27.05.2012
NİÇİN " EUZÜBİLLAHİ MİNEŞ-ŞEYTANİRACİM "DE.
( KİMLERDEN ALLAH'A SIĞINMALIYIZ )
KAMER suresi, ayet 22: And olsun BİZ, KUR'AN'ı DÜŞÜNÜP ÖĞÜT ALMAK İÇİN kolaylaştırdık. Var mı DÜŞÜNÜP ÖĞÜT ALAN?
İşleri düzene koyan ALLAH'ın ADI'yla!
ALLAH'ım NAHL suresi 98. Ayetinde KUR'AN'ı okumaya başlarken önce Euzübillahi mineş-şeytaniracim deyip, şeytandan, cinlerden ve insan şeklindeki şeytanlardan ( şeytanlaşmış insanlardan ) ALLAH'a sığınıp KUR'AN'ı okumaya başlamamızı EMREDİYOR.
NAHL suresi, ayet 98: KUR'AN'ı okuduğun zaman, o kovulmuş, taşlanmış Şeytan'dan ALLAH'a sığın / " Euzübillahi mine'ş-şeytaniracim " de
Peki şimdi düşünelim KUR'AN okumaya başlarken Şeytan'dan ve cinlerden ALLAH'a sığınırız ki, okuma esnasında aklımıza vesvese vermesin. Ya insanlardan, okurken niye ALLAH'a sığınalım? Bunu NAS ve FELAK sureleri açıklıyor.
NAS SURESİ: De ki; insanların RABB'ine sığınırım. İnsanların yöneticisine, yönlendiricisine, insanların ilahına. Kıvrılıp kıvrılıp saklanan, sinip sinip GİZLENEN vesvesenin / o sinsi, o aldatıcı şeytanın şerrinden, insanların göğüslerine KUŞKULAR, KURUNTULAR SOKAR. O; cinlerden de olur, İNSANLARDAN DA.
Ayette geçen " HANNAS " sözcüğü, " Hunus " kökünden türemiş; " çok sinsi, gizlenen, gizlilik siyaseti güden " anlamındadır. Hannas sözcüğünü, " gizli düşman, derin düşman " olarak da ele alabilir ve buradan yola çıkarak bu gizli düşmanı iki gurupta inceleyebiliriz.
Birinci gurup gizli düşman: İÇİMİZDEKİ GİZLİ DÜŞMANDIR. Bu bizim içimizdeki Şeytanımızdır; ham düşüncemiz, İblis'tir. Yani, hevamızdır. ( Heva: bir terim olarak, nefsin, akıl ve din tarafından yasaklanan kötü arzulara karşı olan eğilimi, isteği ve kötü arzularına ESİR OLAN demektir. ) Nitekim RABB'imiz bunu bize KAF suresinde şöyle bildirmiştir.
KAF suresi, ayet 16: Hiç kuşkusuz, insanı BİZ yarattık ve nefsinin ona ne vesvese verdiğini de BİZ biliriz. VE BİZ ONA ŞAH DAMARINDAN DAHA YAKINIZ.
Gizli düşmanın dışarıda değil de, insanın içinde olduğunun vurgusu 5. Ayette fi suduri'n-nas ( insanların göğüslerinde, kalplerinde, akıllarında, zihinlerinde ) denilmek suretiyle yapılmıştır. Dolayısıyla gizli düşman kendi içimizde faaliyet göstermektedir.
İkinci gurup gizli düşman ise; toplum içindeki Hannas'tır. Bunlar ÇEVREMİZDEKİ ŞEYTANLAŞMIŞ KİŞİLERDİR, güçler ve kurumlardır. Toplumda kendilerini doğrudan hiç göstermezler, sürekli piyon kullanırlar. Ya da değişik etkileme yollarıyla zehirlerini zerk ederler, akıl ve fikirleri çelerek kişileri ve kuruluşları yönlendirir, türlü fenalıklara düşürürler. Bunlar insanları ALLAH yoluna gitmekten alıkoyar, hatta din ve imandan çıkarır, ya da din ve imana gelmelerine engel olur, onları ebedi felakete sürüklerler. Bu ikinci gurup hannas EN'AM suresinde bize şöyle açıklanmıştır.
EN'AM suresi, ayet 121 : Şeytanlar kendi dostlarına, sizinle mücadele etmeleri için vahyederler ( gizlice telkinde bulunurlar ). ONLARA BOYUN EĞERSENİZ SİZ DE MÜŞRİKLERDEN ( ALLAH'a ortak koşanlardan ) OLDUNUZ DEMEKTİR.
EN'AM suresi, ayetler 112, 113 : Ve böyle BİZ her Peygambere İNSAN ve cin şeytanlarını düşman kılmışızdır. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını telkin eder dururlar. Eğer RABB'in dileseydi, bunu yapamazlardı. O halde bırak şunları uydurdukları hurafeler ile haşrolsunlar. Ahirete inanmayanların gönülleri ona ( yaldızlı laflara ) aksın ve ondan hoşlansınlar da KAZANIP GELDİKLERİ GÜNAHLARI KAZANMAYA DEVAM ETSİNLER.
