Franz ın Sayfası

Seni sevgisinden YARATAN,
senin dışında olan her şeyi de sevgisinden yarattığını unutma.
Yarattığını sevdiğin kadar ALLAH'ı sevmiş olursun.
ÖNSÖZ
ALLAHIMIN İSİMLERİ 1
ALLAHIMIN İSİMLERİ 2
AŞK
RAMAZAN FIRSATI
ALLAHIMIN İSİMLERİ 3
ALLAHIMIN İSİMLERİ 4
AHİRET ve ORADAKİ YAŞANTIMIZ
ADALET
ALLAH ve Peygamberler kimleri korur.
AFFETMEK
ALLAH NEDEN BİZ DİYOR
ALLAH’IMIN YEMİN EDEREK BAŞLADIĞI SURELER
ALLAH’IN AZABI KİMLEREDİR
ALLAH KISKANÇTIR
ALLAH KORKUSU
ALLAH AYIRMAZ KAYIRMAZ
ALAK SURESİ
ALLAH KİMLERİ RAHMET ve ŞEFAATİNDEN UZAKLAŞTIRIR
ALLAH’A İNANMAK
ALLAH’IM “ OL “ DEDİĞİNDE NASIL OLDURUR
ALLAH NASIL DUYAR-İŞİTİR-GÖRÜR
ALLAH NASIL DAVRANMAMIZI İSTİYOR
AHZAB SURESİ BİZİ UYARIYOR
AKLIMIZI ALLAH’IMIZIN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE KULLANMAK
ALLAH’A YARDIM ETMEK
ALLAH KİMLERİ RAHMET ve ŞEFAATİNDEN UZAKLAŞTIRIR
ALLAH ve İNSAN BİRBİRİNDEN KOPUK İKİ AYRI VARLIK MIDIR ?
AHDE VEFA
ALLAH DÜŞÜNCELERİ DE BİLİR
ALLAH’TAN DİLEMEK
ALTIN ANAHTARLAR
AYETEL KÜRSİ AÇIKLAMASI
ANA – BABA – EVLAT
ALLAH YALNIZ MÜMİNLERE YARDIM EDER
BANA NE, BEN BÖYLEYİM DEMEK YOK
BİZ BEDENLENMEDEN ÖNCE
BAYANLAR İLE EL SIKIŞMAK
ALLAH’IN BİZE VERDİĞİ GÜCÜ KULLANMAK
CEBRAİL YALNIZ FATİHA ve NEML SURELERİNİ BESMELEYLE VERDİ
AN’I YAŞAMAK NEDİR
DUA
DİLEKLERİMİZİN OLMASI İÇİN
DUANIN İKİ YÖNÜ
DOST
DUALARIN İŞLEYİŞİ
ARAŞTIR,ÖĞREN VE UYGULA
DÜNYAYA NİYE GELDİK
DÜNYA İLE AHİRETİ BİR TUTMAK
DOĞRULUK
DÜNYADA NE BÜYÜK BİR GÖREVİMİZ VAR BİLİYOR MUYUZ
Hz. FATIMA’NIN DUASI
EŞ OLMAK (KARI–KOCA DEĞİL)
Hz. FATIMA
EN’AM SURESİNDEKİ UYARILAR
FATİHA - YASİN
HİMALAYALAR’DAKİ SİVANA BİLGELERİN BİLGİLERİ
EZELDE ve DÜNYADA YAPTIKLARIMIZLA
NİÇİN EUZÜBİLLAHİ
HİÇKİMSE BAŞKASININ GÜNAHINI YÜKLENMEZ
İNSANLAR NELER YAPTIKTAN SONRA ALLAH’IN GAZABI GELİR
İNSAN NASIL HAYVANDAN AŞAĞI OLUR
HERŞEY ALLAH’TAN DEYİP KÖŞEYE ÇEKİLMEK Mİ?
İMTİHAN
HERKES İYİ BİR İNSANMIDIR
GARİP SABAHAT ABLANIN KALEMİNDEN 2
GARİP SABAHAT ABLAMIN KALEMİNDEN 4
Hz. İBRAHİM
HALA MI YANLIŞLARINA DEVAM EDECEKSİN
GÖÇ EDENİN ARKASINDAN ...
GARİP SABAHAT ABLA nın kaleminden 3
GARİP SABAHAT ABLANIN KALEMİNDEN 1
GECE UYUDUĞUMUZDA,RUHUMUZ MANA ALEMİNE ALINDIĞINDA
GÖÇ ETMEK (ÖLÜM)
İNSAN OLABİLME SANATI
İFTİRA ATANLAR
İNSANLARIN GERÇEK YÜZLERİ
GÖNÜL
HADİS
HZ.HAMZA
HADİSLER
KENDİMİZDE BAŞARMAMIZ GEREKENLER
UYARI
UYDURULMUŞ HADİSLER
HİZMET v e VAZİFE
KİMLERDEN UZAK KALMALIYIZ
HOŞGÖRÜ
KEVSER SURESİNİN RESULÜMÜZÜN AÇIKLAMASI
HANGİ ANNE BABAYA ÜF DENMEZ
ALLAH’IN UYARILARINA UYMAYANLAR
İNSAN,MÜSLÜMAN,MÜMİN,KUL
KADERDEKİ ROLÜMÜZ
KİMİ İNSANIN DÜNYA SINAVI NİÇİN AĞIRDIR
İNSANLARIN,VAREDİLMİŞ HER ZERRENİN,KÂİNATIN NİYE DUAYA İHTİYACI VARDIR
KORUMAK ve KORUNMAK
KADER
İNSANLARIN ÇOĞUNA UYARSAN
İNSANİ DEĞERLER ve kafirler
İTİKAF - ERBAİN
KUR’ANI ANLAMADAN OKUMAK
KUR’AN ve İÇİNDEKİ YABANCI LİSANLAR
KUR’AN SURELER HALİNDE İNMEMİŞTİR
KİMLER MÜNAFIKTIR
KENDİMİZİ ARINDIRMAMIZ
KUR’AN ve DİN
KIYAMET
KUR’AN’daki Tevrat,İncil,Zebur sureleri
KUL HAKKI
KÖTÜLÜKLERİ İYİLİKLE DEFETMEK
KUR’AN’I YAŞAMAK
KÖTÜLÜKLERİ ALLAH YAPTIRMAZ
NASİHATLER
Hz.HUHAMMED ve Hz. HATİCE
NAMAZ İLE İLGİLİ BİLGİLER
MÜSLÜMAN KİMDİR
NAMAZ - SALAT
Hz. MUHAMMED ( s.a.v )
MELEKLER
HER NAMAZ KILAN MÜMİN MİDİR
Hz. MERYEM
MAKAM
NEDEN HZ.MUHAMMED KÖTÜ SÖZ DUYACAĞI KİŞİNİN YANINA GİTMEZ VE YANINA SOKMAZDI
MELEKE
NASIL İNSAN OLUNUR
NEFS
NİYAZ
NİÇİN
OLAYLAR BİZE NE ÖĞRETİYOR
O GÜN
OLUŞ - BULUŞ
PEYGAMBERİMİZİN ve VELİLERİN ÖĞÜTLERİ
OLAYLAR KARŞISINDA NASIL DAVRANMAMIZ GEREKİYOR
PEYGAMBERLER DE HESABA ÇEKİLECEKLER
ÖĞÜTLER
RESULÜMÜ SEVMEKLE,O’NU SEVMİŞ Mİ OLUYORUZ.
ÖFKE
RUH
RUH ve RÜYA
RAMAZAN ve ORUÇ
REANKARNASYON
RESULÜNDEN
SEKAR’A ATILMAK
SESLENİŞ
SELAM
SALAVAT
SEVGİNİN YAŞANMASI
SEVGİ
SORUMLULUKLARIMIZ
SEYİRCİ OLARAK GELMEDİK DÜNYAYA
SİZ KENDİNİZİ DÜZELTMEYE BAKIN
SİTEM ETMEK
SÖZÜNDE DURMAK
SIRLAR DERYASI
SÖYLEŞİ
ŞEYTAN’IN VASIFLARI ve ETKİLEMESİ
TESLİMİYET
TANRI’M muradını nasıl gerçekleştiriyor
ŞEMS ve MEVLANA
ŞÜKÜR ve HAMD
TEVHİD (TEKLİK – BİRLİK)
TAHKİKİ İMAN
TEVEKKÜL NEDİR
TORUNUM CAN ve AİLEM
YARADILIŞ KAÇ EVREDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
YOLA GİRİŞ
EDEP 1
EDEP 2
YAKINDA OLACAK BÜYÜK OLAYLAR
YÜKLENDİĞİMİZ ve YAYDIĞIMIZ AKIM ( ENERJİ )
YED-İ NE DEMEK
ZİNA
MESAJ BORDU

ALLAH  NASIL  DAVRANMAMIZI İSTİYOR

 

           Sana vahyedilene uy ve ALLAH hüküm verinceye kadar sabret

                 O, hakimlerin ( hüküm verenlerin ) en hayırlısıdır.

                                         YUNUS suresi 109. ayeti

 

( Demeyi,susmaya tercih edelim! Bildiğimiz ile bilmeyene yol gösterelim, yardımcı olalım, her hal ile verelim yine verelim!..Her kademeye bilgi ölçüsünde değil, bildiğine – uyduğun ölçüde geçilir. Bilen, bilmeyenin sorumluluğunu da alır. Amma, uymayanın sorumluluğu kendisine aittir. YARATAN, bilene değil uyana verir. Dünyaya kendimizi bilmeye, bulmaya geldik. Kendini bilmeye, bulmaya mecbursun! O'ndan geldin, O'na döneceksin; öyle ise, sen olanı bileceksin. Bilmezsen, O'na ne yüzle döneceksin. )

 

ALLAH yolunda olanlar neler yaparlar : Ali İmran suresi, ayet 134 – 135.

            O takva sahipleri bollukta ve darlıkta harcayıp yedirenler, öfkelerini yutanlar, insanların kusurlarını bağışlayanlardır. ALLAH da iyilik edenleri sever ve bir günah işledikleri veya nefislerine zulüm ettikleri zaman ALLAH'ı anarak hemen günahlarının bağışlanmasını isteyenler ki, günahları ALLAH'dan başka kim bağışlayabilir  ?  hem de yaptıkları günaha bile bile ısrar etmemiş olanlar.

Hadis : Üç şeyi kendinde bulunduran kimseyi ALLAH kolay bir hesapla geçiştirir ve onu Rahmeti ile cennetine koyar: Vermeyene vermen, sana haksızlık edeni bağışlaman, seni ziyaret etmeyeni ziyaret etmen.

Yorum: Gönlünü pak mı yapmak istiyorsun: öyleyse kuluna göre söz edip tavır alma, her kulu bir tutup, bütünün parçası olduğunu bilip karşılıksız hizmet et ve her haliyle sev. Olmuş kulu yolunda görmek seni sevindirir, ham kulu görmek yerindirmesin. Kulun, YARATAN' ı da yaradılışı da BİR'dir. Bazı kulu vardır derdine düşmüş, dünyaya sıkı sıkı bağlanıp ahiretini unutmuş…..ona yardımcı olup, kendini bilmesine, ALLAH'ı dünyada bulmasına yardımcı olmak vazifemizdir. ALLAH'ımın AŞK'ına, gönüllerin şaşkına yol vermek; yola uyan, ALLAH'ımı bilen her kulun vazifesidir.

 

ALLAH'dan razı olmak : Fecr suresi, ayet 28.

            Dön RABB'ine, sen O'ndan razı, O da senden razı olarak.

Gümüşhanevi,1367 nolu hadis: Kişinin ALLAH katında bir derecesi bulunur. Ona yapacak olduğu her hangi bir amelle ulaşması mümkün olmaz. Bu sebeple ALLAH devamlı olarak onu hoşlanmadığı bir işle imtihan eder ve bu yüzden o ulaşamadığı dereceye ulaşır.

