 88: ALLAH ile beraber başka bir ilaha tapma. O'ndan başka bir ilah yoktur, sadece O vardır. O'nun zatından başka her şey yok olucudur, sadece o ebedidir. Her türlü yetki ve karar O'nundur ve siz de O'na döndürüleceksiniz.

          ALLAH'ımın VARLIĞI'nı ispat, kula düşmez! O, KENDİ'ni bildirir. İnsanların, diğer yaratılanlardan ayrıcalığı; içimizde O var ve O'nu idrak edebiliyoruz. ALLAH'ı idrak edebilmemiz için, bedenli olmamız şart. Diğer bedensiz canlılar, O'nu idrakten yoksunlar.

O'nu ne cennette, ne cehennemde aramayın,gönüllerinize yozluk koymayın! Çünkü, O'nun yeri GÖNÜLLERDEDİR! Senin gönlünde ne var ise, onu bulacaksın. O, KAİNATIN BÜTÜNÜDÜR! Olan, O'nun SIFATI'dır, Esen yel, taşan sel, O'nun CELALİ'dir;

Yakan Güneş, CEMAL'idir; dünya, O'nun hayali'dir. Unutmayın! Hayalin bittiği yerde, hakikat başlar. Yaratılan her varlıkta, O vardır! Gönlünde ZATI, bedeninde SIFATI mevcuttur! Gönlünü ZATI için, bedenini SIFATI için pak tutmalısın.

B A R İ :

B A R İ : Yaratıkları daha önce bir model olmaksızın eşsiz bir şekilde yaratan; yaratıkları kusurdan ölçüsüzlükten, uyumsuzluktan uzak bir tarzda yaratan ALLAH'tır.

HAŞR suresi, ayet 24: O, yaratan, var eden, varlılara şekil veren ALLAH'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nu tesbih ederler. O, Aziz ( galip olan ve her şeye gücü yeten)dir. Hakim ( hüküm ve hikmet sahibi )dir.

MÜLK suresi, ayet 3: O, yedi göğü, birbiri üzerine yarattı. Rahman'ın yaratmasında bir uyumsuzluk göremezsin. Gözünü döndür de bak, bir çatlaklık görüyor musun?

          Aynanın önüne geçin ve ilk defa görüyormuş gibi, kendinizi seyredin! Ve size vereceğimiz şu oranlara bakın!

İki gözünüz arasındaki mesafe, tam bir göz boyuna eşittir! Kafamız, bedenimizin sekizde biri kadardır! Kolumuzun boyu, elimizin uzunluğunun üç katıdır! Bacağımızın boyu, ayağımızın uzunluğunun üç katıdır! Bir yumruk yaptığınız zaman, elinizin çevresi size ayak numaranızı verir.

          İmanın tadı BİLMEK'tir! Önce, RABB'imizi tanımalı, bilmeliyiz! ALLAH'ım Esma-i Hüsna'da ( isimlerinde ) kendini vasıfları ile bize bildirmektedir. Sonra da kendimizi tanımalıyız. Bu et kemik'ten ibaret olmadığımızı, bedenimizin bu dünyada kullandığımız bir elbise olduğunu, bedende iken dahi ALLAH'ın ve RESUL'ümüzün bizimle beraber olduğunu bilmemiz ve ALLAH'ı dünyada iken bulmamız gerekir. Bunu ancak ALLAH'ın isimlerini yani vasıflarını kendimizde yaşar hale getirdiğimizde başarabiliriz.

TA-HA suresi, ayet 46: ALLAH; Korkmayın, çünkü BEN sizinle beraberim; işitirim ve görürüm.                            B A S İ T :

B A S İ T : Açan, genişleten, bollaştıran, zaman zaman kulunu imtihan etmek, ya da bir sıkıntıdan kurtarmak, rahmet etmek için hazinelerinin kapılarını açan, kulunu darlıktan çıkarıp, huzura erdiren, kulunun yaptığına, bire bir değil, fazlasıyla, arttırarak karşılık veren.

ISRA suresi, ayet 30: Şüphesiz senin RABB'in, rızkı dilediğine – genişletir – yayar ve daraltır. Gerçekten O, kullarından haberi olandır, görendir.

