S I R L A R D E R Y A S I 15.8.2019
İşleri düzene koyan ALLAH'ımınADI'yla !
RABB'im ! Gönlüme ferahlık
ver. Bana işimi kolaylaştır. Amin.
Candostlarım! 40 senedir RESULÜMÜZÜN,
diğer Peygamberler ve velilerin açıkladıkları bilgileri inceledik , topladık ve
toplamaya da devam edeceğiz. Bu değerli Zatların bazı kişilere verdikleri özel sırları da
başka bir deftere kaydetmiştik. Gönlümüz bu özel bilgilerin yayımlanabilir
olanlarını artık sizlerle paylaşmamız gerektiğini hissettirdi. İnşallah sizlere
bir ışık tutacaktır.
BİZİM
GÖREVİMİZ SADECE SİZE AÇIKÇA TEBLİĞ ETMEKTİR.
YASİN
17
Her
bir satır HAK ADI'na yazılır, her bir sahifede GİZLİ SIRLAR ÇÖZÜLÜR.
VEREN
verdiğini bilir, alan aldığı ile olur, OLMAYAN
DÖKÜLÜR… Dağılan değil… eğilen gülecek, eğilen her kulu RABB'ini bilecek,
sonsuza kendi gönlü ile girecek. Aldığı bilgi ile donanan, HER ADIMINI DÜŞÜNÜP DE ATMALI !
Yolumuzu
alan… BİLSİN, ŞAŞMASIN.
Kulun
vazifesi, O'na layık olmaktır, İDRAK
EDENİN VAZİFESİ, UYUYANI UYANDIRMAKTIR.
Her
sayfada düzen, HER SATIRDA SIR VARDIR. Tuzu-tozu
bileceğiz, her sebeple vereceğiz; TOPLUDA
DEĞİL, BİLENLERE / UYANLARA SATIR SATIR AÇACAĞIZ. Her bir satır HAK ADI'na
yazılır, HER BİR SAHİFEDE GİZLİ SIRLAR
ÇÖZÜLÜR.
Gerçek
bilginin sahibi olan RUHUNDAN kuluna üfleyen ALLAH'ım; kulunun " HER ZERREDE YARATILMIŞLIĞIN SIRRINA ERMESİNİ,
HER ZERREDE YARATAN'INI GÖRMESİNİ, YERDEN GÖĞE GERÇEĞİ BULMASINI " MURAD ETTİ ve
bu idrakin gerçekleşmesi için de, "
YARATILMIŞLIĞIN GERÇEK BİLGİSİ OLAN KUR'AN'I KERİM'İ HER KULUN ÖZ'ÜNDE MEVCUT
KILDI.”
O, senden selam alır, O her an
selamdadır… O,senden kelam alır, O her an KALEM'dedir; O yazar, sen okursun; O
çizer sen dokursun.
O görendir, O bilendir, O
dilediğimizi verendir. O İSİMLER ( ALLAH'ın 99 ismi ) binbir kapıyı açar, İNSAN
HANGİ İSİMLERİ SEÇMİŞSE, O KAPILARDAN GEÇER. Yüce
RABB'imin Rahmetine sığınınız, DUALARINIZI
EDİNİZ, İSTEYENLERDEN OLUNUZ.
İnsanın bedenini insanın kendisi
sanmadasın.Oysa bu beden Ruhun elbisesinden başka nedir ki?Hiç insanın değeri
giydiği elbiseyle ölçülür mü?Değer ya da değersizlik onun Ruhuyla
ilgilidir,bedeniyle değil.O halde sen gözünü ten elbisesinden çek de,o
elbisenin içindekine bak.
Attığınız her adıma UYANLARI
ÇAĞIRIN, HİZMET İÇİN UYARIN.
RESULÜMÜZ, her kul bunu kendine sorsun diyor:
Selam olsun, kendinden kendine HER KULU
GERÇEĞİ SORSUN; desin ki, ben geldi isem " merdane olmaya geldim”; YERDEN GÖĞE GERÇEĞİ BULMAYA GELDİM. Sevgimde
cümleyi sardı isem, gelişime sevinmeliyim.
