Franz ın Sayfası

Seni sevgisinden YARATAN,
senin dışında olan her şeyi de sevgisinden yarattığını unutma.
Yarattığını sevdiğin kadar ALLAH'ı sevmiş olursun.
ÖNSÖZ
ALLAHIMIN İSİMLERİ 1
ALLAHIMIN İSİMLERİ 2
AŞK
RAMAZAN FIRSATI
ALLAHIMIN İSİMLERİ 3
ALLAHIMIN İSİMLERİ 4
AHİRET ve ORADAKİ YAŞANTIMIZ
ADALET
ALLAH ve Peygamberler kimleri korur.
AFFETMEK
ALLAH NEDEN BİZ DİYOR
ALLAH’IMIN YEMİN EDEREK BAŞLADIĞI SURELER
ALLAH’IN AZABI KİMLEREDİR
ALLAH KISKANÇTIR
ALLAH KORKUSU
ALLAH AYIRMAZ KAYIRMAZ
ALAK SURESİ
ALLAH KİMLERİ RAHMET ve ŞEFAATİNDEN UZAKLAŞTIRIR
ALLAH’A İNANMAK
ALLAH’IM “ OL “ DEDİĞİNDE NASIL OLDURUR
ALLAH NASIL DUYAR-İŞİTİR-GÖRÜR
ALLAH NASIL DAVRANMAMIZI İSTİYOR
AHZAB SURESİ BİZİ UYARIYOR
AKLIMIZI ALLAH’IMIZIN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE KULLANMAK
ALLAH’A YARDIM ETMEK
ALLAH KİMLERİ RAHMET ve ŞEFAATİNDEN UZAKLAŞTIRIR
ALLAH ve İNSAN BİRBİRİNDEN KOPUK İKİ AYRI VARLIK MIDIR ?
AHDE VEFA
ALLAH DÜŞÜNCELERİ DE BİLİR
ALLAH’TAN DİLEMEK
ALTIN ANAHTARLAR
AYETEL KÜRSİ AÇIKLAMASI
ANA – BABA – EVLAT
ALLAH YALNIZ MÜMİNLERE YARDIM EDER
BANA NE, BEN BÖYLEYİM DEMEK YOK
BİZ BEDENLENMEDEN ÖNCE
BAYANLAR İLE EL SIKIŞMAK
ALLAH’IN BİZE VERDİĞİ GÜCÜ KULLANMAK
CEBRAİL YALNIZ FATİHA ve NEML SURELERİNİ BESMELEYLE VERDİ
AN’I YAŞAMAK NEDİR
DUA
DİLEKLERİMİZİN OLMASI İÇİN
DUANIN İKİ YÖNÜ
DOST
DUALARIN İŞLEYİŞİ
ARAŞTIR,ÖĞREN VE UYGULA
DÜNYAYA NİYE GELDİK
DÜNYA İLE AHİRETİ BİR TUTMAK
DOĞRULUK
DÜNYADA NE BÜYÜK BİR GÖREVİMİZ VAR BİLİYOR MUYUZ
Hz. FATIMA’NIN DUASI
EŞ OLMAK (KARI–KOCA DEĞİL)
Hz. FATIMA
EN’AM SURESİNDEKİ UYARILAR
FATİHA - YASİN
HİMALAYALAR’DAKİ SİVANA BİLGELERİN BİLGİLERİ
EZELDE ve DÜNYADA YAPTIKLARIMIZLA
NİÇİN EUZÜBİLLAHİ
HİÇKİMSE BAŞKASININ GÜNAHINI YÜKLENMEZ
İNSANLAR NELER YAPTIKTAN SONRA ALLAH’IN GAZABI GELİR
İNSAN NASIL HAYVANDAN AŞAĞI OLUR
HERŞEY ALLAH’TAN DEYİP KÖŞEYE ÇEKİLMEK Mİ?
İMTİHAN
HERKES İYİ BİR İNSANMIDIR
GARİP SABAHAT ABLANIN KALEMİNDEN 2
GARİP SABAHAT ABLAMIN KALEMİNDEN 4
Hz. İBRAHİM
HALA MI YANLIŞLARINA DEVAM EDECEKSİN
GÖÇ EDENİN ARKASINDAN ...
GARİP SABAHAT ABLA nın kaleminden 3
GARİP SABAHAT ABLANIN KALEMİNDEN 1
GECE UYUDUĞUMUZDA,RUHUMUZ MANA ALEMİNE ALINDIĞINDA
GÖÇ ETMEK (ÖLÜM)
İNSAN OLABİLME SANATI
İFTİRA ATANLAR
İNSANLARIN GERÇEK YÜZLERİ
GÖNÜL
HADİS
HZ.HAMZA
HADİSLER
KENDİMİZDE BAŞARMAMIZ GEREKENLER
UYARI
UYDURULMUŞ HADİSLER
HİZMET v e VAZİFE
KİMLERDEN UZAK KALMALIYIZ
HOŞGÖRÜ
KEVSER SURESİNİN RESULÜMÜZÜN AÇIKLAMASI
HANGİ ANNE BABAYA ÜF DENMEZ
ALLAH’IN UYARILARINA UYMAYANLAR
İNSAN,MÜSLÜMAN,MÜMİN,KUL
KADERDEKİ ROLÜMÜZ
KİMİ İNSANIN DÜNYA SINAVI NİÇİN AĞIRDIR
İNSANLARIN,VAREDİLMİŞ HER ZERRENİN,KÂİNATIN NİYE DUAYA İHTİYACI VARDIR
KORUMAK ve KORUNMAK
KADER
İNSANLARIN ÇOĞUNA UYARSAN
İNSANİ DEĞERLER ve kafirler
İTİKAF - ERBAİN
KUR’ANI ANLAMADAN OKUMAK
KUR’AN ve İÇİNDEKİ YABANCI LİSANLAR
KUR’AN SURELER HALİNDE İNMEMİŞTİR
KİMLER MÜNAFIKTIR
KENDİMİZİ ARINDIRMAMIZ
KUR’AN ve DİN
KIYAMET
KUR’AN’daki Tevrat,İncil,Zebur sureleri
KUL HAKKI
KÖTÜLÜKLERİ İYİLİKLE DEFETMEK
KUR’AN’I YAŞAMAK
KÖTÜLÜKLERİ ALLAH YAPTIRMAZ
NASİHATLER
Hz.HUHAMMED ve Hz. HATİCE
NAMAZ İLE İLGİLİ BİLGİLER
MÜSLÜMAN KİMDİR
NAMAZ - SALAT
Hz. MUHAMMED ( s.a.v )
MELEKLER
HER NAMAZ KILAN MÜMİN MİDİR
Hz. MERYEM
MAKAM
NEDEN HZ.MUHAMMED KÖTÜ SÖZ DUYACAĞI KİŞİNİN YANINA GİTMEZ VE YANINA SOKMAZDI
MELEKE
NASIL İNSAN OLUNUR
NEFS
NİYAZ
NİÇİN
OLAYLAR BİZE NE ÖĞRETİYOR
O GÜN
OLUŞ - BULUŞ
PEYGAMBERİMİZİN ve VELİLERİN ÖĞÜTLERİ
OLAYLAR KARŞISINDA NASIL DAVRANMAMIZ GEREKİYOR
PEYGAMBERLER DE HESABA ÇEKİLECEKLER
ÖĞÜTLER
RESULÜMÜ SEVMEKLE,O’NU SEVMİŞ Mİ OLUYORUZ.
ÖFKE
RUH
RUH ve RÜYA
RAMAZAN ve ORUÇ
REANKARNASYON
RESULÜNDEN
SEKAR’A ATILMAK
SESLENİŞ
SELAM
SALAVAT
SEVGİNİN YAŞANMASI
SEVGİ
SORUMLULUKLARIMIZ
SEYİRCİ OLARAK GELMEDİK DÜNYAYA
SİZ KENDİNİZİ DÜZELTMEYE BAKIN
SİTEM ETMEK
SÖZÜNDE DURMAK
SIRLAR DERYASI
SÖYLEŞİ
ŞEYTAN’IN VASIFLARI ve ETKİLEMESİ
TESLİMİYET
TANRI’M muradını nasıl gerçekleştiriyor
ŞEMS ve MEVLANA
ŞÜKÜR ve HAMD
TEVHİD (TEKLİK – BİRLİK)
TAHKİKİ İMAN
TEVEKKÜL NEDİR
TORUNUM CAN ve AİLEM
YARADILIŞ KAÇ EVREDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
YOLA GİRİŞ
EDEP 1
EDEP 2
YAKINDA OLACAK BÜYÜK OLAYLAR
YÜKLENDİĞİMİZ ve YAYDIĞIMIZ AKIM ( ENERJİ )
YED-İ NE DEMEK
ZİNA
MESAJ BORDU

