BİZ BEDENLENMEDEN ÖNCE BEZMİ
EZELDE ( RUHLAR ALEMİNDE )
ALLAH'A NE SÖZLER VERİP DÜNYAYA GELDİK ?6.4.2021
Koruyan
ve Bağışlayan ALLAH'ın ADIYLA!
Ayetler
ile RESULÜ'müzün sözleri ve VELİ kullarının sözleriyle Ezelde ALLAH'a
verdiğimiz sözlerimizi ve ALLAH'ımın bizim yapmamızı istediği EMİRLERİNİ bu
yazımızda öğrenelim!
Bizim
görevimiz ALLAH'ımın EMRİ üzerine sadece size açıkça tebliğ etmektir.
HİCR 94,95: Emrolunduğun
şeyi, KAFALARINI ÇATLATIRCASINA TEBLİĞ
ET: Şirke bulaşmışlara aldanma. Alay edip eğlenenlere biz sana yeteriz.
KAMER 17,22,32,40: Andolsun
ki BİZ KUR'AN'I ÖĞÜT ( ALMAK ) İÇİN
KOLAYLAŞTIRDIK. ÖĞÜT ALAN VAR MI?
ZARİYAT 55: Sen
öğüt vermeye devam et. ÇÜNKÜ ÖĞÜT,
İNANANLARA FAYDA VERİR.
A'RAF 174: İşte
BİZ DOĞRU YOLA DÖNMELERİ İÇİN ayetleri
böyle açıklıyoruz.
Hz. ABDÜLKADİR GEYLANİ: Ey
insanlar! Büyük bir iş için yaratıldınız ama çoğunuzun bundan haberi yok.
SAF 14: Ey
İman edenler ALLAH'IN YARDIMCILARI OLUN.
HAC 40: ALLAH, KENDİSİNE YARDIM
EDENE elbette yardım
eder. ALLAH elbette KAVİ'dir, AZİZ'dir.
FETİH 9: ALLAH'A ve PEYGAMBERE YARDIM EDİN.
BAKARA 245, MÜZEMMİL 20, HADİD 11,
TEĞABÜN 17: ALLAH'A GÜZEL BİR BORÇ-ÖDÜNÇ VERİN.
BAKARA 42: Hakkı
batıla karıştırıp da BİLE BİLE HAKKI
GİZLEMEYİN.
AHDİMİZ: Yaradılmışlığa
ilk adımda RESULÜNE UYULACAĞI SÖZÜDÜR.
ANDIMIZ: YARADAN'A KULU OLACAĞIMIZA
DAİR VERDİĞİMİZ SÖZDÜR.
TEVBE 77: ALLAH'A VERDİKLERİ SÖZÜ
TUTMADIKLARI ve YALAN SÖYLEMEYİ ADET EDİNDİKLERİ İÇİN, 0' da
bu fiillerinin akıbetini kalplerinde kıyamet gününe kadar sürecek bir nifaka
dönüştürdü.
" Hem HAK ile olmaya, hem HAK OLANI BULMAYA, HEM GERÇEĞİNDE KALMAYA”,
SÖZ VERDİK, SÖZÜMÜZDE DURMALIYIZ…” Verdiğimiz sözü tutmaya, üzerimizdeki OLUMSUZU ATMAYA " niyet edip gayret
etmeliyiz. ( ŞEMS suresi 8,9,10 ayetlerini dikkatlice okuyunuz lütfen ).
FUSSILET 19,29: Bütün
uzuvlarımız BİZİM YAPTIKLARIMIZA
ŞAHİTLİK YAPACAKLAR.
A'RAF 102: Esasen
BİZ ÇOĞUNUN EZELDE VERDİKLERİ SÖZDE DURDUKLARININ
YARATILIŞ AMAÇLARINA UYGUN HAREKET ETTİKLERİNİ GÖRMEDİK. GÖRDÜĞÜMÜZ, SADECE
ÇOĞUNUN YOLDAN ÇIKMIŞ, SÖZLERİNDEN DÖNMÜŞ OLDUKLARIDIR.
