Franz ın Sayfası

Seni sevgisinden YARATAN,
senin dışında olan her şeyi de sevgisinden yarattığını unutma.
Yarattığını sevdiğin kadar ALLAH'ı sevmiş olursun.
ÖNSÖZ
ALLAHIMIN İSİMLERİ 1
ALLAHIMIN İSİMLERİ 2
AŞK
RAMAZAN FIRSATI
ALLAHIMIN İSİMLERİ 3
ALLAHIMIN İSİMLERİ 4
AHİRET ve ORADAKİ YAŞANTIMIZ
ADALET
ALLAH ve Peygamberler kimleri korur.
AFFETMEK
ALLAH NEDEN BİZ DİYOR
ALLAH’IMIN YEMİN EDEREK BAŞLADIĞI SURELER
ALLAH’IN AZABI KİMLEREDİR
ALLAH KISKANÇTIR
ALLAH KORKUSU
ALLAH AYIRMAZ KAYIRMAZ
ALAK SURESİ
ALLAH KİMLERİ RAHMET ve ŞEFAATİNDEN UZAKLAŞTIRIR
ALLAH’A İNANMAK
ALLAH’IM “ OL “ DEDİĞİNDE NASIL OLDURUR
ALLAH NASIL DUYAR-İŞİTİR-GÖRÜR
ALLAH NASIL DAVRANMAMIZI İSTİYOR
AHZAB SURESİ BİZİ UYARIYOR
AKLIMIZI ALLAH’IMIZIN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE KULLANMAK
ALLAH’A YARDIM ETMEK
ALLAH KİMLERİ RAHMET ve ŞEFAATİNDEN UZAKLAŞTIRIR
ALLAH ve İNSAN BİRBİRİNDEN KOPUK İKİ AYRI VARLIK MIDIR ?
AHDE VEFA
ALLAH DÜŞÜNCELERİ DE BİLİR
ALLAH’TAN DİLEMEK
ALTIN ANAHTARLAR
AYETEL KÜRSİ AÇIKLAMASI
ANA – BABA – EVLAT
ALLAH YALNIZ MÜMİNLERE YARDIM EDER
BANA NE, BEN BÖYLEYİM DEMEK YOK
BİZ BEDENLENMEDEN ÖNCE
BAYANLAR İLE EL SIKIŞMAK
ALLAH’IN BİZE VERDİĞİ GÜCÜ KULLANMAK
CEBRAİL YALNIZ FATİHA ve NEML SURELERİNİ BESMELEYLE VERDİ
AN’I YAŞAMAK NEDİR
DUA
DİLEKLERİMİZİN OLMASI İÇİN
DUANIN İKİ YÖNÜ
DOST
DUALARIN İŞLEYİŞİ
ARAŞTIR,ÖĞREN VE UYGULA
DÜNYAYA NİYE GELDİK
DÜNYA İLE AHİRETİ BİR TUTMAK
DOĞRULUK
DÜNYADA NE BÜYÜK BİR GÖREVİMİZ VAR BİLİYOR MUYUZ
Hz. FATIMA’NIN DUASI
EŞ OLMAK (KARI–KOCA DEĞİL)
Hz. FATIMA
EN’AM SURESİNDEKİ UYARILAR
FATİHA - YASİN
HİMALAYALAR’DAKİ SİVANA BİLGELERİN BİLGİLERİ
EZELDE ve DÜNYADA YAPTIKLARIMIZLA
NİÇİN EUZÜBİLLAHİ
HİÇKİMSE BAŞKASININ GÜNAHINI YÜKLENMEZ
İNSANLAR NELER YAPTIKTAN SONRA ALLAH’IN GAZABI GELİR
İNSAN NASIL HAYVANDAN AŞAĞI OLUR
HERŞEY ALLAH’TAN DEYİP KÖŞEYE ÇEKİLMEK Mİ?
İMTİHAN
HERKES İYİ BİR İNSANMIDIR
GARİP SABAHAT ABLANIN KALEMİNDEN 2
GARİP SABAHAT ABLAMIN KALEMİNDEN 4
Hz. İBRAHİM
HALA MI YANLIŞLARINA DEVAM EDECEKSİN
GÖÇ EDENİN ARKASINDAN ...
GARİP SABAHAT ABLA nın kaleminden 3
GARİP SABAHAT ABLANIN KALEMİNDEN 1
GECE UYUDUĞUMUZDA,RUHUMUZ MANA ALEMİNE ALINDIĞINDA
GÖÇ ETMEK (ÖLÜM)
İNSAN OLABİLME SANATI
İFTİRA ATANLAR
İNSANLARIN GERÇEK YÜZLERİ
GÖNÜL
HADİS
HZ.HAMZA
HADİSLER
KENDİMİZDE BAŞARMAMIZ GEREKENLER
UYARI
UYDURULMUŞ HADİSLER
HİZMET v e VAZİFE
KİMLERDEN UZAK KALMALIYIZ
HOŞGÖRÜ
KEVSER SURESİNİN RESULÜMÜZÜN AÇIKLAMASI
HANGİ ANNE BABAYA ÜF DENMEZ
ALLAH’IN UYARILARINA UYMAYANLAR
İNSAN,MÜSLÜMAN,MÜMİN,KUL
KADERDEKİ ROLÜMÜZ
KİMİ İNSANIN DÜNYA SINAVI NİÇİN AĞIRDIR
İNSANLARIN,VAREDİLMİŞ HER ZERRENİN,KÂİNATIN NİYE DUAYA İHTİYACI VARDIR
KORUMAK ve KORUNMAK
KADER
İNSANLARIN ÇOĞUNA UYARSAN
İNSANİ DEĞERLER ve kafirler
İTİKAF - ERBAİN
KUR’ANI ANLAMADAN OKUMAK
KUR’AN ve İÇİNDEKİ YABANCI LİSANLAR
KUR’AN SURELER HALİNDE İNMEMİŞTİR
KİMLER MÜNAFIKTIR
KENDİMİZİ ARINDIRMAMIZ
KUR’AN ve DİN
KIYAMET
KUR’AN’daki Tevrat,İncil,Zebur sureleri
KUL HAKKI
KÖTÜLÜKLERİ İYİLİKLE DEFETMEK
KUR’AN’I YAŞAMAK
KÖTÜLÜKLERİ ALLAH YAPTIRMAZ
NASİHATLER
Hz.HUHAMMED ve Hz. HATİCE
NAMAZ İLE İLGİLİ BİLGİLER
MÜSLÜMAN KİMDİR
NAMAZ - SALAT
Hz. MUHAMMED ( s.a.v )
MELEKLER
HER NAMAZ KILAN MÜMİN MİDİR
Hz. MERYEM
MAKAM
NEDEN HZ.MUHAMMED KÖTÜ SÖZ DUYACAĞI KİŞİNİN YANINA GİTMEZ VE YANINA SOKMAZDI
MELEKE
NASIL İNSAN OLUNUR
NEFS
NİYAZ
NİÇİN
OLAYLAR BİZE NE ÖĞRETİYOR
O GÜN
OLUŞ - BULUŞ
PEYGAMBERİMİZİN ve VELİLERİN ÖĞÜTLERİ
OLAYLAR KARŞISINDA NASIL DAVRANMAMIZ GEREKİYOR
PEYGAMBERLER DE HESABA ÇEKİLECEKLER
ÖĞÜTLER
RESULÜMÜ SEVMEKLE,O’NU SEVMİŞ Mİ OLUYORUZ.
ÖFKE
RUH
RUH ve RÜYA
RAMAZAN ve ORUÇ
REANKARNASYON
RESULÜNDEN
SEKAR’A ATILMAK
SESLENİŞ
SELAM
SALAVAT
SEVGİNİN YAŞANMASI
SEVGİ
SORUMLULUKLARIMIZ
SEYİRCİ OLARAK GELMEDİK DÜNYAYA
SİZ KENDİNİZİ DÜZELTMEYE BAKIN
SİTEM ETMEK
SÖZÜNDE DURMAK
SIRLAR DERYASI
SÖYLEŞİ
ŞEYTAN’IN VASIFLARI ve ETKİLEMESİ
TESLİMİYET
TANRI’M muradını nasıl gerçekleştiriyor
ŞEMS ve MEVLANA
ŞÜKÜR ve HAMD
TEVHİD (TEKLİK – BİRLİK)
TAHKİKİ İMAN
TEVEKKÜL NEDİR
TORUNUM CAN ve AİLEM
YARADILIŞ KAÇ EVREDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
YOLA GİRİŞ
EDEP 1
EDEP 2
YAKINDA OLACAK BÜYÜK OLAYLAR
YÜKLENDİĞİMİZ ve YAYDIĞIMIZ AKIM ( ENERJİ )
YED-İ NE DEMEK
ZİNA
MESAJ BORDU

