DÜNYA İLE AHİRETİ BİR TUTMAK
Can dostlarım!
Son günlerde insanlık değerlerimizi hepten kaybettiğimiz gibi, sevgi'yi, sabrı, vefa'yı, sadakat'ı, hoşgörü'yü de kaybettik. Eskiden " Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır " denirdi ve bu yaşanırdı. Şimdilerde seneler ve yaşanmış onca güzel anılar bir anda silinip kişiler köşeye atılmaktadırlar. Hele hele senelerce yaşanılan mutlu beraberlikler ve mutlu evliliklerden sonra göç eden ( ölen ) eşler, dostlar bile bir anda silinmekte ve unutulmaktadır. Halbuki göç eden kişi yakınlarından ve dostlarından YASİN beklemektedir. Unutulmasın ki, bu gün onların beklediği YASİN, yarın göç ettiğimizde ( öldüğümüzde ) BİZİM BEKLEDİĞİMİZ OLACAKTIR.
Şimdi yeni bir moda çıktı " YALNIZ ALLAH SANA YETER, HERKEZDEN UZAKLAŞ ". Bunu söyleyip en sevdiklerini, " eşlerini, evlatlarını, dostlarını " bir köşeye itiyorlar.
GERÇEK DOST: Canını, kanını, malını feda edendir; günahına, sevabına ortak olandır. Dostun sende bir olumsuzluk gördüğünde seni uyarmıyorsa o dost değildir, hemen onu terk et.
Bir HADİS'te ALLAH'ım şöyle sesleniyor bize.” BENİ seveni severim, yarattıklarımı seveni, BENİ sevenden daha çok severim ". Başka bir HADİS'te:” RESULÜ'nü sevmeyen BENİ sevmiş olamaz " diyor. Anlaşılıyor ki: ALLAH NEDİR ? NEREDEDİR ? bunu epeyce unutmuşuz! ALLAH'ı gökyüzünde bir yerlerde bizi seyrediyor zannediyoruz. Halbuki O, YARATTIKLARIYLA BİR BÜTÜN. Ayette " BEN KULUMA ŞAH DAMARINDAN DA DAHA YAKINIM " DİYOR. Gene ayette: " RESULÜ İÇİNİZDE " diyor.
Ey gaflet içinde olan insanlar! Daha ne zamana kadar İÇİNİZDE OLAN ALLAH'I, sizden uzakta bir varlık olarak göklerin üzerinde arayacaksınız? Sen her an O'nun ile berabersin de bunun farkında değilsin. Yunus ne demiş ? Kendini bilen, RABB'ini BİLİR. BENDEN İÇERİ BİR BEN VAR.
TANRI önce NURU MUHAMMED'İ yarattı ve O NUR ile kainatın her zerresinde TECELLİ ETTİ ve BİLİNMEYİ MURAD ETTİ. Karşınızdaki insanda TECELLİ EDEN KİM? Onu bir düşünsenize.
SEVGİNE SAHİP OL Kİ, SAYGIYLA BULUŞASIN.
KASAS suresi, ayet 77: ALLAH'ın sana verdiği ( maldan harcayıp ) ahiret yurdunu ara. DÜNYANIN NASİBİNİ DE UNUTMA! ALLAH'ın sana ihsanda bulunduğu gibi sen de ihsanda bulun. Yeryüzünde fesat arama. Çünkü ALLAH fesatçıları sevmez.
HADİS: Hayırlınız ahiret için dünyasını, dünyası için ahireti terk etmeyip, HER İKİSİNİ BİRLİKTE YÜRÜTENDİR. Zira dünya ahiretin tarlasıdır. Sakın insanlara yük olmayınız.
RUM suresi, ayet 21: Yine O'nun alametlerinden / göstergelerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış, aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz ki bunda iyiden iyiye düşünecek bir toplum için nice alametler / göstergeler vardır.
HADİS: Eşinizi öyle bir sevgi ile karşılayıp çocuklarınıza örnek olun ki; eşiniz yanınıza geldiği zaman, en doğru insana kavuştuğunu şüphesizce hissetsin ve bu duygu ile mutlu olup huzur bulsun. ( Eşten kasıt kadın ve erkeğin birbirlerine davranışlarıdır ) Çocuğunu öyle karşıla ki; eve geldiği zaman, en güzel yere geldiğini hissetsin.
HADİS: Eşin, eşten ayrısı olmaz. Eş ile danışılır, uygun yol buluşulur. Koca değil, eş dedim. EŞ DEMEK, EŞİT DEMEKTİR. Bir elma misali, ortadan kesersen bölünür. Bölmek değildir maksat, bütün sahip olmaktır.
HADİS: Ana – baba dünyada vazifeli. Sevabını – günahını, önce yavrusundan alır. Kundak sarmakla, mama vermekle analık bitse; mama almakla, elinden tutup yürütmekle babalık bitse kolay olurdu. Yolun gidişine çekmek, gönül yolunu açmak; zorludur. Yumuşak olalım, yuvada sükûnet kuralım; yavrularla arkadaş olalım, derdini paylaşalım.
Sevginiz, ALLAH'IN SİZLERLE KURDUĞU AĞIDIR. Ne kadar severseniz, sizin RABB'İNİZLE KURDUĞUNUZ BAĞDIR. Asla şüpheye düşmeyin, RABB'inizle kurduğunuz dostluk adına taşmayınız.