Madem ki YARATICI
TEK'tir, O'nu bilmek HAK'tır! O'nun ADI kadar yorumu, O'nun ADI kadar bilme
zorunluluğu vardır ! Her ADI, KUR'AN'da mevcuttur! Öyle ise, KUR'AN'ı bilmek
zorunluluktur! Kendini bilmek sorumluluktur!...
MÜMİN OLMAK: el bağlamakla değil, ALLAH'ıma gönül kapını açmakladır.
Eğer ALLAH'ıma varmek dilerseniz, kendinizi yüksekte görmeyin. Orayla-buranın
yakınlığı, beden farkıdır. Bedeni silersen, yanımdasın.
ALLAH'ım kulunu
şeklen değil, Ruhen sever.
Kolun uyuştumu OKU! Peygamberimize ve cümle
ümmetinin Ruhuna. Dua dileyen gelip, gönül kapısı açık olana işaret verir;
kolun uyuşması, başın ağrıması, kulak çınlaması… hep bunların işaretidir. Göz
seyirmesi… işaretini alan okusun.” ALLAH'ımın cümle kullarına " desin. Dünyasını
ve ahiretini aydınlatır. Dünya kulu kadar, ahirette olanları da düşünürsen… iki
alemin bayrağına bürünürsün, Peygamberinin ümmetine sığınırsın.
HER VARLIK HER GÜN, HER AN YENİLENİR.
Açın örtünüzü, görün kendinizi! Seher vakti
sen-bensin, ben de sen… Konuk değil, ASILDA
OLANSIN! AKIL DEĞİL, ASIL OLANSIN!
Emredileni yapmazsan, senin hatandır! Bildiğini bilmeyene
katmazsan, bilmeyenin hatası ile yüklenirsin. Gerçekten; ne olursa olsun,
kaçınma. Ne derlerse desinler, gocunma. YAZAN BİLİR.
RABB'im KUR'AN'I OKUYUN! ÖĞRENİN,
ÖĞRETİN diye verdi, kâinatı kulunun önüne serdi. ÖĞREN! ÖĞRET! UYAN! UY! Hizmet
kulun, kulluğunun bir bölümüdür! Onu da yapmaktan kaçınırsa, kulu nerde bulacak
yolu?
Kul, dilediği merhalede, dilediğini değil. HAK ETTİĞİNİ BULUR. Dilemek niyettedir, hak etmek EMEKTEDİR! NİYETİNİ EMEĞİN İLE BESLE Kİ,
HAK ETTİĞİNE ERESİN. Bilgi: dolanmakla değil, YAŞAMAKLA ELDE EDİLİR. Mertebe; niyaz ile değil, gönül ile alınır.
Bilmeyi diliyor isen " BENLİKTEN
SIYRIL ". Görmeyi diliyor isen
"
KİMLİĞİNDEN SIYRIL ". Varmayı diliyor
isen " OL DEDİĞİ HALDE KAL ".
Nefis; sadece kendini içine aldığın, dünyada kaldığın gündür,
sen nefsine hükmettiğin gün, ahreti bulduğun gündür. Nefsine hangi silahı
kullanırsın? HAY zikrini. Neden HAY derim ? Savaş gücümü diri bulayım,
onun ile nefsime savaş vereyim. Vermekten maksat, onu yenmektir. Çünkü savaş
verdiğim müddetçe onu yenmiş sayılırım, sulha öyle el veririm.
Sildiğiniz her hatada bölünen nefis vardır.
Nefis silinir, nefis bölünür. Böldüğün her parça, bedenden uzak kalır.
HAY
dediğimiz her an, HAY diye diye her yan… Benden sana
gelişir, her zerrem O'nun için çalışır.
Hatanı bilirsen, meziyet örtmektir. Hatasını bilip te " Ben böyleyim…”
diyen, söküğünü büyütendir. Gün gelir öyle büyür ki, örtecek yama bulamazsın.