BAKARA suresi, ayet 245: Kimdir o adam ki ALLAH'A  GÜZEL  BİR ÖDÜNÇ VERSİN de ALLAH da ona birçok katlarını ödesin. ALLAH darlık da verir, genişlik de verir. Hepiniz de O'na döndürülüp götürüleceksiniz. ( LÜTFEN bu ayeti defalarca okuyup " ALLAH'A NASIL BİR GÜZEL ÖDÜNÇ verebileceğinizi düşünün ve gereğini yapmaya çalışın. )

Biz her ihtiyacımızı yalnız O'ndan isteyip bekleyelim. Dünya ve ahiret için ne istersek O'nun elindedir. Herşeyin mutlak sahibi, Kendisine inanan ve seven kullarını mağdur bırakmaz. Her hayrı veren, lütuf ve rahmetini kullarına yayan, yüce YARATICI, insanlara rızık, neşe, rahatlık ve bol bolluk vererek onlara lütuf ve rahmetiyle muamele eder.

NİSA suresi, ayet 32 – CUMA suresi, ayet 9: ALLAH'tan bol nimet isteyin. Doğrusu ALLAH her şeyi bilir.

B A T I N :

B A T I N : Gizli, her şeyde gizli; O'ndan gizli birşey olmayan, gizlilikleri bilen. O, hiçbir gözün ve beynin idrak edemeyeceği zattır. Her şeye her şeyden daha yakın. APAÇIK ORTADA OLDUĞU HALDE ALGILANAMAYAN ve Gaybın hakikatı ( Evvel, Ahir, Zahir, Batın, HU'dur)

Batın ismi ile her şeyin, iç yapısına nüfuz ederek, her şeye, her şeyden yakın olandır O!   

KAAF suresi, ayet 16: Ve BİZ ona şah damarından daha yakınız.

FATIR suresi, ayet 38: Elbette O, sinelerin içinde olanları da bilir.

KASAS suresi, ayet 69: RABB'in, onların, sinelerinde gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir.

MÜLK suresi, ayet 13: Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki,O, göğüslerin özünü bilir.

HADİD suresi, ayet 3: O, Evveldir, Ahirdir, Zahirdir, Batındır: O, herşeyi bilendir.

          İşte ALLAH'ın yukarıdaki ayetlerde bildirilen " Batın " sıfatının anlamı budur. O'nun varlığı ve hakimiyeti kainattaki her noktada apaçık görülür, ancak insan O'nun Zatını göremez. O'nu

( ALLAH'ın dilemesi dışında ) kimse göremez ama O, her yeri sarıp kuşatmıştır.

EN'AM suresi, ayet 103: Gözler O'nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, Latif olandır, haberdar olandır.

          Bizler SENİN sonsuz büyüklüğüne ve yüceliğine kalpten inandık. SEN akılların idrak edemeyeceği, yüceliği gizli olansın! Bizleri doğru yoldan ayırma, Ya RABB'i.

B E D İ :

B E D İ : Eşi benzeri olmayan güzellikte olup, güzellikleri yaratan! Türleri ve varlıkları herhangi bir örneğe dayanmayan şekilde kendilerine özgü özelliklerle yaratan.

BAKARA suresi, ayet 117: Gökleri ve yeri ( bir örnek edinmeksizin ) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca " OL " der, o da hemen oluverir.

Bu gün keşiflerin bir kısmını incelediğimizde görürüz ki, insanlar doğada gödükleri canlıları ve işlevlerini kendilerine örnek alarak icatlar yapmışlardır. Oysa ALLAH'ın ilmi sınırsızdır. İnsanın çevresinde görebildiği ve göremediği herşeyi ALLAH örneksiz olarak yaratmıştır.

BAKARA suresi, ayet 26: Şüphesiz ALLAH, bir sivrisineği de, ondan üstün olanı da,( herhangi bir şeyi ) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun RABB'lerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkar edenler ise," ALLAH, bu örnekle neyi amaçlamış?" derler. ( oysa ALLAH ) Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz.    

TUR suresi, ayet 49: Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışında da O'nu tesbih et.