A'RAF 172,173: Vaktiyle
RABB'in Âdemoğullarının bellerinden soylarını alıp çıkardı ve onlara,” BEN SİZİN RABB'İNİZ DEĞİL MİYİM ? "
Diye
sordu. Onlar da, " EVET SEN BİZİM
RABB'İMİZSİN " cevabını verdiler ve böylece ALLAH onları ( bu ikrarlarıyla
) kendilerine şahit yaptı. BİZ bunu: kıyamet günü " Bizim bundan ( Tek bir ALLAH'a inanmamız gerektiğinden ) haberimiz
yoktu”. Ya da " Bundan önce atalarımız şirke düşmüş, biz onlardan sonra gelen
nesilleriz. RABB'imiz! Şimdi SEN bâtıl yolda olanların yaptıkları işler
yüzünden bizi cezalandıracak mısın ?” demeyesiniz diye yaptık.
KUL: KENDİNİ YÖNETMEKLE MÜKELLEFTİR.
ŞERDEN KAÇANLA BERABERİZ.
Hz. MUHAMMED: Gerçek
bilginin sahibi olan, RUHUNDAN KULUNA
ÜFLEYEN ALLAH'IM: kulunun " her zerrede yaratılmışlığın sırrına ermesini:
her zerrede YARATAN'ını görmesini, yerden göğe GERÇEĞİ BULMASINI " murad etti ve idrakin gerçekleşebilmesi için
de,
" YARATILMIŞLIĞIN GERÇEK BİLGİSİ
OLAN " KUR'AN'I KERİM'İ HER KULUN ÖZ'ÜNDE MEVCUT KILDI. ALLAH'ım:
ÖZ'de olanı bildirsin, buldursun, bilgimiz üstündeki örtüyü kaldırsın. AMİN
RA'D 20,21: İşte
bu akıl sahipleri ( yaratılışında ) ALLAH'A
KESİN OLARAK VERDİKLERİ SÖZE SADIK KALAN ve ANLAŞMALARINI BOZMAYANLARDIR. Yine
bu kimseler ALLAH'IN YAPILMASINI
EMRETTİĞİ ŞEYLERİ YERİNE GETİRİRLER. RABLERİNE KARŞI BİR KUSUR İŞLEMEKTEN
ÇEKİNİRLER, kıyamet günü hesaplarının çetin olmasından korkarlar.
MAİDE 1: Ey
İman edenler! Yaptığınız anlaşmalarınıza: ALLAH'A
ve İNSANLARA VERDİĞİNİZ SÖZLERE SADIK KALIN ( ALLAH'IN KOYDUĞU HÜKÜMLERE UYUN )
( İman etmiş olmak, O'nun emirlerini yerine getirmeye dair zımnen ALLAH ile
sözleşme yapmak anlamına gelir. Ayetin devamından, bunun ALLAH'a verilen söz
olduğu anlaşılsa da bu emir, insanlar arasındaki her türlü sözleşme için de
geçerlidir.
MAİDE 7: ALLAH'ın
size verdiği nimetleri ve O'nun sizden
aldığı sözüdaima hatırlayın. Hani o zaman,” işittik ve itaat ettik
"demiştiniz.O HALDE ALLAH'A VERDİĞİNİZ
SÖZ KONUSUNDA DUYARLI ve BİLİNÇLİ OLUN. Şüphesiz ALLAH kalplerde gizlenen
düşünce ve niyetleri çok iyi bilir.
MAİDE 16: O
Kitapla ( KUR'AN ile ) ALLAH: RAZI
OLDUĞU İŞLERİ YAPAN KİMSELERİ KURTULUŞ YOLLARINA İLETİR ve kendi izniyle
onları karanlıklardan aydınlığa çıkararak, yolun en doğrusuna ulaştırır.
MAİDE 44: HER ZAMAN GERÇEKLERİ
SÖYLE.
SAD 67,68: Ey
Peygamber! De ki; Bu KUR'AN büyük bir haber, bir bilgi kaynağıdır”. " SİZ ONDAN YÜZ ÇEVİRİYORSUNUZ”.
YUNUS 30: O
GÜN orada HERKES DÜNYADA İKEN YAPTIĞI
ŞEYLERİ GÖZÜNÜN ÖNÜNE GETİRECEK, AMEL DEFTERİNDEN OKUYACAK.
MÜ'MİN 15: Yüceler
yücesi, dilediğinin derecesini yükselten, arşın sahibi olan O ALLAH, insanları
hesap günüyle uyarması için KENDİ
EMRİYLE VAHYİ, KULLARINDAN DİLEDİĞİNE İNDİRİR.