S E V G İ N İ N    Y A Ş A N M A S I

 

Can Dostlarım!

İnsanlık değerlerimizi tamamen kaybettiğimiz, sevginin ortadan kalktığı, menfaatin, kin, fesat ve benliğin yaşandığı, her kesimden ahlakın ortadan kalktığı, edepsizliğin tamamen su yüzüne çıktığı, kişilerin yapmacık maskelerinin tam manasıyla düşüp gerçek yüzlerinin ortaya çıktığı bu devirde, gerçek sevginin ne olduğunun öğrenilmesi ve her kesimde yaşanabilir hale gelebilmesi için bu aydınlatıcı yazımızı yazmaya başladık. Bizi bu mukaddes göreve layık görüp, bizi vesile kıldığı için YÜCE TANRI'ma Hamd ediyoruz.

         İlk önce SEVGİ nedir ? onu öğrenelim. Sonra da sırasıyla " Kendimizi seviyor muyuz ?

" Etrafımıza sevgiyi ALLAH'ımın istediği gibi verebiliyor muyuz ?”. " Çocuklarımıza sevgiyi verebiliyor muyuz ?”. " Eşimize sevgimizi gösterebiliyor muyuz ?”. " Anne –babamıza sevgimizi verebiliyor muyuz ?”. " Akrabalarımıza sevgimizi verebiliyor muyuz ?”.  " Arkadaşlarımıza – Dostlarımıza sevgimizi verebiliyor muyuz ?”. " Tabiata ve bize verilen emanetlere gereken sevgiyi verebiliyor muyuz ?”. Bunları açıklamaya gayret edeceğiz.

         ALLAH  MERHAMET  ETMEYİ  KENDİ  ZATINA  FARZ  KILDI

                                              (  EN'AM suresi, ayet 12  )

Sevginin, ALLAH'ıma ibadete eş olduğunu bilsek, her an sevgiyle taşardık. Sevgiyle bakmasını bilen gerçek ibadeti bulmuş demektir, çünkü o baktığı her yerde ALLAH'ı görür. ALLAH'ım ayetinde "BEN sana şah damarından da yakınım " diyor ve ALİ İMRAN suresi 101. ayetinde " RESUL'ü içinizde " diyor. Hepimiz biliyoruz ki, ALLAH'ım bizi sevgisinden yarattı, öyleyse ÖZ'ümüz olan sevgiyi meydana çıkarmak ve onu yaşatmak insanlığımızın en önemli vazifelerinden biridir. Hepimiz düşünelim " Dünyaya niye geldik ? ne yapmamız lazım? Neyi bulmamız için geldik ? ALLAH'a ne söz verdik ? Ahdimiz ne ? Andımız ne ? Dünyaya yiyelim, içelim, eğlenelim diye gelmedik her halde. Sevgi; yaptığını karşılık beklemeden yapmaktır, pazarlıkla ve bir menfaat beklenerek yapılan şeye " Sevgiyle yapıldı "  diyebilir miyiz. Gerçek sevgi " Sevdiklerinin mutluluğu için, kendi mutluluğunu feda edebilmektir ". Amma burada bu önemli hususu hiç unutmamamız gerekir. Sevgiyle yardım etmek, pay etmek, derdine ortak olmak, kendisini başkalarına kullandırmak ASLA değildir. Ne yazık ki bu devirde karşılık beklemeden sevgiyle iyilik yaptığımızda, hemen bizi kullanmak ve bizden menfaat elde etmek istiyorlar. Bu durumlarda daha işin başında o kişi veya kişilerden hemen uzaklaşıp kendimizi kullandırmamalıyız. Her insanın içinde ALLAH'ım ve Resul'üm tecelli etmiştir, öyleyse bunu bile bile kendimize olumsuzluk yapmalarına, bizi olumsuz şeylerde kullanmalarına, bize çirkin tekliflerde bulunmalarına müsaade eder ses çıkartmaz isek kendimizi, Resulü'müzü ve ALLAH'ımızı sevdiğimizi söyleyebilir miyiz?. " KENDİMİ bilmeyi murat ettim ve kainatı yarattım " diyen ALLAH'ım ile BİR bütünüz. Şimdi iyice kendinize dönün ve düşünün; karşımızdaki kişilere olumsuz davranıp kötülük yaparsak " KİME YAPMIŞ OLURUZ ? ", peki bize kötülük yapmalarına ve olumsuz tekliflerine karşı gelmeyip tepki göstermezsek " KİME bunları yapmalarına müsaade etmiş oluruz ?”. ALLAH'ım önce olaylar ile, sonra onun seçilmiş kullarıyla sözlü olarak kişileri ikaz eder, eğer kişiler kendilerini düzeltmezlerse " başlarına canları acıyacak bir olay getirip " tekrar ikaz eder. Kendilerini düzeltmezlerse bu sefer daha kuvvetli bir olay ile onları tekrar ikaz eder.

ISRA suresi, ayet 41 : Biz, onların akıllarını başlarına toplamaları için bu KUR'AN'da          ( çeşitli ikaz ve ihtarları ) türlü şekillerde tekrar ettik. Fakat bu, onlara, daha da kaçıp uzaklaşmaktan başka bir şey sağlamıyor.

