O G
Ü N Meydan,
cümle mümin kulların bulunduğu yerdir. İmtihanın verilişi, merdivenin
yerindendir.( Merdiven ne demek ? ) Yükseldi demektir. Bundan sonrası zorludur. Çünkü, her basamak için, kul her yandan
imtihan edilir. Zembil,
içindekini saklar, onu sadece taşıyan bilir. ALLAH'ım dileyen kuluna sunar, layık olan kulunu önce sınar. Sunduğunu
asla geri almaz, çünkü aldanmaz. Ne zordan
şaşacak, ne korkudan kaçacaksınız! Olaylar değil, sadece alan – veren olarak
kalacak, öylece kendinizi HAK KAT'ında EMİRLERİNE uymuş olarak
bulacaksınız. ( 23.10.1981 ) Taşan dereler, önünüzde sükuna erecek; kopan kayalar, gözünüzde kum tanesi
olacak, düze öyle serilecek….ve sükunette, her ocakta hayırlar yapılacak. O gün topluca olalım, sükunette kalalım!
( Hangi gün ? ) Kement atılan günde. ( Bize o gün bildirilecek mi ? ) EYVALLAH!...Kaynasın kazanlar,
oynasın kızanlar, ağlasın yozanlar! Ayağımız
tozlu olsa, sileceğiz geleceğiz, cümlemiz birlikte kalacağız! RESULÜ'nün selamı
ile geldik,” Hayır ola " diyene,” Hayır ALLAH'ta " dedi. Bizden yardım
bekleyene, ALLAH'ım " HAZIR OLUN ! " DEDİ, SELAMINI İLETTİ. " Dileyen her kulu,
dilediğince yardım alır. Dilenen cümle için ise, elbet cümlemiz hazır olur ! "
dedi, RESULÜ cümlenizi selamladı. Ayaktayız, asla oturmadık: cümle ile bir
olacağız, "KEMENT ATILAN
GÜN " de gelenlerle birlikte kalacağız ( 9.3.1982 ) Her kapı
açılacak, ne var ki, kendi inşa ettiğin eşikten geçilecek. ( 9.4.1982 ) ALLAH'ım MURAD ETTİĞİNİ, aydın kullarına diletir, seven
kullarına belletir. İşte onlar, arayan kullarının bekçileridir. Elbet
HAK, MURADINI – muradımıza katacak; eliniz
ile tutacak, ayağınız ile adım atacaktır, sen –O'na, O – sana bakacaktır!
YA ALLAH diyelim, rahmetine – zahmetine gönülden şükredelim. Sohbete girelim,
olumsuz her halimize nedamet getirelim.( 7.1.1983 ) Güleceğiz birlikte, OLACAĞIZ
ZORLUKTA , bulacağız gürlükte. ( 9.4.1983 ) Gökler yere inecek, ERLER
ata binecek ! ( 12.10.1983 ) Ayağınızın
gittiği yere değil, gönlünüzün güttüğü yere gidiniz! O yön, sizi RESULÜ'ne
götürür. Sedayı aldığınız an, dayanmayı bildiğiniz gün: sizlerle olacak,
sizleri MERKEZ'de bulacak….MERKEZ, neresidir? Denilir. MEYDAN, KABE diye
bilinir. MEYDAN'a gelenlerle, sedayı
duyanlarla olacağız. ( 2.12.1983 ) Günün her
anında, gelecek ses beklenir, gelecek ses senin sesindir, O'ndan gelen
nefesindir! ( 24.2.1984 ) Cümlenize
TEK'likten selam verecek, O GÜN RESULÜ cümleniz ile olacak. ( 26.1.1984 )
Her kulu bilecektir, RESULÜ'nü
bilen gülecektir. ( 15.5.1984 ) Yerin altından –
üstüne gelecek, bilenin şansı olacak, günde olmazsa gelende olacak,
aklına iyi koy sözüm bilinecek. ( Soru: Sebep?..) Sebep, dünyaya meçhul!..
ALLAH'ım gelecek, kulların da nasibini verecek. ALLAH'ım, kulunu isyandan
korusun. İsyan, kulu; korktuğuna, kaçtığına uğratır.
OLUNCA OLAY; DÜNYA YERİNDEN OYNAR.( 20.10.1968 ) MEVLANA'YIM! Cümlenizin adına göğün – yerle birleştiği, cümlenin kucaklaştığı günün gelişine
duacıyım. (9.11.1971 ) " Olacak "
dedi isek; olacağı verdik, çünkü YAZILAN'ı gördük. Söylenenin yorumu olmaz, "
Acaba ?..” dersen yüzüne gülmez. ( 12.9.1973 ) Kayalar eriyecek, denizler durulacak…..dedikte;
kayıttan okunan verilir, düzende dokunan söylenir. " Selam! " diyen her kula,
selamet dilenir. ( 7.11.1980 ) KUL
DİLEDİĞİ YOLU AÇAR, GÖNLÜNÜ
AÇIK TUTARSA.( 5.12.1980 ) Elden – ele olacağız, kement atılan olayda her an yanınızda
kalacağız. ( 7.3.1986 ) Bulutlar
kaplamışsa gördüğümüz her yeri, yağmur olup inecek,yıkayacak yerleri.1987 Bu olay iki
boyutlu, hem semavi, hem yeryüzü. (
29.4.1987 ) Onlar da O GÜN'ü yaşayacaklar.Madem ki canlı, kayalar,
toprak da, yaratılmış her zerre O GÜN'ü yaşayacak. ( 29.4.1987 ) Her birimizin
eli, başka eller tutacak; tutulacak her eli, MEYDAN'ına katacak. " Müjdeler olsun " DEDİLER. RESULÜ'nün selamıyla O GÜN'ü
müjdelediler: O GÜN, bu günün
öğütlerini tutanların günüdür..O GÜN hakkı / HAK'tan bilenlerin günüdür…. O GÜN'ü bilenler
BERAT'larını ellerinde görenlerdir ve O'nun yoluna kilim serenlerindir.