MÜZZEMMİL suresi, ayetler 1,2 : Ey örtünen! ( Peygamber ) Gecenin birazı hariç olmak üzere geceleyin kalk ( ibadet et )

Can dostlarım! Gece ibadetlerine kalkın! Kendi işiniz için kalkıyorsunuz da, ALLAH için hiç olmazsa haftada bir gün perşembeyi cumaya bağlayan sabaha karşı yatağınızdan kalkın ibadetinizi içinizden geldiği gibi yapıp, Ay ve Yıldızlarla söyleşin, dostluk kurun onlarla ve kendinize dönüp kendi Özünüzle irtibat kurmaya bakın. Dünyaya kendinizi bilmeye ve ALLAH'ı burada bulmaya geldiniz. Siz görünen bu et kemikten ibaret değilsiniz, daha ne kadar GAFLET uykusunda kalacaksınız?

 

CEBBAR :

CEBBAR : Dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan, mutlak iradesini her durumda yürüten, her güçlüğü kolaylaştıran, mahluklarının işlerini islah eden; mahluklarının ihtiyaçlarını gideren, yaşama ve rızık sebeplerini sağlayan; kırılanları onaran, eksikleri tamamlayan, düzeni bozulan her şeyi tanzim eden.

Herşey Yüce ALLAH'ımın kudreti elindedir. Hiç bir yaratılmış, bu gücün karşısında duramaz. Dilerse, bir anda herşeyi yok eder, dünyada yaşadığımız olaylarda bunu apaçık bize ibret olarak sık sık gösterir. Ama ALLAH'ım öylesine sabırlıdır ki, bizim doğruyu bulmamız ve O'na yönelmemiz için MÜHLET VERİR. ALLAH'ım KUR'ANda sıcacık bir sevgiyle bize şöyle seslenir. Herşey, size BENİM VARLIĞIMI anlatırken, hala niye oyalanıp duruyorsunuz?

Sizlere sevgiyle kollarımı açmış beklerken, siz, acizlerden mi medet beklersiniz.

ALLAH'ım YUNUS suresi, ayet 100 de " Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdıracağım " diyor. Öyleyse: AKLINI KULLANANLAR İÇİN " Kainat Kitabı'nın ayetlerini OKUYABİLENLER İÇİN, herşey her olay, YOL  GÖSTERİCİ " kılındı.

HAŞR suresi, ayet 23: O ALLAH ki, O'ndan başka ilah yoktur. MELİK'tir, ( mülkünde istediği gibi tasarruf eden ). KUDDUS'tür, ( Her noksanlıktan münezzeh olan ). SELAM'dır, ( her kusurdan ve afetten salim olan ). MÜHEYMİN'dir, ( Her zaman gözetip koruyan ). AZİZ'dir,

( Kudreti daima üstün gelen ). CEBBAR'dır, ( dilediğini yaptıran ). MÜTEKEBBİR'dir, ( büyüklük ve yücelik kendisine mahsus olan ). ALLAH, müşriklerin şirk koştuklarından münezzehtir.

          Kudret, Yüce ALLAH'ımın elindedir, kulunun her halini kemale ulaştıracak vesileler için

" CEBBAR " ismini kullanır, kulunun eksiklerini tamamlatır, düzeni bozulmuş herşeyi " CEBBAR"   

ismiyle düzeltir. Hiç kimsenin gücü, O Yüce kudretin yapmak istediklerini engelleyemez.

ALLAH'ımın " CEBBAR " isminin vasıflarını öğrendik. Bu vasıfları kendimizde hallenmeye ve yaşanır hale getirmek için dünyaya geldik ve bunu yapacağımıza, başaracağımıza dair ALLAH'a söz verdik. Birçok ayette  " ALLAH'a ve kullarına verdiğiniz sözlerinizi yerine getirin " diye  ALLAH'ım bize ikazda bulunuyor.

Cebbar ismini kendimizde yaşanır hale getirmemiz için, kendimizde gördüğümüz ALLAH'ımın istemediği " kötü hallerimizi " kendimizi zorlayarak, zorla iyi hale getirebilmemiz için " önce ALLAH'tan yardım dileyip ( İsra 80 ) " sonra onları düzeltmek için çaba sarfetmeliyiz. İrademizi ALLAH'ımın " YAP " dediği şeyleri yapmak ve " YAPMA " dediği şeyleri yapmamakta KESİN OLARAK kullanmalıyız. Kendimizde ve karşımızda olan kişilerde her yapacağımız işi zorlaştırmadan kolaylaştırarak yapmalıyız. Kendimizde ve karşımızda olan kişilerde gördüğümüz olumsuz tavırları " Bana ne demeden " tatlılıkla ikaz edip, o kötü hallerden kurtarmalıyız. Lokman suresinde " İyiliği EMRET, kötülükten ALIKOY ve başına gelenlere sabret " diyor yüce TANRIM.