SEYİRCİ  OLARAK  GELMEDİK  DÜNYAYA

                                   ( Ayetler   ve  Veli  kulların  sözleri  )

 

İnsan  ne büyük  bir görevle dünyaya geldiğini bir bilse……( Abdül Kadir Geylani Hz.)

 

Taklidi iman değil, TAHKİKİ iman gereklidir. Niyetini emeğin ile besle ki, hak ettiğine eresin.

YUNUS suresi, ayet 100: ALLAH'ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. ALLAH, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.

         MAİDE suresi, ayet 105 : Ey inananlar, siz kendinizi düzeltmeye bakın. Sizler doğru yolda olduğunuz sürece, yoldan sapanlar size zarar veremez. Hepinizin dönüşü ALLAH'adır ALLAH size neler yaptığınızı haber verecektir.

ANKEBUT suresi, ayet 69 : Bizim uğrumuzda çaba harcayanlara gelince, kesinlikle onlara yollarımızı göstereceğiz. Kuşkusuz ALLAH işlerini iyi yapanlarla beraberdir.

         ZÜMER suresi, ayet 37 : ALLAH kime de doğru yolu gösterirse, artık onu saptıracak hiçbir kimse yoktur. ALLAH'ın her şeyi yapmaya ve her kötülüğü cezalandırmaya gücü yetmez mi?

AL-İ  İMRAN suresi, ayet 15 : Ey peygamber de ki: " Size bunlardan daha iyisini haber vereyim mi ? Sorumluluklarını yerine getirenler için, RAB'lerinin katında içerisinden ırmakların aktığı, sonsuza dek kalacakları bahçeler, tertemiz eşler ve ALLAH'ın hoşnutluğu vardır ". ALLAH kullarını görmektedir.

         EN'AM suresi, ayet 69 : Sakınanlara, o zalimlerin hesabından herhangi bir sorumluluk yoktur. Ancak sakınsınlar diye onları uyarmaları gerekir.

A'RAF suresi, ayet 174 : Belki dönerler diye Biz ayetleri işte böyle açık açık anlatıyoruz.

         MÜMİN suresi, ayet 58 : Gerçeği görmeyenle gören bir değildir. İnanıp yararlı iş yapanla, zararlı iş yapan da bir değildir. Ne az öğüt alıyorsunuz.

RA'D suresi, ayet 20 : Onlar ALLAH'a verdikleri sözü yerine getiren ve anlaşmalarını bozmayanlardır.

MÜMİNUN suresi, ayet 52 : Kuşkusuz bu sizin ümmetiniz tek bir ümmettir. BEN de sizin RABB'inizim. O halde BANA karşı sorumluluğunuzu yerine getiriniz.

NAHL suresi, ayet 91 : Söz verdiğiniz zaman ALLAH  ADI'na verdiğiniz sözü yerine getirin. ALLAH'ı kendinize tanık götererek pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Kuşkusuz ALLAH sizin ne yaptığınızı bilmektedir.    

         EN'AM suresi, ayet 104 : Gerçek şu ki, size RABB'inizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendi yararına, kim körlük ederse kendi zararına. Ben sizin üzerinize bekçi değilim.

TEVBE suresi, ayet 38 : Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size " ALLAH yolunda sefere çıkın " denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vaz geçip dünya hayatını mı  seçtiniz?  Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir.

         MÜ'MİN suresi, ayet 39 : Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı ancak ( geçici ) bir yararlanmadır. Ahiret ise ebedi olarak kalınacak yerdir.

A'RAF suresi, ayet 6 : Yemin olsun, biz kendilerine elçi gönderilenleri hesaba çekeceğiz : Gönderilen elçileri de mutlaka hesaba çekeceğiz.

         MÜ'MİN suresi, ayet 7 : Arş'ı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar ( melekler ) RABB'lerini  hamd ederek tespih ederler,O'na inanırlar ve inananlar için ( şöyle diyerek ) bağışlanma dilerler: " Ey RABB'imiz! SENİN rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tövbe eden ve SENİN yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem azabından koru.

AHZAB suresi, ayet 56 : Şüphesiz ALLAH ve melekleri Peygamberi destekliyorlar / o'na yardım ediyorlar /  o'nu için gerekeni yapıyorlar. Ey müminler ! Siz de o'na destek olun / o'na yardım edin / o'nun için gerekeni yapın ve o'nun güvenliğini tam bir güvenlikle sağlayın.

         AL-İ  İMRAN suresi, ayet  191 : O ( aklını kullanan ) kişilerdir ki, ayakta, otururken, yan yatarken ALLAH'ı anarlar ve göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler:

" Ey RABB'imiz ! SEN bunu boşu boşuna yaratmadın ! SENİN şanın yücedir. Bizi ateşin azabından koruyuver ! "

BAKARA suresi, ayet 152 : Öyleyse BENİ anın ki, BEN de sizi anayım. Ve BANA şükredin, BANA nankörlük etmeyin.

         RA'D suresi, ayet 28 : O kişiler, inanan ve kalpleri ALLAH'ı anmakla yatışan kişilerdir. Gözünüzü açın ! Kalpler yalnız ve yalnız ALLAH'ı anmakla yatışır / tatmin olur.

BAKARA suresi, ayet 200 : Sonra da ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine ALLAH'ı anın, tıpkı babalarınızı andığınız gibi. Hatta daha kuvvetli bir anışla anın. İnsanlardan bazısı, " Ey RABB'imiz ! Bize dünyada ver ! " diyen kimselerdir. Onun için de ahirette bir nasip yoktur.

         ŞUARA suresi, ayetler 214 , 215 : En yakın akraba ve hısımlarını uyar. Müminlerin sana uyanlarına kanadını indir.

EN – AM suresi, ayet 41 : Başınızdaki belayı ancak ALLAH kaldırır. Dua ile yardım dileyin ALLAH'dan. 

         SAF suresi, ayet 14 : Ey iman sahipleri ! ALLAH'IN  YARDIMCILARI  OLUN.

Teğabun SURESİ, AYET 13 :  ALLAH …… ilah yok O'ndan başka ! Yalnız ALLAH'a güvenip dayanır iman sahipleri.