Kilim: MEYDAN'a misaldir. MEYDAN: İnsan içindir, ERLER'i içindir. Kutlu olun,
mutlu olun, selamette kalın… DEDİLER, hepimizi selamladılar. ( 25.6.1999 ) BİZ BİR'liği
kurarız, HAK SÖZÜ'nün dışında olanları vururuz.
( 10.7.2007 ) Elbet HAKK'ı bilenlerle, HAK YOLU'nda gidenlerle birlikte
olmalısınız, haksızlığı koruyanları yurdunuzdan silesiniz! RABB'im için her şey
kolaydır! O, sevdiklerini; bilmeyenlerin,bulmayanların,
sevmeyenlerin üzerine gönderir, olumsuzu sildirir. ( 10.7.2007 ) GÖNÜLLERİN AÇILDIĞI, İMAN SAHİBLERİNİN
SEÇİLDİĞİ GÜNLERDEYİZ. ( 13.9.2008 ) TARIK suresi: Mekke'de
inmiş olan 17 ayetten oluşan bu sure, ismini birinci ayetindeki Tarık ( geceleyin görünüveren )
kelimesinden alır. Tarık sözcüğü , " bir ses işitilecek şekilde şiddetle
vurmak, çarpmak " anlamına gelen tark kökünden
türemiş bir ism-i faildir.” Çekiç " ve " tokmak " anlamındaki mıtraka sözcüğü de bu kökten
türemiştir. Tarık sözcüğü, bu manasının genişletilmesi sonucu, geceleyin ortaya
çıkıp yürek çarptıran maddi veya hayali her şey için kullanılır. TARIK suresi, ayetler
1,2,3 : Sema'ya ve Tarık'a kasem olsun ki, ( yemin olsun göğe ve geceleyin
görünüverene ). Ve Tarık'ın ne olduğunu sana ne bildirdi? ( bilirmisin nedir o
geceleyin görünüverene ) ( O ) delip geçen necm'dir. ( O, karanlığı delen
parlak yıldızdır ). Tarık sözcüğünün, " tokmak gibi
şiddetle vuran " anlamına geldiği yukarıda açıklanmıştı. Burada ise tarık'ın bir " necm " olduğu
bildirilmektedir. Necm sözcüğünün " yıldız " manası dikkate alınırsa, bir
çok eserde yer aldığı gibi, tarık'ı "vuruşlu yıldız” olarak kabul etmek
mümkündür. Tarık suresinin ayetlerinde şunlardan bahsedilir: Vuruş yapmak - Bir yıldız olmak – delmek. Uzaydaki hiçbir gök cismi (
Tarık / Pulsar dışında ) bu kriterleri karşılamaz. Çünkü: a- Hiçbir gök cismi
vuruşlar şeklinde tarif edilemez; b- Ayette bahsedilen bir yıldızdır. Satürn,
Venüs, gibi gök cisimleri ise birer gezegendir; c- Tarık / Puslar güçlü
radyasyon ve radyo dalgaları yaymaktadır. 3. Ayette geçen sakıb kelimesine, "
karanlığı delmek, yanıp tutuşmak, nufüz etmek " anlamları verilmektedir.
K A R İ A S U R E S İ Mekke'de inen ve 11 ayetten oluşan bu sure, ismini birinci
ayetindeki el-kariah ( ani ve çok güçlü darbe ) kelimesinden alır. O. Rahman ve Rahim ALLAH'ın adıyla. O Karia, O şiddetli ses çıkararak çarpan. Nedir Karia ? (
felaket kapısını şiddetli çalan ) Karia'nın ne olduğunu sana bildiren nedir? O
gün insanlar çırpınarak yayılmış pervaneler gibi olurlar. Dağlar didilmiş
renkli yün gibi olur. İşte o gün tartıları ağır basan kişi. Evet o kişi,
hoşnutluk verici bir yaşayış içindedir. Tartıları hafif çekeninse. Anası,
haviyedir ( uçurumdur/ derin bir çukurdur ). Onun ne olduğunu sana bildiren
nedir?.Kızışmış bir ateştir o!