Evet bu devirde karşımızdaki kişileri yaptığı olumsuzluklarını tatlılıkla ikaz ettiğimiz için yargılanıyoruz, tehdit ediliyoruz, dışlanıyoruz, ve neredeyse bizi ALLAH'ımın EMİR'lerini yerine getirdiğimiz için dövecek dahi oluyorlar. KUR'AN ayeti: Ve onlara KUR'AN ayeti okunduğunda ( gerçekler söylendiğinde ) yüzlerini buruştururlar, sizi dövecek gibi olurlar.

Ama biz dünyaya ALLAH'ımın EMİRLERİ'ni harfiyen uygulamak için geldik ve bunu yapmaya da devam etmeliyiz. Unutmayın dünya bir imtihan yeridir, herkesin iç yüzünün meydana çıkarılacağı yerdir. Kendi ihtiyaçlarımızı karşıladığımız gibi, başkalarının ihtiyaçlarını da gücümüz yettiği kadar karşılamalıyız. YASİN suresinde " Size verilen her nimet, cümle ile pay edesiniz diye verilmiştir " deniyor.         

Kimsenin gönlünü isteyerek veya istemeyerek kırmamaya gayret etmeliyiz. Gönlü kırık olanlara moral verip onların huzura kavuşmalarını sağlamalıyız.

HAKK'a yaklaşmak YALVARMAKLA olur. İnsanlara yaklaşmak ise onlardan birşey İSTEMEMEKLEDİR. ( Erzurumlu İbrahim Hakkı )

Bırak dünyalık endişelerini, kederlerini ve ümitsizlik düşüncelerini, söküp at içinden gereksiz vesveseleri. Sadece TANRI'nın AŞK'ını, O'nun sevgisini hisset içinde ve o sevgiyle dol her zerrende.

ALLAH'ım sana vermek istediklerini, senin O'na YALVARARAK  O'ndan istemeni bekliyor, hadi benliğini kır da şüphe etmeden O'ndan ihtiyaçlarını iste, emin ol  ki, ALLAH vermeyeceği şeyi kuluna diletmez ve O dilemeden sen dileyemezsin. Ne istersen, ne dilersen bil ki sadece O'nun gücü herşeye yeter. YETER Kİ SEN O'NU DOST EDİN. Gerisini O'ndan iste, çünkü O, yarattıklarının tümünü kendi iradesine mecbur eden, dilediğini de zorla yaptırmaya gücü yeten

CEBBAR'dır.   

C E L İ L :

C E L İ L : Ululuk, azamet ve büyüklük sahibi, emir ve yasak koyma hakkına sahip.

RAHMAN suresi, ayet 26,27 : Yer üzerinde bulunan her şey fanidir. Yalnız celal ve ikram sahibi RABB'inin yüzü ( Zatı ) baki kalacaktır.

          Varlığı ile " el celil "dir. O'nun büyüklüğü, hiçbir ölçü ile anlatılamaz. Ama O, Yüce ALLAH kutsi bir hadiste;" BENİ ne yerim içine aldı ne göğüm, lakin MÜ'MİN bir kulumun kalbi BENİ içine alır!" buyuruyor. Burada dikkat edeceğimiz husus, BENİ her kulun kalbi içine alır demiyor, YALNIZ  MÜ'MİN OLABİLEN KULUN KALBİNE GİRİYOR  ALLAH'IM. Demek gönlü ve amelleri kötü olan kul, ALLAH'dan da uzak oluyor. Bu kutsi hadiste belirtildiği gibi ALLAH'ımız MÜ'MİN kulunun kalbine girerek, sevgisiyle tüm RUH'unu doldurur ve insanın yüreğini, mekan boyutunda, yerlerden, göklerden üstün kılar.

Başka bir hadis-i kudside;" BEN, kulumun kalbine günde 70 kez nazar ederim " buyurmuştur.