Şeytan; KUR'AN'da kötülüğün sembolü olup, kötülük ve şer telkin eden her şey " şeytan " olarak isimlendirilir. Kötülük telkin eden bir insana Şeytan dendiği gibi, kıskançlık, öfke, fesat gibi kötü duygulara da Şeytan denilmiştir. Ayette dendiği gibi " o cinlerden de olur, insanlardan da ". Dolayısıyla Şeytan görünmez ve müstakil bir varlık değildir. KUR'AN'da insanlar için " Şeytan " nitelemesinin yapıldığı bir diğer örnek BAKARA suresindedir.
BAKARA suresi, ayet 14: Ve inananlara rastladıklarında, " inanıyoruz " derler. Ve Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında, " Biz kesin olarak sizinleyiz ve onlarla yalnızca alay ediyoruz " derler.
Bu ayette Şeytan olarak nitelenenler, " görünmez varlık Şeytan " değil, münafıkları ayartan ve ONLAR GİBİ İNSAN OLAN AKIL HOCALARIDIR. KUR'AN'da " Şeytan " dan bahseden tüm ayetler dikkate alındığında; haramın yenmesini, haksız kazanç elde edilmesini emreden ve öneren. Kötülük, hayasızlık ve ALLAH'a karşı bilmediğimiz şeyleri söylememizi emreden. Bizi fakirlikle korkutan. Bizi kuruntulara düşüren. ALLAH'ın yarattıklarını değiştirmeyi emreden. Bizleri kandırmak için yaldızlı sözler fısıldayan. İnsanlara ve ALLAH'a verdiğimiz sözleri tutmamamızı fısıldayan. Gönül kırmayı fısıldayan. Bize vesvese verip zihin bulandıran. Yaptığımız amellerimizle bizi şımartan. Bizi azdıran. İçki, uyuşturucu ve kumarla aramıza düşmanlık ve kin sokmak isteyen. ALLAH'ı anmaktan ve O'na namaz – niyazdan bizi geri bırakmak isteyen kişilerin, güçlerin ve huyların hepsi birer Şeytandır.
NAHL suresi, ayet 63: ALLAH'a yemin olsun ki, BİZ senden önceki birçok ümmete de Peygamberler gönderdik. Şeytan onlara ( insanlara ) KENDİ YAPTIKLARI İŞLERİ SÜSLÜ GÖSTERDİ. O Şeytan o çeşit ( karakterdeki ) insanların bu gün de yönlendiricisidir.
Onlar için acı bir azap vardır.
FUSSİLET suresi, ayet 36: Eğer Şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa HEMEN ALLAH'A SIĞIN! Çünkü O, işitendir ve bilendir.
Ayetlerde ve Hadislerde münafığın tarifini yapmış YARATAN'ım, münafık hakkındaki ayet hepimize bir ibret olmalı.
HADİS ( Müslim, iman 109, 110. Abdullah İbni As ( r.a ); Resulullah ( s.a.v ) şöyle buyurdu: Münafık, kendisine bir şey emanet edilince hıyanet eder. Konuşunca yalan söyler. Verdikleri sözde durmazlar. Düşmanlık yapınca da aşırı gider. Bu dört huy kimde bulunursa, o tam münafıktır. Oruç tutsa, namaz kılsa, Müslüman olduğunu söylese de münafıktır.
TEVBE suresi, ayet 84: Münafıklardan ölen hiçbir kimse üzerine, HİÇBİR ZAMAN NAMAZ KILMA; KABRİ BAŞINDA DURMA. Çünkü onlar, ALLAH'ı ve Resulü'nü tanımadılar ve kafir olarak can verdiler.
NİSA suresi, ayet 145: Şüphesiz münafıklar cehennemin en alt tabakasındadırlar; onları bir kurtaracak da bulamazsın.
TEVBE suresi, ayet 73: Ey o şanlı Peygamber! Kafirlerle, münafıklarla mücadele et ( savaş ) ve onlara karşı SERT OL. Onların varacakları yer cehennemdir ki, o ne kötü bir dönüş yeridir.
FELAK SURESİ : De ki; " Yarattığı şeylerin şerrinden ve çöktüğü zaman karanlığın şerrinden ve düğümlere tükürüp üfleyenlerin şerrinden ve kıskandığı zaman kıskancın şerrinden Felakın RABB'ine sığınırım.
Önce RABB nedir ? bilgimizi tazeleyelim.
RABB: TERBİYE EDİP eğiten, yarattıklarını BELİRLİ BİR PROGRAMA UYGUN OLARAK bir takım hedeflere götüren, GELİŞMEYİ PROGRAMLAYIP YÖNETEN demektir. ( Tavırdan tavra, halden hale tekamül ettirerek, insanlık vazifelerini duyurarak, mümtaz bir halde hemcinsiyle birlikte cem'iyyet halinde yaşayacak hale getiren ve getirmekte olan / bulunan ve bu suretle onları TERBİYE EDİP, KENDİ VARLIĞINI SEZDİRİP, Hak ve hayır uğrunda çalışmak yolunu gösteren ).