BAKARA 105: ALLAH, DİLEDİĞİ KULUNU
RAHMETİYLE SEÇKİN ve VAZİFELİ KILAR.
Hz. MUHAMMED: Bilen,
bilmeyenin sorumluluğunu da alır. AMMA,
UYAMAYANIN SORUMLULUĞU KENDİSİNE AİTTİR.
BAKARA 58- A'RAF 161: BİZ, SÖZÜNDE
SADAKAT GÖSTERENLERE NİMETLERİMİZİ DAHA DA ARTTIRIRIZ.
EN'AM 152: Bir
söz söylediğinizde, akrabanız bile olsa MUTLAKA
ADALETİ GÖZETİN: DOĞRUYU SÖYLEYİN. ALLAH'A ve İNSANLARA VERDİĞİNİZ SÖZLERİ
YERİNE GETİRİN. İşte ALLAH ÖĞÜT ALIP
DÜŞÜNESİNİZ DİYE BUNLARI SİZE BİLDİRMEKTEDİR.
Candostlarımwww.franzinsayfasi.com
internet sayfamızdan AHDE VEFA yazımızı
da okuyunuz lütfen.
NAHL 91,94,95,96 – FETİH 10: Bir de
ANTLAŞMA YAPTIĞINIZDA ALLAH'IN AHDİNİ YERİNE GETİRİN ve SAĞLAM ETTİĞİNİZ
YEMİNLERİ BOZMAYIN!
Her
yaratılmışın elinde bir kalem vardır. O
KALEMLE HEP DOĞRUYU YAZINIZ, DOĞRU SÖYLEYİNİZ, DOĞRU YOLDA GİDİNİZ.
SÖZÜ SÖZE KATMAYIN, NAMERT ELİ
TUTMAYIN. ALEYHİNE DE OLSA, HAKKI SÖYLE.
YUNUS 100: Ve O, AKLINI
KULLANMAYANLARI; pisliğe, küfre ve her türlü belâya düçar
eder. ( Bu konuyla ilgili diğer ayetler: A'RAF 169- BAKARA 44,76- AL'İ İMRAN
65- EN'AM 32- YUNUS 16- HUD 51- YUSUF 109- ENBİYA 10,67- MÜMİNUN 80- KASAS 60-
SAFFAT 138- YASİN 62-68- FECR 1,5 )
Ateşten geçmek için, üstünden atlamak
gerekir. SEN KENDİNİ KORUMAYI BİLMEZSEN,
SEN SANA VERİLEN AKLI KULLANMAZSAN; ne derdine derman bulursun, ne dertlere
derman olursun.
İnsan kulluğunu bilmeli; kulluk
fistanını giymeli. Seven-sevilen olmalı. Seven-sevilen insan ASLA BAŞINI EĞMEZ, KİMSENİN ETEĞİNİ EŞİĞİNİ
ÖPMEZ. BAŞ EĞİLECEK TEK VARLIK ALLAH'IMIZDIR, GÜÇ ALACAĞIMIZ TEK VARLIK,
ALLAH'IMIZDIR.
HAKSIZLIK KARŞISINDA EĞİLMEYİN. Eğer
eğilirseniz, hakkınızla beraber haysiyet ve şerefinizi de kaybedersiniz.
MAİDE 2: Günah
işlemek ve düşmanlık etmek üzere birbirinizle yardımlaşmayın.
KEHF 51: Ben
sapık ve saptıran kimseleri hiçbir zaman yanıma yaklaştırmam, yardımcı edinmem.
İNSAN 24: O
halde RABB'inin hükmüne sabret. ONLARDAN
HİÇBİR GÜNAHKÂRA ve HİÇBİR NANKÖRE İTAAT ETME.
ALİ İMRAN 104: İçinizden HAYRA
ÇAĞIRAN, GÜZELİ EMREDEN, KÖTÜ ve ÇİRKİNDEN ALIKOYAN BİR TOPLULUK " OLSUN.
NİSA 105,107: Ey
Peygamber! BİZ sana hak ve hakikatlerle dolu olan bu KİTAB'ı, İNSANLAR ARASINDA ALLAH'IN GÖSTERDİĞİ
ŞEKİLDE HÜKMEDESİN DİYE GÖNDERDİK. HAİNLERDEN YANA TARAF OLMA! GÜNAH İŞLEYEREK
KENDİLERİNE HİYANET EDEN, HAİNLİK EDİP DURAN GÜNAHKÂRLARI SEVMEZ.