Düşünün bir kere KAAF suresi, ayet 16 da " BEN kuluma şah damarından daha yakınım ". Ve

" BEN kulumun kalbine günde 70 kez nazar ederim " buyuran ve kul ile RABB'inin en yakın olduğu yerin " SECDE " mahalli olduğunu söyleyen RABB'imize ulaşmak bu kadar  KOLAYKEN

O'ndan bu kadar gafil, bu kadar uzak olmamızın sebebi," bilmemek " değil midir?! Bilmeye, bulmaya, sevgiyi İSPATA yolculuktur bu.

D A R R :

D A R R : Elem ve zarar verecek şeyleri yaratan, hüsrana uğratan. Dilediğine bela verici, zarar verici, O'nun takdiri olmadan kimseye zarar verilemeyen. İnsanların sıkılıp bunalarak kendine dönmesi içi çeşitli azap veren halleri yaratan.

YASİN suresi, ayet 23 : Ben, O'ndan başka ilahlar edinir miyim ki, Rahman ( olan ALLAH ), bana bir zarar dileyecek olsa, ne onların şefaati bana bir şeyle yarar sağlar, ne de onlar beni kurtarabilirler.

YUNUS suresi, ayet 107: Ve eğer ALLAH, sana bir zarar dokunduracak olursa, onu O'ndan başka giderecek yoktur. Ve eğer sana bir hayır dilerse, o zaman da O'nun lutfunu engelleyebilecek kimse yoktur. O, lutfunu dilediği kuluna nasip eder. ALLAH çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.

          Hayrı da şerri de, iyiliği de kötülüğü de, aydınlığı da karanlığı da, acıyı da mutluluğu da, tatlıyı da tuzluyu da yaratan O'dur. O, yaratır ama kulun aklını çalıştırıp daima doğruya yönelmesini ister, seçim kuluna aittir, kula şerri ALLAH vermez kul kendi şerre yönelir.

ŞEMS suresi, ayetler 7, 8, 9, 10 : Cana ve onu şekillendirene ve ona takvasını ( itaati ve isyanını ) ilham edene and olsun ki, nefsini ( şirk ve günahtan ) TEMİZLEYEN  kimse kurtulmuştur. Nefsini GÜNAHLAR İÇİNDE GÖRÜNMEZ HALE GETİREN KİMSE DE  zarar etmiştir.

          ALLAH her şeyi bir hikmetle bizlerin yararımıza yaratmıştır. İNANAN  İNSANIN başına gelen bela ve musibetler, o kulun hayat yolunda olgunlaşması ve manevi yönden ilerlemesi, yükselmesi ve gelişmesi için gereklidir. Nice acı olaylar, kulun kendine gelmesini, RABB'ine yönelmesini sağladığından, neticede o insan için hayır olur.

E V V E L :

E V V E L : Her şeyden önce var olan; varlığının başlangıcı olmayan. ALLAH, her şeyden zamanda bile öncedir çünkü zamanı yaratan da O'dur.

HADİD suresi, ayet 3: O, ilktir ( kendinden önce hiçbir şey yoktu ). O, sondur ( kendisinden sonra da hiçbir şey ebedi değildir ). O, zahir, görünendir. ( Yarattığı her şey O'na götüren bir delildir ).

O, batın, görünmeyendir.( Zatının ne olduğunu hiçbir akıl kavrayamaz. O her şeyi bilendir ).

 

İman; gönül, yürek, duygu, his ve amel ederek meydana gelir. Amelsiz iman olmaz. Akıl ise sadece inanmaya yardım eden bir vasıta görevi üstlenir. Zira imanın ulaştığı öyle noktalar vardır ki, akıl bu zirvelere ulaşamaz, çırpınışlarda kalır. Bundan sonra GÖNÜL ile yol alınabilir. Yüce YARADAN

" bilinmekliğini " istediğinden, akıl'a kabiliyet vermiş ve onu idrak ve gönül dünyasına vasıta kılmıştır. YARATTIĞI HER ŞEY, O'NU ANLATMAKTADIR. Bütün kainat bir koca kitap hükmünde, isimlerine aynalık yapmakta ve düşünebilen her insana O'nun yüce kudretini ve varlığını ispat etmektedir.

Tüm yaşantımızı ALLAH'ın rızasını kazanabilmek için yaşamalıyız. Bütün yaptıklarımızın hesabını MUTLAKA vereceğimizi bilerek adımlarımızı atmalıyız.