ŞEMS suresi, ayetler 7, 8, 9, 10 : Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirene. Ardından ona bozukluğunu  ve takvasını ilham edene and olsun ki. Benliğini temizleyip arındıran gerçekten kurtulmuştur. Onu kirletip örtense kayba uğramıştır.

         A'LA suresi, ayet 14 : Benliğini arındıran, kurtuluşa gerçekten ermiştir.

NAHL suresi, ayet 90: Şu bir gerçek ki ALLAH; adaleti, iyi ve güzel davranmayı, akrabaya vermeyi emreder. Tüm pisliklerden / edepsizliklerden, kötülükten, azgınlık – doymazlık ve kıskançlıktan yasaklar. Düşünüp ibret alırsınız ümidiyle size öğüt veriyor.

         NİSA suresi, ayet 85 : Kim güzel bir işe aracı olursa ondan ona bir pay vardır. Kim kötü bir işe aracı olursa ondan da ona bir pay vardır.

FATIR suresi, ayet 22 : Dirilerle ölüler de bir değildir. Kuşkusuz ALLAH dileyene duyurur. Sen, kabirdekiler gibi olanlara hiçbir şey duyuramazsın.

         A'LA suresi, ayetler 9, 10, 11, 12, 13, 14 : Eğer hatırlatmak yarar sağlarsa  hatırlat / öğüt ver. İçine ürperti düşen öğüt alacaktır. İçi kararmış bedbaht ise ondan kaçınacaktır. En büyük ateşe girer o. Sonra orada ne ölür ne de hayat bulur. Benliğini arındıran, kurtuluşa gerçekten ermiştir.

LEYL suresi, ayet 12 : Bize düşen sadece doğruyu göstermektir.

         MÜMİNUN suresi, ayet 96 : Sen kötülüğü en güzel hasletle ( sabır ve iyilikle ) bertaraf et. Biz onların ne yalan ve küfür uydurduklarını daha iyi biliriz.

AL-İ  İMRAN suresi, ayet 104 : İçinizden hayra çağıran, doğruyu – güzeli emreden, kötü ve çirkinden alıkoyan bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere eren işte onlardır.

         YUNUS suresi, ayet 109 : Sana vahyedilene uy ve ALLAH hüküm verinceye kadar sabret. O, hakimlerin ( hüküm verenlerin ) en hayırlısıdır.

KEHF suresi, ayet 7 : Yeryüzünde olan her şeyi, onların hangisinin daha iyi iş yapacağını denemek için oraya bir süs yaptık.

         ANKEBUT suresi, ayetler 1, 2, 3, 4 : Elif, Lam, Mim. İnsanlar, " inandık " dediler diye, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar. Biz kesinlikle onlardan öncekilerini de sınadık. ALLAH kimlerin doğru söylediklerini, kimlerin de yalancılar olduğunu kesinlikle bilir. Yoksa kötülük yapanlar  Bizden kaçıp kurtulacaklarını  mı sandılar ? Ne kötü hüküm veriyorlar.

MUHAMMED suresi, ayet 31 : And olsun ki içinizden mücadele edenleri ve sabredenleri bilmek için sizi deneyeceğiz ve sözlerinizin doğruluğunu da ölçeceğiz.

         TARIK suresi, ayet 4 : Üzerinde gözetleyicisi olmayan hiçbir kimse yoktur.

KALEM suresi, ayet 7 : Kuşkusuz senin RABB'in, yolundan sapanı daha iyi bilir. Doğru yolda olanları da en iyi O bilir.

         FURKAN suresi, ayet 72 : Onlar yalan yere şahitlik etmezler. Boş ve anlamsız şeylerle karşılaştıklarında onurlu bir şekilde geçip giderler.

HUD suresi, ayet 113 : Haksızlık yapanlara güvenmeyin. Aksi takdirde size ateş dokunur. Sizin ALLAH'dan başka yardımcılarınız da olmaz. Sonra da, yardımsız bırakılırsınız.

         AHZAB suresi, ayet 48 : İnkarcılara ve ikiyüzlülere itaat etme. Onların eziyetlerini önemseme. ALLAH'a güven. Koruyucu olarak ALLAH yeter.

NİSA suresi, ayet 135 : Ey inananlar, adaleti hakkıyla yerine getirin. Kendi aleyhinize,- zengin olsun fakir olsun – babanızın yahut akrabalarınızın aleyhine olsa bile ALLAH için adil şahitler olun ALLAH onlara sizden daha yakındır. Arzunuza uyup da adaletsizlik yapmayın. Eğer bildiğinizi değiştirir ya da şahitlikten vazgeçerseniz, ALLAH bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

         EN'AM suresi, ayet 55 : İşte böylece ayetlerimizi açık açık anlatıyoruz ki, suçluların yolu ortaya çıksın.

NİSA suresi, ayet 138, 139 : Münafıklara ( ikiyüzlüler )  kendileri için acıklı bir azabın olduğunu müjdele. Onlar, inananları bırakıp inkar edenleri dost edindiler. Güç ve kuvveti onların yanında mı arıyorlar! Bütün güç ve kuvvet ALLAH'a aittir.

         MUHAMMED suresi, ayetler 25, 27, 28, 29 : Kendilerine doğru yol apaçık belli olduktan sonra eski hallerine dönenlere şeytan yaptıklarını güzel göstermiş ve onlara ümit vermiştir. Melekler, onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını aldıklarında durumları nasıl olacaktır ? Çünkü onlar, ALLAH'ın istemediği şeylerin ardından gittiler ve O'nun razı olduğu şeylerden hoşlanmadılar. Böylece ALLAH da onların yaptıklarını boşa çıkardı. Yoksa kalplerinde inanç problemi olanlar, ALLAH'ın onların kinlerini asla ortaya çıkaramayacağını mı sandılar.

FATIR suresi, ayet 45 : Şayet ALLAH insanları yaptıklarıyla hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirlenen bir vakte kadar ertelemektedir. Vakitleri gelince cezalandıracaktır. Çünkü ALLAH kullarını kesinlikle gözetmektedir.

         AL-İ  İMRAN suresi, ayet 178 : İnkar edenler, kendilerine vermiş olduğumuz mühletin, sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz, onlara ancak günahları artsın diye mühlet veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.

NUH suresi, ayet 4 : Günahlarınızdan sizi yarlıgasın ve sizi adı konmuş bir ecele ( vadeye ) kadar ertelesin. Kuşkusuz ALLAH'ın eceli ( takdir ettiği vade ) gelince ertelenmez. Eğer bilseydiniz. ( Bu ayette geçen " yuahhirküm " ifadesi, " sizi ertelesin " demektir ve burada ertelenecek olan " ölüm "değil, YUNUS suresi, ayet 98 de açıklanan " rezillik azabı "dır. )

         NEML suresi, ayet 92 : KUR'AN'ı okumam emredildi. Artık kim doğru yola girerse yalnız kendisi için girer. Kim de doğru yoldan saparsa, de ki; " Ben ancak uyarıcılardanım ".

İNSAN suresi, ayetler 2, 3 : Şüphesiz biz insanı, karışım halindeki az bir sudan ( meniden ) yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık. Şüphesiz biz onu yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder.

         KASAS suresi, ayet 17 : Musa : RABB'im ! Bana lütfettiğin nimetlere andolsun ki, artık suçlulara ( ve suça itenlere ) asla arka çıkmayacağım. Dedi.