Her emeğin emekçisi, niyetiyle ölçü alır: bilmediğinden değil,
UYMADIĞINDAN
YARGILANIR.
Darda
olduğun an; sadece O'nunla konuş, O'nunla dertleş! Dermanını verecek O'dur!
Kul-kulun derdine, sadece söz ile ortak olur, ana-baba dahi olsa. Her olayın
daha kötüsünü düşün, öyle duacı ol! En kötünün içindeyim dersen; ALLAH'ıma güç
gelir, sana daha kötüsünün ne olduğunu gösterir.
Derdini
SEVGİLİ'ye dersen, dert senden korkar.
Kendin derdi yüklenirsen, sen dertten korkarsın. Çarşı Pazar dolaşma " arayım…”
diye, varolanla dalaşma " bulayım…” diye. SENSİN
YARATILAN, SENDE YARATAN!
Her
kademeye bilgi ölçüsünde değil, BİLDİĞİNE
UYDUĞUN ÖLÇÜDE GEÇİLİR. Bilen, bilmeyenin sorumluluğunu da alır, ama UYMAYANIN
SORUMLULUĞU KENDİNE AİTTİR.
Kapı, kul niyeti kurduğu, HAL İLE UYDUĞU ANDA AÇILIR. HALİN İLE VERMEDİKÇE, NİYETİNİ HALİNE
UYDURMADIKÇA, KAPI ASLA AÇILMAZ; açılmadığı halde de eşikten geçilmez. HAK
kapısının kilidi, niyazdır; ne var ki, GÖNÜL
İLE, HÂL İLE UYDUĞUN NİYAZ. Ya ALLAH! dedikte ADI'na bürünürsün; YA ALLAH
BİSMİLLAH! Dedikte, ADI'na bürünür, ADI ile gönlünü yıkamış olursun, HER GÜÇLÜĞE KARŞI DURMUŞ OLURSUN. Dua:
olumsuz düşüncenin eyleme ( uygulamaya ) geçmesini önler. Sıkıntılı zamanda 99
La havle oku. Sabır; boyun bükmek değil, MÜCADELE
ETMEKTİR.
Gözünü sakındığın kadar, bedenini sakın. Aklını sakındığın
kadar, gönlünü sakın. Umuduna sahip çık, umutsuzluktan silkin.
KULA ÜZÜNTÜ VERİP İBADETE SIĞINMAK, SENİ
PAKLAMAZ.
O, sevdiklerini; BİLMEYENLERİN, BULMAYANLARIN, SEVMEYENLERİN
Üzerine gönderir, olumsuzu sildirir. Rahman
olan ALLAH'ımın ADI'na sığınalım, O'nun AŞK'ına OLUMSUZLUKLARDAN SIYRILALIM. Dünü geçtik, günde seçici olalım, OLUMSUZDAN AYRI DURALIM. Hz. ALİ,
RESULÜNDEN aldığı bilgiyi getirir, gelen bilgi hal edilir; çerçeveye konmaz,
duvara asılmaz, okunur ve dokunur, kul aldığı bilgi ile olumsuzdan sakınır.
KUR'AN'ın biri maddeye, doksan dokuzu sende
olan ÖZ'e dir. Kendimizi bilmeliyiz, çevremize gülmeliyiz, sevgi ile
dolmalıyız, HAL HATIR BİLMEYENDEN UZAK
DURMALIYIZ.
İnsan;
Bilgisi ile, görgüsü ile, sevgisi ile insandır. İnsan; KENDİNİ YARGILAYABİLDİĞİ ZAMAN İNSANDIR, SORGULAYABİLDİĞİ ZAMAN
İNSANDIR. Kendini buluş odur, hatayı kendinde arayış. Kulun dünyaya gelişi;
CELÂL-CEMÂL vasfın ile hemhal
oluşudur, onu beden ile alışıdır.