G A N İ Y Y :

G A N İ Y Y : Kendisindekiyle ve malik olduğu şeyle kamil olup müstağni olan, hiçbir şeye muhtaç olmayan, zatında ve sıfatında başkası ile ilgisi olmayan, herkesin kendisine muhtaç olduğu, çok zengin olan.

FATIR suresi, ayet 15: Ey insanlar! ALLAH'ın yardımına muhtaç olan fakirler sizlersiniz. ALLAH ise; O, hiç kimsenin yardımına muhtaç olmayan zengindir ve yegane övülmeye layık olandır.

NİSA suresi, ayet 131: Göklerde ve yerde ne varsa hepsi ALLAH'ındır. Sizden önce kendilerine kitap verilenlere ve size ALLAH'tan korkmanızı emrettik. Eğer inkar ederseniz, biliniz ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi ALLAH'ındır. ALLAH hiçbir şeye muhtaç değildir, hamd ve sena O'na yakışır.

TEĞABUN suresi, ayetler 16, 17, 18 : O nedenle gücünüz yettiğince ALLAH'IN  KORUMASI  ALTINA GİRİN, DİNLEYİN  ve  İTAAT  EDİN. Ve mallarınızdan, kendinizin iyiliğine olarak bağışlayın. Kim de benliğinin açgözlülüğünden korunursa işte onlar, başarıya ulaşanların ta kendileridir. Eğer ALLAH'A  GÜZEL  BİR  ÖDÜNÇ  VERİRSENİZ, O, onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Ve ALLAH, en iyi karşılık ödeyen, çok yumuşak davranan, görüleni ve görülmeyeni bilendir, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlup edilmesi mümkün olmayan / mutlak galip olandır, en iyi YASA KOYAN, bozulmayı iyi engelleyen / sağlam yapandır.

          Bu güzelliğe bakın canlarım! O, Ganiy olan ALLAH, kuluna, akıl gücü, beden gücü veriyor; hazinesinden mülk vererek, onu, dilediği zenginliğe ulaştırıyor. Yine O, el-Ganiy olan ALLAH, Rahman ve Rahim isimlerinin, tecellisi ile kulunun yüreğine merhamet depoluyor, kulunu, yarattığı her şeyi seven, onlara acıyan, onların sıkıntılarını paylaşan bir insan haline getiriyor…" verme" nin

zevkini tadan kul da başlıyor vermeye. Ve O, Ganiy olan ALLAH bu kuluna, bir gün; Hadi, güzel kulum, bana biraz borç ver, diyor! Bu sınır, aklın durduğu, kalbin kanatlandığı bir sınırdır. Mal – mülk zaten O'nun! Veren O! Zengin kılan O! Kulundan " borç isteyen " de O! Bu, O, Yüce Sevgilinin, kulunu seven, O Yüce YARADAN'ın, kulunun iyiliği için, vererek zenginleşmesi için, hayırlarını artırarak, O'na yakınlaşmasını sağlamak için," AŞK " boyutunda isteyişinin adıdır.

Bu noktada AŞK'ı yaşayan gönüller, yanar, tutuşur adeta! Karz-ı hasen ( Güzel borç – ALLAH için harcamak, sırf parayı harcamak değil, bilgisini, vaktini, emeğini, karşılık beklemeden harcamak, ama bu esnada kendini kullandırmamak, kendisine kötülük yapmalarına müsade etmemek ve ALLAH'ımın UZAK DURUN dediği kişilerden KESİNLİKLE uzak durmak gerekir. )

AŞK ile verişin, naz ile alışın adıdır! Karz-ı hasen, vererek büyüyen gönlün kanatlanışının adıdır.! Karz-ı hasen, kulun RABB'ine tam bir teslimiyetle inanışının adıdır! Karz-ı hasen, aşık ile maşukun, birbirine güveninin, AŞK literatüründeki adıdır! Ancak, güvendiğiniz ve size geri vereceğine emin olduğunuz kişiye borç verirsiniz değil mi?

HADİS ( Buhari, Rikak, 15; Müslim, zekat, 130; Tirmizi, zühd, 40 ): Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil, gönül zenginliğidir.