AHZAB 66 dan 71 e kadar: O GÜN ATEŞ
İÇİNDE KAYNAYIP ÇEVRİLİRKEN;” VAY BİZE! KEŞKE ALLAH'A İTAAT ETSEYDİK,
PEYGAMBERE İTAAT ETSEYDİK,” diyecekler. Yine şöyle diyecekler,
" Ey RABB'imiz! Şüphesiz biz
EFENDİLERİMİZE ve BÜYÜKLERİMİZE İTAAT ETTİK DE BİZİ ONLAR YOLDAN
SAPTIRDILAR. Ey
RABB'imiz! ONLARA AZAPTAN İKİ KAT VER ve KENDİLERİNİ TAM ANLAMIYLA DIŞLA /
RAHMETİNDEN MAHRUM ET / BIRAK!
Ey
iman edenler! ALLAH'DAN KORKUN (
EMİRLERİNE BAĞLANIN, YASAKLARINDAN SAKININ ) ve DOĞRU SÖZ SÖYLEYİN. Kİ, ALLAH
size, işlerinizi düzeltip muvaffakiyet versin ve günahlarınızı bağışlasın.
KİM ALLAH'A ve RESULÜNE İTAAT
EDERSE, o gerçekten büyük bir zafere kavuşmuştur.
FURKAN 44: Yoksa sen ONLARIN
ÇOĞUNUN söz dinleyen, DÜŞÜNÜP GERÇEKLERİ KAVRAYAN KİMSELER OLDUĞUNU MU
SANIYORSUN? Hayır! ONLAR TIPKI HAYVAN GİBİDİRLER, HATTA DOĞRU YOLU BULMADA
HAYVANDAN DA ŞAŞKINDIRLAR.
HAKKA 18: İşte
O GÜN, HESAP VERMEK ÜZERE RABB'İNİZİN
HUZURUNA ÇIKARILACAKSINIZ ve GİZLİ SAKLI HİÇBİR ŞEYİNİZ KALMAYACAK.
MÜ'MİNUN 97,98: RABB'im!
Şeytanların; ŞEYTAN TABİATLI İNSANLARIN vesvese
ve telkinlerinden SANA SIĞINIRIM. Rabb'aim!
Onların bana yaklaşmalarından SANA
SIĞINIRIM.
FETİH 29-MAİDE 54: ONLAR DÜŞMANLARA KARŞI BAŞLARI DİK ve GÜÇLÜ, kendi
aralarında ise, şefkatli ve merhametlidirler.
EN'AM 41: Başınızdaki
belayı ancak ALLAH KALDIRIR. DUA İLE
YARDIM DİLEYİN ALLAH'DAN.
HİCR 49: Ey
Peygamber! Haber ver kullarıma: BEN
GAFUR'um: TEVBE EDEN KULLARIMI BAĞIŞLARIM, RAHİM'im: ONLARA KARŞI DAİMA
ŞEFKATLİ ve MERHAMETLİYİM.
YUNUS 101: EY
Peygamber! İnsanlara de ki: Göklerde ve yerde ne varsa İBRETLE BAKIP ARAŞTIRIN.
Hz. MUHAMMED: Manasını
düşünmeden KUR'AN okumakta hayır yoktur.
NİSA 32: ALLAH'DAN BOL NİMET
İSTEYİN. Doğrusu ALLAH her şeyi bilir.
BAKARA 256: DİNDE ZORLAMA YOKTUR. Artık
doğru ile yanlış, birbirinden ayrılmıştır; o halde, ŞEYTANİ GÜÇLERE ve DÜZENLERE UYMAYI REDDEDENLER ve ALLAH'A İNANANLAR, hiçbir
zaman kopmayacak ve sağlam mesnede tutunmuşlardır; zira ALLAH her şeyi
işitendir, her şeyi bilendir.
NİSA 58: Şüphesiz
ALLAH size, EMANETLERİ EHLİNE VERMENİZİ ve
insanlar arasında hükmettiğiniz zaman ADALETLE
HÜKMETMENİZİ EMREDİYOR. Şüphesiz ALLAH bununla size ne güzel öğüt veriyor.
Şüphesiz ALLAH EN İYİ İŞİTEN, EN İYİ
GÖRENDİR.