ALLAH seni her zaman kötülüklerden uzak tutar; YETER Kİ SEN YOLUNU ŞAŞIRMA. Örnek
olun, yoldan çıkanı görün, yolunu gösterin kırmadan. Bilmeyenler için niyaza
duralım. Niyazlarımız ile birbirimizi sardık mı ?
Cümlemiz aynı safta buluşmalıyız, cümlemiz
birbirimiz için çalışmalıyız ve O'nun
muradına ulaşmalıyız. O zaman bende beni bilirim, bende O'nu bulurum.
Niyazlarınız CÜMLE ALEM İÇİN OLMALI ,
cümle alem sesinizi duymalı. Her insanın vereceği bir şeyler olmalı, İNSANLAR KENDİNİ DEĞİL, RABB'İNİ ANLATMALI.
Niyazlar alınır ölçüye vurulur, HAK olandan-olmayan ayrılır;
kula yerli yerince, sebebi gönlünce halkedilir. Umduğun gibi gelir.
Unutulmasın, duanın kabulü senin hayrın isedir. Unutma ki, YARATAN'ım,
seni-senden çok düşünür. Niyaz; olayı defetmez, seni dışına çıkarır.
ALLAH'ına sığınıp yaptığın işten korku duyma. Zaten hayır olmayan işi,
KENDİNE
SIĞINAN KULDAN UZAK TUTAR. Onun için,
sizce en basit iş için dahi ALLAH'ınıza sığının.
ALLAH'ım ADI'na çağırdığın ULU seni bırakmaz. Kul duasını yapar ULU'sunu
( koruyucu meleğini ) çağırır, ULU'su onu çıkmazdan kurtarır.
Hacı Bektaş; zor olan yolunu CESARETİ İLE, SEVGİSİ İLE AŞTI. Gün
geldi güvercin oldu uçtu. Kalbin çoştuğu zaman, içinden ne gelirse öyle
ALLAH'ını anarsın. Tam manasıyla kalbinizi ALLAH'a bağlayacaksınız. Bunu
yapabildiniz mi, anahtarı kolayca çevirirsiniz. Onun için sabırlı olun, her şey
vakti zamanı gelince olur. ALLAH'a dua ederken, hiç başka bir şey düşünmeyin.
Çünkü, ALLAH'la arana girer düşündüğün şey ve çok fazla gaipten sormayın.
O, sendedir hem bende… yarattığı her tende. O'nu bilmek için günde, KULLUK HALİNİ TAKINMALI, kul olmanın
gururu ile bakınmalı. Olmasını dilediğini, DUACI
OL! Cümleniz duacı olsun cümleye.
ALLAH'ımın ELİ, niyaz edenin sırtındadır. Hastalık dualarla kapana tıkanır.
AYETEL KÜRSÜ okunsun.
Her insan O'ndandır, O'nunladır; O'NA
YÖNELDİĞİ AN GÜÇLÜDÜR.
Zor olanı aşmak için, dilenen güzele ulaşmak
için;HAK ADI'NA SARINALIM, İNSANLIK
FİSTANI GİYİNELİM. Gönül ile yöneldiğin yer, HAKK'IN HUZURUDUR. ALLAH'ım
duanız kadar nasip verir, DİLEYEN-DİLEDİĞİ
KADAR NASİP ALIR. Dualar; anında
ALLAH'ıma, ALLAH'ımdan- ULU'nun makamına gider. Niyazın oluşu, yavrunun mama
yiyişine benzer. Yavru mamayı yer, gelişir-büyür; niyaz da öyledir. ALLAH'ımın
ADI'na edilen her niyaz GÖNLÜN
YAKLAŞTIĞI NİSPETTE YERİNİ BULUR. Topu eline alırsan, her zaman ayni güçle
atamazsın. Uzağa gider, bileğinin gücüne göre. Niyaz da öyledir.Gönlünün
yaklaştığınca değerini bulur. İnandığına; önünde dağlar olsa sahip çık. İman
edelim ki; O, GÖRÜCÜDÜR. O, VERİCİDİR.