         Bu ikazlara rağmen gene olumsuzluklarına devam ederlerse, tamamen şeytanın eline bırakır, şeytan da onlara yaptıklarını güzel gösterir, sonuç hem bu dünyada hem de ahrette felaket olur. Şimdi size soruyoruz; sevgi dolu bir kişi, ALLAH'ı ve RESULÜ'nü seven biri ALLAH'ımın emirlerinin dışında hareket eder mi?

TAHA suresi, ayetler 123,24,25,26,27: Kitab'ına ve Peygamber'ine uymayanların sonlarının ne olacağı yazılıdır. LÜTFEN okuyunuz.

TAHA suresi, ayet 112: Mümin olarak barışa yönelik iyilikler yapan ise ne haksızlığa uğratılmaktan korkar, ne de ezilip horlanmaktan.

EN'AM suresi, ayet 132: Herkesin yaptıklarından dolayı dereceler vardır. RABB'in ne yaptıklarından habersiz de değildir.

         YUNUS " yaradılanı YARADAN'dan ötürü sevelim " dediğinde, aslında bize bir gerçeği anlatmak istemiş. Herkesi ALLAH yarattı diye sevelim ama gerektiği kadar sevelim, gerektiğinden fazla değer verip putlaştırmayalım. Hiç düşündünüz mü ALLAH'ım niye sık sık Fatiha'yı okutturuyor ? lütfen Türkçesini okuyup düşünün, orada " yalnız SANA inanır, SANA güvenir, SENDEN yardım dileriz " diyoruz ama tam tersini yapıyoruz.

Eğer sevmeye başlamışsak, ALLAH'ımın emirlerine uymaya başlıyoruz demektir. ALLAH'ım, BEN kainata sığmam MÜMİN kulumun gönlüne sığarım diyor. Öyleyse sevenin gönlünü kırmış isek ALLAH'ımızı da kırmış sayılırız. Sevgi " Düşüncedir ", bir kişiye  bir şey söyleyeceğimizde veya yapacağımızda hemen kendimizi onun yerine koyup bu soruyu sormalıyız " Bana bu söylense veya yapılsa hoşuma gider mi ? ". Size söylenmesini ve yapılmasını istemediğiniz şeyleri kesinlikle başkalarına yapmayınız ve hiçbir zaman kendinizi başkalarından üstün görmeyiniz.

Sevgide acı çekmek vardır çünkü gerçekten seven kişi başkalarının üzüntülerini kendinde hissedip acı çeker ve onlara yardım edebilmek için adeta çırpınır, onların mutluluklarını da içinde hissedip bu mutluluğa Hamd eder.

HADİS ( Enes Bin Malik'den ) : Ey Enes, bir iş yapmak istediğin vakit, yedi defa RABB'ine istihare et. Sonra kalbinin meylettiği tarafı yap. Hayır ondadır.

         Bu devirde de ALLAH'ımın emirlerini halka bildiren Evliyalar ve O'nun seçilmiş görevli kulları vardır. ALLAH'ım onları ; bilmeyenlerin, bulmayanların, sevmeyenlerin üzerine gönderir, olumsuzu sildirir. Kimse onların evliya ve görevli kul olduğunu anlayamaz, ancak sır saklayabilen ve hak eden kişilere bu  kişileri bildirir ALLAH'ım.

HADİS ( Ebu Davud – Ömer radıyallahu anh ) : ALLAH Resulü buyurdu : ALLAH'ın kullarından birtakım insanlar vardır ki, ne peygamberdirler ve ne de şehiddirler. Lakin ALLAH katındaki mevkilerinden dolayı, onlara, hem peygamberler, hem de şehidler gıpta edeceklerdir. Onlar, akraba olmadıkları ve maddi yönden hiçbir çıkarları da bulunmadığı halde, birbirlerini yalnız ALLAH için sevenlerdir. Vallahi, onların yüzleri Nurdur, şüphesiz onlar Nur üzere olacaklardır. İnsanlar korktukları zaman onlar korkmayacak, üzüldükleri zaman onlar üzülmeyeceklerdir. Sonra şu ayeti okudu: " Haberiniz olsun ALLAH'ın velileri var ya, onlar için ne korku vardır ve ne de mahzun olacaklardır ".

İNSAN ( DEHR ) 7, 8, 9, 10, 11 : O has kullar, üzerlerine aldıkları sorumlulukları yerine getirir ve felaketi bütün ufukları tutacak bir günden korkarlar. Kendileri ihtiyaç duydukları ve yemek istedikleri halde yiyeceklerini yoksula, yetime ve esire verirler. " Biz size bu yemeği sadece ALLAH rızası için veriyoruz, yoksa sizden bir karşılık istediğimiz yok, hatta bir teşekkür bile beklemiyoruz. Muhakkak ki biz, oldukça çetin ve yüzleri renkten renge  sokacak bir günde RABB'imizin cezalandırmasından korkmaktayız. ALLAH da onları o günün felaketinden korur ve yüzleri mutluluktan parıl parıl, kendileri sevince garkolmuş halde kabul buyurur.

 

EMRİNE  UYMAYANLAR, GÖNLÜNDE  HAK  SESİNİ  DUYMAYANLAR, BİLSELER  SONLARINI,  SİLERLER  DÜNLERİNİ.

 

Kul gönlü kırmak, kul hakkı yemek, kula söz etmek, hatayı yüze vurmak, ALLAH'ımın varlığını…..cehennem ateşiyle gölgelemek……Kul, korkuyla değil, sevgiyle ALLAH'ıma varır. Sevgi, güzellikleri görmeyle ateşlenir.

NAHL suresi, ayet 125 : Ey Resulüm insanları KUR'AN'la, güzel söz ve nasihatla RABB'inin yoluna davet et. Onlara karşı, en güzel olan bir mücadele ile mücadele yap. Şüphe yok ki, RABB'in, yolundan sapanı en iyi bilendir ve O, hidayete kavuşanları da en iyi bilendir.

         Ara, bul, gör, sev, sev, sev……beklemeden sev. Sevilmeden sev. ALLAH'ım için sev, sev ki, sevilesin. SEVMEYİ ÖĞRETESİN. Sevmeyi seversen, Doğru yola getirirsin, onu da uyandırırsın. Ne güzeldir bilir misin sevmeyeni sevmek, vermeyene vermek. ( bütün bunları kendini kullandırmamak ve kendine zarar vermelerine müsaade etmemek şartıyla yapmalıyız.) İşte görmek budur, olgunluğa ermek budur. Ermekle, dünyanın yükünden sıyrılırsın, kendini bulmuş olursun.

Sevgi gerçeğin perdesini açar; her kulu, sevgisi ile HAK yolunu geçer. ALLAH'ım, O'NUN İLE OLANI KORUR.