Z İ L Z A L S U R E S İ Medine'de inen ve 8 ayetten oluşan bu sure, ismini birinci
ayetindeki Zilzal ( zelzele ) kelimesinden alır. O. Rahman ve Rahim ALLAH'ın adıyla. Yerküre, o sarsıntıyla sarsıldığı zaman. Ve toprak,
ağırlıklarını çıkardığı zaman. Ve insan! " ne oluyor buna? " dediği zaman. İşte o gün yerküre, tüm
haberlerini söyler / anlatır. Çünkü RABB'in ona vahyetmiştir. O gün insanlar,
yapıp ettikleri kendilerine gösterilsin diye kümeler halinde ortaya
fırlayacaklardır. Artık, kim bir zerre miktarı hayır üretmişse onu görür. Ve
kim bir zerre miktarı şer üretmişse onu görür. MÜMİN suresi, ayet 18: Onları,yaklaşan
felaket günü hakkında uyar!
Yürekler gırtlaklara dayanmıştır;
yutkunurlar. Zalimlerin ne bir dostu vardır ne de sözü dinlenir bir
şefaatçıları. ISRA suresi, ayetler
16, 17: Herhangi bir memleketi ( hak ettikleri bir ceza olarak ) helak
etmek dilediğimizde, emrimizi gönderir ve oranın halkı arasında zevk u safa içinde
dilediklerince yaşamayı gaye edinenleri artık daha çok nimete boğarız da, orada
büsbütün kural tanımaz hale gelir ve günahlara daldıkça dalarlar. Nihayet, hak
ettikleri helak hükmü uygulamaya konur da, o memleketi yerle bir ederiz.
NUH'tan sonra bu şekilde nice nesilleri helak ettik. Kullarının günahlarını
senin RABB'inin görüp bilmesi yeter. Nostradamus,
konuyla ilgili kehanetinde 2012 tarihinde Atlantik Okyanusuna büyük bir göktaşı
düşeceğinden ve Akdeniz kıyısı olan birçok ülkenin bundan etkileneceğini
söyler. Mayalara
gelince; onlar da 2012 tarihinde dünyaya bir göktaşı çarpacağını ve bunun
sonucunda demirçağın ( içinde bulunduğumuz çağ ) sona ereceğini ve Yeniçağın
başlayacağını söyler. Zaten Mayaların takvimine bakıldığında takvimin bitiş
tarihi 2012 dir. Yüzlerce yıl önce yok olan Maya uygarlığı'nın tabletlerine
göre dünya büyük bir tufandan sonra son çağına girecek. Mayalar 2012 için "
zamanların sonu " diyor. Ancak bu yok oluş anlamında değil, fiziksel bir
değişim. İnsanoğlu dört kez geriledi ve artık değişim zamanı. Mayalar'a göre
2012 yılı insanlığın yükselişinin başlangıcı olacak. Maya kehanetleri'ne göre
22 Aralık 2012 tarihi dünya için çok önemli. Çünkü bu dönemde içinde
yaşadığımız çağ sona ererek yeni bir çağ başlayacak. Büyük bir tufanla gelecek
olan bu yeniçağın ipuçlarını ise bilim adamlarına göre iklimsel değişimler
sayesinde şimdiden gözlemleyebiliyoruz. Kutuplar yer veya açı değiştirdiğinde
kutuplarda buzlar eriyor. Kaldı ki, küresel ısınma sonucu şu anda Kuzey Kutbu'ndaki
buzullar zaten erimeye başlamış durumda. Mayalar'a göre de daha önce yaşanan dört çağda tıpkı bu
şekilde sona erdi. Dünyanın en az dört kez kutupsal kayma ( Kuzey ve güney kutbu ) yaşadığı bilimsel verilerle
kanıtlandı. Şu anda dünyanın manyetik alanında muazzam bir değişim var. Bunun
da en büyük nedeni, güneşte meydana gelen değişimler. Yani bu görüşe göre 2012
yılında dünya yok mu olacak? Mayalar 2012 için zamanların sonu diyor. Fakat bu
dünyanın topyekun yok oluşu değil, bir fiziksel değişim. Daha önce yaşanan
sanki tufan gibi düşünebiliriz. Bu fiziksel değişimlerle birlikte Ruhsal
değişimler de birbiriyle orantılı devam ediyor. Her bir büyük fiziksel
değişimlerle birlikte insanlık Ruhsal değişim de yaşıyor. Şu ana kadar insanlar
aşağıya inişi yaşadı. Birincisinde biraz daha kabalaştı, ikincisinde biraz
daha, üçüncüsünde biraz daha…. Dördüncünün sonunda tam anlamıyla bir dip yapıp
" insanlık değerlerini " kaybetti. Bu yüzden 2012 yi Mayalar, insanlığın
yeniden yukarı çıkışın yaşanacağı bir çağ olarak tanımlıyor. Hatta çeşitli
dinler bundan ALTINÇAĞ vaat edilen cennet veya Nirvana gibi bahseder, 2012'nin
önemi burada. Aşağıya inen insanlık tekrar yukarı çıkacaktır. Bunun da ilk
basamağı 2012'dir diyor Mayalar. NUH suresi, 26, 27,
28 inci ayetleri lütfen okuyunuz.
En doğrusunu ALLAH'ım bilir.
|