O, HATALARIMIZI AF DİLERSEK SİLİCİDİR. Niyazların en güzelini,
sevenlerle sevilenlerle söyleştirecek. Günümüz gecemizi aydın etsin.
ALLAH'ım isteyene verir. NE VAR Kİ; İMTİHANI VERMELİ, " GEÇTİ ARTIK " DEMEMELİ. GÖNÜL HER AN
İMTİHANA HAZIR OLMALI. Yolun gidişine uymak kulun gayretinden değildir.
Olayı ALLAH'ım hazırlar, kulun önüne serer. Gücünü niyetine değil, niyazına
harca. İmtihan talep edene değil, LAYIK
OLANA VERİLİR. "Olaylara üzülmemek mümkün mü?...” denir. Eğer olaylar
olmayacak ise, sabır ne için; ağlamayacak ise, gözyaşı niçin? Üzüntü seni
oldurur, olumuna bağlar, sana dünyanı gösterir.
GERÇEK; SENİN BİLDİĞİN DEĞİL, ALLAH'IN
YAZDIĞIDIR.
EZEL'de
Ruhlar yaratıldıkta, düzenin dışına
çıkana " GEL ! "dendikte; gelişe
uymayan âsi Ruhların, dünyaya gelişte de âsi olacağı elbet yazılıdır. EZEL
ALEMİ HER TÜRLÜ CEZADAN MASUNDUR. Dünyaya gelişin hikmeti; odur. Yerini bilen,
yolunu gören yürür; asi kulu, her adımda taş ile vurulur. Ceza mıdır ? Asla !
Taşa vuracak ki, doğru yolunda gitsin. EMRİNE
UYMAYANLAR, GÖNLÜNDE HAK SESİ DUYMAYANLAR, BİLSELER SONLARINI, SİLERLER
DÜNLERİNİ.
Hayırsız dediğin olay, bil ki hayıra açılan kapıdır; daha ağır gelecek
şerri önler. " Usandım ! " demeyin, şikâyetçi olmayın ! Şikâyet kulu daha kötüye
götürür. Ham olmayalım, olaylarda diklenmeyelim ki, zoraki daldan düşmeyelim.”
Olmuyor " dediğin her olay olumsuzluğa gider. Günüm ne güzel, yarınım daha
güzel olur… de ki oluma uyasın. Kalem dünyayı yazmışsa, OKUMAK GÖREVİNDİR . Hem ağlayıp hem gülmek, hem eğriye yön vermek,
hem kusurda olmak, hem hatayı yenmek SENİ
SANA BİLDİRECEK, SANA SENDE OLANI BULDURACAK ve cümlemizi bu sofrada buluşturacak. Güçlüğü
yenmeyen, hiçliği bilmeyendir; hiçliği bilmeyen, yazıya uymayandır. Güneş bana
geldikçe , bilgi bende oluşacak, BİLENLER
AYNI YERDE SEVENLERLE BULUŞACAK. Bilgi veren sevgi alacak, sevgi veren
bilgi alacak. İnsan insandan kendini bilecek.
ALLAH'ımın gücünü dile, " ALLAH'ım… SENİN kulunum…” de. Kulluk; her
yaratılana nasip olsa, dünyanın değeri kalmazdı. Kul dünyayı terazi bilmezdi.
Geldik; dünya terazidir, bilelim. Dünyaya gönderilişin sebebini merak ettiniz.
RUH'ların ayrımını terazisiz ayırdıkta; adaletinden şüphe edilirdi. Onun için;
dünyadaki ermiş kullarına cefayı çok verir. Onu öyle dürür. Vakta ki, cümlesi bir olanda, kıyameti
bulanda, her kattan ses gelende ALLAH'ım der ki:” BEN size sizi verdim, BEN
size BENİ bildirdim, dünyada sıfatımı gösterdim. ZATIMI arasaydın, sen de gelirdin;
sıfatın yeter, ZATIN SENİN olsun demezdin. ZATIMI
DİLEYEN, SIFATIMDA KAHRINI ZEVK EDENDİR. Ölçüyü alanın şikâyeti kalır mı ?