TEVBE 23: Ey
iman edenler! EĞER BABALARINIZ ve
KARDEŞLERİNİZ, KÜFRÜ İMANDAN DAHA ÇOK SEVERSE, ONLARI GÜVENİLİR DOST EDİNMEYİN.
Sizden kim onları veli edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.
İSRA 13,14: BİZ,
insanın kendi eliyle yaptığı iyi-kötü bütün işlerini boynuna asarız. Kıyamet
günü ise onun bütün amellerini bir kitab olarak önüne koyarız. O da bu kitabı
açılmış durumda bulur. Ona,” şimdi kitabını oku bakalım, bu gün hesabını kendi
kendine göreceksin” denilir.
ZUHRUF 44: Gerçek
şu ki, bu KUR'AN senin ve kavminin uymakla şeref kazanacağı bir Kitaptır. Bilin
ki, ( Onun yüce amacını gerçekleştirmek için çaba sarfedipsarfetmediğiniz
konusunda ) HEPİNİZ SORGUYA
ÇEKİLECEKSİNİZ. ( KIYAMET 54,55,56 )
YASİN 60,61,62: Evet,
siz ey Âdemoğulları! BEN sizi,” ŞEYTANA
KULLUK ETMEYİN, ŞÜPHESİZ O SİZİN APAÇIK DÜŞMANINIZDIR”
Diye
uyarmamışmıydım? " BENİ GEREĞİ GİBİ
TANIYIN ve YALNIZ BANA KULLUK EDİN, DOĞRU YOL BUDUR” ( dememiş miydim ). O
şeytan sizden birçok nesli doğru yoldan uzaklaştırmıştır. Bunu düşünmeniz
gerekmez miydi ?
ŞEMS 7,8,9,10: İnsana
ve ona güzel bir şekil VERENE.OnaKÖTÜLÜK
YAPMA ve KÖTÜLÜKTEN SAKINMA YETENEĞİ VERENE Kİ. NEFSİNİ TEMİZLEYİP ARINDIRAN
KİMSE kurtuluşa ermiştir. ONU KİRLETİP KÖTÜLÜKLERE BOĞAN KİMSE DE HÜSRANA
UĞRAMIŞTIR.
A'LA 14,15: KENDİNİ ARINDIRAN ve
RABB'inin ADINI anıp O'na ibadet eden kimse ise kesinlikle kurtuluşa ermiştir.
NİSA 76: Bilin
ki, inanan kimselere ALLAH yolunda savaşmak yaraşır. Ey inananlar! SİZ DE ŞEYTANIN DOSTLARINA, YANDAŞLARINA
KARŞI SAVAŞIN.
Bizi-bize
BİLDİRENİ; Aklımızla, gönlümüzle tanıyalım. Madem kiYARATICI TEK'tir, O'nu bilmek HAK'tır. O'nun ADI kadar yorumu.
O'nun ADI kadar BİLME ZORUNLUĞU
VARDIR! Her ADI KUR'AN'damevcuttut, öyle ise KUR'AN'I BİLMEK ZORUNLULUKTUR! KENDİNİ
BİLMEK, SORUMLULUKTUR!..
NİSA 135: Ey
iman edenler! SON DERECE ADALETLİ OLUN, kendinizin,
ana babanızın, akrabalarınızın aleyhinde de olsa ALLAH İÇİN DOĞRU ŞAHİTLİK EDİN! Hakkında şahitlik yaptığınız kimse
ister zengin ister fakir olsun, ADALETTEN
AYRILMAYIN. ÇÜNKÜ ALLAH'IN HAKKINI KORUMAK ( ADALETTEN AYRILMAMAK ), zengin
ve fakirin, ana baba ve akrabaların hakkını korumaktan daha önemlidir. Onların
haklarını ALLAH daha iyi gözetir. Boş arzu ve hevesinize uyaraktan ADALETTEN AYRILMAYIN. Gerçeği çarpıtır
ya da şahitlik etmekten kaçınırsanız bilin ki, ALLAH yaptıklarınızdan
haberdardır.
Sadakat, ALLAH sevgisinden olur.
ALLAH'ını seven, kuluna sadık kalır.
SÖZÜNÜZDE DURANDAN OLUNUZ, kendinizde
olan GÜZELİ BULUNUZ. Gün gelip okudukça, ömür bezini dokudukça, KENDİ DEFTERİNİZDEKİ GÜZELİ-ÇİRKİNİ
KENDİNİZ SEÇECEKSİNİZ.