Yumuşak yol alan kul, sevmesini öğrenir. Sevmesini öğrenene, ALLAH'ım Kevser'inden sundurur, AŞK'ına düşürür. Sevgi elbet akımdır, müsbet akım. Kin – nefret menfi akımdır, o da bulaşıcıdır. Sevgi akımını yüklediğin ( sevdiğin ) her eşya sana hizmet eder. Sen yaratılanı sevdiğin an; ALLAH ile BİR olmuş oluyorsun, O'nunla kainatı sarıyorsun. Gönül genişliğe niyaz ile kavuşur…..cümleyi sevdi ise. Seven cümle için dua eder. Yapılan iyilikler, atomlar halinde yükselir; Göçünde ( öldüğünde ) gelir seni bulur. Bilelim ki, seven sevilen olur, sevilen kendi gerçeğinde YARATAN'ını bulur.

 

 SEVGİYİ BİLMEK,  SEVGİYİ  ÇOKÇA  BÖLMEK,  RABB'İMİN  İNSANLARDAN

                                                  BEKLEDİĞİDİR.

 

NUMAN ( RA ) Buhari: ALLAH Resulü ( AS ) buyurdu: Müminler, birbirlerini sevmekte, merhamet etmekte, şefkat göstermekte tek vücut gibidirler. O vücudun bir organı rahatsız olursa, diğer organlar da acı çekip uykusuz kalır.

MİKDAM ( RA ) Ebu DAVUD : ALLAH Resulü ( AS ) buyurdu : Kişi, Müslüman kardeşini severse, onu sevdiğini kendisine bildirsin.

Ebu İdris ( RA ) Malik : ALLAH Resulü ( AS ) buyurdu : ALLAH Teala buyurdu : Benim rızam için birbirlerini sevenlere, birbirlerini ziyaret edenlere ve birbirlerine ikram edenlere muhabbetim vacip olmuştur.

         Selam olsun, kendinden kendine her kulu GERÇEĞİ sorsun; desin ki, ben merdane olmaya geldim. Sevgimde cümleyi sardı isem, gelişime sevinmeliyim.

EMREDİLENİ yapmazsan, senin hatandır! Bildiğini bilmeyene  katmazsan, bilmeyenin hatası ile yüklenirsin. RABB'imin emirlerini cümle alemle paylaş, cümle alemle beraber doğru olanı söyleş. Gerçekten ; ne olursa olsun, kaçınma. Ne derlerse desinler, gocunma. YAZAN bilir.

SAF suresi, ayet 14 : Ey iman edenler! ALLAH'ın yardımcıları olun.

Ebu Hureyre ( RA ) Buhari : ALLAH Resulü ( AS ) buyurdu: Günahkar bir kadın, sıcak bir günde, dilini dışarı çıkarmış susuzluktan soluyan bir köpek gördü. Hemen ayakkabısını çıkararak kuyudan su çekti, ona içirdi. Bu sebeple ALLAH onu bağışladı.

         Saf suresi, 14. ayetinde okuduk, peki hepimiz düşünelim gökte zannettiğimiz ALLAH'a nasıl yardım edeceğiz. BEN SANA ŞAH DAMARINDAN DA yakınım diyor ALLAH'ım, öyleyse yarattıklarını sevdikçe ve onlara yardımcı oldukça ancak ALLAH'a yardım etmiş oluruz. En baştan bizde olan kötü huylarımızı iyiye çevirmekle bu  işe başlamalıyız.

Kul, dilediği merhalede, dilediğini değil, hak ettiğini bulur! Dilemek niyettedir, hak etmek EMEKTEDİR ! Niyetini emeğin ile besle ki, hak ettiğine eresin.

 

 

Gümüşhanevi 1258 nolu hadis : ALLAH Azze Celle, melekleri, hatta yuvasındaki karıncalar, denizdeki balıklar bile, insanlara iyiyi ( doğruyu ) öğreten kimselere salat ( istiğfar ) ederler.

         İnsana onu tenkit ederek yol göstermeyelim: hatalı hallerini yüzüne  vurmayalım. Hatalarını yüzüne vurursak, alacağımız  cevap ve tavır bizi üzer. Kulun yolunu almasını  diliyorsak " yolunun güzelliğinden " söz edelim! Kırıcı olmayalım ki, kırılmayalım. Gönlünü almaya yol arayalım. Attığımız her adım, bir düğümü çözmeli. Attığımız her adım, bizden sonra gelecek olana yolunu göstermeli.

         Ebu Hureyrenin ilettiği hadisten de anlaşıldığı gibi ALLAH'ım yaptığına pişman olana ve bir daha yapmamak için tövbe eden kişilerin karşılarına sevap kapıları açıp onları affetmektedir. Susuz kalmış bir köpeğe su vermesi bile affına sebep olmuştur, yeter ki günahlarımızı kabul edip tövbe ettikten sonra bir daha yapmamaya gayret edelim. Yolumuzda umutsuzluk asla olmamalı. Derdimizi SEVGİLİ'ye dersek, dert bizden korkar. Kendimiz derdi yüklenirsek, biz dertten korkarız. Dün için af diledik, günde SANA sığındık, yarını kaygısız bekleyeceğiz, şüphelerden sıyrılarak, SENİN aşkın ile eriyeceğiz ALLAH'ım.

         Her güzel niyeti, her güzel hizmeti; umutsuzluk böler. Hiçbir olayda umutsuzluğa yer vermeyelim, ALLAH ADI'na çıktığımız yolda duman gelse de  karanlık görmeyelim, çevremize bir bakalım, çevremizdekiler için kandil yakalım. Diktiğimiz ağaca, meyvesini yemeyecek bile olsa su dökelim, bilelim ki ALLAH ADI'na verdiğimiz her emek gönül bahçemize serpilen tohumlardır orda açacak; çiçeğini açacak meyvesini verecek ve bu güzelliği çevremizdekiler de görecek.

Dünyaya geliş sebebimiz ve hizmetimiz o kadar önemlidir ki, bir olumsuzluk karşısında susmak ve bana ne deme şansımız yoktur. Her olayda kendimize şu soruyu soralım.

" Olaylara ben mi sebep oldum ?” , " Hataları yumuşakça örttüm mü ? ", " Sorumluluktan kaçana sorumluluğunu hatırlattım mı ?”.

         Her söz RABB'in dileğince ağızdan çıkmalı. Her adım O'nun dileğince atılmalı. Her kucak ALLAH diyene açılmalı. ( Dikkat edin size ziyanı dokunan ve dokunacak olana kucak açmayın. Aşağıda Resulümüzden örnek verirken " Kendisinden kötü söz duyacağı kişiye Resulümüzün dahi sokulmadığını " okuyacaksınız. ) O sevenin yanındadır, bilenin yanındadır, gülenin yanındadır, ağlayanın yanındadır. Yeter ki ağlamanız umutsuzluktan olmasın, kendini kimsesiz bilmesin. En güzel günler için duacıyız, duacı olunuz.

         Sevgide RESULÜMÜZ'ün yaptıklarından birkaç örnek vermekte yarar görüyoruz.