SAFF suresi, ayet 5 : Hani Musa kavmine,” Ey kavmim ! ALLAH'ın size gönderdiği peygamberi olduğumu bilip durduğunuz halde, niçin bana eziyet ediyorsunuz ? " demişti. Onlar yoldan sapınca, ALLAH da kalplerini ( doğru yoldan ) saptırdı. ALLAH, fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.

 

TAHRİM suresi, ayet 6 : Ey iman edenler ! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, ALLAH'ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen  ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.        

         AL-İ  İMRAN suresi, ayet 185 : Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.

İNSAN suresi, ayet 24 : O halde, RABB'inin hükmüne sabret. Onlardan hiçbir günahkara ve hiçbir nanköre itaat etme.

         TAHRİM suresi, ayet 10 : ALLAH, inkar edenlere , NUH'un karısı ile LUT'un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, ALLAH'ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, " Haydi, ateşe girenlerle berabersiniz de girin ! " denildi.

EN'AM suresi, ayetler 42, 43 : Andolsun, Senden önce birtakım toplumlara da peygamberler gönderdik. Sonunda, yalvarsınlar da tövbe etsinler diye onları şiddetli yoksulluk ve darlıklarla yakaladık. Hiç olmazsa azabımız geldiği zaman, yakarıp tövbe etselerdi ya. Fakat ( onu yapmadılar ) kalpleri katılaştı. Şeytan da yapmakta olduklarını zaten onlara süslü göstermişti.

         A'RAF suresi, ayet 40 : Ayetlerimizi yalanlayanlar ve o ayetlere uymayı kibirlerine yediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları açılmaz. Onlar, deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler ! Biz suçluları işte böyle cezalandırırız.

ZUMMER suresi, ayet 22 : Peki ALLAH kimin göğsünü islam'a açarsa, o zaman o, RABB'inden bir ışık üzerinde olmaz mı ? Öyleyse ALLAH'ı anmaya karşı kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun. İşte onlardır, açık – seçik sapıklık içindedirler.

         ŞUARA suresi, ayetler 221, 222, 223 : Haber vereyim mi size şeytanların kime iner  olduğundan ? Her bir iftiracı günahkar üzerine iner onlar. Kulak kabartırlar ama çoğu yalancıdır onların.

EN – AM suresi, ayet 116 : Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan seni ALLAH yolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar.

         FURKAN suresi, ayet 44 ( Enfal 55, 56 ) : Yoksa sen bunların çoğunun işittiğini ; akledip düşündüğünü mü sanıyorsun ! Onlar hayvanlar gibidirler, hatta yolca , hayvanlardan da şaşkındırlar.

NAHL suresi, ayet 116 : Yalan düzerek ALLAH'a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle " şu helaldir, şu haramdır " demeyin. Yalan düzerek ALLAH'a iftira edenler kurtulamazlar.

         AL-İ  İMRAN suresi,ayet 77 : ALLAH'a verdikleri sözü ve yeminlerini basit bir bedel karşılığı satanlar var ya, işte onlar için ahirette hiçbir nasip yoktur. ALLAH onlarla konuşmayacaktır, kıyamet günü onlara bakmayacaktır.onları temizleyip arıtmayacaktır. Onlar için korkunç bir azap vardır.

AL-İ  İMRAN suresi, ayet 78 : Onlardan bir zümre vardır, aslında Kitap'tan olmayan bir şeyi siz Kitap'tan sanasınız diye, dillerini Kitap'la eğip bükerler. O, ALLAH katından olmadığı halde, " bu ALLAH katındandır " derler. Bilip durdukları halde, ALLAH hakkında yalan söylerler.

         AL-İ  İMRAN suresi, ayetler 70, 71 : Ey Ehlikitap ! Gerçeğe tanık olup durduğunuz halde, ALLAH'ın ayetlerini neden inkar ediyorsunuz ? Ey Ehli kitap ! Neden hak'kı batıl'la kirletiyorsunuz ve bilip durduğunuz halde gerçeği gizliyorsunuz ?

YUSUF suresi, ayet 33 : Yusuf dedi ki; Ey RABB'im ! Bunların beni yapmaya çağırdığı işi yapmaktan, zindan bana daha sevimlidir. Eğer bu kadınların hilesini benden gidermezsen, ben onlara meyl ederim ve cahillerden olurum.

         ISRA suresi, ayet 32 : Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o iğrenç bir iştir; yol olarak da çok kötüdür.

MÜMİNUN suresi, ayetler 5, 6, 7, 8 : İffetlerini korurlar. Birleşme arzularını  sadece ( meşru ) eşleri ile giderirler. Çünkü bundan dolayı kınanmazlar. Biliniz ki kimler bunun dışında bir şey arzu ederse, sınırların dışına çıkmışlardır. Emanetleri korur ve verdikleri sözleri yerine getirirler.

         NUR suresi, ayet 2 : Zina eden kadınla zina eden erkek……..Yüz vuruş vurun her birinin ciltlerine……….ALLAH'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, ALLAH'ın dini konusunda bunlara acıma duygusu sizi yakalamasın. Müminlerden bir grup da bunların cezalarına tanık olsun.

FURKAN suresi, ayetler 68, 69 : Onlar, ALLAH'la birlikte başka bir tanrıya kulluk etmezler. Haksız yere ALLAH'ın haram kıldığı cana kıymazlar. Zina etmezler. Kim bunları yaparsa cezasını bulur. Onun için kıyamet günü azabı kat kat artırılır ve orada horlanmış olarak sonsuza dek kalır.

         AL-İ  İMRAN suresi, ayet 120 : Eğer size bir iyilik gelse, bu onları üzer. Bir kötülük gelirse buna sevinirler. Sabreder ve korunursanız, onların tuzakları size hiçbir zarar vermez. Kuşkusuz ALLAH onların yaptıklarını çepe çevre kuşatmıştır.

NAHL suresi, ayet 125 : ( Ey MUHAMMED ! ) RABB'inin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz senin RABB'in, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilendir.

         ISRA suresi, ayet 36 : Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.

MAİDE suresi, ayetler 79, 80, 2 : İşledikleri kötülükten birbirlerini vazgeçirmiyorlardı.Ne kötü şeydi yapmayı sürdürdükleri ! Onlardan birçoğunun küfre sapanlarla dostluk kurduklarını görürsün. Öz benliklerinin ( nefislerinin ) onlar için hazırlayıp sunduğu şey gerçekten çok kötü ! ALLAH, üzerlerine gazap indirmiştir. Azap içinde  de onlar sürekli kalacaklardır.

 

                               VELİ   KULLARIN  SÖZLERİ

 

EMRİNE UYMAYANLAR, GÖNLÜNDE HAK SESİNİ DUYMAYANLAR, BİLSELER SONLARINI……..SİLERLER  DÜNLERİNİ.

         Huyunu değiştiremezsen, yolunu değiştir. Hata sana kolay geliyorsa, devamı gerekmez. Kolaylık, hatadan kaçana verilir. Her hata, bir kuldan uzaklaşmana mal olur.

         Huyun, ummadığı değerleri vardır ! " gizlenmese ? " dersin ; kendin dahi, kendinde olanı bilemezsin ! Ancak kendinden sıyrıldıkta ; huyda olanı görür,” ALLAH'ım, SANA sığınırım ! " dersin. İşte,” SEN'den, SANA sığınırım !” dedikte, kendinde olana uymuş olursun.

RABB'im : iyi ahlaklı insanı sever, iyi ahlaklı insanı över, bizler iyi insanlarla cemaati kurarız.