Yorum: ( Kulun varlığı nedir ? ALLAH'ımın NUR'udur! ALLAH'ımın NUR'unu harcamadı isen, korkun nedendir ? Bilmeden,harcanmaz! AŞK'ı gönülde oldukça,” ALLAH'ım SEN' inleyim!” dedikte; ALLAH'ımın gönderdiğinden başka kuvvet gelmez, gelse de barınamaz!   "ALLAH'ım SEN'den  geldim, ADI'n ile söze girdim, şüpheyi cümle gönüllerden sildim!” denilmeden gelinmez. ALLAH'ımın İZNİ olmadan, yaprak düşmez! Gönüller pak olsun, yolumuz HAK olsun, dilimizde ADI, gönlümüzde ateşi daim kalsın!”LAİLAHE İLLALLAH” dedikçe, çevrende toz kalmaz! Müsterih olasınız, gönüllerdeki kayguyu silesiniz.)

 

ALLAH'ın ve RESULÜ'nün önüne geçmeyin: Hucurat suresi, ayet 1.

           Ey iman edenler; söz ve hareketlerinizle ileri varıp da ALLAH'ın ve RESULÜ'nün önüne geçmeyin; ALLAH'dan korkun. Çünkü ALLAH Semi'dir = her şeyi işitir, Alim'dir = her şeyi bilir.

Gümüşhanevi, 1792 nolu hadis: Ben son fakat ( yaratılış itibari ile ) ilk peygamber olarak gönderildim. En iyi ifade gücü verilmiştir bana! Söz bana gayet muhtasar olarak bahş edildi. Sakın sizi cesaretle masiyete dalanlar helak etmesin.

Yorum: " OL " DİYEN YÜCE TANRIM  her kula şefaatçı olarak RESULÜ'nü seçti. Doğuşta, ondan olduğumuzu bilelim; göçte ( öldüğümüzde ) RESULÜ'nün himmetine sığınalım; ALLAH'ımın HUZURU'na, onun safında varalım; RESULÜ'nü dünya günümüzde analım ki, varışta onunla beraber olabilelim; unumuz elendikte, eleğin üstünde kalıp, atılandan olmayalım; hep BİR olalım, yeter ki onu bulalım.

 

Alay etmek, kötü lakap takmak: Hucurat suresi, ayet 11.

         Ey iman edenler; Bir kavim, diğer bir kavimle alay etmesin; olur ki, alay edilenler kendilerinden daha hayırlı bulunurlar. Bir takım kadınlar de diğer kadınlarla eğlenmesin; olur ki eğlenceye alınanlar kendilerinden daha hayırlı olurlar. Hem birbirinizi ayıplamayın ve kötü lakaplarla atışmayın. İmandan sonra fasıklıkla adlanmak ne kötü isimdir!....Kim de, tevbe etmezse, işte onlar kendilerine zulmedenlerdir.

Gümüşhanevi 1468 nolu hadis: İnsanlarla alay eden kimseler var ya kıyamette onlardan birine Cennetten bir kapı açılacak, haydi gel! Denilecek. Sıkıntısı ve üzüntüsü ile gelecek kapının önüne gelince, kapı yüzüne kapatılacak; sonra başka bir kapı açılacak, haydi gel! Denilecek, gene utanarak sıkılarak hemen koşacak fakat o kapı da yüzüne kapatılacak ve böylece devam edip duracak, nihayet kişiye kapı açılacak, haydi gel, haydi gel ( gir ) denilecek de ( kişi yine suratıma kapatılır ) endişesiyle gitmeyecek.

Gümüşhanevi 275 nolu hadis: Kardeşlerinizi isimleri ile çağırın, onları lakaplar takarak çağırmayın.

Yorum: Hepimizin YARATAN'ı bir, O'ndan geldik, O'na döneceğiz, hepimizde şah damarımızdan da yakın O, demek O bendeyse, sende de O var, alay ettiğin kişide de. Öyleyse düşün kiminle alay edip kötü lakap takıyorsun? Sonucuna katlanabilecek misin? Düşün bir daha düşün.

 

ALLAH'tan nasıl yardım dilemeliyiz: Bakara suresi, ayet 153.

            Ey iman edenler! Sabırla ve ibadetle ALLAH'tan yardım dileyin. ALLAH sabredenlerle beraberdir.

Gümüşhanevi 3730 nolu hadis: ALLAH'ın fazlından isteyiniz! Çünkü ALLAH kendisinden istenmesini sever. En üstün ibadet, duadan sonra halası ( kurtuluşu ) beklemektir.

Yorum: Niyaza dururken önce tamamen boşalalım…….Düşünelim; sevgimiz her düşündüğümüze yetiyor mu? Yoksa araya hala kin katıyor muyuz? Öyle oldukta, bomboş niyaza durdukta, elbet niyazımız bizi dilediğimiz yere vardırır. Yeter ki niyazımızı vazife gibi yapmayalım, gönlümüz ile yapalım. Boşluktan maksat sevgisizlik değildir. İyi kötü düşüncedir. Dualar: anında ALLAH'ıma , ALLAH'ımdan – ULU'nun ( koruyucu meleğimiz) makamına gider. Niyazlarımızın oluşu, bebeğin mama yiyişine benzer. Yavru mamayı yer, gelişir – büyür; niyazlarımız da öyledir.

 

ALLAH'ın yardımcıları olun: Saf suresi,ayet 14.

            Ey iman sahipleri! ALLAH'ın yardımcıları olun! Hani, Meryem oğlu İsa, havarilere:  " ALLAH'a gidişte benim yardımcılarım kimdir? " demişti de, havariler; " Biz ALLAH'ın yardımcılarıyız.” Cevabını vermişlerdi. Bunun ardından İsrail oğullarından bir zümre iman etmiş, bir zümre de küfre sapmıştı. Nihayet biz, iman sahiplerini düşmanlarına karşı güçlendirdik de onlar üstün geldiler.

Yorum: Her sözümüz RABB'imizin dileğince ağzımızdan çıkmalı. Her adımımızı O'nun dileğince atmalıyız. Kucağımızı her ALLAH diyene  açmalıyız. Hiç şüphe etmeyelim ki, YARATAN sevenin ve bilenin yanındadır. Gülenin yanındadır, ağlayanın yanındadır. Yeter ki ağlamamız umutsuzluktan olmasın, kendimizi kimsesiz bilmeyelim. En güzel günler için mana alemindekiler bizlere duacıdırlar, biz de duacı olalım. Madem ki her kulda şah damarından da yakındır O, öyleyse kula yaptığın her hizmette ALLAH'a yardım etmiş oluruz.       

 

Affedip yardım etmek: Maide suresi, ayet13.

           Sonunda verdikleri misakı ( ahd ve sözlerini ) bozdukları için onları lanetledik de kalplerini kas katı yaptık. Kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar. Öğütlenmek üzere çağırıldıkları şeyden nasiplenmeyi unuttular. İçlerinden çok azı hariç, sen onlardan hep hainlik görürsün. Bununla birlikte onları affet, ellerini tut. Çünkü ALLAH güzellik sergileyenleri sever.

Gümüşhanevi 4865 nolu hadis: ALLAH katında güzel ahlak üçtür: Sana haksızlık edeni bağışlaman, sana vermeyene vermen, seni ziyaret etmeyeni ziyaret etmen.

Yorum: ( İman edelim ki; ALLAH her olanı görücüdür, O vericidir, O hatalarımızı af dilersek silicidir. Hata işleyeni sen suçlama, ALLAH'ım görür! ALLAH'ımın gördüğüne söz etmek, O'na ortak koşmaktır. Unutma ki, ALLAH ADI'na tuttuğun her el; sana da el olur, akım ile yükselir. Akım yükseldikçe RAHMET çoğalır.)

 

ALLAH insanlara zulmetmez: Yunus suresi, ayet 44.

           ALLAH insanlara  hiç bir şekilde zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler.

Gümüşhanevi 6205 nolu hadis: Ey Aişe, ALLAH kullarına lutfu ile muamele edicidir. Her işte yumuşak davranılmasını sever.

Yorum: Her soruda önce kendimizi yoklayalım: Diyelim ki: Dayandığım ALLAH'ım asla beni bırakmaz, zor ile kaynaşsam da ateş ile yakmaz, kördüğüm gördüğüm olaylarda zora sokmaz. Öyle ise, gönlümüzden kayguyu silip dayandığımız ALLAH'ımıza şüphesiz inanalım. Hayırsız dediğimiz olayı, bilelim ki hayra açılan kapıdır; daha ağır gelecek şerri önler. Usandım! demeyelim, şikayetçi olmayalım! Şikayet, kulu daha kötüye götürür.     

       

Anlaşmazlıklarımızı ALLAH'a ve Peygamberimize havale edelim: Nisa suresi, ayet 59.

            Ey iman sahipleri! ALLAH'a itaat edin: Resule ve sizin içinizden olan iş ve yönetim sahibine de itaat edin. Sonra bir şeyde tartışmaya girdiniz mi, eğer ALLAH'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, onu ALLAH'a ve Resule arz edin. Böyle yapmanız hem daha hayırlı hem de sonuç bakımından daha güzeldir.

Gümüşhanevi  1810 nolu hadis: Dileğini ALLAH'a sunmayana, ALLAH gazap eder.

Yorum: Darda olduğumuz an; sadece O'nunla konuşalım ve O'nunla dertleşelim, O'nu uzakta arama, O sana şah damarından da yakın, yani O bizde. Dermanı verecek O'dur ! Kul - kulun derdine sadece söz ile ortak olur, ana – baba dahi olsa.

 

Bu dünya bir oyun, bir eğlencedir: En-am suresi, ayet 32.

             Şu iğreti, basit hayat bir oyun ve eğlenceden başka şey değildir. Sakınıp korunanlar için ahiret yurdu elbette ki daha iyidir. Hala aklınızı işletmeyecek misiniz ?

Gümüşhanevi 2168 nolu hadis: Ey nas, dünya geçici bir meta'dır! Onu iyi olan da alır, kötü olan da! Ahiret ise gerçek bir va'ddır. Orada ancak pek güçlü bir hükümdar hükmedecektir. Hakkı ısbat edecek, batılı da kökünden yıkacaktır. Şu halde ey insanlar, ahiret çocukları olunuz, dünya çocukları ( salikleri ) değil! Zira her anneye ancak çocuğu ( başkası değil ) uyar. ALLAH'tan korkarak çalışın. Bilin ki, siz amellerinizle " ALLAH'a " sunulacaksınız! Mutlaka ALLAH'a kavuşacaksınız! Kim zerre kadar hayır yapmışsa onu görecek, kim de zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.

Yorum: Ağız; dünyaya açılan bedende, kapı…..Dünyayı almak değil, dünyaya vermeyi bilelim! Dünyaya verdiğimiz bizi yüceltir, almayı dilediğimiz bizi küçültür. Dünyadaki halimiz, ahiretteki mertebemizdir. Ne kadar seversek o kadar sevilir, sevildiğimiz kadar dua alırız, aldığımız dualar bizi yüceltir.

 

Başkasının günahını çekmek var mı ? : El ısra suresi, ayet 15. ( En-am 164, Necm 38, Fatır 18 )

Kim doğru yolda giderse ancak kendisi için doğru yolda bulunur ( sevap kendisinedir ). Kim de sapıklık ederse, yalnız kendi aleyhine sapıklık eder ( cezasını çeker ). Hiçbir günahkar da başkasının günahını taşımaz. Bir de biz, bir Peygamber göndermedikçe azap etmeyiz.

Celal Yıldırım 3476. sayfadaki hadis: Kim güzel, yararlı bir çığır açarsa, onunla amel edildiği sürece, sevabı kendisine de verilir. Kim de kötü bir çığır açarsa, o terk edilinceye kadar günahı onadır.

 

Bütün işleri ALLAH düzenler: Secde suresi, ayet 5.

Gökten yere her şeyi tedbir eden O'dur. Sonra her iş size bin yıl, O'na bir gündür. Her iş O'na yükselir.

Yorum: ( O'nun yarattığına söz etmeyelim. Sevilmeyene göz atmayalım. Düzen RABB'imin düzenidir, şüphe etmeyelim. O dediyse oldurur, toprağa altın doldurur. Uzatalım köprüleri, kuşatalım gönülleri, sevindirelim inananları.   

