A D A L E T
MAİDE suresi, ayet 67: KUR'ANI TEBLİĞ ET – YOKSA ONUN ELÇİLİĞİNİ
YERİNE GETİRMEMİŞ OLURSUN.
Can dostlarım! Hep adaletten bahsederiz ve bize adaletli davranmalarını isteriz, peki biz gerektiği gibi önce kendimize, sonra da etrafımıza ALLAH'ımın emrettiği gibi adaletli davranıyor muyuz? Dünya bir imtihan yeridir, hepimiz imtihanlarımızı ne ölçüde verirsek öldüğümüzde buradan hak ettiğimiz yere gideceğiz.
ENBİYA suresi, ayet 35: Her can ölümü tadacaktır. Biz, bir imtihan olarak sizi kötülükle ve iyilikle deneriz. Sonunda BİZE döndürülürsünüz.
ANKEBUT suresi, ayetler 1,2,3: Elif, Lam, Mim. İnsanlar,” inandık " dediler diye, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar. Biz kesinlikle onlardan öncekileri de sınadık.ALLAH kimlerin doğru söylediklerini, kimlerin kimlerin de yalancılar olduğunu kesinlikle bilir.
Her şeyimiz yerinde iken, hiçbir sıkıntımız yokken elbette imtihan olmayız. İmtihnlr bize bir ayna olup bizdeki yanlış ve eksiklerimizi bize gösterir. Bize düşen görev bu yanlışlıklarımızı düzeltip ALLAH'ımın bizden istediği gibi davranıp mesuliyetlerimizi yerine getirmemizdir.
MAİDE suresi, yet 105: Ey inananlar, siz kendinizi düzeltmeye bakın. Sizler doğru yolda olduğunuz sürece, yoldan sapanlar size zarar veremez. Hepinizin dönüşü ALLAH'adır. ALLAH size neler yaptığınızı haber verecektir.
Bizden önce yaşayanlar da bizden çok zor şartlarda kuvvetli imtihanlar geçirmişlerdir ve herkes imtihanında başarılı olduğu ölçüde öte alemdeki ALLAH'a yakınlık mertebesini kazanmıştır.
NİYETİNİ EMEĞİNLE BESLE Kİ, HAK ETTİĞİNE ERESİN.
NECM suresi, ayet 39: Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur.
TAHA suresi, ayet 15: Kuşku duyma ki, o saat gelecektir. Onu nerede gizliyorum ki, her benlik, gayretinin karşılığını elde etsin.
" Siz ALLAH'a yardım edin ki, ALLAH da size yardım etsin " ayetinde ALLAH'ım açıkça O'na yardım etmemizi istiyor. Peki ALLAH'a nasıl yardım edeceğiz?
KAF suresi, ayet 16: Kuşkusuz BİZ insanı yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını biliriz. Biz ona ŞAH DAMARINDAN DAHA YAKINIZ.
TAHA suresi, ayet 46: ALLAH: Korkmayın, çünkü BEN sizinle beraberim: işitirim ve görürüm.
ALİ İMRAN suresi, ayet 101: Resulü aranızda diye tercüme edilmiş, halbuki Arapçada " fiy” : de……anlamındadır, " küm ": siz……anlamındadır.birleştirecek olursak: SİZDE yani İÇİMİZDE olduğunu ayet bize açıkça bildiriyor.
Üç ayeti birleştirecek olursak ALLAH ve RESULÜ'nün içimizde olduğu apaçık anlatılmış.
YUNUS " benden içeru bir BEN var” , diyerek bu gerçeği açıklamıştır.
Öyleyse kendimizde olan olumsuz hallerimizi düzelterek ( MAİDE 105 ) ve karşımızdaki kişilerin olumsuz hallerini düzeltmelerine yardımcı olursak, bize yapılan ALLAH'ımın men ettiği hareketlerin yapılmasına müsaade etmez KARŞI ÇIKARSAK , ALLAH'a ve RESULÜ'ne yardım etmiş olur, ADALET'i yerine getirmiş oluruz.
FETİH suresi, ayet 29: MUHAMMED, ALLAH'ın Resulü'dür. O'nun maiyetinde bulunanlar, kafirlere karşı ÇETİN, kendi aralarında ise merhametlidirler.