Arkadaşlarından biri üç gün görülmediği zaman, onu sorardı, görünmüyor ise ona dua ederdi, eğer nerde olduğunu biliyorsa onu ziyaret ederdi. Hastaysa yine onu ziyaret ederdi. ( Şimdi cep telefonlarımız olduğu halde bunları acaba kaç kişi yapıyor ? ) Ashabı ile karşılaştığı zaman, önce selam verirdi, sonra tokalaşırdı. Çocuklara karşı çok merhametli idi, son derece merhametli idi; birisine bir şeyi vaat etimi, imkanı olduğu zaman muhakkak o vaadini yerine  getirirdi. Onda biraz da latife ( şaka ) vardı. İnsanların en çok şakacısı o idi. Hizmetçiye söyledikleri sözlerden biri de: " Bir ihtiyacın var mı ? " idi. Eza veren kötü sözü almazdı; birinin , diğerinin aleyhine olan sözünü de kabul etmezdi. Biri hakkında bir şey duyduğu zaman , isim verip de " falanca neden böyle yapıyor ? " demezdi; " insanlar neden böyle yaparlar " buyururdu ". RESULÜMÜZ'ün en çok nefret ettiği huy: yalandı. Ashabından birini bir iş için gönderdiği zaman şöyle buyururlardı: " Müjdeleyin, nefret ettirmeyin, kolaylaştırın, güçleştirmeyin ". Tebessüm etmeden katiyen konuşmazdı. Kendisinden kötü söz duyacağı kişiye yaklaşmazdı. Hasta olanları yoklar, cenazelerinde hazır bulunurdu.

 

ÖNEMLİ BİR KARAR VERECEĞİNİZ VAKİT – HELE SİNİRLİYSENİZ, MUHAKKAK BİR GECE UYUDUKTAN SONRA, TEKRAR DÜŞÜNÜP KARAR VERİN……                       

   

         

( Hz.MERYEM : Özgür olmak istersen kendini kendine saklama, diktiğin fidanı kökleme, diktiğin fidan seni sana anlatacak, sana RABB'inin sesini dinletecek. O zaman özgürlüğün tadını tadacak kendini RABB'inin huzurunda bulacaksın. )

         ( YUNUS EMRE : Bir bardak suya muhtaç olanlar, bir lokma ekmeği bulamayanlar, bilirler ki, RABB'im kulundan geçmez, sebebini halk eder, DİLEYENE mülk eder.)

NİSA suresi, ayet 36 : ( bu arada fert, aile ve toplum hayatındaki gerçek saadetin esasları olarak ) ALLAH'a ibadet edin ve hiçbir şeyi hiçbir şekilde O'na ortak koşmayın; anne – babaya en güzel şekilde davranın ve iyilikte bulunun, aynı şekilde akrabaya, yetimlere, yeterli geçimlikten gerçekten mahrum düşkünlere ( mekan, din bağı, kan bağı açısından ) yakın komşulara, uzak komşulara: yol, meslek ve iş arkadaşlarınıza ; memleketinden ayrı düşmüşlere, yolculara, misafire ve elinin altında bulunan ( köle, cariye ve hizmetçilere ) de

( güzel muamele ve iyilikte bulunun. Böyle davranın ve kendinizi bu yönde eğitin ) ; çünkü ALLAH, kendini beğenen ve övünüp duran hiç kimseyi sevmez.

NİSA suresi, ayet 37 : ( ALLAH'ın verdiği nimetlerde ) cimrilik eden, üstelik etrafındaki insanları da cimriliğe çağıran ve ALLAH'ın tamamen lütfu kereminden ihsan buyurduğu ( mal ve ilim gibi ) nimetleri gizleyen var ya: işte Biz, o nankör kafirler için alçaltıcı bir azap hazırladık.

ŞURA 38 : Onlar, RABB'lerinin çağrısına  uyarlar ve namazı dosdoğru kılarlar. İşlerini birbirlerine danışarak yaparlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan hayırda harcarlar.

ANKEBUT 49 : Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin göğüsleri içinde ayan beyan ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi zalimlerden başkası inkar etmez.

Dikkat edin bu ayette ALLAH'ım gerçek KUR'AN'ın bizde göğsümüzün içinde olduğunu APAÇIK bir biçimde açıklıyor ve diyor ki,” ne ararsan senin içinde, dön kendine de kendini tanı ve sendeki gerçek KUR'AN'I okuyup doku……..

KASAS suresi, ayet 17 : MUSA: RABB'im! Bana lütfettiğin nimetlere  and olsun ki, artık suçlulara ( ve suça itenlere ) asla arka çıkmayacağım dedi.

         NİSA suresi, ayet 135. ( Bakara 283,284 – Mücadele 22 – Furkan 72 – Meariç 22 ):

Ey İnananlar, adaleti hakkıyla yerine getirin. Kendi aleyhinize – zengin olsun fakir olsun – babalarınızın yahut akrabalarınızın aleyhine olsa bile ALLAH için adil şahitler olun. ALLAH onlara sizden daha yakındır. Arzunuza uyup da adaletsizlik yapmayın. Eğer bildiğinizi değiştirir ya da şahitlikten vaz geçerseniz, ALLAH bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

         Ayette bahsedilen şahitlik sırf mahkeme salonlarındaki şahitlik değil, günlük yaşantımızda da gördüğümüz, duyduğumuz şeylerde de doğru şahitler olmamızı bize emrediyor.

MAİDE suresi, ayet 105: Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltmeye bakın.Siz, doğru yolda oldukça sapmış olan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü ALLAH'adır. O size neler  yapıyor olduğunuzu haber verecektir.

TEVBE suresi, ayet 126 : Görmüyorlar mı ki, senede birkaç defa imtihan mahiyetinde çok önemli vakalarla karşı karşıya geliyorlar ? Fakat yine de tevbe edip hallerini düzeltmiyor ve hiç ders almıyorlar.

         TEVBE suresi, ayetler 128,129 : Size kendi aranızdan ( bizzat içinizde doğup büyümüş ) bir Resul geldi: ( bırakın azaba düçar ve müstahak olmanızı ) bir sıkıntıya bile uğramanız o'nun yüreğine oturur; size çok düşkün olup üzerinizde titrer; mü'minlere karşı son derece şefkatli ve son derece merhametlidir. ( Ey Resulüm ! Sen böyle onların üzerine titrerken ) onlar hala senden ve yolundan yüz çevirecek olurlarsa de ki: " Bana

( yardımcı ve destekçi olarak ) ALLAH kafidir. O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. Ben O'na dayandım, O'na güvendim, O, büyük Arş'ın RABB'i, ( bütün kainatın mutlak Sultanı, bütün varlıkların yegane sığınağı, besleyip yaşatanı, koruyup gözeteni ) dir.