 

Bağışlamak : Şura suresi, ayet 43.

             Her kim de sabredip suç bağışlarsa, işte bu işlerin en hayırlısındandır.

Yorum : Her kulu, ALLAH'ımın kuludur! Bilelim – sevelim, hali ne olursa olsun, birlikte kalalım. Kusursuzluk ALLAH'ıma mahsustur, bir kişiyi yargılamadan önce kendi yaptığın hataları ve günahları düşün, ALLAH'ımın seni nasıl bağışladığını  hatırla. Sen ALLAH'tan büyük müsün ki bağışlamazsın ? Öyleyse her olayda  ALLAH'ın sana  davrandığı gibi davran.

 

Bize verilen nimetler cümle ile pay edilmek için verilmiştir : Münafikun suresi, ayet 10.

( Bakara 254 – 272, Yasin 47 )

             Birinize ölüm gelip de : Ey RABB'im, beni kısa bir müddet için geciktirsen de sadaka versem ve salih kimselerden olsam, demeden önce size rızık olarak verdiğimiz şeylerden ALLAH yolunda sarfedin.

Yorum : ( Resulü der ki : RABB'ime en büyük niyaz ; kulu ile kulluğunu paylaştığındır, sevgini paylaştığındır, lokmanı paylaştığındır ! Paylaşan, asla kaybetmez! Ne nefesinde, ne kesesinde, ne hevesinde, ne bedeninde eksilen görülmemiştir.)

 

ALLAH bütün günahları affeder : Zümmer suresi, ayet 53. ( En – am 36, Rad 2, Hicr 49

Şuara 82. )

              De ki, Ey öz benlikleri aleyhine sınırı aşan / aşırı giden kullarım ! ALLAH'ın rahmetinden ümit kesmeyin. ALLAH, günahları tümden affeder. Çünkü O, mutlak GAFUR dur ( çok bağışlayıcıdır ), mutlak Rahim dir ( çok merhametli dir ).

Celal Yıldırım, 5266. sayfadaki hadis : Canımı kudret elinde tutan Zata yemin ederim ki, günah işler ve günahınız gökle yer arasını dolduracak duruma gelir, sonra da ALLAH'tan bağışlanmanızı dilerseniz elbet O sizi bağışlar.

Yorum : ALLAH'ımın verdiği her olayda, BÜYÜKLÜĞÜNÜ görelim; gönlümüze uymasa da, bize hoş gelmese de……..ALLAH'ım her olayı görür, sanmayın uzak kalır. Gönlünü yokla, YARATAN'ı orada bulacaksın! Kulun tek hatası; O'nu, sadece derde düştüğünde idrak edişidir. Hiç şüphe etmeyelim ki, ALLAH'ım, kulunun hatasını affedicidir! İdrak ettiği an, bütün hatalarını siler.

 

 

Başkalarının günahlarının affı için ALLAH'a dua et : Muhammed suresi, ayet 19.

             Şimdi ey Resulüm, şunu bil ki, ALLAH'dan başka hiçbir ilah yoktur. Bir de kendi günahına ve mümin erkeklerle mümin kadınlara mağfiret dile. ALLAH (dünyada ) dolaştığınız yeri de bilir, ( ahirette ) duracağınız yeri de.

Gümüşhanevi 905 nolu hadis : Biriniz ( din ) kardeşinde nasihata muhtaç bir kusur görürse onu hatırlatsın. ( eğer hatırlatmazsa ona ihanet etmiş olur )

1006 nolu hadis : Başkası için afiyet dile ki, ALLAH sana da ihsan etsin.

1341 nolu hadis : Dua, gelen ve gelecek olan musibetlere karşı faydalıdır. ALLAH'ın kulları, duadan ayrılmayın.

Yorum : Tek bir beden olduğumuzu bilelim, niyazlarımızda " bana " demeyelim, " bize " diyelim, biz dediğimizde o bizlikte ben de varım. Gördüğümüz görmediğimiz her şey              " BİZİM VARLIĞIMIZ ". Aradığımız da biziz. Her şeye sevgi ile bakalım, sevgi ile bakmasını bilen gerçek ibadeti bulmuştur çünkü o baktığı her yerde ALLAH'ı görür. Seni beni birlemeye gayret edelim, cümle için ALLAH'a niyaz edelim. Bu gün sen cümleye niyaz edersen, cümle de sana niyazdadır. Aynaya bak kimi görürsün ?

 

Şeytandan ALLAH'a sığınmak : Fussilet suresi, ayet 36.

                Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen ALLAH'a sığın! Çünkü O, işitendir ve bilendir.

Gümüşhanevi 851 nolu hadis : ( Ya Eba Hüreyre ) Şeytan lanetlendiğinde o, ben " Melun olarak lanetlendim!”der; ( fakat ) ondan ALLAH'a sığınırsan ( bu sefer ) o, belim kırıldı der.

Yorum : Gönlünü ALLAH ile öyle doldur ki, şeytana yer kalmasın. Neden hiçbir olayda kendinizi suçlamadınız, hep suçu yükleyecek bir varlık aradınız ? Olayda, hata benimdir! dersen, şeytan sana gelir mi? " ALLAH'ım affet, şeytana uydum " dersen, ALLAH'la  arana şeytanı koymuş olursun. 

 

Din hakkında emin olmadan konuşma : El Haç suresi, ayet 3 ve 8.

                 3 ) İnsanlardan kimi de vardır, ALLAH'ın dini hakkında bir bilgisi olmadığı halde, mücadele eder de, her inatçı şeytana tabi olur.

                 8 ) İnsanların kimi de vardır ki, ne bir bilgiye, ne bir delile, ne de aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın ALLAH'ın dini hakkında mücadele eder.

Gümüşhanevi 2393 nolu hadis : " Dini mevzularda " titizlik, ancak ümmetimin Salihlerinde, iyilerinde ve müttakilerinde olur, başkalarında bulunmaz.

2326 nolu hadis : Dinde bilgi sahibi olmak her Müslüman için ( vazgeçilmez ) bir haktır.

Yorum :Dinde baskı olmaz! Baskı ile sevgi verilmez! " Sev!...” diye zorbalık edilmez! Seven ile alay edilmez! Yaralı kol bükülmez.

İslamiyetin şartları KUR'AN dadır! Resulümüz onu da verdi, KUR'AN da verilenin gününe uymasını her mümin kuldan istedi.

 

Ecnebilerle evlenmek helaldir : Maide suresi, ayet 5.

                 Bu gün temiz ve pak nimetler size helal kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyeceği size helal olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlara helaldir. Namuslu, zina yapmamış ve gizli dostlar edinmemiş olduğunuz halde, mü'minlerden hür ve iffetli kadınlarla, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ( Hiristiyan ve Yahudiler'den ) yine hür ve iffetli kadınları, mehirlerini verip nikahlayınca, onlar size helaldir. Kim şeriyatın hükümlerini tanımaz, imanı inkar ederse, bütün yaptıkları boşa gitmiştir ; ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardandır.

Gümüşhanevi 4420 nolu hadis : Sana İsrafil, Cebrail, Mikail, Hamele-i Arş, ben de içlerinde olduğum halde dua etseler ( bile ) sen yine ALLAH'ın sana yazdığı kadınla evlenirsin. 

 

                                                       E M İ R N A M E 

 

Bu emirnameyi kendi ümmetim için,doğuda ve batıda,uzakta ve yakında olan,genç – ihtiyar, bilinen veya bilinmeyen Hiristiyanlar için yazıyorum.Bu emirlerimi dinlemeyenler ALLAH'ın iradesine,karşı gelmiş olurlar.İster sultan,ister sade,mütevazi bir müslüman olsunlar lanete hak kazanmış olurlar. Bir müslüman,bir hiristiyan kadınla münasebette bulunursa,onun kilisesinde ibadet etmesine engel olmamalı,dini ile kendisi arasına bir mani koymamalıdır.

Bunlara karşı hareket edenler ALLAH'a ve PEYGAMBER'lerine düşman sayılacaklardır. Müslümanlar kıyamet gününe kadar bu emirlere itaat etmekle mükelleftirler.

                                      Hz.MUHAMMED. ( s.a.v )

                                      1 Ağustos 623

                                      1.nci hicret yılı muharrem ayı 2.nci günü.

                                                                     

 

Gizli ve sessiz dua etmek : A'raf suresi, ayet 55.

              RABB'inize yalvararak ve gizlice dua edin. Muhakkak ki ALLAH, bağırıp çağırarak haddi aşanları sevmez.

Gümüşhanevi 589 nolu hadis : Biriniz dua ettiği zaman, kendi duasına ( da ) amin,desin.

1341 nolu hadis : Dua, gelen ve gelecek olan musibetlere karşı faydalıdır. ALLAH'ın kulları dua'dan ayrılmayın.

Yorum : Unutmayalım ki, ALLAH'ım bizim hayrımıza olan dualarımızı kabul eder. Bilelim ki, YARATAN'ım bizi bizden çok düşünür. ALLAH'ım, olmayacağın niyazını ettirmez. Etti isek, olacağından şüphe etmeyelim.

Duanın, kula zararı olmaz! Mezardan geçerken okuyalım: Ruhlar etrafımıza toplanır, bizi korurlar. Sudan geçerken okuyalım: bize yol verir. Dağdan geçerken okuyalım: okuyalım ki, kötüyü çevirsin.

" ALLAH'ım!..” diyenle,” ALLAH'ıma duacı ol!..” diyen, bir midir ?....ALLAH'ım bize ağız vermiş; neden biz kendimiz demeyelim, başkasına dua etmesi için havale edip, ALLAH ile aramıza mesafe koyalım. Duacı olmak güzeldir yakınına, amma vekaletten değil.

Kolun uyuştumu, oku; PEYGAMBER'imiz ve cümle ümmetinin Ruhuna ( unutma, kainattaki her zerre o'nun ümmetidir ). Dua dileyen gelip, gönül kapısı açık olana işaret verir…….Kolun uyuşması, başının ağrıması, kulak çınlaması, hep bunların işaretidir…..göz seyirmesi. İşareti alan okusun, " ALLAH'ım, cümle kullarına!....” desin.     

 

Güzel bir söz, başa kakılan sadakadan üstündür : Bakara suresi, ayet 263.

                Güzel, yapıcı bir söz, bir bağışlama, ardından bir eziyet gelen sadakadan daha üstündür. ALLAH Gani'dir, cömertliğine sınır yoktur: Halim'dir; hoşgörüsüne sınır yoktur.

Gümüşhanevi 3928 nolu hadis : Güzel söz söylemelisin, bol selam vermelisin, yemek yedirmelisin.

Yorum : Şunu bilelim ki;  " hoş söz, her kulda; Öz söz, Er kulda olur  " ! Dilden söylenen, gönülden geleni bildirir. Gönül ile dil arasında mutabakat olmalı, olduğu gibi görünmeli. Hiç şüphe etmeyelim ki, yumuşak söz, altın gönülden akar. Kulda hata görsen bile bakma, hatada suçlu arama ! Unutma ki, hataya sen düşürmüş olabilirsin. Sen düşürdü isen, ona nasıl yük vurabilirsin ? " Ben hata yapmam, doğrudan çıkmam!” diyen, hududu neyle çizer? Kul – kulu nasıl suçlar kul üstüne suç yükler? ALLAH'ımın yarattığı, yaratıp – gözettiği, NUR'u ile bezettiği kuluna, gözle – sözle suçu verirsin: YARATAN görmez mi, düzenini kurmaz mı? Eğer kulluğunu bilmiş isen, kuluna – kul gözüyle bakmış isen…..Unutulmasın her yarattığı iyi kötü O'nun kuludur! O'nun kuluna edilen söz, O'nun NUR'unadır. Kulun ölçüsü, O'ndandır! Sen, ne " iyi ", ne " kötü " diyemezsin, ölçüyü vuramazsın.

Cahillerden uzak durmak : A'raf suresi, ayet 199.

              Affetmeyi esas al. İyiyi ve güzeli emret, cahillerden yüz çevir.