AHZAB suresi, ayet 57: ALLAH ve Resulü'nü incitenlere ALLAH, dünyada ve ahirette LANET ETMİŞ ve onlar için horlayıcı bir azap hazırlamıştır.
SAFF suresi, ayet 4: Şüphesiz ALLAH KENDİ YOLUNDA, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak MÜCADELE EDENLERİ sever.
Demek oluyor ki, " BANA NE " demeğe hakkımız yoktur. Sorumluluklarımızı yerine getirmeyip İNŞAALLAH kelimesi arkasına sığınıp " ben ALLAH'a havale ettim " deyip aradan çekilmemiz gafletimizden başka bir şey değildir. Önce bizim yapmamız gereken ALLAH'ımın EMİR'lerini eksiksiz yaptıktan sonra, ALLAH'a havale edebiliriz.
TEVBE suresi, ayet 119: Ey inananlar, ALLAH'a karşı sorumluluğunuzu yerine getirin, ve DOĞRU OLANLARLA BİRLİKTE OLUN.
Unutmayın dünyaya gelirken KUR'AN'a ve Resulü'ne uyacağımıza dair ALLAH'a söz verdik.
GÖLGEDE KALMAK TA, GÜNEŞİ BULMAK TA, SENİN İRADENDEDİR.
( ŞEMS SURESİNİ OKUYUN LÜTFEN )
BAKARA suresi, ayet 27: Onlar ALLAH'a verdikleri sözlerini tutmayanlar, ALLAHIN YERİNE GETİRMELERİNİ İSTEDİĞİ EMİRLERİ YERİNE GETİRMEYENLER ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlardır. İşte gerçekten zarar edecek olanlar da onlardır.
ÖZÜ – SÖZÜ – EYLEMİ BİR OLMAYANLAR MÜNAFIKTIR.
Bu ayetleri okuduktan sonra kendinize dönün ve iyice düşünün, karşınızda olan bir kişiye kötülük yaptığınızda kime kötülük yapıyorsunuz? ALLAH ben her kulun gönlündeyim demiyor! " BEN MÜMİN KULUN GÖNLÜNDEYİM " DİYOR. Şimdi de şunu düşünün
" ALLAH'IMIN SEVDİĞİ bir MÜMİN KULUNUN " gönlünü isteyerek veya istemeyerek kırar o kulu incitirseniz, yukarıda yazdığımız AHZAB 57 ayetini tekrar okuyup KİMLERİ İNCİTTİĞİNİZİ bir düşünün ve şunu unutmayın ki, ALLAH'IMIN SABRININ BİTTİĞİ BİR AN VARDIR. Aynı şekilde: sizi kullanmalarına, size eziyet etmelerine, ALLAH'ımın LANETLEDİĞİ söz ve davranışları size yapmalarına MÜSAADE EDERSENİZ, sizde şah damarından da yakın olan ALLAH'a ve Resulü'ne eziyet ettirmiş olursunuz ki, ALLAH'ım yardımcınız olsun deriz……SONUÇ ATEŞTE YANMAKTIR…..HEM DE NE YANIŞ.
HADİS: Hz. Peygamber ( s.a.v ) Mümin'e zarar veren veya hile yapan MEL'UNDUR, buyurmuştur.
FURKAN suresi, ayet 28: Eyvah keşke falancayı DOST EDİNMESEYDİM.
BAKARA suresi, ayet 214: Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız! Onlar öyle sıkıntı ve zorluklarla karşılaşıp sarsıldılar ki, sonunda elçileri ve onunla birlikte iman edenler :” ALLAH'ın yardımı ne zaman gelecek!” dediler. İyi bilin ki ALLAH'ın yardımı kesinlikle yakındır.
BAKARA suresi, ayet 155:Biz sizi korku, açlık, mallarınız, canlarınız ve ürünlerinizden eksiltmek suretiyle kesinlikle sınarız. Sabredenleri müjdele.
Dert ALLAH'ımın sevdiği kuluna olan lutfu'dur. Derdi olanın dünya ile bağı kalmaz ALLAH'a yönelir.