         Kul, dilediği merhalede, dilediğini değil, hak ettiğini bulur ! Dilemek niyettedir, hak etmek emektedir! Niyetini emeğin ile besle ki, hak ettiğine eresin.

         Olumsuzluk, attığın adımda değil, niyetinin ardındadır ; YÜCE'ye sığındı isen, ULULAR yardımındadır.

         Değişmeyen halinden sorumlusun , gelişmeyen bilginden kurumlusun ! Öyle ise, her gününde haline yenisini ekle, bilginde gelişeni öylece bekle.

         " Bilenle – bilmeyen bir olur mu ? " denir. Bilenle – bilmeyen bir olsa, MELEKLER hizmete mi gelir. YARATAN bilene değil, uyana verir.

         Her kademeye bilgi ölçüsünde değil, bildiğine – uyduğun ölçüde geçilir. Bilen bilmeyenin sorumluluğunu da alır. Amma, uymayanın sorumluluğu kendisine aittir.

         Bana ne;  " Bize ne " olur, gelecek nesil kaderinde eğriyi bulur……..

 

ALLAH sevdiklerini : Bilmeyenlerin, bulmayanların, sevmeyenlerin üzerine gönderir, olumsuzu sildirir.

         Kendimizi bilmeliyiz, çevremize gülmeliyiz, sevgi ile dolmalıyız, hal hatır bilmeyenden uzak kalmalıyız.

         GÖNÜL ALMAK BİR SEVAP, GÖNÜL KIRMAK BİN SEVABI GÖTÜRÜR.

Verilen sözler, yazılan yazılar : cümlenizin yolunda olan taşlar için değil, yolunda taşı olanları görürsen yardımdan uzak kalmayasın diye.

         Uygun gelmeyen, seni sarmayan dışarı vurulmaz. Kendinde hoş görmediğin halin, sende kalandır. Onu yok et ki seni rahatsız etmesin. Dikenimiz var ise, kimseye batmasın diye kendimiz kıralım.

         Bilmeyeni bildirecek, yolunu çevireceksin. Bilmeyene bildirirsin, şaşırana buldurursun.   Olan olmayandan sorumludur ; olmayan, bilgisinden zorunludur. Almak, kulunu vermekle  yükümlü hale getirir. Almaktan maksat kulluk görevini öğrenmektir. Öğrendiğimizi defterden okuyarak değil, halimizle verdik. Aldınız vereceksiniz. Sevgimizi dağıtalım ! Gaye, yazılanı okumak değil, yazılanı dokumaktır.

         Ömrünüzce HAKK lokması yiyiniz, gönlünüzde HAKK'ın sesini duyunuz, ömrünüzce yaratılmış her varlığı seviniz. Elbet HAKK'ı bilenlerle, HAKK yolunda gidenlerle birlikte olmalısınız. Haksızlığı koruyanları yurdunuzdan silesiniz. Hacı Bektaş zor olan yolunu cesareti ile, sevgisi ile aştı. Gün geldi güvercin oldu uçtu.

BARIŞ RABB'İMİN EMRİ'DİR. HAKKINI KORUMAK DA RABB'İMİN EMRİDİR.

         Kendinizi koruyunuz ki korunasınız, RABB'ime güvenin ki güvende olasınız.

Hatanı bilirsen, meziyet örtmektir. Hatasını bilip te " Ben böyleyim " diyen, söküğünü büyütendir. Gün gelir öyle büyür ki, örtecek yama bulamazsın. ALLAH'ın kullarının ölçüleri hepsi bir olmaz. ALLAH'ım kuluna sevap kapısı açar, ne var ki o kul o kapıdan geçerse.

                 LAYIK  OLMAYA  ÇALIŞ,  SAKIN  YOLUNU  ŞAŞIRMA.

Uyarsan alırsın, uymazsan kalırsın…….Her emeğin emekçisi, niyetiyle ölçü alır ; bilmediğinden değil, uymadığından yargılanır. Bilmediğini öğren, öğrendiğine sahip çık. Bildiğini anlat, sahiline çık.

         Suali YÜCE'ye değil, kendine sor, hatayı ara bul ki, birdaha işlemeyesiniz, birbirinizi ikaz edin. Sen adaleti yolundan ayırma, adaletsiz diye kahır edinme, er geç yerini bulur, ALLAH'ımın adaleti şaşmaz. Adaleti vicdanında ara, korku verirse kaç, kul korkusu değil ALLAH korkusu, sığındığın ALLAH'ın seni korur. Gönlünü ALLAH diye açan, kainatta doğruyu seçendir, çünkü ALLAH'ım yardımcısız bırakmaz, ALLAH diyen kulunu yanıltmaz, olacak şahit istemez. Müzmin ( sürekli ) olandan sakın, yalnız vicdanına bakın, en büyük adalet sana yük vermeyen, uykunu kaçırmayan kararındır. Yuvana gir kapını kapa, sesini kendin duy, başka ses alma, kula kul olma. Geldik kul olduk, vardık NUR olduk, kula kul olan, HAKK'a NUR olmaz, ALLAH'ımdan NUR almaz.

AĞIZDAN DEĞİL GÖNÜLDEN KATILALIM, DOST İÇİN GEREKİRSE ATEŞE          

                                                        ATILALIM

         Yargıç yerini bilir olaylar düzeyinde kararını verir. ALLAH'ım olayları görür hak olanı hak yolunda gideni ayırır doyurur, HAK'tan ayrı kalanın yerini dağılana getirir.

         Başımdan eksilen her telden sorumlu isem, tenimde akan ter ile bağımlı isem kendimden mesulüm, RABB'ime her zerremin hesabını vermeye mecburum, mecbursun, mecburuz. Koruduğum kendi zerrem kadar, seni de korumakla mükellefim. " Adaletine sığındığım ALLAH'ım, her zerrem ile koru beni, korumaya muktedir olmamı dilerim ".

         Benliğe düşen; sarmaşık gibidir, köklü ağaca sarılır, aşar da, günü geldikte şaşar, ömrü kısadır tez düşer. Sözü – söze katanlara,” Hizmetteyim !..” diye bakla atanlara üzülme ! Aynayı her an gösteririz yüzlere, deriz ki: " NUR yağdırdık sizlere "  Kimi kibre katıldı kendini Arif saydı, kimi tüm sırları elinde sandı, kimi edep ile gerçeğe sığındı, kimi elindeki güç ile övündü, kimi " Neden onda var, bende yok ?...”diye dövündü. " Seni !. ..Beni !...” diye – diye geldik güne…….İşte o edep içinde olanlar, gerçeğe iddiasız sorgusuz sığınanlar, önce nefsi için savaş verip sonra hizmete soyunanlar; onlara müjdeler olsun.  

         HER İNSAN, SADECE KENDİ VARLIĞININ HALİFESİDİR !

                             BİRBİRİNE  HÜKMÜ GEÇMEZ !

MEVLANAYIM BEN ! Almayı bilen, yolunda gidene sözüm : sabır, sabır, sabır…….

Olgunluktan şaşmayın, eğer kendinizi noksan görürseniz cemaate karışmayın, karışsanız bile konuşmayın ! Olmak için dinleyin, bekleyin. Almışsam duaları, cümlesine veririm; yanlış yoldan döneni, ALLAH'ımın EMRİ ile görürüm, şefaatçısı olurum. Tasa edilmesin, korkuya düşülmesin ! Kulunun kolu harama katılmasın, kulun kuldan korkusu dünyada görülmesin. Uzun oldu sözümüz, MEVLANA'dır PİR'iniz, açsın gözün perdeniz. Deryaya ÖZ'le varın. Dünya yükü almayın ki ağır gelmesin, dibe çekmesin.          