Yorum : Elindeki pırlantayı cahile versen cam parçası diye çöpe atar. Gerçek bilgisini de cahile söylesen, derini yüzer. Herkese idrakleri derecesinde konuş amma asla ayırma – kayırma, onun da YARATAN'ı bir. Cahil olmasa alimin değeri meydana çıkar mı? Gece olmasa yıldızlar görünür mü? Herkes bir birine hizmettedir. Yaradılanı her haliyle sevelim.

 

Göç'te ( öldüğünde ) kişi kendi kendini yargılar : Isra suresi, ayet 14. ( Kıyamet 13 – 14 )

               Oku kitabını ! Bu gün hesap sorucu olarak öz benliğin yeter.

Hadis : Her insanın ameli boynuna asılı bulunacak.

Yorum : Göç'te ( öldüğünde ) bavulunda götürdüğün, işlediğin hayır ve şer'dir. Nasıl ki seyahatinde bavulunu kendin açar, temizi – kirliyi kendin ayırırsın, göçte de öyledir. Yaşadığımız müddetçe düşüncelerimiz, niyetlerimiz ve yaptıklarımız en ince  noktasına kadar kaydediliyor. Göç ettiğimizde herkes kendi kasetini inceleyip, kendi kendini yargılayacak. Dünyaya gelmeden önce ALLAH'a verdiğimiz söz ile, dünyada yaptıklarımız ne kadar bir birini tutuyor bunun muhakemesini herkesin önünde yapacağız.

 

Herkes ALLAH'a varacak : En – am suresi, ayet 36 – 38. ( Zümmer 53, Ra'd 2, Kehf 105. )

          36 ) Senin davetini, samimiyet ve can kulağı ile dinleyenler ancak kabul eder. Kalpleri ölü kafirleri ise, ALLAH kıyamette diriltir. Sonra hepsi O'nun huzuruna döndürülür.

          38 ) Yerde yürüyen hayvan ve iki kanadiyle uçan kuşlardan hepsi ancak sizin gibi ümmetlerdir. Biz O kitapta hiçbir şeyi noksan  bırakmadık. Sonra, ancak RABB'lerine toplanıp getirilirler.

Yorum : ( Acıyan ALLAH'ımın, gördüğünü – bildiğini, her kulda var olanı varettiğine inanırsan; kasıttan uzak kalırsın, ASLI'nı öylece bulursun.

Resulü'müz der ki : " Ten gibi beni ansalar,” ille ALLAH!..” deseler, ter misali nefsi akıtsalar : geliş – buluş, an gibidir.” Aşamayacağım!.....” demesinler. Su gibi akar ümmetim denilen yere. Kul çağrıldığı yeri bilir, şüphesiz gelir. Ümmet bendedir, cennet sendedir, MUHAMMED cümlede…….Günün – gecenin yargısı, kulun kaygusu olmasın,                      " ALLAH'ım!...” demeden gelmesin!..” ALLAH'ım!  " demeyen var mıdır? Öyle ise, kalan yoktur ! Gerçek, bilinendir. Bilen kim ? YARATAN, yaratıp – gözeten, gönderip çağıran. 

" ALLAH'ım !..” demeden çağırmaz, çağırdığında giden şüpheye düşülmez.)

 

Hesaba yalnız ALLAH çeker : Ra'd suresi, ayet 40.

            Onlara vaad ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de, seni vefat ettirsek de, ey Resulüm sana düşen ancak tebliğdir. Hesaba çekip ceza vermek de yalnız bize aittir.

Yorum : Olacağı ALLAH'ım hazırlar, kulun önüne serer. Onun için, kul üzüntü etmesin,

" ne olacak " demesin! Gücünü ; niyetine değil, niyazına harca. ALLAH dahi göç ettikten        ( öldükten ) sonra hesaba çekiyorsa, Ra'd suresi 40. ayetinde hesaba çekme selahiyetini Resulümüze dahi vermezken, biz hangi hak ile kulları hesaba çekiyoruz ?

 

Fenalıktan alıkoymayanların hali : Maide suresi, ayet 79 – 80 – 2.

             İşledikleri kötülükten bir birlerini vazgeçirmiyorlardı. Ne kötü şeydi yapmayı sürdürdükleri ! Onlardan bir çoğunun küfre sapanlarla dostluk kurduklarını görürsün. Öz benliklerinin onlar için hazırlayıp sunduğu şey gerçekten çok kötü! ALLAH, üzerlerine gazap indirmiştir. Azap içinde de onlar sürekli kalacaklardır.

Celal Yıldırım 5266.sayfadaki hadis : İsrailoğulları isyanlara başlayınca ilim adamları onları men'etmeğe çalıştılarsa da onlar vazgeçmediler. Sonra ilim adamları da onlara katılıp aynı mecliste oturup birlikte yediler ve içtiler.Bu sebeple ALLAH onların kalblerini bir birine vurdu da isyanları ve haddi aşmaları sebebiyle Davut ve İsa'nın diliyle onları lanetledi.

Yorum : Emrine uymayanlar, gönlünde HAK sesini duymayanlar, bilseler sonlarını, silerler dünlerini. Her an Azrail'in sana gelip " haydi gidiyoruz " dediğini düşün çünkü bir gün bu olacak, bundan kaçış yoktur. ALLAH'ın emirlerinin ne olduğunu öğrenmeden ve onları yapmadan " ne yüzle " O'nun huzuruna varacaksın ?

 

Sizi doğru yoldan çeviriyorlarsa babalarınızı ve kardeşlerinizi dost edinmeyin : Tevbe suresi, ayet 23.

             Ey iman edenler ! Babalarınız ve kardeşleriniz, eğer imana karşı inkarı seviyorlarsa, onları dostlar edinmeyin. İçinizden onları dost edinenler zalimlerin ta kendileridir.

Celal Yıldırım 2456. sayfadaki hadis : Canımı kudret elinde tutan ZAT'a yemin ederim ki, sizden birinize ben babasından, çocuğundan ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça        ( gerçek anlamda o ) iman etmiş sayılmaz.

Yorum : Bizi ALLAH'ımın emirlerinden başka şey yapmaya  zorluyorlarsa, anne, babamız, kardeşlerimiz ve akrabalarımız olsalar dahi onlara uymayalım. ALLAH'ıma hesap verirken onlar bizi kurtaramazlar, herkes kendi yaptığının hesabını verecektir.

 

İnsanları doğru yola iletmek : Nahl suresi, ayet 125.

              Ey Resulüm, insanları KUR'AN'la , güzel söz ve nasihatla RABB'inin yoluna davet et. Onlara karşı, en güzel olan bir mücadele ile mücadele yap. Şüphe yok ki, RABB'in , yolundan sapanı en iyi bilendir ve O, hidayete kavuşanları da en iyi bilendir.

Gümüşhanevi 1258 nolu hadis : ALLAH Azze Celle, melekleri, hatta yuvasındaki karıncalar, denizdeki balıklar bile, insanlara iyiyi ( doğruyu ) öğreten kimselere salat (istiğfar) ederler.

Yorum : İnsana onu tenkid ederek yol göstermeyelim: hatalı hallerini yüzüne vurmayalım. Hatalarını yüzüne vurursak, alacağımız cevap ve tavır bizi üzer. Kulun yolunu almasını diliyorsak " yolunun güzelliğinden " söz edelim ! Kırıcı olmayalım ki, kırılmayalım. Gönlünü almaya yol arayalım.

 

İyiliği emretmek, fenalıktan alıkoymak : Ali İmran suresi, ayet 114. ( Ali İmran 104 – 110, Lukman 17, Tevbe 71. )

               Yavrucuğum : namazı kıl, iyiliği emret, kötülüğü yasakla, başına gelene sabret. Çünkü bunu yapabilmek, zorlu / önemli işlerdendir.

Gümüşhanevi 2109 nolu hadis : Kim bir sapıklığa ( halkı ) çağırırsa ve bunda kendisine uyulursa, kendisine uyanların vebalini de üstüne alır,onların vebalinden de bir şey eksilmez. Kim de doğru yola davet ederse ve bunda kendisine uyulursa, o da kendisine uyanların ecri sayısınca ecir alır. Onların ecirlerinden de hiçbir şey eksilmez.

Yorum : Doğruyu : yüzüne tokat atarcasına söylemeyelim. Hz. Mevlana yolunu severek buldu. Dileyene, hatasını süsleyerek söyleyelim. Bize yapılmasını istemediğimizi başkasına yapmayalım. Arının iğnesi misali değil, balı misali hareket edelim. Hareketlerimizle örnek olalım, yoldan çıkanı gördüğümüzde, kırmadan yolunu gösterelim. Yapılan iyilikler, atomlar halinde yükselir: göçümüzde gelir bizleri bulur. 

 

İsraf etmeden yiyip içmek : A'raf suresi, ayet 31.

            Ey Ademoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. ALLAH israf edenleri sevmez.

Gümüşhanevi 68 nolu hadis : Ey Ademoğlu! Yanında sana yetecek kadar var; oysa sen, seni azdıracak şeyi istiyorsun. Ademoğlu, ne aza kanaat ediyorsun, ne de çokla doyuyorsun. Ademoğlu, vücudun sıhhatli ve nefsinden emin bir halde sabaha kavuştuğun zaman, yanında günlük yiyeceğinden varsa ( yeter ), dünyaya aldırma( peşini bırak ve seni ALLAH'a  yaklaştıracak amelle meşgul ol )

Yorum : Her verilen cümle için verilir, azdan çoktan kaçalım ve her şeyi gereği gibi kullanalım. Yerken, o lokmaları bulamayanları ve bulup da hastalığı nedeni ile yiyemeyenleri düşünelim.        

                            

İman – Akıl kullanmak : Yunus suresi, ayet 100.

            ALLAH'ın izni olmadıkça, hiçbir kimsenin iman etmesi mümkün değildir. Bir de ALLAH, akıllarını iyi kullanmayanlara azap verir.

Yorum : ( Umut edilenin olması, kulun mucize beklemesi, zayıflık değildir. ALLAH'a olan imanın yüceliğini gösterir, yalnız O'ndan beklediğini bildirir. İnananlar O'nundur, O'nadır; inandı isen, O'ndandır. Soğuk – sıcak verecek, güzel – çirkin görecek, tatlı – acı yiyecek,

" Hepsi güzel! " diyecek; o zaman, kulluğunu bilecek )

Her aklımıza geleni söylersek, ya gönül kırarız ya da kafamızı. Akla geleni önce mantığımızdan geçirelim ve gönlümüze uyuyorsa söyleyelim. Düşünerek bulamazsak, okuyarak arayalım! Eğer okuyarak bulamıyorsak, gezerek arayalım. Ya akıl ile, ya fikir ile, yahut da göz ile buluruz.

 

İnşallah : Kehf suresi, ayet 23 – 24.

             Hiçbir şey hakkında : " Ben, bunu, muhakkak yarın yaparım " söyleme. Ancak sözünü, ALLAH'ın dilemesine bağlıyarak ( ALLAH dilerse yapacağım ) söyle. ( inşallah demeyi  ) unuttuğun zaman ALLAH'ı an ve şöyle de :” olur ki RABB'im, beni, bundan daha yakın bir zamanda dosdoğru bir muvaffakiyete ulaştırır.

 

İmtihan : Bakara suresi, ayet 155,156,157. ( Bakara 214, İnşikak 19,Mülk 2, Kehf 7, Enbiya 35, Muhammed 31, Ankebut 2. )

               Yemin olsun ki sizi korku, açlık; Mallardan – canlardan – meyvelerden eksiltme türünden bir şeyle mutlaka imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele. Onlara bir ıstırap gelip çattığında şöyle derler:” Biz ALLAH içiniz ve sonunda O'na dönüp gideceğiz ". İşte böyleleri üzerine RABB'lerinden selamlar, bereketler var, bir rahmet var. İşte bunlardır iyiye ve güzele ermiş olanlar.

Gümüşhanevi 983 nolu hadis :İnsanlar içinde en ağır imtihana çekilenler Peygamberlerdir. Sonra sırasıyla ( manevi rütbede ) bir birlerini-derece bakımından takip edenlerdir. Kişi dinine göre imtihan edilir. Eğer dininde salabetli ise imtihanı ( uğrayacağı bela ve musibet  ) de o nispette ağır olur. Eğer dininde gevşek ise, o oranda imtihan edilir. Bela, kişiyi devamlı takip eder durur ve nihayet onu bırakırda kul yeryüzünde hiçbir günah olmayarak gezip dolaşır.