MÜMTEHİNE suresi, ayet 1 : Ey iman edenler ! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları yakın dost, sırdaş ve işlerinize vekil edinmeyin, onları sahiplenmeyin; size gelen gerçeği inkar edip dururlarken ve başka bir sebeple değil, sadece RABB'imiz olan ALLAH'a iman ettiğiniz için RESUL'ü ve tabii ki sizi de yurdunuzdan çıkarıp oraya almazlarken, onlara sevgi izharında bulunmayın. Özellikle şu anda da Benim yolumda cıhad için ve rızama ermek gayesiyle  yola çıkıyorsanız, ( sakın böyle yapmayın ) Siz onlara, sevgi ve şefkatinizden dolayı sır veriyorsunuz ama BEN, neyi gizleyip neyi açığa vuruyorsanız hepsini çok iyi bilirim. İçinizden kim onlara sevgi besler ve sır verirse, hiç şüphesiz üzerinde gittiği dümdüz yoldan sapmış olur.

ALİ İMRAN suresi, ayet 28, 29 : İnananlar, inananları bırakıp da kafirleri dost edinmesin. Her kim bunu yaparsa, ALLAH'tan ilişiği kesilmiş olur. Ancak onlardan bir korunma yapmanız başka. ALLAH, sizin kendisinden korkmanız için uyarıyor. Sonuçta gidiş ALLAH'adır. De ki: " içinizdekileri gizleseniz de, belli etseniz de  ALLAH onu bilir ve bütün göklerde ve yerde ne varsa bilir. ALLAH her şeye gücü yeter.

ALİ İMRAN suresi, ayetler118, 119, 120 ( Nisa 139, 140, 144 – Tevbe 16 ): Ey iman edenler, sizden olmayanları dost edinmeyin; onlar, sizi şaşırtmakta kusur etmezler, sıkıntıya düşmenizi arzu ederler. Baksana, öfkeleri ağızlarından taşmaktadır; sinelerinin gizledikleri ise daha büyüktür. Eğer düşünürseniz, sizlere ayetleri açıkça bildirdik. Ha sizler öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, onlar ise, bütün kitaba inandığınız halde sizi sevmezler. Sizinle karşılaştıklarında : " Biz inandık " derler. Yalnız kaldıklarında ise size olan kinlerinden aleyhinizde parmaklarını ısırırlar. De ki: " Kininizle ölünüz ! ". ALLAH, kesinlikle bütün sinelerin özünü bilir. Size bir iyilik dokunursa fenalarına gider, başınıza bir musibet gelirse onunla ferahlanırlar. Eğer sabırlı olur ve iyi korunursanız, onların hileleri size zarar vermez. Çünkü ALLAH, onları kendi yaptıkları ile kuşatmıştır.

Ebu Derda ( RA ) Tirmizi : ALLAH Resulü buyurdu: Kıyamet günü, müminin terazisinde, güzel ahlaktan daha ağır bir şey yoktur. ALLAH teala, çirkin konuşan ve ne konuştuğunu bilmeyenden nefret eder.

         Cabir ( RA ) Tirmizi : ALLAH Resulü buyurdu : İçinizden en çok sevdiklerim ve kıyamet gününde mevki bakımından bana en yakın olanlarınız, ahlakça en güzel olanlarınızdır. En nefret ettiklerim ve kıyamet gününde benden en uzak olanlarınız ise, gevezeler, lafazanlar ve yüksekten atanlardır. Onlar büyüklük taslayan kimselerdir.

         Ebu Said ( RA ) Buhari : Peygamber ( AS ) örtüsü içindeki bakire kızdan daha fazla haya sahibiydi. Hoşlanmadığı bir şey gördüğü zaman, biz onu yüzünden anlardık.

CASİYE suresi, ayet 8 : Ki ALLAH'ın ayetlerinin kendisine  okunuşunu dinler, sonra böbürlenmiş  olarak inadına devam eder. Sanki hiç duymamıştır onları. Artık acıklı bir azapla muştula böylesini.

         HADİS : Doğruluk, insanı hayra irşad eder; yalancılık da, muhakkak insanı şerre sürükler. Yarın RABB'ınıza kavuşacaksınız ve bu günkü hal ve hareketlerinizden muhakkak sorulacaksınız.

Değişmeyen halinden sorumlusun, gelişmeyen bilginden kurumlusun. Öyle ise, her gününde haline yenisini ekle, bilginde gelişeni öylece bekle.

         HADİS : Saadetli o kişidir ki, başkalarının halinden nasihat alır.

İNSAN ( DEHR ) suresi, ayet 24 : O halde sen, RABB'inin hükmü gelinceye kadar sabret ve işi gücü günah ve inkar olanların ( isteklerine ve tekliflerine ) kulak asma.

         Bize üflediği ÖZ'üdür….NUR'u yaratılmışa SÖZ'üdür. NUR'unu tüketirsin, RUH'unu asla! O, dilediğine üfler; dilediği anda nefes O'nundur, geri çeker…..O zaman, sadece mahluk olursun; NUR'unu tüketmiş mahluk…

YASİN suresi, ayet 11 : ALLAH KUR'AN'A  UYANI  UYARIR……

         Her ne yersen ye; şükretmesini bil. Her ne dersen de; teşekkür etmesini öğren. Her ne görürsen gör; nazarından sakın. İnsan insanın hem desteğidir, hem kösteğidir. ALLAH'tan dile, köstek olandan sakın.

 

TEVBE suresi, ayet 119 : Ey iman edenler! ALLAH'a karşı saygılı olun, O'na itaatsizlikten sakının ve özü - sözü doğru ve ALLAH'la aralarındaki ahde sadık insanlarla beraber olun.

         MÜMTEHİNE suresi, ayet 13 ( ARAF 199 ): Ey iman edenler! ALLAH'ın kendilerine gazap edip cezasına müstehak kıldığı bir topluluğu dost, sırdaş ve işlerinize vekil edinmeyin, onları sahiplenmeyin. Nasıl ( Ahrete inanmayan kafirler ) kabir ehliyle bir daha görüşüp bir araya gelmekten bütün bütün ümitsizse, onlar da ( ebedi azap gerektiren suçları sebebiyle ) ahretten öyle ümitsizdirler.

TEVBE suresi, ayet 123 : Ey iman edenler! Kafirlerden ( öncelikle ) yakınınızda olanlarla savaşın ve sizde bir sertlik bulsunlar. Bilin ki, ALLAH kendisine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir.

         Canlarım ! dikkat edecek olursanız size yazdığımız ayetlerde hep "Ey İnananlar ve Ey İman edenler " hitabı var. İnanmayanlar buna muhatab edilmemiş çünkü onlar zaten cezayı hak etmiş kişilerdir. Kendisini ve ALLAH'ı seven bir kişi bu ayetlerin zıttında bir iş yapmaya niyet dahi etmemelidir. Kendimizi seviyorsak önce KENDİMİZ OLMAMIZ gerekir. Biz hep birilerine benzemek isteriz. Bir bilsek ki, biz TEK'iz, bizden başka bir örnek daha yok ve biz çoook değerliyiz. Hele dünyaya ne büyük bir görevle geldiğimizi bir bilsek. Öyleyse kendimizi tanımaya yönelelim ve asıl benliğimizi meydana çıkarmak için gayret edelim.