Manevi zenginliğin getirisi muhteşem bir huzur iken, maddi servetin getirisi; huzursuzluk, dünya telaşı ve malı kaybetme korkusudur.

Manevi zenginlikte; gönül zenginliğinde dayanak ALLAH'tır. 

 

 

H A B İ R :

H A B İ R : Her şeyin iç yüzünden, gizli taraflarından haberdar olan, onlanları ve olacakları en iyi şekilde bilen, mülkünde olup biten her şeyden haberdar olan.

HUCURAT suresi, ayet 18: Şüphesiz ALLAH, göklerin ve yerin gaybını ( görülmeyen esrarını ) bilir. ALLAH yaptıklarınızı görendir.

HAŞR suresi, 18 : Ey iman edenler, ALLAH'tan korkun. Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. ALLAH'tan korkun. Hiç şüphesiz ALLAH, YAPTIKLARINIZDAN HABERDARDIR.

LOKMAN suresi, ayet 16: Ey oğlum, yaptığın iş gerçekten bir hardal tanesi ağırlığında olsa da, bu, ister bir kaya parçasından ya da göklerde veya yerin derinliklerinde de bulunsa bile, ALLAH onu getirir açığa çıkarır. Şüphesiz ALLAH, latif olandır, her şeyden haberdardır.

TEĞABÜN suresi, ayet 4: Göklerde ve yerde olanların tümünü bilir; sizin saklı tuttuklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilir. ALLAH, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.

ANKEBUT suresi, ayetler 2, 3: İnsanlar, sadece " inandık " demekle kendi hallerine bırakılacak ve

( çok çeşitli yollarla ) imtihana tabi tutulmayacaklarını mı sanıyorlar? Şu bir gerçek ki BİZ, onlardan önce yaşayan ve iman ikrarında bulunan herkesi denedik. Denedik ki ALLAH, ikrarında sadık olanları ortaya çıkardığı gibi, yalancı olanları da ortaya çıkarsın.

Fudayl b. İyaz der ki: İnsanlardan utandığın için perdeni kapatıyor ve kapını kitliyorsun da, kalbindeki KUR'AN'dan ve kendisi için hiçbir şeyin gizli olmadığı ALLAH'dan utanmıyormusun ?

HADİS : Kişi bir şeyi gizli gizli yapıyorsa, ALLAH  MUTLAKA hal ve hareketlerinden onun yansımasını gösterir.  

H A D İ :

H A D İ : ALLAH,lütfu ile kullarına hidayet eden, kurtuluşa götüren ve doğru yolu gösterendir.

Hayra erdiren, murada yaklaştıran.

HACC suresi, ayet 54: Gerçekten ALLAH, İMAN EDEN kimseleri doğru yola mutlaka iletendir.

FURKAN suresi, ayet 31: Yol gösterici ve yardım edici olarak ALLAH yeter.

A'LA suresi, ayetler 1, 3: RABB'inin yüce ADI'nı tesbih et. Yaratıp düzene koyan O'dur. Takdir edip hidayeti gösteren O'dur.

Yüceler yücesi ALLAH'ım, kuluna kopya vermiş sevgiyle! Ruh, onun için hep huzuru aramakta, akıl, onun için mantıklı olanı bulunca sakinleşmekte, yüreğimiz sevgiyi hissedince yücelerek, mutmain olmakta. Dünyayı bizlere imtihan yeri yapar! Bizim için binbir nimetle donatır. Sonra da akıl verir; yolların dikenlerini ayıklayacak, İYİYİ – KÖTÜDEN  AYIRACAK, DOĞRU  YOLU  BULDURACAK.

ALLAH'ım KUR'AN'da, pek çok ayette:" Hala AKLINIZI kullanmayacak mısınız? Hiç AKIL etmez misiniz? İnsanların ÇOĞU AKIL etmiyorlar " diye seslenir kullarına.

EN'AM suresi, ayet 88: İşte bu, ALLAH'ın kullarından dilediğini onunla doğru yola ulaştırdığı ALLAH'ın hidayetidir. Şayet ALLAH'a ortak koşsalardı yaptıkları ameller mutlaka batıl olurdu.

A'RAF suresi, ayet 186: ALLAH kimi saptırırsa onu yola getirecek bir kimse yoktur. O, onları kendi hallerine bırakır ve kendi azgınlıkları içinde yuvarlanıp giderler