Yorum : Bizler birbirimiz ile imtihan ediliriz.ALLAH'ım beni imtihan et dediğinde imtihan edilmezsin ancak layık olduğunda imtihana tutulursun.Yaşantımız dünyaya gelmeden yazılmıştır, bizler niyetlerimizden imtihan ediliriz.

 

Yaşayacaklarımız önceden kayıtlıdır : Hadid suresi, ayet 22-23.( Bakara 214, İnşikak 19, Ta-ha 110, Tövbe 51.)

              Yeryüzünde ve kendi benliklerinizde meydana gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir KİTAP 'ta belirlenmiş olmasın. Bu, ALLAH için çok kolaydır. Böyle yapılmıştır ki, elinizden çıkana üzülüp ümitsizliğe düşmeyesiniz ve ALLAH'ın size verdiğiyle sevinip şımarmayasınız. Çünkü ALLAH, kendini beğenip övünenlerin hiç birini sevmez.

Hadis : Kulun ne olacağının yazıldığı hadis çok uzun ve teferuatlı yazıldığı için sayfamıza yazmadık, lütfen Celal Yıldırım'ın KUR'AN tevsiri 6.cilt 3098.sayfasındaki hadisi okuyunuz.

Yorum : ( Yaşantımıza verilen, kaderimizde görülen; en iyisidir. Hakkımıza razı olalım. Kaderden soruldu,” kainat niye kuruldu?” GÜC'ünün ölçüsünü arayan, geceyi-gündüzden öyle ayırdı. YAZAN; ne bu gün, ne dün yazmadı. Kainatın kuruluşunda her olay yazıldı, her yaratılanın rolü verildi. Senin gelişinin değeri, verişindendir. " Ne vereyim ?” dersen, ne alırsan.)               

 

İlk yaradılışı biliyorsunuz : Vakıa suresi, ayet 62.

               İlk yaradılışınızı biliyorsunuz: o halde niçin düşünmüyorsunuz ?

Yorum : Hiç bir şey yaratılmadan yani her şey enerji halindeyken biz neredeydik? O'nda değilmiydik? Peki kader yazılırken biz neredeydik? O'ndaydık çünkü biz YARATAN ile bir bütünüz ve orada da, burada da ( aslında orası burası bir bütün, arada boşluk yok. Arada bir ince perde var, at adımını oradasın ) hep ALLAH ile beraberiz. Bedenini düşün! Gözün, kulağın, kalbin ve diğer uzuvların senin dışındalar ve senden ayrılar mı ? onlarla sen sensin ve bir bütünsün. Kaderi de beraber yazdık, hepimiz rollerimizi seçtik ve dünyaya tecelli ettik. Kendimizi perdeleyen de yine biziz. Ne zaman ki, ALLAH'ımın emirlerini yerine getiririz, perdeler yavaş yavaş aralanır ve ilk yaradılışı hatırlarız. ALLAH'ımın emirlerini yerine getirebilmemiz için önce o emirlerin ne olduğunu öğrenmemiz gerekir. Rehberimiz KUR'AN, önderimiz Hz.MUHAMMED'dir.   

 

 

Kız çocukları müjdelendi : Zuhruf suresi, ayet 17.

               Onlardan biri, Rahman'a benzer gösterdiği / Rahman'a isnat ettiği kız evlatla müjdelendiğinde, yüzü simsiyah kesilir de öfkeden yutkunur durur.

Yorum : Bir ayette " Akıllarını gereği gibi kullanmadıkları için hesaba çekileceklerdir " deniyor. Şimdi size soruyoruz ; Hz. ADEM'de tecelli eden O' dur da Hz. HAVVA'da tecelli eden başka bir YARATAN mıdır? KUR'AN da " cennet anaların ayakları altındadır "mı deniyor yoksa " babaların "ayakları altında mı deniyor? Göç ettiğimizde ilk sual anaların hakkında olacaktır, sonra babaların.Bu misalleri çoğaltabiliriz. Öyleyse aklımızı gönlümüze bağlıyalım ve öylece düşünüp kadın gibi müjdelenmiş bir varlığı hakir görmekten ve ikinci sınıf gibi görmekten vaz geçelim. ALLAH'ımın ayırmadığını biz kim oluyoruz ki ayırıp hakir görüyoruz. Beyler beyler kendimize gelelim, belki şu yazımızı okurken göç vaktiniz gelmiş olur ve AZRAİL karşınıza dikilir, ne yüzle YARATAN'ın huzuruna çıkarsınız ? nasıl hesabınızı verirsiniz ? bu kul hakkı değil midir ? Şirk koşmayalım.EDEP YA HU.

                            

 

Eşlerinizle iyi geçinin : Nisa suresi, ayet 19.

                 Ey İman edenler! Kadınlara zorla mirasçı çıkmayın, size helal olmaz. Onlara vermiş olduğunuz şeyden bir kısmını geri almak için onları zorlamayın, meğer ki, açıkça bir fuhuş işlemiş olsunlar. Eğer onlardan hoşlanmazsanız bile onlarla güzel geçinin, belki ALLAH sizin nefret ettiğiniz bir şeyi hayırla doldurmuştur.

Hadis : Bir erkek hanımını döverse, kıyamette ben onun davacısı olurum.

Mümin erkeklerle, mümin kadınlar bir birlerinin dostlarıdır.

Celal Yıldırım 1252.sayfasındaki hadis : Kadınlar hakkında ALLAH'dan korkun: çünkü siz onları birer ilahi emanet olarak aldınız ve ALLAH sözüyle onları kendinize helal edindiniz.

Yorum : ALLAH için, sonsuza dek yaratılmış her insan sevgiye layıktır; sevilmelidir, övülmelidir. KUR'AN da kız çocuklarının doğumu müjdelendiğine göre ve gene ayette          " cennet anaların ayakları altındadır " deniliyor ise, kadının ALLAH yanındaki değeri apaçık meydandadır. Öyleyse eşlerimize gereken değeri verelim ve O'nun istediği gibi sevelim.

 

 

Eş ve çocuklarınızı affedin : Tegabun suresi, ayet 14.

              Ey iman edenler ! Şu bir gerçek ki, eşlerinizin ve evlatlarınızın içinden size bir düşman vardır; onlara karşı dikkatli olun. Eğer affeder, ellerini tutar, hatalarını görmezlikten gelirseniz, kuşkusuz ALLAH'da  affedici, merhamet edici olur.

Yorum : Eğer her hale hata bulursak, her insanda kusur arar görürsek, huzurlu ve mutlu olamayız, mühim olan kusurları görmemek ve affedici olmaktır. ALLAH her an bizi affediyor, peki biz ALLAH'tan büyükmüyüz ki, affetmiyoruz ? Unutmayınız bu dünyada ne ekersek öldüğümüzde onu bulacağız

 

Eşlerimize sevgi ve şefkatli olmalıyız : Rum suresi, ayet 21.

               O'nun size öz nefsinizden zevceler yaratması, O'nun ayetlerindendir. Onlarda sulh ve sükunet bulasınız diye, aranıza muhabbet ve şefkat koydu. Bunda gerçekten, düşünen bir kavim için ibretler vardır.

Yorum : Eşlerimizin gönlünü alır seversek ALLAH'ımın lütfuna ereriz. Sevdiğimiz kadar seviliriz. O'nun yarattığını sevmek, O'nun ile BİR olmaktır. Eğer sevenin gönlünü kırmış isen, ALLAH'ımın gönlünü de kırmış olursun. Seven, sevmediği kadar kendinden değer kaybeder. Eşini eş olarak sevmiyor isen ana olarak say çünkü eşinde ALLAH'ımın yaratıcılık sıfatı mevcuttur.  

 

KUR'AN'ı anladığın dilde oku : İbrahim suresi, ayet 4. ( Duhan 58, Fussilet 44, Zuhruf 3. )

                  Biz, her gönderdiğimiz Peygamberi, ancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik ki, onlara apaçık anlatsın. Artık, ALLAH dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini de hidayete erdirir.O her şeye galibdir, hükmünde hikmet sahibidir.

Gümüşhanevi 166 nolu hadis :Evet; ben onun batınını ( içini ) okuyorum, siz dışını okuyorsunuz! buyurdu, Ashab: için dıştan farkı nedir? diye sordular, ALLAH'ın Resulü: Ben onu anlamını düşünerek okuyup içindekiyle amel ediyorum: siz ise onu okuyorsunuz ve böylesiniz ( eliyle işaret etti ve yana doğru hareket ettirerek: düşünmeden çabucak okuyorsunuz ) buyurdu.

Gümüşhanevi 781 nolu hadis : Okuyucu ( KUR'AN ) okuduğu zaman, hata ederse yahut teganni yaparsa ya da okuyan acemi ise, melekler onu indirildiği gibi tam olarak yazar.

Yorum : KUR'AN'ı okumak değil, yaşamaktır önemli olan.RABB'im KUR'AN'ı " okuyun! Öğrenin! Öğretin! " diye verdi, kainatı kulunun önüne serdi. Öğren! Öğret! Uyan! Uy! ALLAH'ın bizden istediklerini öğrenip halimize verebilmemiz için KİTABI anladığımız dilde okumamız gerekir.   

               

KUR'AN kişilere eziyet çeksinler diye indirilmedi : Ta-ha suresi, ayet 2. ( Bakara 185 )

              Ey Resulüm, KUR'AN'ı sana eziyet çekesin diye indirmedik.

Gümüşhanevi 1343 nolu hadis : Din kolaylıktır. Kim dini zorlaştırmaya kalkarsa muhakkak mağlup düşer. Doğruluktan ayrılmayın, yaklaştırın, müjdeleyin, sabah çıkarken, akşam dönerken ve gece erkenden de sefere çıkarken ( ALLAH'dan ) yardım isteyin.

Gümüşhanevi 1769 nolu hadis : Siz kolaylaştırıcılar olarak gönderildiniz; zorlaştırıcılar olarak değil.

Yorum : ( İslamiyetin şartları, KUR'AN'dadır. RESULÜ'müz onu da verdi, KUR'AN da verilenin gününe uymasını her mümin kuldan istedi,” Zamana kendini uydur!..”dedi. Cemiyete kendini uydur, kendine baktırmayacak şekilde.” Müstesna olayım!..” diyen, kendine baktırandır. İstisnadan uzak tut kendini, yeter.)

    

 

 

KUR'AN'ı gece oku : Müzemmil suresi, ayet 1 den 6 ya kadar.( Furkan 64, Ali İmran17)

                  Muhakkak ki gece ( ibadet için yatağından ) kalkan kişi, neş'e bakımından daha kuvvetli, ( KUR'AN'ı ) okuyuş bakımından daha da sağlamdır.

Celal Yıldırım 6423. sayfasındaki hadis : Ey müminlerin annesi ( Hz.Aişe )! Resulüllah'ın gece ibadeti nasıldı? Diye sordum. O bana:” Sen Müzemmil suresini okumadın mı?” diye sordu. Ben de:” evet okuyorum "dedim. Bunun üzerine o şöyle dedi:” Cenab-ı Hak, şüphesiz bu surenin baş kısmıyla, Hz. Peygamber'e gece kalkıp ibadet etmeyi farz kılmıştır.

Yorum : Gecenin kıymetini bilelim, gece MELEKLER'den NUR'unu alalım! Seher vakti, gece ve gündüz meleklerinin bir arada olduğu andır! Bizler uykudan kalkıp bütün dünya düşüncelerinden arınmış olarak mana alemimizle en güzel şekilde irtibat kurabiliriz.

 

KUR'AN'ı düşünüp öğüt almak için oku : Kamer suresi, ayet 17. ( En-am 126, Nisa 82, A'raf 3, Nahl 44 )

                  And olsun ki, biz KUR'AN'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık; fakat düşünen mi var?

Hadis : İlim kadın ve erkek her müslümana farzdır.