Şimdi ayetteki şerrinden kelimesini inceleyelim:
Şerrinden / zararından ALLAH'a sığınılması gerektiği bildirilen " çöken, bastıran karanlık " bundan önceki surelerde " gece " sözcüğüyle ifade edilmiş olan CEHALETTİR, BİLGİSİZLİKTİR, YOBAZLIKTIR,( Burada bahsedilen cehalet, okumamış kişiler olduğu gibi, okumuş diplomalı gaflet içinde olan cahillerdir ) atalar dinine ve geleneklere körü körüne bağlanıp kalmaktır. Cehaletin, bilgisizliğin şerrinden kurtulmak için insanların çabaları yeterli olmayıp ALLAH'IN RAHMETİ GEREKLİDİR.
HASET: Kıskanmak, çekememek, başkasında olan sağlık, zenginlik ve benzeri nimetlerden dolayı rahatsız olarak, o kişiden o nimetin gitmesini istemek demektir. Haset, kalpte bulunan ve insanı kötülüklere sürükleyen en önemli ve gayr-i ahlaki özelliklerden, hastalıklardan birisidir. Haset, çirkin huyların en zararlılarındandır. Kişiye iyice yerleşir, bütün benliğe hakim olur ve gittikçe artar. İşte asıl üzerinde durulması gereken ve tehlikeli olan haset de bu hasettir. Haset eden kimsenin içinde sürekli bir ateş yanar. Bu ateş onu yakar, yavaş yavaş eritir.
Sırf KUR'AN okurken mi ALLAH'a sığınacağız ?
HADİS: Resul'ü kötü söz duyacağı kişinin yanına sokulmazdı.
Bu hadis'ten de anlaşılacağı gibi her an insanlar arasında iken kendimizi koruyup ALLAH'a sığınmalıyız.
MERYEM suresi, ayet 72: Sonra BİZ, KORUNUP SAKINANLARI kurtaracağız, zalimleri de orada dizleri üzerinde çökmüş bırakacağız.
FETİH suresi, ayet 29: MUHAMMED ALLAH'ın Resulü'dür. Onun yanında bulunan mü'minler, KAFİRLERE KARŞI ÇOK SERT, kendi aralarında son derece merhametlidirler.
NAS suresinde; vesvese veren, aldatıcı, kuşkular ve kuruntular sokan cinlerden ve İNSANLARDAN.
FELAK suresinde; Kıskanç kişilerden, bize zarar verecek insanlardan. Cehaletten, bigisizlerden, yobazlardan, haset edenlerden.
KUR'AN AYETLERİNDE; ALLAH'ın bize kimlerden uzak durmamızı ayet ayet şöyle bildirmiştir: Dünyaya tapanlardan…ALLAH'tan başkalarını put edinenlerden…KUR'AN'ın emirlerinin dışında hareket edenlerden…ALLAH'a ve insanlara verdikleri sözlerini yerine getirmeyenlerden…Münafıklardan…Kafirlerden…Kendilerine doğru yol apaçık belli olduktan sonra eski hallerine dönenlerden…Yalancı ve alabildiğine nankör kimselerden…Kişi bir şeyi gizli gizli yapıyorsa…Yetimi itip kakan ve hakkını yiyenlerden…
Yaptıkları ibadetleri halk görsün de kendilerinden bahsetsinler diye yapanlardan Peygamberleri yalanlayanlardan…Onun bunun ayıbını arayanlardan…Dedikodu yapanlardan.
İyi ve yararlı işlere engel olanlardan…Kaba, zalim, zulmeden, soysuz olanlardan… Suçlulardan, günahkarlardan ve suça günaha itenlerden ve itenleri koruyanlardan… Haksızlık yapanlardan…Düşmanını dost edinenlerden…Günahlarına tövbe etmeyenlerden… Yalan yere şahitlik yapanlardan…Aşağılıklardan…
FURKAN suresi, ayet 28: Eyvah, KEŞKE FALANCAYI DOST EDİNMESEYDİM.
Not: Yukarıda özetini yazdığımız konular ile ilgili açık ayetleri www.franzinsayfasi.com internet sitemizde KİMLERDEN UZAK DURMALIYIZ yazımızdan okuyabilirsiniz.
NAHL suresi, ayet 99: Gerçek şu ki; İMAN EDİP de yalnız RABB'lerine tevekkül edenler üzerine onun ( şeytanın ) bir hakimiyeti yoktur.
ASR suresi, ayetler 2, 3 : İnsan, gerçekten tam bir hüsran içindedir. İnanıp barışa yönelik işler yapanlar, birbirlerine Hakkı önerenler müstesnadır.
|