 

ERENLER DEDİ: SELAM  OLSUN  SİZLERE, SELAM  OLSUN  RABB'İME  DÖNEN  YÜZLERE, SELAM  OLSUN  GÜZEL'E  BAKAN  GÖZLERE.

 

SELAM : Selamın anlamı " SEVGİ, BARIŞ, GÜVEN "dir. Selamlamak: ALLAH'ımın ADI'na yola çıkmaktır. Selam her dilde söylenendir, her gönülde peylenendir, her yapıda beklenendir. Kaygı tasayı siler, insandan / insana köprü kurar…. Selam açar her kapıyı, seven geçer her yapıyı. Selam, her ilmin kapısını açar; insanlık, insanlık içinde kendini seçer…. Seçilenden olmayı bilmelisin, seçilen gibi sevmeli, sevilmelisin. Selam; ALLAH'ın kuluna olan Aşkının ifadesidir.

YASİN suresi, ayet 58: ALLAH tarafından bir söz olarak onlara " SELAM " vardır.

 

KİMSEYE  GÜVENME ALLAH'TAN  BAŞKA.  KULUNDAN  BEKLEME,  SELAMDAN  BAŞKA.  KULUNDAN SELAM'I  ESİRGEYEN  O'NDAN DEĞİLDİR.

 

         Kendimizi bilmeliyiz, çevremize gülmeliyiz, sevgi ile dolmalıyız, hal hatır bilmeyenden uzak kalmalıyız.

Yaptığımız yanlışlardan dolayı kendimiz ziyan görüyorsak, ALLAH ile aramızdadır. Yaptığımız yanlışlardan dolayı etrafımıza ziyan veriyorsak, onların kul hakkını yüklenmiş oluyoruz.

GÜMÜŞHANEVİ  2107 nolu hadis : Bir topluluk şayet aralarında yapılan kötülüğü, çoğunluk olup, güçleri yettiği halde önlemezlerse, ALLAH cezasını hepsine teşmil eder.

         MAİDE suresi, ayetler 79, 80, 2 : İşledikleri kötülüklerden bir birlerini vazgeçirmiyorlardı. Ne kötü şeydi yapmayı sürdürdükleri! Onlardan birçoğunun küfre sapanlarla dostluk kurduklarını görürsün. Öz benliklerinin ( nefislerinin ) onlar için hazırlayıp sunduğu şey gerçekten çok kötüdür! ALLAH üzerlerine gazap indirmiştir. Azap içinde de onlar sürekli kalacaklardır.

ALİ İMRAN suresi, ayet 120 : Eğer sabırlı olur ve İYİ KORUNURSANIZ , ONLARIN HİLELERİ SİZE ZARAR VERMEZ. Çünkü ALLAH, onları kendi yaptıkları ile kuşatmıştır.

Gümüşhanevi 905 nolu hadis : Biriniz ( din ) kardeşinde nasihate muhtaç bir kusur görürse, onu hatırlatsın. ( Eğer hatırlatmazsa ona ihanet etmiş olur )

                       

NİSA suresi, ayet 85 : Her kim ( ALLAH için ) güzel ve hayırlı bir aracılıkta bulunur, bir hayra sebep olursa, o hayırla kazanılacak sevaptan kendisi için bir nasip vardır; kim de kötü bir işe aracılık eder, kötü bir neticeye sebebiyet verirse, bundan da ona bir pay vardır. ALLAH, her şeyi hakkıyla görmektedir ve her dilediğini yapabilecek güç ve kuvvettedir.

         Sana – bana değil bize diyelim, her kuluna selam ile söze girelim; HAK ADI'na hatırını soralım, hizmetimiz gerekiyor ise el – ele verelim: sadece salonlarda değil, her halimizde BİR'likte olalım. Hata gördükte uyaralım.

AİŞE (RA ) Buhari : Bir bedevi Peygamber ( AS ) gelip dedi ki:” Siz çocuklarınızı öpüyorsunuz, biz öpmeyiz ". Şöyle buyurdu:” ALLAH sizin kalbinizden merhameti çıkarmışsa ben ne yapabilirim ki ?”.

         Çocuklarımızın arasını eşit tutalım, ayırmayalım kayırmayalım. Kız veya erkek bütün çocukları, insanlığın en değerlileri ve en sevgilileri olarak kabul edelim. RESULÜ'müz çocuk kokusu için " cennet kokusu " der. Namazda, secde sırasında sırtına çıkan torunu düşüp incinmesin diye secdeden kalkmaz, çocuk kendiliğinden ininceye kadar bekler, secde o kadar uzar ki, arkasına saf tutmuş arkadaşları daha sonra " Ey ALLAH'ın elçisi " derler " size bir şey olduğunu veya vahiy geldiğini zannetmiştik ". Resulü'müz " çocuğu olan onunla çocuklaşsın " der. Çocuklarımız bizlerin geleceğidir ve bize emanettirler. Onlara sevgi ve şevkat ile muamele etmeliyiz. Onlara; ALLAH'ı, sevgiyi, saygıyı, insan olmayı öğretmeliyiz. Bunları öğretmediğimizde bundan hesaba çekileceğimizi bilelim. Çocuklara merhametsizce davrananlara PEYGAMBER'imiz,” sende merhamet yoksa, MUHAMMED ne yapabilir " der üzülürdü. Sadece ilgi göstermek veya sevmek değildi ki o'nun tarzı. Çocukla şakalaşır, hatta onların dünyasına iner, yaşlarına göre muamele ederdi. Hiçbir çocuğu dövmemiştir. Şiddet kullanılmasına asla izin vermemiştir. Torunlarını sırtına  alıp onlarla şakalaşır, dizlerini yere koyar ve binitlik yapardı onlara. İki güzel torunu sırtına biner ve " hadi git ! "derlerdi.

Çocuğumuzu öyle karşılayalım ki; Eve geldiği zaman, en güzel yere geldiğini hissetsin. Çocuklarımız ile Dost olalım, her derdini, her sırrını bize açabilsin. Eskiler " çocuğu uyurken seveceksin " demişler, ne yanlış bir davranış, ALLAH'ım bizi sevgisinden yaratmış, bizim sevgiyi kısıtlama hakkımız var mı ki ? Çocuk bayrağını bilmeli ve sevmeli, vatan sevgisi aşılanmalı, vatanını korumasını öğretmeli, ALLAH'ı ve emirlerini öğretmeli, ALLAH'ı ceza veren bir öcü gibi tanıtmamalı; seven, merhamet eden, af dilenip tekrarından sakınıldığında, bütün günahları affeden ve bizi SEVGİSİNDEN yaratan olarak tanıtmalı ve sevdirmeliyiz.