Yorum : ( Nefes her kulda birdir, ne var ki nefesin ölçüsü ayrıdır. Hafız okur KUR'AN'ı, der ki, " andım CANAN'ı …..”; CANAN der ki,” BEN OKURUM KULUMUN GÖNLÜNÜ….”

Gönülde, lisan ayrılmaz! KUR'AN vericidir, ALLAH'ım görücüdür! KUR'AN okumak nedir? CANAN'ı anmak elbet, amma dediğini alabilirsen. ALLAH'ım söz ile değil, KUR'AN ile verir. KUR'AN'ı olduğu gibi okursun,” Amin " dersin geçersin. Tefsir deyip okursan, tolunu öğrenirsin. Okuyup geçmek mi, yolunu bulmak mıdır güzel?..Ama okuyuş, hafızınkidir güzel. Biliş, açıklanandır güzel.

 

KUR'AN'ı yavaş ve harfleri yutmadan oku : Isra suresi, ayet 106. ( Müzemmil 4 )

                Onu bir KUR'AN olarak, insanlara dura dura okuyasın diye kısımlara ayırıp ağır ağır indirdik.

Yorum : KUR'AN bir NUR'dur ve sevgi dolu bir enerjidir. KUR'AN'ı orijinalinden okurken harfleri yutmadan yavaş yavaş okumalıyız çünkü her harfin ayrı bir frekansı vardır. Okuduğumuzda alemlere yolladığımız olumlu enerji bir şemsiye gibi açılım yaparak tekrar yer yüzüne döner. Olumsuz enerji de aynı şekilde döner, onun için her an olumlu düşünmeye  ve olumlu şeyler yapmaya gayret edelim.

 

Korkutucu değil müjdeci ve uyarıcı ol : Isra suresi, ayet 105.

            Biz onu hak ile indirdik ve o hak ile indi. Seni de ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

Yorum : Bir ayette " KUR'AN ayeti müşrike korkutucu, mümine müjdeleyicidir” diyor. Demek ki ayni ayeti müşrik okuduğunda korkuyor, amma mümin okuduğunda ondaki müjdeleri anlayıp seviniyor. Öyleyse herkes bulunduğu makama göre ayetleri anlıyor.

Yukarıdaki ayetten de anlaşıldığı gibi ALLAH'ım Resulü'müzü ancak müjdeci ve uyarıcı olarak yollamıştır.

 

Kimseyi mümin olsun diye zorlamayın : Yunus suresi, ayet 99. ( Gaşiye 21-22 )

             Eğer RABB'in dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi toptan iman ederdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın.

Yorum : ALLAH'ım Resulü'müzü dahi uyarıcı ve müjdeleyici olarak yolladığına göre, bizler de gerçekleri tebliğ etmekle yükümlüyüz ama asla mümin olsun diye zorlayamayız. Resulü'müze verilmeyen bir vazifeyi biz nasıl yaparız. Bizler duvarın bu tarafını görmekteyiz, halbuki duvarın arka tarafında ne gizli olduğunu bilemiyoruz. Bize düşen olumsuz gördüğümüz kişiye yardım edip dua etmektir.

Kötü zan ve gıybet : Hucurat suresi, ayet 12.

              Ey iman edenler! Zandan çok sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Sinsi casuslar gibi ayıp aramayın. Gıybet ederek biriniz ötekini arkasından çekiştirmesin. Sizden biri, ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bakın bundan iğrendiniz. ALLAH'tan korkun. Hiç kuşkusuz, ALLAH tövbeleri çok kabul eden, Rahmeti sonsuz olandır.

Gümüşhanevi 105 nolu hadis : ALLAH'ın Resulü, " Gıybet nedir bilir misiniz? diye sordu. Ashap : ALLAH ve Resulü daha iyi bilirler dediler. Resulullah da : din kardeşini, hoşlanmadığı bir şey ile anmandır buyurdu. Sahabeden biri tarafından: Ya söylediğim şey kardeşimde bulunuyorsa? diye soruldu. Resulullah : söylediğin husus onda mevcut ise gıybet etmiş olursun, mevcut değilse ona iftirada bulunmuş olursun! buyurdu.

Hadis : Kim bir din kardeşini yaptığı günah ile ayıplarsa, kendisi aynı günahı yapmayınca ölmez.

Yorum : ( Dünya haline bakıp kulunu hor görmeyin; dünya haline bakıp, kuluna diz bükmeyin. Her hale hata buldukça, her kulda kusur gördükçe ; bir yere gelemezsin, vazife göremezsin. Düşünce kötüye döndüğü an, kulun her yönle irtibatı kesilir. Kötü düşündüğün andaki bunalım odur.

 

KUR'AN'dan olmadığı halde KUR'AN'danmış gibi söyleyip milleti aldatmak : Ali İmran suresi, ayet 78.

                 Onlardan bir zümre vardır, aslında KİTAP'tan olmayan bir şeyi siz KİTAP'tan sanasınız diye, dillerini KİTAP'la eğip bükerler. O, ALLAH katından olmadığı halde, " bu ALLAH katındandır” derler. Bilip durdukları halde, ALLAH hakkında yalan söylerler.  

 

Kurbanın etleri ve kanları ALLAH'a ulaşmaz : Hacc suresi, ayet 37.

               Onların ne etleri ne de kanları ALLAH'a asla ulaşmaz; fakat sizin takvanız O'na ulaşır. Onları size bu şekilde boyun eğdirdi ki, sizi hidayete erdirdiği için ALLAH'ı yücelterek anasınız. Güzel düşünüp güzel davrananlara müjde var.

Yorum : Sırat köprüsü fakirin duası ile geçilir, kestiğin koyun ile değil. Ölülerinize dua yollayın, hayır yapın, hayır yaptıklarınıza ölülerinizin adını verin duacı olsunlar. Bilelim ki her alemin malzemesi o alemde geçerlidir, bu maddi alemde kullandığımız her maddi olan şey bu aleme aittir ve hakikat alemine buradaki maddi şekliyle gitmez.

 

Kazara ölmek yoktur : Ali İmran suresi, ayet 145. ( Nahl 61, Fatır 11 )

                  ALLAH'ın izni olmadıkça hiçbir kişi ölmez. Vakti belirlenmiş bir yazıdır o. Dünya çıkarını gözetene ondan veririz; ahiret yararını gözetene de ondan veririz. Şükredenleri ödüllendireceğiz biz.

Gümüşhanevi 787 nolu hadis : ALLAH bir kişiyi ( belirli ) bir yerde ölmesini takdir ettiği zaman, onu oraya gitmeye zorunlu kılar.

Yorum : ( Göçünü (ölümünü ) özlemek : dünya kahrından ölmek değil, dünya sergisine rağmen O'na varmak özlemi……Göçün ( ölümün ) ne erkeni, ne de geçi yoktur! Onun için, ölümden sakınmak için tedbir yetersizdir.

                            

Kitabın gerçeklerini insanlara anlatmak : Nahl suresi, ayet 44. ( Ali İmran 187 )

                    Açık delillerle, kitaplarla gönderdik. Sana da bu Zikir'i / KUR'AN'ı vahyettik ki, kendilerine indirileni insanlara açık-seçik bildiresin de derin derin düşünebilsinler.

Gümüşhanevi 850 nolu hadis : Bu ümmetin son ( nesli ) ilk ( Salih neslini ) lanetlediği zaman, bu hususta ( dini ) bilgisi olan kişi bilgisini izhar ( göstersin, ortaya çıkarsın ) etsin. Çünkü ilmini gizleyen Muhammed'e indirilen KUR'AN'ı gizleyici gibidir.( İlmini gizleyen kimsenin ağzına kıyamet günü ateşten gem vurulacaktır.)

 

Kimseyi yaptığından dolayı yargılama : Isra suresi, ayet 84.

                     De ki : Herkes, kendi varlık yapısına uygun iş görür. Yolca daha doğru gidenin kim olduğunu RABB'iniz daha iyi bilir.

Yorum : ( Kim-kimi görür ise, nasibine niyazda bulunsun. Kim YÜCE'yi severse, kimseye sorgu yöneltmesin. Kim " ALLAH'ım " derse, kendinden başkasını asla yargılamasın. Dünya haline bakıp, kulunu hor görmeyelim; dünya haline bakıp kuluna diz bükmeyin.)

Hata işleyeni biz suçlamayalım, ALLAH'ım görür! ALLAH'ımın gördüğüne söz etmek, O'na ortak koşmaktır.

 

Kötülük sahibine döner : Fatır suresi, ayet 43 .

             Yeryüzünde kibirlendi ve kötülük tezgahladılar. Oysa ki tezgahlanan kötülük, sahibinden başkasını kuşatmaz. Öncekilerin başına gelenlerden başkasını mı bekliyorlar? ALLAH'ın yol ve yasasında değişme asla bulamazsın.ALLAH'ın yol ve yasasında döneklik de bulamazsın.

Gümüşhanevi 2107 nolu hadis : Bir topluluk şayet aralarında yapılan kötülüğü, çoğunluk olup, güçleri yettiği halde önlemezlerse, ALLAH cezasını hepsine teşmil eder.

Yorum : ( Aldatmak, insanın kuruntusudur.” Aldattım!....”der sevinirsin, on defa aldandığını unutursun. Sakın,” Beni aldattılar!...deyip üzülmeyin! Çünkü ALLAH'ım,” Aldattım!..” diyenden on katını alır; bir vesile ile, " ALLAH KERİM!...” diyene verir.

 

Kötülüğü iyilikle sav : Fussilet suresi, ayet 34-35.

               Güzellikle çirkinlik / iyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel tavırla sav. O zaman görürsün ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sımsıcak bir dost gibi oluvermiştir. Böyle bir tavra, sabredenlerden başkası ulaştırılmaz. Böyle bir tavra, büyük nasip sahibinden başkası ulaştırılmaz.

Yorum : Zillete düşen varsın düşmanımız olsun biz onu tekmelemeyelim. Hatasızlık ALLAH'ıma mahsustur bilelim. KUR'AN cahile, alime, arife hitap eder. Cahil: kısasa kısas'ı uygular yani sana tokat atana sen de bir tokat atabilirsin. Alim: Sana kötülük edeni affet.  Arif: Sana kötülük edeni affeder ona iyilikle cevap verirsen, meleklerden üstün olursun. Şimdi herkes hangi mertebe ile ALLAH'a varmak istiyorsa öyle hareket etsin.

 

Gümüşhanevi 4303 nolu hadis : Kendilerini erkeklere benzeten kadınlara, kendilerini kadınlara benzeten erkeklere ALLAH lanet etmiştir.

Gümüşhanevi 643 nolu hadis : İnsanlar atlara binip kıptiler gibi giyinerek Şam'a doğru yöneldikleri zaman, bir de erkekler erkeklerle,( lutilik yaptıkları ) kadınlar da kadınlarla

( cinsi ilişki kurup ) yetindikleri zaman, ALLAH canibinden onlara umumi bir bela gönderir.

 

Melekler bize dua ederler : Ahzab suresi, ayet 43.

               O, odur ki sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye üzerinize rahmet gönderiyor; melekleri de sizin için af diliyor. Zaten O, inananlara karşı çok merhametlidir.

Gümüşhanevi 1478 nolu hadis : Melekler biriniz için ( ALLAH'tan ) sofrası kurulu olduğu müddetçe rahmet diler.

Yorum : ( Meleklerin yeri renklerinden bilinir, yerden-göğe ahengi kurulur. Renk düzeninde, her Meleğin görevi vardır! Elbet yalnız renk düzeninde değil!.....Kulun kaçınılmaz kaderi denilen yazısında, Melekleri yardımcı görevdedirler, elbet kuluna yardımcı.) 

 

 

 

 

Melekler her an bizleri gözlüyorlar : Ra'd suresi, ayet 11. ( Kaf 21-22, Tarık 4, Zuhruf 80, Yunus 61 )

               Her insan için, önünden ve arkasından takip eden Melekler vardır; onu ALLAH'ın emriyle korurlar. Muhakkak ki ALLAH, bir topluma verdiği nimeti, onlar, kendilerindeki iyi hali fenalığa çevirmedikçe bozmaz. Bir topluma da ALLAH bir kötülük diledi mi, artık onun geri çevrilmesine hiçbir çare yoktur o toplum için ( kendilerine yardım edecek ) ALLAH'dan başka bir yardımcı da yoktur.