Çalışmayan talebe; " öğretmenim not ver " diyebilir mi? Yücenin kürsüsü de
öyledir. Adaleti içinde duyan, " adam sende " demeyendir. Bilen bilmeyen RABB'i
için savaş verir, NEFSİNİ EĞİTİR,
OLUMSUZLUKLARI ÖĞÜTÜR, kulluk makamına getirilir. İçindeki karanlığı ÇIKAR AT, sevgiyi-huzuru tut.
Gönülle uymaya çalışırsın, mantığın " Acaba ?”
der. " Acaba ? "..yı sildiğin anda, " yeniden doğdum !...” .diyeceksin. Kimse
kimseye bir şey demeden, kendi kendine dönsün, GÖNLÜNDEN GELEN SESİ DUYSUN. Gönlünde hiçbir GÖLGE, ŞÜPHE, KORKU, KAYGU KALMADIĞI AN KAPILAR AÇIKTIR, GEÇ. Negatifi şeytan temsil ediyor ( ateş ).
Kendindeki negatifi nefsimle kendim arıtırsam, şeytana muhatap olmam;
arıtmazsam; arındırmak için ( temizleyici ) şeytanı devreye sokuyor ALLAH'ım.
Yanlışta olanlar elbet gülmez.ÖZ'ünüzden-sözünüzden DÖNMEYİNİZ, KİM NE DERSE DESİN KANMAYINIZ. Üflediği , ÖZÜ'dür… NUR'u, yaratılmışa SÖZÜ'dür. NURU'nu tüketirsin, RUHUNU asla! O, dilediğine üfler;
dilediği anda nefes O'nundur… geri çeker. O zaman, SADECE MAHLUK OLURSUN; NURRUNU TÜKETMİŞ MAHLUK. ALLAH'ım kulunu
yana yana eğitir.
Kötü nesiller, dejenere Ruhlu kullar, çok kötü durumlar yarattılar.
Melekler; meşale yakmayan, karanlıkta kalan gayesiz dolaşan, meşguliyetsiz
gezinen RUH'lardan korur bizleri. ALLAH'ı bilenlere sözüm; onlarla beraber
özüm… Asla geri dönmeyiniz, RABB'İNİ
BİLMEYENLERE BİR TEK SÖZ SUNMAYINIZ. Sen seninle olanlarla, gönülleri
birlikte dolanlarla, HAK YOLUNDA
KOŞANLARLA BİRLİĞİ KURARSIN. OYNAMAYA DEĞİL, DÜZENİ KURMAYA BAKINIZ, HER KOLA
BARIŞ HALKASI TAKINIZ.
Bilen- bilmeyen gelse, doğru olanı sorsa,
diyeceğiz ki; O'NUN EMRİNE UYMALISIN,
O'NUN YOLUNU BULMALISIN, O'NA ELLERİNİ AÇMALISIN. O, SENİ SANA BIRAKMAZ, YOLUNA TAŞ KOYMAYA
ÇALIŞANA İZİN VERMEZ. Her insan kendi bünyesinde alemlerle yarışır,
alemlerle barışır, ilimlerle savaşır, GERÇEK İLİM; KENDİNİ BİLMESİDİR, KENDİNDE OLANI BULMASIDIR ve KÂİNAT İLE DOLMASIDIR.
ADEME VERİLEN 7 RENK ( ALLAH'IMIN
SIFATLARI ):
EDEP,
HUHABBET, ASALET, ADALET, SAHAVET, MERHAMET, ŞAHADET. Yedi renk ( sıfat ) her kulun arkasından koşar,
kimi GÖNLÜNÜ AÇAR, kimi " BANA NE "der kaçar.( SAHAVET: El açıklığı, cömertlik
).