Kadın kocasına eşlik vazifelerini severek yapmıyorsa, koca karısına eşlik vazifelerini severek yapmıyorsa KUL HAKKIYLA YÜKLENMİŞ OLUR. Evlilikler ve dostluklar menfaate bağlı olmamalıdır.Böyle davrananların ALLAH'ım yardımcıları olsun. Unutmayın SON PİŞMANLIK insanı kurtarmaz. Evlilik ve dostluklarda tek örnek alacağımız kişiler Hz. MUHAMMED ile Hz.HATİCE' nin evlilikleridir. Evliliklerimizi ve dostluklarımızı o düzeyde yürütmek MECBURİYETİNDEYİZ. Göç ettiğimizde ( öldüğümüzde ) bundan sorumlu tutulup HESABA ÇEKİLECEĞİZ.
Sevgiyle bakmasını bilen, gerçek ibadeti bulmuş demektir. Çünkü o, baktığı her yerde yalnız O'nu ( ALLAH'ı ) görür. Sevginin, ALLAH'ıma ibadete eş olduğunu bilseniz; sevgiyle taşarsınız, bir ömür öyle yaşarsınız ( sana kötülük yapanlara fırsat verip hakkını korumamak, yaptıkları ahlaksız şeyleri hoş görmek, eziyetlerine boyun eğmek ve o ortamlarda bulunmak sevgi olmadığı gibi ALLAH'ımın lanet ettiği şeylerdendir ) Saygı sevgiyi besler. Bir şeyi sevebilmek için, onu bilmek gerekir. Sevgide sadakat, sevgide sır, sevgide bilinçli sabır vardır. Sevgi kini siler, sevgi hased'i böler. Gerçek sevgi sevdiğinin mutluluğu için kendi mutluluğunu feda edebilmendir. Sevenin gönlünü kırmış isen ALLAH'ımın gönlünü de kırmış oluyorsun. BEN MÜMİN KULUMUN GÖNLÜNDEYİM diyor ALLAH'ım. ( Sayfamızdaki Hz.Muhammed ve Hz. Hatice annemiz'i okuyunuz )
BİLMİŞ OL Kİ, KÖTÜ AHLAKLI GÜZEL YÜZ BİR PARA ETMEZ.
( Hz. MEVLANA )
KAMER suresi, ayet 17: And olsun ki; BİZ KUR'AN'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık; FAKAT DÜŞÜNEN Mİ VAR ?
ANKEBUT suresi, ayetler 2, 3, 4, 5, 6, 7: İnsanlar DENENMEDEN, " İman ettik " demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar ? Ve and olsun ki BİZ, onlardan öncekilerini de SAFLAŞTIRILMALARI için ateşe / sıkıntılara sokmuştuk. Artık elbette ALLAH, doğru kimseleri bildirecektir ve elbette yalancıları da KESİNLİKLE bildirecektir. Yoksa kötülük yapanlar, BİZİ öne geçebileceklerini / BİZ'den kaçabileceklerini mi sanıyorlar ? İlke olarak benimsedikleri şey, ne kötüdür! Kim ALLAH'a kavuşmayı umuyorsa, hiç şüphesiz ki ALLAH'ın belirlediği zaman KESİNLİKLE GELECEKTİR. Ve O, en iyi duyandır, en iyi bilendir. Ve kim GAYRET GÖSTERİRSE , ancak kendisi için gayret gösterir. Şüphesiz ALLAH, alemlerden zengindir. Ve inanan ve düzeltmeye yönelik işler yapan kimseler, onların kötülüklerini, elbette örteceğiz ve kesinlikle onlara yaptıklarının daha güzeli ile karşılık vereceğiz.
RESULÜMÜZ , Hz. HATİCE'yi o kadar çook seviyordu ki, Hz.HATİCE öldükten sonra RESULÜMÜZ o kadar üzüldü ki, o seneye " Senetü'l Hazan " dediler. Hüzünlü yıl.
HANİ NEREDE BİRBİRİNİ GERÇEKTEN ÖYLE SEVEN EŞLER ???????
Eşinin zor günlerinde, sadece sabır değil…üzerlerine sabır yağmasını diliyordu. Sabır değil, sabır yağmurunu talep ediyordu.
Hz. HATİCE eşinin ve RESULÜ'nün her zaman yanında olmalıydı. SOYLULUK LİSANLA DEĞİL, YÜREK VE AHLAKLA İLGİLİDİR. ALLAH İÇİN BİRBİRİNİ SEVEN İKİ KİŞİNİN ÜÇÜNCÜSÜ İSE ELBETTE RAHMANDIR.
Bütün bu okuduklarınızdan sonra TEK ÖRNEK ALACAĞIMIZ VE O'NA UYMAKLA SORUMLU TUTULDUĞUMUZ RESULÜMÜZ….Eşlerini, Hz. Fatma'yı, torunlarını ve insanları YOK SAYIP…YALNIZ ALLAH VAR deyip, kişilerden kendini uzaklaştırdı mı? Yoksa kainattaki her zerrede ve her insanda ALLAH'ın tecellisini görüp
O'nun ile O'nu mu yaşadı ? SAF suresi, ayet 14: EY İMAN ETMİŞ KİMSELER! ALLAH'IN YARDIMCILARI OLUN. ( AHZAB suresi, ayet 36 yı LÜTFEN dikkatlice okuyunuz
|