Gümüşhanevi 4693 nolu hadis : Herkesin kapısında mutlaka iki melek bulunur, o ( evden ) çıktığı zaman şöyle derler: Alim ya da öğrenci olarak yürü, üçüncüsü olma sakın.

Yorum : ALLAH'ım KUR'AN ayetlerinde de bildirdiği gibi bizlere gerçeği " misallerle " anlatır. Herkes bulunduğu makama göre anlar. Melekler  deyince bizden ayrı ve uzaklarda onları zannederiz, halbuki her an onlarla beraberiz. Görevlerine göre her melek bizi gözler ve korur.                  

 

Müslüman : El Haç suresi, ayet 78. ( Maide 111, Rahman 1-2-3-4, Yunus 84 )

                  ALLAH uğrunda gerektiği gibi cıhad ediniz. ALLAH, dinini muzaffer kılmak için sizi seçti. Din işinde üzerinize bir güçlük de yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde olduğu gibi. Bundan evvelki kitaplarda ve bu KUR'AN'da size Müslüman ismini ALLAH taktı, ki Peygamber, size karşı şahit olsun, siz de bütün insanlara karşı şahitler olasınız. Artık gereği üzere namazı kılın, zekatı verin ve ALLAH'ın dinine sarılın ki, Mevlanız O'dur. O ne güzel Mevladır ( dosttur ), ne güzel yardımcıdır!...

Yorum : ( Müslümanlık: kalıpta değil, gönüldedir. ALLAH'ımın VARLIĞI'nı şekilsiz bilmek, YARATAN'ımızı gönlümüzde görürsek, O'ndan geleni hal ile kabul edersek……

Kul, kötü olaya kulu karıştırır. Halbuki, kötü olay yoktur! Her olayın bir sebebi vardır! Her

" kötü!...”denen olay, bir hayır kapısına açılır. Bunu bilen, ALLAH'ımın verdiğini kayıtsız şartsız seven, her " çirkin!....”denende güzellik arayan; müslümandır. İslamiyet odur ki: kaçan kovalanmaz, arkadan asla vurulmaz,” aman " diyene el kaldırılmaz, kapısına geleni geri çevirmez. Unutulmasın, Müslümanlık sözde değil ÖZ'dedir, adından değil yadından bilinir. Kul iyi anılıyorsa, " ALLAH'ım razı olsun!...” deniliyorsa: o kul, ALLAH'ımın Müslüman kuludur. Yüce TANRI'ya varmak için, herkesin o kanaldan ( yani Hz.MUHAMMED'den ) geçmesi lazım. Dünyaya gelirken de o kanaldan geldik.” Herkes Müslüman olacaktır!” sözünün manası budur.)

 

Manastır, kilise, havra : El Haç suresi, ayet 40.

               Müminler, o mazlumlardır ki,” RABB'imiz ALLAH'dır ", demelerinden başka bir sebep olmaksızın yurtlarından haksız yere çıkarıldılar. Eğer, ALLAH insanların bir kısmını    ( müşrikleri ) bir kısmı ile ( müminlerle ) defetmeseydi, içlerinde ALLAH'ın ismi çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler elbette yıkılırdı. Muhakkak ki ALLAH, dinine yardım edene yardım edecek, zafer verecektir. Şüphe yok ki ALLAH, çok kuvvetlidir, her şeye galibdir.       

 

                                                                  E M İ R N A M E 

 

Bu emirnameyi kendi ümmetim için,doğuda ve batıda,uzakta ve yakında olan,genç – ihtiyar, bilinen veya bilinmeyen Hiristiyanlar için yazıyorum.Bu emirlerimi dinlemeyenler ALLAH'ın iradesine,karşı gelmiş olurlar.İster sultan,ister sade,mütevazi bir müslüman olsunlar lanete hak kazanmış olurlar.

Bir rahip ve keşiş bir dağa,bir mağaraya sığınır,ovada,çölde,şehirde,köyde,kilisede bulunursa, şahsen ve ordularım ve ümmetimle onun arkasındayım ve onu düşmanlarına karşı müdafaa ederim.Bu rahipler benim teb'alarımdır.Onlara bir fenalık gelmesinden çekinirim.Bir piskoposu vazifesinden,bir rahib'i kilisesinden,bir münzeviyi sığındığı yerden atmak yasaktır. Bir kilise yapılırken,bir cami veya bir müslüman evi yapılıyormuş gibi her türlü yardım yapılmalıdır.

                                      Hz.MUHAMMED. ( s.a.v )

                                      1 Ağustos 623

                                      1.nci hicret yılı muharrem ayı 2.nci günü.

 

Nimetler bütün kitap verilenlere helaldir : El Maide suresi, ayet 5. ( Bakara 29 )

              Bu gün temiz ve pak ni'metler size helal kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyeceği size helal olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlara helaldir. Namuslu, zina yapmamış ve gizli dostlar edinmemiş olduğunuz halde, müminlerden hür ve iffetli kadınlarla, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden yine hür ve iffetli kadınları, mehirlerini verip nikahlayınca, onlar size helaldir. Kim şeriatın hükümlerini tanımaz, imanı inkar ederse, bütün yaptıkları boşa gitmiştir; ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardandır.

Yorum : YARATAN'ımız nasibimizi yakınlarımızla  ve cümle ile paylaşalım diye verir. Hepimiz ALLAH'dan geldik ve ALLAH'a döneceğiz, Hz.MUHAMMED ümmetim dediğinde kainattaki her zerreye dedi ki, Fahri Alem oldu. ALLAH'ım ayırmayan-kayırmayandır, verilen nimetler cümleye verilmiştir. Öyleyse bizlerde ayırmayan-kayırmayan olalım ve RESULÜ'müzün önüne geçmeyelim.

 

Namazda KUR'AN'dan kolayınıza geleni okuyunuz : Müzemmil suresi, ayet 20.

                 Gerçekten, RABB'in biliyor ki sen üçte ikiye yakınını ( bazen ) yarısını, ( veya ) üçte birini ayakta durup ibadetle geçiriyorsun; seninle bulunanlardan bir kısmı da böyle yapıyor. ALLAH gece ile gündüzün ölçüsünü takdir eder. O, sizin onu sayamayacağınızı bildiği için size Rahmetiyle döndü. KUR'AN'dan kolay geleni okuyun. O bilir ki, içinizden hastalar olacak, bazılarınız ALLAH'ın lutfunu aramak uğrunda yolculuktadırlar, diğer bir kısmı da ALLAH yolunda çarpışacaklardır. O halde ondan kolay geleni okuyun. Salata kıyam edin, zekatı ödeyin, ALLAH'a gönül hoşluğu ile borç vermiş olun. Nefsinizin iyiliği için önceden ne gönderirseniz onu ALLAH nezdinde bulursunuz. Bu, daha hayırlıdır mükafatça da daha büyüktür. ALLAH'tan mağfiret dileyin. Gerçekten ALLAH Gafur'dur ( mağfireti çok boldur ) ve Rahim'dir ( çok merhametlidir ).

Gümüşhanevi 454 nolu hadis : Namaza kalktığın zaman ( Allahu ekber )de, sonra KUR'AN'dan kolayına gelen yeri oku.

Yorum : Her anımız namaz halinde olsun ki, daimi ibadette olalım. Okuduğumuz duaların anlamlarını öğrenip, duayı okurken anlamını tefekkür ederek okuyalım. Bilelim ki, rehberimiz KUR'AN, mürşidimiz Hz.MUHAMMED'dir. KUR'AN'da ALLAH'ımın bizden istediklerinin dışında kendi zanlarımızı ekleyip kimseye KİTAP'tanmış gibi söylemeyelim. El Nail suresi 116. ayeti okuyunuz lütfen.

 

Göç ederken ( ölürken ) Ruhumuz dua bekliyor : Kıyamet suresi, ayet 26-27.

                   İş onların sandığı gibi değil. Can, köprücüklere dayandığında, kim var” okuyup üfleyecek” denilir.

Yorum : Bilelim ki, ALLAH'ımın ELİ, niyaz edenin sırtındadır. Niyaz, beden ile Ruh arasındaki perdeyi açar! Ne var ki, O'na edilen niyaz…….Ne kadar küçük olsak da, niyazımız kadar O'na yaklaşırız. Hepimizin gönlü müstesna günlerde, hamur misali yuğrulmaya yatkındır, duamız da kabul olunur. Hepimiz bir bütünüz, başkasına ettiğimiz niyazda aslında kendimize de niyaz etmiş oluyoruz. Dua NUR'dur ve her zerrenin buna ihtiyacı vardır. Ruhumuz gerçek namaz ve oruç ile nefes alır. Resulü'müz bir gün Hz. Ömer dua ederken.

" Kardeşciğim Ömer,dualarından beni de eksik etme "demiştir. Bu gün onların beklediği dua, yarın göç ettiğimizde bizim bekleyeceğimiz olacaktır. Yunus:” Rahmet bana yerden gerektir " sözünü boşuna dememiştir. 

 

Sözünü tutmak : El Isra suresi, ayet 34.

              Yetimin malına yaklaşmayın. Ancak rüştüne erişinceye kadar, güzel bir yolla ilgilenebilirsiniz. Ahdinize vefalı olun çünkü verilen söz sorumluluk gerektirir.

Gümüşhanevi 1427 nolu hadis : Verdiği sözde durmayıp cayan gaddar, hain (ve zalim olan)

kimse için kıyamet günü bir sancak dikilir ve dikkat olunsun bu sancak falan oğlu falanın ahde vefasızlık alametidir, denilerek teşhir edilir.

Yorum : ( RESULÜ der ki, sözümüzün eri olalım, irice taşı yolda kıralım. ALLAH ALLAH Lailahe illallah. Sözünün eri olanın, her işi tavındadır, her düşü seyrindedir.Er kişinin; kavgada gözü sözü yoktur.)

Bilelim ki, RABB'im doğruda olan kulu bilir, doğruda olanı görür, eğer doğru yolda isek ve dürüst isek, bizim elimiz RABB'in ELİ'dir, dilimiz RABB'in DİLİ'dir,gözümüz RABB'in GÖZÜ'dür. Söz namustur, sözünü tutmayanın namusu da yoktur. Namusu olmayanın yeri de yoktur.

 

Şifa veren ALLAH'tır : Şuara suresi, ayet 80.

               Hastalandığımda  O'dur bana şifa veren.

Yorum : O'nun izni olmadan bir kuru yaprak dahi düşmez. Hastalığı veren O, şifayı verecek olan da O'dur. Doktor, ilaç hepsi vasıtadır. Şifayı O'ndan başka bir şeyden beklersek şirk koşmuş oluruz. Tabii ki, doktora gideceğiz amma doğru teşhis koyması ve doğru ilacı vermesi için ALLAH'ımdan yardım dileyeceğiz. İlacı içerken de onun bir vasıta olduğunu bilip yine şifa vermesi için ALLAH'ıma yöneleceğiz. ALLAH'ı gök yüzünde uzaklarda arama O her yerde, O' bize bizden daha yakın.” BEN kuluma şah damarından da yakınım " sözünü düşün, bir daha düşün.    

 

Sabır : Yusuf suresi, ayet 90. ( Ra'd 22-24.)

             Dediler ki; " Sen, yoksa sen Yusuf'musun?” Evet,dedi, ben Yusuf'um. İşte şu da kardeşim. ALLAH bize lutufta bulundu. Kim ALLAH'tan korkar, sabrederse ALLAH güzel düşünüp davrananların ödülünü yitirmez.

Gümüşhanevi 1637 nolu hadis : Büyük mükafat büyük bela karşılığında olur. ( makbul ) sabır ilk sadmededir.( musibeti; ilk çarpması sırasındadır ) ALLAH bir kavmi sevdi mi, onları bir takım musibetlerle ibtila eder. Kim razı olursa ona ALLAH'ın rızası vardır. Kim öfkelenirse ona da ALLAH'ın gazabı vardır.