SORGU
MELEKLERİ: Sorgun, kendi zerrelerinden oluyor,
" sen bunu niye tamamlamadın,” diye. Sorgu meleklerin, ZERRELERİNDİR.
KIYAME 13,14,15: O gün insana; yaptığı ve yapması gerektiği halde yapmadığı bütün işler bir bir haber
verilecektir. Hatta insan KENDİ ALEYHİNDE TANIKLIK EDECEK ( kendi azaları
yapıp ettiklerini tek tek sayacak ) Bir kısım mazeretler ileri sürse bile
faydası olmayacaktır.
GİYİM
HAKKINDA: Çok üryan giyip baktırmak, çok
maryan giyip te baktırmak ta, aynı şekilde kulu günaha sokar. Onun için, her
şeyin kararlı olması, karşındakinin de günaha girmemesi lazımdır.
Bedenimizde, KUR'AN'da bulunan harfler kadar zerre mevcut. Amaç bunları
yerli yerine koyup bizdeki KUR'AN'ı meydana çıkarmak ( Ruhun bedenin
zerrelerini dölleyip, kendisine katması ) Bu da; sevmek ve KUR'AN'a UYMAK ile,
RESULÜ'nün haliyle hallenmekle mümkün oluyor.
Göçünde ( öldüğünde ) RUH, bir gezegende
zerrelerimizin kendisine gelmesini bekliyor ki, hangi mertebeye yükselecekse
orada zerrelerimiz o mertebenin şartları dahilinde bedenlensin ve RUH bu bedene
girerek, o mertebeye doğuş yapabilsin. ( bedenlenme et-kemik değil, enerji
şeklinde oluyor ) Dünyada zerrelerimiz vücudumuza canlılık kazandırıyor.
DOST KAPISI NERESİDİR ? denilir: Gönüller BİR'lendikte, nefisler
körlendikte buluştuğumuz yapıdır; tek tek girdiğiniz yapıdır.
SENDEN ZAYIF OLANI KORU.
Çok eğilmek gerekmez, sevgiyi dilemeye. Çok
okumak gerekmez, gerçeği bellemeye. KENDİ
KENDİNİ OKU, ÇÜNKÜ GERÇEK SENDEDİR. Çümle ile doku, gerçek cümle kuldadır.
Yapılan iyilikler, atomlar halinde yükselir;
göçünde ( öldüğünde ) gelir seni bulur.
Attığınız her adım, bir düğümü çözmeli.
Attiğimiz her adım, BİZDEN SONRA GELECEK
OLANA YOLUNU ÇİZMELİ.
TEKBİR getirmeden tesbih çekme. Çektiğiniz
tesbihde,BİR'LİĞİNE UYDURUR.
Akıl ile, beden ile RUHUN EMRİNDESİN. Unutma
ki, ALLAH ADI'na tuttuğun her el; sana da el olur, akım ile yükselir. Akım
yükseldikçe, Rahmet çoğalır.
Hiçbir kul, YARDIMCISIZ YOL ALAMAZ! Ne var ki, YARDIMCI; DÜNYADAN DEĞİL, ALLAH'IMIN GÖNDERDİĞİ,” KULUMU GÖZET " DEDİĞİ
ALEMDENDİR.
Her gün kendimize sormalıyız. BU GÜN RABB'İMİ HOŞNUT EDECEK NE YAPTIM,
KİMİN GÖNLÜNÜ ALDIM ? KİMİ SEVİNDİRDİM ? KENDİMİ RABB'İM İÇİN HAZIRLADIM MI ?
KUR'AN'DA YAZILAN: KULUNUN KANUNUDUR.
Her satırda KENDİNİ OKU, O'NU BULMAK ZORUNDAYIZ. O'NU BULMAK İÇİN, EMRİNE UYMAK
GEREKTİR! HAK YOLUNDA OLMAYAN KİRLENİR.
AŞINI
( GELİRİNİ ), EŞİNİ, DÜŞÜNÜ ( RÜYANI, YAPMAK İSTEDİKLERİNİ )
DİLE VERME.
|