         Nikahta bir andlaşma imzalıyoruz ( iyi günde – zor günde, sağlıkta – hastalıkta birbirimize yardım edeceğimize dair ) ve eşler birbirlerine emanet ediliyor. Eşler birbirlerinin namusundan, edebinden, davranışlarından ALLAH huzurunda sorumludurlar. Ayetlerde açıklandığı gibi eşler birbirlerinin örtüsüdür. Eşler aynı zamanda birbirlerinin sırdaşı olmalıdırlar. Hem eş, hem sevgili, hem de birbirleriyle dost olup evlatlarına  ve çevrelerine örnek olmalıdırlar.

MÜMİNUN suresi, ayet 8 : Onlar ki, emanetlerine ve verdikleri söze riayet ederler.

MÜLK suresi, ayet 2 ( Muhammed 31 ) Amelce hanginiz daha güzeldir diye, sizi imtihan etmek için hem ölümü, hem hayatı icad eden O'dur. O, Aziz'dir ( her şeye galibdir ) Gafur'dur.( çok bağışlayandır )

            EŞİNİ    OLARAK  SEVMİYORSAN,  ANA  OLARAK  SAY.

TEVBE suresi, ayet 67, 68 : İkiyüzlülerin erkekleri de, kadınları da birbirinin aynıdır. Kötülüğü emrederler, iyilikten alıkoyarlar, harcamamak için ellerini sıkarlar. Onlar ALLAH'ı unutmuştur, ALLAH da onları unutmuştur. İkiyüzlüler, yoldan sapmışların ta kendileridir. ALLAH, erkek münafıklara da, kadın münafıklara da, küfre sapanlara da içinde sürekli kalacakları cehennem ateşini vaat etmiştir. O yeter onlara. ALLAH lanet etmiştir onlara. Sonu gelmez bir azap var onlar için.

         ALLAH'ım bizi SEVGİSİNDEN yarattı, öyleyse her şeyimizi sevgiyle yapalım. Evliliğin temeli; sevgi, saygı, sadakat, namus, ve hoşgörü'ye dayanmalı. Menfaate dayanmamalı. Karı – koca değil EŞ olmalı, eşler birbirlerini tamamlamalı.  

TAHRİM suresi, ayet 6 : Kendini – eşini ve aileni ALLAH'ın EMİR'lerine eğit.

         NİSA suresi, ayet 34 : Erkekler, kadınlar üzerinde hakim dururlar, çünkü bir kere ALLAH birini diğerinden üstün yaratmış ve bir de erkeler mallarından harcamaktadırlar. Bunun için iyi kadınlar itaatkardırlar. ALLAH'ın korumasını emrettiği şeyleri, kocalarının yokluğunda da korurlar. Serkeşlik etmelerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince: önce kendilerine nasihat edin, sonra yataklarında yalnız bırakın, yine dinlemezlerse dövün. İtaat ettikleri halde onları incitmek için bahane aramayın. Çünkü ALLAH, çok yüksek çok büyüktür. Eşinizi öyle karşılayın ki: yanınıza geldiği vakit, en doğru insana kavuştuğunu hissetsin.

ISRA suresi, ayetler 23, 24, 25 : RABB'in, sadece kendisine ibadet etmenize ve anne – babaya, ALLAH'ın sizi sürekli gördüğünün şuuru içinde ve mümkün olan en iyi şekilde davranıp, onlara daima iyilikte bulunmanıza hükmetti. Şayet onlardan biri veya her ikisi yaşlanmış olarak yanında bulunursa, sakın ( varlıklarını ve onlara hizmeti yüksünerek ) kendilerine " off  " diyecek ölçüde bile olsa kötü söz söyleme; onları azarlama ve daima onlara tatlı ve gönül alıcı sözler söyle. Şefkat ve merhametle onlara kol kanat ger; karşılarında alabildiğine alçak gönüllü ol ve haklarında, " RABB'im, nasıl onlar beni çocukluğumda şefkat ve ihtimamla  büyütüp yetiştirdilerse, SEN de onlara öyle merhamet buyur!” diye dua et. RABB'iniz, ( anne – babalarınız hakkında olsun, başka meselelerde olsun ) içinizden geçenleri, ( neler düşünüp, neler tasarladığınızı ve neler hissettiğinizi ) çok iyi bilmektedir. Eğer siz, gerçekten ( duygu, düşünce ve niyetlerinizde ) samimi iyi kişiler iseniz, şüphesiz ALLAH ( anne – babaya karşı elde olmadan yapılmış görev ihmali dahil ) günahlarından dolayı içten tevbe ile kendisine yönelenlere karşı çok bağışlayıcıdır.

Annemizi öyle bir sevgiyle karşılayalım ki; Doğumda çektiği ağrıları, mutluluk lezzeti ile takas etsin. Babamızı öyle bir sevgiyle karşılayalım ki; ömür boyu bir başka evlada imrenmesin.

ALLAH'ım ana kalbinde kendi NUR'unu kırk defa arttırır: ana kalbi kıranda, kırk defa eksiltir. Ana'nın her zerresi, yavrusunun her zerresine niyazdadır. Annenin duasını al ki, gülesin, iki alemde olasın. Duaların en makbulüdür, ananın ki. Göç ettiğinde ( öldüğünde ), muhakeme kurulup hesap sorulanda: " Ana duası alanı, yüzünü güldüreni ayırın, öyle kulu kayırın, hesabından düşürün ahreti gösterin " der yüce ALLAH'ım.

ŞUARA suresi, ayetler 214, 215 : En yakın akraba ve hısımlarını uyar, ve SANA UYAN MÜMİNLERE KANADINI İNDİR.

Hadis: Hediyeleşiniz; çünkü hediye nefret ve kinleri giderir.

NİSA suresi, ayet 35 : Eğer eşlerin arasının açılıp birbirinden ayrılacaklarından endişe ederseniz, bu takdirde erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden de bir hakem tayin edin. İki taraf da işi düzeltmek dilerse, ALLAH aralarını bulur ve onları uyuşmaya muvaffak eder. Şüphesiz ALLAH, her şeyi hakkıyla bilendir ve her şeyden hakkıyla haberdar olandır.

         Her an kendimizi yoklayalım ve bizdeki olumsuzluklarımızı olumlu hale çevirmek için gayret edelim. Kimin derdi varsa onun derdine yardımcı olalım. Kimin yarası varsa saralım, kendi kendimize cevap verelim! RABB'İMİN DİLEDİĞİNCE MİYİM ?

DOSTLUĞUN TARİFİ: Dost: Canını, malını, kanını feda edendir. Dost: Günahına, sevabına ortak olandır. Eğer dost senin hatanda seni uyarmıyorsa, hemen ondan uzaklaş çünkü o dostun değildir.

Dost dediğin: Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile, seni sevmeli….Sarınılacak biri olmadığın zamanlarda bile, sana sarılmalı…. Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile, sana dayanmalı. Dost dediğin, fanatik olmalı: bütün dünya seni üzdüğünde, sana moral vermeli