Amade olmak: niyaza durmakla değil:
YOLUNDA GİTMEK, KÖTÜDEN UZAK DURMAKTIR.
Ezelde
RUH'lar yaratıldığında bazı RUH'lar düzenin dışına çıkmayı istediler, bunlara
düzene uy denildiğinde asi oldular, bu asi olan RUH'ların dünyaya gelişlerinde
de asi olacakları belli idi. Ezel alemi her türlü cezadan korunmuştur.
Dünyaya
yollanan bizler burada eğitim görüp ALLAH'ı sıfatları ve işlevleri ile tanıyıp,
önce kendimizin ne olduğunu bilmek, sonra da ALLAH'ı dünyada bulmak ile
görevliyiz. İşlenmemiş bir maden gibi, bu dünyada bütün OLUMSUZLUKLARIMIZDAN
arınıp ALLAH'ımın bizden istediği GÜZEL AHLÂK ve halde olmak mecburiyetindeyiz.
Ezelde asi olan kulların da o kötü hallerinden sıyrılıp mümin kul olabilmeleri
için ALLAH herkese ayırmadan – kayırmadan yardım eder ve her birimize hem
hakikat aleminden, hem de bedenli insanlardan yardımcılar yollar. ALLAH'ımın
adaleti kusursuz olduğu için, herkes dünyadaki haline göre ve imtihanlarındaki
başarılarına göre, göç ettiğinde ( öldüğünde ) yerini alır. Peygamberlerin,
arif kulların, velilerin ve ALLAH'ın emirlerine uymuş olan kulların mertebeleri
tabii ki yüksektir. Peygamberlere ve yukarıda saydığımız kişilere imtihanı çok
verir, ta ki makamlarını hak ettiklerinde her kattan ses geldikte, ALLAH'ım düşük
makamlarda olanlara şöyle seslenir. " BEN size sizi verdim, size BEN'i
bildirdim, dünyada sıfatımı gösterdim. ZAT'ımı arasaydın, sen de gelirdin;
sıfatın yeter ( dünya nimetleri ve dünya hayatı ), ZAT'ın senin olsun "
demezdin. ZAT'ımı dileyen, sıfatımda kahrını zevk edendir. ( Dünyadaki
imtihanlara sabredip, her olayın O'ndan geldiğini bilip halinden şikayet
etmeyen) Ölçüyü alanın şikayeti kalır mı ? Çalışmayan talebe; " öğretmenim; not
ver " diyebilir mi ?YÜCE'nin kürsüsü de öyledir. Bütün dünya hayatımız kayıtlı
olarak karşımızda olacak ve hiç birimiz, neden bizi daha üst makamlara kabul
etmedin ALLAH'ım diyemeyeceğiz. Onun için bu dünya hayatını iyi değerlendirmeye
çalışalım.
NİSA 144: Ey
iman edenler! MÜMİNLERİ BIRAKIP SAKIN
KÖTÜLÜK YAPANLARI DOST EDİNMEYİN, ONLARLA BİRLİK OLMAYIN. Yoksa siz
ALLAH'a, O'nun size azap etmesi için kendi aleyhinize açık bir delil mi sunmak
istiyorsunuz.
RABB'im
doğruda olanı bilir, doğruda olanı görür… Öyle kulun eli RABB'inELİ'dir,
RABB'inDİLİ'dir, RABB'inGÖZÜ'dür. KİMSE
BAŞKASININ GÜNAHINA ORTAK OLMASIN. EYLEMİNDEN HOŞNUT OLMADIĞIN İNSANIN ELİNİ
TUTMA.
Güzel
olan: insanı insan yapan AHLAKTIR. Güzel
olan: Ahlaklı insanın muhabbetidir. Güzel olan: İNSANIN SERVETİYLE DEĞİL, AHLAKIYLA ÖVÜNMESİDİR, GÖRÜNMESİDİR,
SEVİLMESİDİR.
Ayağınızın
gittiği yere değil, GÖNLÜNÜZÜN GÜTTÜĞÜ
YERE GİDİNİZ! O yön sizi RESULÜNE GÖTÜRÜR. Dost yolunu bilenlerden ALLAH'ım
razı olsun.
|