Yorum : Kulun ölçüsü ALLAH'ımdandır! Biz, o ölçüye söz edersek, ALLAH'ıma güç gelir. Sabır: ALLAH'ımın GÜC'üne sahip olanda olur. Bizler olaylarda kendimizi hatalı bulsak, olaylar ortadan kalkmış olur. Sabırda selamet, selamette keramet vardır! Bilelim ki sabrı, sabırlıdan öğreniriz. Sabırlıda, pişmanlık vardır. Olan-olmayan, dönen-dönmeyen her olayda: önce kendimizi, sonra etrafımızı suçlamayı düşünelim ki, pişmanlıktan uzak kalalım. Sabırlı; sabırlı oluncaya kadar, türlü pişmanlıklar geçirir. Sabra yer veren, selamete nokta koyar.

 

Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol tayin ettik : Maide suresi, ayet 48.

              Ey Resulüm, sana da bu hak kitabı ( KUR'AN'ı ), kendinden önceki kitapları hem tasdikçi, hem onlar üzerine bir şahid olarak indirdik. O halde sen, ehl-i kitap arasında ALLAH'ın sana gönderdiği hükümlerle hüküm ver; sana gelen bu hakdan ayrılıp da onların arzuları arkasından gitme. Ey İnsanlar! Sizden her bir Peygamber için, bir şeriat ve bir yol tayin ettik.Eğer ALLAH dileseydi, hepinizi tek şeriata bağlı bir ümmet yapardı. Fakat sizi, zamana göre size verdiği şeriat ölçüleri içinde imtihan edecek. O halde hayırlı işler yapmakta birbirinizle yarışın. Sonunda toptan dönüşünüz ALLAH'adır. O gün, din hakkında yaptığınız ihtilafları ALLAH size haber verecektir.

Yorum : ( İstemek değil, yapmaktır asıl olan! Her kul ister ALLAH'ına varmayı. Varmak için öğrenmeli O'na dönmeyi, bilmeli yarattığını sevmeyi. Yolu yürümek için; uymak, yolun doğrusunda gitmek gerek. Sağa sola sapmadan, eğri yöne bakmadan yürürsen: tez varırsın, muradını alırsın. Şaşmamak-düşmemek için, YARDIMCI'nı anmalı ( koruyucu meleğimizi ), her gün duacı olmalısın, ALLAH'ına her an sığınmalısın! Dünyayı silmekle değil, sevmekle ALLAH'ıma varılır. )

 

Size selam verene siz de selam verin : Nisa suresi, ayet 86 .

                 Bir selam ile selamlandığınızda, onun daha güzeliyle yahut aynısıyla karşılık verin. Hiç kuşkusuz ALLAH Hasib'dir, her şeyi güzelce hesaplamaktadır.

Gümüşhanevi 5689 nolu hadis :Nefsim yed-i kudretinde olana yemin olsun ki, iman etmedikçe cennete giremezsiniz! Bir birinizi sevmedikçe tam iman etmiş olamazsınız. Dikkat edin size bir şey gösteriyorum, onu yaptığınız zaman bir birlerinizi seversiniz. Aranızda selamı yaygın hale getirin.

Hadis : İnsanların ALLAH yanında en makbul olanları, selamı önce verenlerdir. Selam vermeyen bizden değildir. Selam vermek sünnet, selam almak farzdır.

Yorum : ( Selam: HAK'kın kuluna tecellisidir, kulun HAK'ta kendini bilmesidir.Selam, ALLAH'ın kuluna olan aşkının ifadesidir. Selam: Dillerde, söyleyenindir. Selam; gönüllerde, AŞK'ını bekleyenindir. Selam: dinleyenlerde, madde ile manayı bağlayanındır. SELAM, AÇAR HER KAPIYI, SEVEN GEÇER HER YAPIYI. İNSANLAR O'NUN SELAM'IDIR.

Dost ol, Dost ile kal, her yaratılmışta  DOST'u bul, selam kapısı o zaman açıktır.

 

Şeytan HAK yolunda olana tesir edemez : Isra suresi, ayet 65. ( Hicr 40-41-42, Nahl 99-100 )

                   Doğrusu, benim o gerçek kullarım var ya! Senin ( ey İblis ) onlar üzerine hiçbir hakimiyetin yoktur. RABB'in ise, vekil olarak yeter.

Gümüşhanevi 1390 nolu hadis : Şeytan dedi ki: Ey RAB, İzzetin hakkı için, Ruhları cesedlerinde bulunduğu müddetçe kullarını igva etmeden bırakıp ayrılmam! RAB Teala Hazretleri de şu mukabelede bulundu; İzzetim ve Celalim hakkı için BEN de onları, BANA istiğfarda bulundukları sürece mağfiret edip duracağım.

Yorum : ( Şeytan, isyanın örneğidir. Eğer şeytan olmasa; sen-senliğinde kalırsın, benliğini bulamazsın, ben deyip benliğini silemezsin. Mümin olan, şeytandan korkmaz. Suç da, sevap da, kulun sadece kendinindir.; ne alınır,ne satılır, ne paylaşılır…..Neden hiçbir olayda kendinizi suçlamadınız, hep suçu yükleyecek bir varlık aradınız? "Olaylarda, hata benimdir!...” dersen, şeytan sana gelir mi? " ALLAH'ım affet, şeytana uydum!..” dersen, ALLAH'la arana Şeytan'ı koymuş olursun. Gönüller bozmadıkça, niyetler tozmadıkça; kulun yolu değişmez, şeytan ona erişmez! SEN GÖNLÜNÜ ALLAH  İLE O KADAR DOLDUR Kİ, ŞEYTANA YER KALMASIN.) 

 

İnsan saptırdığı kişilerin günahlarını yüklenir : Nahl suresi, ayet 25.

             Şunun için ki onlar, kıyamet günü kendi günahlarını tamamen yüklendikten başka, ilimsizlik yüzünden saptırdıkları kişilerin günahlarının bir kısmını da yüklenecekler. Bakın, ne kötü şey yükleniyorlar.

Gümüşhanevi 2109 nolu hadis : Kim bir sapıklığa ( halkı ) çağırırsa ve bunda kendisine uyulursa kendisine uyanların vebalını da üstüne alır, onların vebalından da bir şey eksilmez. Kim de doğru yola davet ederse ve bunda kendisine uyulursa, o da kendisine uyanların ecri sayısınca ecir alır. Onların ecirlerinden de hiçbir şey eksilmez.

 

Tövbe edip iman edenler : Meryem suresi, ayet 60.

                 Tövbe eden, iman edip barışa yönelik iyi iş yapan müstesna. Böyleleri cennete girecekler ve hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmayacaklar.

Gümüşhanevi 2307 nolu hadis : Günahtan tevbe eden, günahı olmayan gibidir! ALLAH bir kulu sevdi mi ona günah bir zarar vermez; ölmeden önce ona tevbe etmeyi nasip eder.

Yorum : ( Hatadan, tövbe ile kurtulursun. Hata olmasa, doğruyu bulamazsın. Kusursuzluk, ALLAH'ıma mahsustur! Hatanı bilip AF'fına sığınırsan, elbet affolursun. Hiçbir günah, ALLAH'ımın AFFEDİCİLİK sıfatı'ndan büyük olamaz.     

 

 

Üzüntü ve tasayı ALLAH'a açmak : Yusuf suresi, ayet 86.

             O dedi ki: Ben hüznümü ve kederimi yalnız ALLAH'a şikayet ediyorum ve ben ALLAH tarafından sizin bilmediklerinizi bilirim.

Yorum : ( Derdini demek için; mekan arama, kul önünde durma! Derdini derecek, gönlünü görecek, düğümünü çözecek, sadece ALLAH'ımdır! AŞK'ımı bilen de O, kainatı veren de O, sebebini halk eden de O……..O'ndan geldik, O'ndan aldık, O'na döneceğiz; neden, elden medet bekleyeceğiz? )

 

Enes Bin Malik'den hadis ( İslam alimleri ansiklopedisi 1.cilt 305.sayfa ) :

          Ey Enes, bir iş yapmak istediğin vakit, 7 defa RABB'ine istihare et. Sonra kalbinin meylettiği tarafı yap. Hayır ondadır.

 

Gümüşhanevi 3420 nolu hadis : İnsanlara anlayabileceklerini anlatın, anlayamayacaklarını anlatmayın ki, aksi takdirde ALLAH'ı ve Resulü'nü yalanlamış olursunuz.

 

Hadis : Siz kadınların evinizde işlerinizi yaparken çektiğiniz sıkıntı, inşallah, ALLAH yolunda cıhad edenlerin cıhadına denk olur.

 

Bir arkadaşıma uğrayıp sohbet ederken orada bulunan bir kişi çok güzel bir yazı okudu ve fotokopisini bize verdi. Hz.Şeyh Mustafa DEVATİ'nin bu güzel yazısını sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Eğer hala KIZIYORSAN, kendin ile olan kavgan bitmemiş demektir. Eğer hala KIRILIYORSAN, gönül evinin tuğlaları pekişmemiş demektir. Eğer hala KINIYORSAN, düşüncelerin yeterince berraklaşmamış demektir. Eğer hala KARŞILIKSIZ SEVMİYOR ve SEVGİNDE AYRIM YAPIYORSAN, hala akıl ve mantığını kullanıyor, içindeki sevginin boyutlanmasına engel oluyorsun demektir. Eğer hala " BEN " demekten vazgeçmiyorsan, dizginlerin hala nefsinin elinde ve sen bu esarete boyun eğiyorsun demektir. VE EĞER HALA " ŞİKAYET " EDİYORSAN, HAKİKATİ GÖREMİYORSUN DEMEKTİR!....

 

Evet kardeşlerim yazımızı bir niyaz ile bitirelim :

                Her an Yüce RABB'imin ADI'nı anmaya, O'na niyazlarımızı sunmaya ve ALLAH'ımın muradına uymaya niyet edelim. O, varlığı, darlığı, zorluğu görendir. YARATAN O'na yöneleni sarandır, öyleyse her zerremiz ile her an yalnız O'na yönelelim.

O bir damla dileyene destisiyle sunandır, sunduğunu kimseyi ayırmadan kayırmadan, karşılık beklemeden paylaşmak nasibimiz olsun. SENİN ile SANA dönmeyi kaderimiz yazsın ALLAH'ım Amin. Bilmeliyiz ki, ALLAH'ım bize hayır olanı verir, bizde güzeli görür, O'na elimizi açmadıkça, O'nun yolunu seçmedikçe karanlığa yöneliriz ve HAK olandan ayrılırız.

YARATAN'ımıza dua edelim: " SEN bizi SANA yönelt, sadece SEN bize umut ol, RABB'im defterimizden kara çizgileri sil, her birimizin adını Erenlere sevdir, Amin.”

Rahim ve Rahman olan ALLAH'ımın, hatalarımıza örtü, kalbimize, günlerimize hayır vermesi için O'nun bizden istediklerini yapmaya gayret edip cümlemiz affına sığınalım. Bize KENDİNDEN sır vermesi ve yaşarken kendimizi bulabilmemiz için sevgimizi her zerreye bölelim, her zerreyi ALLAH yarattı diye sevelim, sevelim, sevelim. Böylece bir birimizde gerçeğini bulalım, sonlara hayır ile ulaşalım ve CANAN ile buluşabilmemiz için niyaz edelim. " Ya RABB'im bizi bize bırakma, bizden Rahmetini çekme, sevgilerimizi gönüllerimizden sökme. Amin.

Her an O'nun ile olduğumuzu hiç unutmayalım, göndereceği kula kim olursa olsun severek hizmet edelim, dünyaya her doğanda şah damarından da yakınsa O, her hizmet ettiğimiz kişilerde YARATAN'a hizmet etmiş oluruz. Unutmayalım ki, çiçeği, dikeni, taşı, toprağı, kuşu, kuzuyu da kendi NUR'undan yarattı, öyleyse her zerreyi O'ndan diye sevip hizmet edelim.

KUR'AN'ı okumak değil, yaşamaktır önemli olan.

O güzel yüzünüzden gülücükler hiç eksik olmasın, ALLAH'ıma emanet olun.