         Derman dileyen her kulu, yöneldiği gün RABB'ime bulacaktır yolu. Cümlesine niyaza görevliyiz, görevlisiniz. ALLAH'ım öyle YÜCE ki, kulunun her duasına bakar, ne var ki, alsın gitsin ne hali varsa görsün demez, kuluna hayır olanı verir. Okuyun, ALLAH'tan dileyin! Demeyin, " YAZI bozulmaz ! ?....” YAZI'yı sen bozamazsın, yeniden yazamazsın; amma, YAZAN, bozar da, çizer de…..Yeter ki, ALLAH'ına yönelsin, dilemesini bilsin. Amin

         ALLAH'ım, dileyen kuluna sunar; layık olan kulunu, önce sınar. Sunduğunu asla geri almaz, çünkü aldanmaz.

         Merhamet ALLAH vergisidir, ne var ki sevmeyene verilmez. Sizler deren olunuz, gönüllerde AŞK tohumu seren olunuz, her olaya gülen olunuz, derdi uzağınıza atınız. ALLAH'ıma emanet olunuz, her kayguyu siliniz;” Silecek ALLAH'ım ! " deyiniz, yardımını dileyiniz. Gönülde pas olmasın, kulakta acı söz kalmasın, dile ham söz katılmasın, en önemlisi kul gönlü kırılmasın ! Örnek olun, yoldan çıkanı görün, yolunu gösterin kırmadan. Uymayana ; Sevgin ile, saygı ile örnek ol, onu da al götür.

 KULUN YOLUNU ALLAH'A BAĞLAMAK , BİZİM İÇİN MUKADDES VAZİFE

         Bir iş yaparken kendinden önce başkasını düşün, zarar vermesin diye. Unutma ki, başkasına bile – bile vereceğin zarar, er veya geç senden de çıkar, ummadığın – beklemediğin zamanda. Ne fazla acıyan ol, ne acıtan. Ne çok ağlayan ol, ne ağlatan. Sevgide, bilgide, yargıda, sargıda ölçüyü aşma. Bentsiz nehir gibi taşma. Kendini bilen insan her konuda tutarlıdır, buğday eksen arpa vermez, RABB'ini bilen olumsuza gülmez.

Hata sizdendir, bilici olun !  2- Ata HAK'tandır, görücü olun !  3- üç günden öte küs kalmayın, affedici olun ! ALLAH affedicidir, AŞK'ı ile yananı görücüdür. RABB'im doğruda olanı bilir, doğruda olanı görür. Öyle kulun eli; RABB'in elidir, RABB'in dilidir, RABB'in gözüdür. ALLAH'ım iman eden kullarının her an yanındadır; elini O'na açmış isen, O'ndan dilemiş isen, doğrudan ayrılmamış isen.

 

CÜMLEYE  ZARAR  VERENİ  ZÜMREDEN  AYIRIN,” BANA NE !” DEMEYİN.

         Adil olmak yerindedir, uygulamak ser'inde ( ser = Baş ) olmalı, her insan kendinde O'nu bulmalı. Hem emeği paylaşmayı huy edindik, hatalardan sakındık, arı sular dökündük.

Gönüllerini arıtanların, nefsini kurutanların, güzel için güzellikler yaratanların, her an elindeyiz, dilindeyiz. Sevmeyi bilenlerin, sevgiyle dolanların, melekler yanındadır, sevgililer yolundadır. Kim olursa olsun, nerden gelirse gelsin, bal misali söyleşin. O zaman ne incinir ne incitirsiniz, ne ağlar ne ağlatırsınız. Ağlayan değil gülenlere kapı açın. Senin dilinden kimse ağlamasın, senin gözünden kimse sakınmasın, senin elinden kimse yakınmasın ağlayan odur. VEFALI olunuz, YALAN'dan uzak durunuz, GIYBET'i defterinizden siliniz. KİBİR insana yaraşmaz, o şeytanın harcıdır. İnsanlık Adem'in tacıdır, temiz çamaşır olsun bohçalarınızda, küfür kalmasın lehçelerinizde.

 

 GÖLGEDE  KALMAK  TA,  GÜNEŞİ  BULMAK  TA, SENİN  İRADENDEDİR.

SİZE  ZARAR  VERENLER  ATEŞİNDE  YANARLAR,  ŞEYTANA  ŞERBET

                                                             SUNARLAR

Yakın enerji ne kadar bizimleyse, ırak enerjiden o kadar uzak durmalıyız. Softa ile sohbet edilmez. Softaya aş sofrası kursan tadını alamaz çünkü pişirmesini bilemez, onun için sohbeti sohbet ehliyle düşün ki, kandilin yansın, gönlün kainat ile dolsun. Yolun gidişini bilmeyene, bilmediği halde bilirim diyene, bilmediğini bildiği halde sormayana softa denir. Yunusum der ki; suyunu dahi softa elinden içme.” Neden ? " derlerse; güneşten olmadık suyu verir, olmadık yönden kulunu çevirir. Kalabalığa giren, gönlünü koruyan , makbul kuldur. Gönüllerimizi yalnız O'na, O'nun dostlarına açarız, O'na küfredenlerden kaçarız. Bilmediğini bildik diye söyleyenler, kendi adına ağıt ( Halinden – yaşadıklarından şikayet edenler ) peyleyenler, derde gama bürünürler kızıl yorgan sarınırlar. Niyazınız O'na yönelmek olsun, affına sığınmak olsun. O'nun rahmeti boldur, zahmette olanı görür, O'nun şefkati çoktur, darda olanla yürür. RABB'imin emirlerini cümle alemle paylaş, cümle alemle beraber doğru olanı söyleş.  Olumsuzluklarımızı kıralım, kimin yarası varsa saralım, kimin derdi varsa soralım. Kendi kendimize cevap verelim RABB'imin dilediğince miyim? Her gün kendimize sormalıyız. Bu gün RABB'imi hoşnut edecek ne yaptım ? Kimin gönlünü aldım ? Kimi sevindirdim ? Kendimi RABB'im için hazırladım.

         Harama el sürme, harama göz süzme, haram yere minder serme, kötü söz deme, arkadan gelenler için doğru iz bırak.

         MEVLANA dedi ki: Önce kendini bil, sonra çevrene gül, sonra sevgini yay. O sevgi RABB'imin sana üflediğinden gelir.

         YESEVİ dedi ki: Her dağda bir kale görürsün, dağların eteğinde yürürsün, sana yaklaşan herkese selam verirsin. Ona selamlar sana döner, sana selameti buldurur. İnsanlara sevgiyi, barışı, güveni tavsiye eden RABB'im, senden de senden sonra gelenlere tavsiye etmeni diler.

         Hz. ALİ dedi ki; Sunduğumuz her lokma ağız tadı olsun. Gönülleriniz HAK adıyla dolsun. YÜCE RABB'imden aflarınızı dileyiniz, tövbelerinizi ediniz. Dünyada bilgiye, sevgiye, görgüye, saygıya talip olunuz. YÜCE RABB'in rahmetine sığınınız, dualarınızı ediniz. RABB'imin savaşları istemediğini biliniz. O hayırda yarışı, dünyada barışı ister. İsteyenlerden olunuz, RABB'imin sevgisini kendinizde bulunuz.

         Güzel nedir ? Çirkin nedir ? dedim. Aklım dedi ki; Niyetindir : Niyetinde ne varsa öyle görürsün, RABB'im yarattı sanırsın. Elbet RABB'im yarattı ama hep güzeli yarattı . RABB'imin insanlar arasında sevdiği en güzel şey; Aralarındaki sevgi, barış, güven ve dayanışmadır. O, dağınıklığı sevmez, dağıtanı sevmez, dağılanı övmez, dağıtana gülmez. Gönüllerinizi açık tutun, hayır olmadığını gördüğünüz şeye kapınızı kapatın çünkü o RABB'imden gelmez çünkü O, hayırda olmayanı sevmez. Sadece O'na sığının, Resullerini anın, onların hallerine dönün, insan modeli sadece onlardır, sarıklılar, küfürbazlar değil.

         Kulun yaptığı, ALLAH'ımın " yap " dediğidir. Suç, kulun niyetidir. Heybesine iyi niyet  koyan kuluna ALLAH'ım " yap " demez; onu böyle tecelliye kul etmez. Ona yaptırılan, niyetinin onu nerelere kadar götüreceğini göstermektir. Her olay karşıtı iledir, iyi – kötü, beyaz – siyah, cennet – cehennem, senin seçme hakkın vardır. İki yol olur her kulun önünde, HAK yolu ve onun karşıtı, kulun kaderi her iki yolda yazılıdır, seçim senin hakkındır.

         EZEL'de ruhlar yaratıldıkta, düzenin dışına çıkana " GEL ! " dendikte; gelişe uymayan asi ruhların, dünyaya gelişte de asi olacağı elbet yazılıdır. EZEL ALEMİ, her türlü cezadan masundur. Dünyaya gelişin hikmeti; odur. Yerini bilen, yolunu gören, yürür;  asi kulu, her adımda taş ile vurulur. Ceza mıdır ? Asla ! Taşa vuracak ki, doğru yolunda gitsin.              

    

 

 

ALLAH'ım asla, HAK olanı haksıza bırakmaz! GÖRENDİR, BİLENDİR, SABRINA GÜVENENDİR, soyluyu – soysuzdan AYIRAN'dır ! Soylu kulunu, soysuz ile bir etmez, asla yanına YARDIMCI katmaz.

      Alnımın terini akıttım, EMRİ'ne uydum, olana SEN'den dedim boyun eğdim.

         Görünene  kul tedbir alır: görünmez gelen, kulun imtihanıdır. ALLAH bizi korur ama kul sakınmalı, ateşe gidersen ALLAH beni korur dersen yanılırsın. Kendinizi koruyunuz ki, korunasınız, RABB'ime güvenin ki güvende kalasınız. Korumak, kulluğun ve yaratılmışlığın asıl görevidir.

         Nefis; sadece kendini içine aldığın, dünyada kaldığın gündür. Sen nefsine hükmettiğin gün, ahireti bulduğun gündür. Her nefis SEVGİ ile bölünür. Sildiğiniz her hatada, bölünen nefis vardır. Selam dedik nefisleri bitirdik. Bin defa tövbe etsen, kalbini kırdığın affetmezse sevabına yazılmaz. ALLAH gönlünde kin tutmayanı erlikte sayar. İnsanoğlu nefsindeki olumsuzlukları: Aklı, sevgisi, bilgisi ile soyar. Gerçekten: ne olursa olsun, kaçınma. Ne derlerse desinler, gocunma YAZAN bilir. Kendini seç, alnını aç, yalandan kaç. Kimseye güvenme ALLAH'tan başka, kuldan bekleme selamdan başka. De ki:” Olumsuzluk yapanları ALLAH dünyada çektirir. Senin artık hiç kimseyle; kırgınlığın, dargınlığın olmamalı. Sakın kimse için düşünmeyesin kötü bir şey. Herkesi ALLAH'ı bildiği gibi yapsın de. ALLAH seni doğruluktan ayırmasın. ALLAH seni her zaman kötülüklerden uzak tutar. Layık olmaya çalış, sakın yolunu şaşırma. Hayırlı şeyler iste.Yalnız hayırlı şey istersen, hayır bulursun. Hayırdan başka çıkmamalı ağzından. Kula üzüntü verip ibadete sığınmak seni paklamaz.

         ALLAH'ın sevmediğini nefsimizde taşlayalım. Kendimize soralım. Olaylara sen mi sebep oldun ? Hataları yumuşakça örttün mü ? Sorumluluktan kaçana sorumluluğunu hatırlattın mı ? Her birimiz insan olmanın çabası içindeyiz, içinde olmalısınız, insanlık tacını başınızda bulmalısınız. İnsan güzeli hal etmedikçe soylaşmaz. Şaştığın her olayın önünde duracaksın. Olumsuz iş yapanın kimliğini soracaksın. Bana ne: " Bize ne ", olur, gelecek nesil kaderinde eğriyi bulur. Ne kadar bilirsen o kadar sorumluluğun olur. Hizmetini bilmezsen, eğri doğruyu götürür. Hacı Bektaş dedi ki; Hem gülmeyi bilmeli, hem ağlayanı sevmeli, insanlık adına insanoğlunu saymalı. İnsanoğlu hayra yönelikse şerri bitirir, şerre yönelikse hayrı bitirir. Onun için; gönüllerimizde hep hayır olanı erdirmeliyiz ki, adımız alemlerde anılsın, yanlışlardan dönülsün.

         Nefsin sana uymazsa, senden aldığına doymazsa; uzak tut kendinden, olumsuzu at zannından, geç öfkenden kininden. Dostlarına ve zamanından zaman paylaşıldıkça büyür, insan paylaştıkça nefsinden uzak kalır. Her gecemde kimsenin günahını sevabını değil, kendi yaptıklarımı düşündüm, düşündüm, düşündüm. İyiyi aldım kötüyü terk ettim, her gecenin gündüzünde kendimdeki gelişmeyi fark ettim. Demek ki; Benim alacaklarım ve terk edeceklerim varmış, başkasının tahlili başkasına zormuş. Sen seninle kaynaş, sen seninle oynaş, ama sevgini, emeğini cümle ile paylaş. Günlerin en güzelinde Cömert ol, Emin ol, öylece kendine zemin bul.

         Rahman olan ALLAH'ımın ADI'na sığınalım, O'nun aşkına olumsuzluklardan sıyrılalım. Dünü geçtik, günde seçici olalım, olumsuzdan ayrı duralım. Bir elden bir ele kötülük sunulmasın. Hayır olanı diledik, hayır olanı bekledik. Güne kadar sevgilerimizi gönüllerimizde sakladık, sevgilerimizi saklamayalım, çevremize yayalım, nefsimizde olanları  yük vermesin soyalım.

         Yazmak kolay, uymak zor. Dilemek kolay, ERMEK zor. Yükseldikçe bundan sonrası zorludur ! Çünkü, her basamak için kul her yandan imtihan verir. ALLAH'ıma varış bir merdivendir; ne kadar seversen, o kadar çıkarsın. ALLAH'ım, cümle kulunun önüne sermiş o merdiveni. Kul dilerse çıksın, ALLAH'ına varsın. Çıkmayanın hatası kimin ? Kendi gönül yolunun ! VARLIĞI'na inananın, çıkmaması için bir sebep yok. Gönülleriniz her an HAK tarafından yoklanır, çiçeğiniz sevenlerce koklanır. Su gibi ol: arındıran, korunduran ! Kum gibi ol : kırmayan, kırılmayan ! Hava gibi ol: yaşayan, yaşatan !

              İNANDIĞINA :  DAĞLAR   OLSA  ÖNÜNDE  SAHİP  ÇIK

EMREDİLENİ yapmazsan, senin hatandır ! Bildiğini bilmeyene katmazsan, bilmeyenin hatası ile yüklenirsin. Seyirden almak istiyorsan, kendine sor : " Aldığını verdin mi? Bir avcunda olanı, ikiye böldün mü ? Elin ile , zengini – fakiri sardın mı? Öksüzün sırtını sıvadın mı ? Hastanın başına koydun mu ? o el, senin gerçeğindir. Sana – bana değil " bize " diyelim, her kuluna selam ile söze girelim; HAK ADI'na hatırını soralım, hizmetimiz gerekiyorsa el-ele verelim: sadece salonlarda değil, her halimizde BİR'likte olalım. Bilgisini açmayana, gönül kapı olmaz:” ALLAH ! ALLAH ! " demeyene, hizmet yolu bilmeyene, kapının anahtarı verilmez. Attığımız her adım, bir düğümü çözmeli. Attığımız her adım, bizden sonra gelecek olana yolunu çizmeli. Kırmamaya çalışın, kırılmamak için. Vurmamaya çalışın, vurulmamak için. Sevmeye çalışın, çok sevilmek için.

         Bilmeyi diliyor isen " Benlikten sıyrıl ". Görmeyi diliyor isen " Kimlikten sıyrıl ". Varmayı diliyor isen " OL dediği halde kal ".

 RABB'imin emirlerini cümle alemle paylaş, cümle alemle beraber doğru olanı söyleş.

Düşünce kötüye döndüğü an, kulun her yönle irtibatı kesilir. Kötü düşündüğün andaki bunalım odur.

         Verilene şükür etmek, ALLAH'ını sevmektir. Amade olmak; niyaza durmakla değil, yolunda gitmek, kötüden uzak durmaktır. Kul için değil, yaptığını ALLAH'ım için yapmalısın. ALLAH'ına sığınıp, yaptığın işten korku duyma. Zaten hayır olmayan işi KENDİNE sığınan kuldan uzak tutar. Onun için sizce en basit iş için dahi ALLAH'ınıza sığının. Sevdiğiniz her güzeli paylaşın, seven her gönülle söyleşin. Derdine derman dileyenlerle eyleşin. Göreceksiniz; yaptığınız her güzel size dönecek, RABB'im en güzel ihsanını size sunacak.

         Her gelen kulluğa namzettir. Kulluk her yaratılana nasip olsa dünyanın değeri kalmazdı, kul dünyayı terazi bilmezdi.

          GERÇEK  SENİN  BİLDİĞİN  DEĞİL,  ALLAH'IN  YAZDIĞIDIR.

ALLAH'a verdiğimiz söz : Hem HAK ile olmaya, hem hak olanı bulmaya, hem gerçeğinde kalmaya söz verdik. Sözümüzde durmalıyız, her birimiz kendimize sormalıyız. " Ben sözü ne zaman, nerede, kime verdim ? " Her biriniz, her nefeste, olduğunuz mekanda O'na söz vermektesiniz ve her nefeste, verdiğiniz sözü germektesiniz, dedi ALİ. Dedim ki; Verdiğimiz sözü tutmaya, üzerimizdeki olumsuzu atmaya niyet etmeliyiz, RABB'imden yardım dilemeliyiz.

         DOST: Canını, malını, kanını feda edendir. Günahına, sevabına ortak olandır, senin olumsuzluğunu görüp seni uyarmıyorsa  o dost değildir, ondan uzaklaş. Dostlukta kızmak yoktur. Dost sadece sever, dedi ise sevgisini ıspat eder. Hatana, " Adam sende " diyenden, uzak kaç. Dost, cümle alem için niyazdadır. Dost, yaratılmış için niyazdadır. Dost, yaratıldığı için YARATANINA niyazdadır. Dost, ham sözü keser, düşman olgun söze küser.

Atını ağaca bağlayan, uykuda aydın rüya görür. Atını çayıra salan uykuda korkuda kalandır.

         KUR'AN, insan gönlüne, iyiye ve güzele karşılık, sonsuzluk erlerine kevserin verildiğini söylüyor. O'nun olduğu mekan ( gönül ); arınmalı, korunmalı, oraya her giren barınmalı, ve her insan O'nun sevgisi ile sarınmalıdır. Gönüllerimizi yalnız O'na, O'nun dostlarına açarız. O'na küfredenlerden kaçarız.

         Çağrımıza gelmeyenler; kandil, bayram demeyenler. Ne bilirler, ne alırlar, her an dostsuz kalırlar.

         Kul, KUR'AN ile yolunu bulur. KUR'AN'dan; ne ADEM çıkar, ne ondan sonra gelenler…….ALLAH'ım, her yarattığının gönlüne KENDİ'nden verir, KUR'AN'ı kulağına üfler. Ne var ki, perdeli kullarına PEYGAMBERLER'i  - Evliyalar'ı gönderir.” Nasıl ? " derseniz: PEYGAMBER'e biat eden de kuldur, isyan eden de, biri perdeli, biri perdesiz.  "  "ALLAH'ımdan mıdır ?..” derseniz, asla.

          KUR'AN'I  OKUMAK  DEĞİL,  YAŞAMAKTIR  ÖNEMLİ  OLAN.

 

RABB'im KUR'AN'ı okuyun ! Öğrenin, öğretin, diye verdi, kainatı kulunun önüne serdi. Öğren ! Öğret ! Uyan ! Uy !  Hizmet; kulun kulluğunun bir bölümüdür ! Onu da yapmaktan kaçınırsa kulu, nerede bulacak yolu ? Dünyaya geliş muradımızdı; dönüşü bulmak için, yanışa uymak için. Madem ki yaratıcı TEK'tir, O'nu bilmek HAH'tır. O'nun ADI kadar yorumu, O'nun ADI kadar bilme zorluğu vardır. Her ADI KUR'AN'da mevcuttur. Öyle ise KUR'AN'ı bilmek zorunluluktur, kendini bilmek sorumluluktur. İSLAM : Sevginin, barışın, güvenin gerçeğidir.

         Gücün yetmese de, zillete düşene yüz çevirme ! Zillete düşene el vermek kula güç gelir, ne var ki sevabı büyük olur. Kulun hatası senin zararına olsa da, af yoluna git ki, kazancın büyük olsun.

         Çekecek kahrın varsa ; ondan – bundan değil, kaderinden çekersin. Kahır veren her olay bir mutluluk kapısı açar. Soğuk sıcağı aratır, kahır ALLAH'ı buldurur. " Olaylara üzülmemek mümkün mü ? "  denir. Eğer olaylar olmayacak ise, sabır ne için ; ağlamayacak ise göz yaşı niçin ? Üzüntü seni oldurur, olumuna bağlar, sana dünyanı gösterir. Bilin ki, sizin şer oldu deyip üzüldüğünüz, size ne büyük hayrı vardır.

Nasihat, kanından veya canından olanadır; yol göstermek, yolundan olanadır.

         Vermeyi nasip eden RABB'ime şükürler olsun ! Dileyen bulsun, arayan görsün, RABB'im kapalı olan gözleri açsın.Yardım dileyen, dilemeyen kulunun her yolda yardımcısı olsun ! AŞK'ına düşürsün, ateşini yaktırsın. " ALLAH'ım ! SEN'den geldim, SANA varayım ! "  dedirtsin. AMİN