İmtihan talep edene değil, layık olana verilir. İmtihanlar mümin olanlar içindir. Diğerlerine dünya malını ve zevklerini verir ve bir başağrısı dahi vermez ki, ALLAH demesin.
HADİS: Bir insanın ALLAH'a olan imanı çoğaldıkça başındaki derdi çoğaltırız, ta ki nefis kırıntısı kalmayıncaya kadar.
ALİ İMRAN suresi, ayet 14: İnsanlara, kadın, çocuk, yüklerle altın ve gümüş, soylu ve güzel binekler, küçük ve büyük baş hayvanlar ve tabiat sevgisi cazip ve hoş gösterildi. Bunlar, dünya hayatının geçici zevk veren hususlarıdır. Asıl mutlu son ALLAH'ın katındadır.
ŞURA suresi, ayet 20: Her kim ahiret kazancını isterse biz onun kazancını arttırırız, her kim de dünya kazancını isterse ona da ondan veririz, ama ona AHİRETTE HİÇBİR NASİP YOKTUR.
Ali İmran 14 de anlayacağımız gibi insanlar dünya zevklerine kapılıp ahretleri için hiçbir şey yapmıyorlar. Bazıları da ahireti istiyorlar ama dünya ya tamahlarını bırakmıyorlar, ayette bahsedilenleri put edinmişler, onlar ellerinden gidecek diye ödleri kopuyor.
BUGÜN ALLAH İÇİN NE YAPTIN ?
CASİYE suresi, ayet 8 : Ki ALLAH'ın ayetlerinin kendisine okunuşunu dinler, sonra böbürlenmiş olarak İNADINA DEVAM EDER. Sanki hiç duymamıştır onları. Artık acıklı bir azapla muştala böylesini.
EN'AM suresi, ayet 46: De ki:” gördünüz mü / düşündünüz mü hiç: eğer ALLAH sizin işitmenizi görmenizi alır ve kalplerinizi mühürlerse, onları size ALLAH'tan başka getirebilecek ilah kimdir? " Bak, BİZ ayetleri nasıl açıklıyoruz da onlar yine sırt çevirip engelliyorlar.
HADİS ( Gümüşhanevi 451 nolu hadis ): Resulümüz ( s.a.v ) kendisinden kötü söz duyacağı kişiye YAKLAŞMAZDI.
KEHF suresi, ayet 101: Onların gözleri mesajlarına karşı kapalıydı ve ( onu ) DUYMAYA KATLANAMIYORLARDI.
FURKAN suresi, ayet 73: Müminler RAB'lerinin ayetleri kendilerine hatırlatıldığında, kulaklarını kapatarak ve gözlerini yumarak ONLARI GÖRMEZLİKTEN GELMEZLER.
Yaşantımızın her anında adaletli davranmalıyız. Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi, başkasına yapmamalıyız. Kendimiz için dilediğimizi de cümle için dilemeliyiz.
HADİS: ( Ahmet bin Hanbel: Ebu Davud ) Hz. Cabir ( r.a ) tan rivayetle Efendimiz ( s.a.v ) buyurdular ki: Bir kimse Müslüman bir kişiyi, onun ırz ve şerefine halel gelecek bir yerde yalnız bırakırsa, ALLAH da onu ALLAH'ın yardımını çok beklediği bir sırada yalnız bırakır.
HADİS: Hz. Esma binti Yezid ( r.a ) tan rivayetle Efendimiz ( s.a.v ) buyurdular ki: Bir kimse din kardeşinin ırzını ve namusunu onun gıyabında müdafaa ederse, o kimseyi cehennemden azad etmek, ALLAH ( c.c )'nun üzerine hak olur.
CUMA suresi,ayet 5: ALLAH DOĞRUYA ULAŞMAK İSTEYENİ DOĞRUYA
İLETİR.
HADİS ( Gümüşhanevi 905 nolu hadis ): Biriniz ( din ) kardeşinde nasihate muhtaç bir kusur görürse onu hatırlatsın. ( Eğer hatırlatmazsa ona ihanet etmiş olur )
Gönüllerinizi açık tutun, hayır olmadığını gördüğünüz şeye kapınızı kapatınız çünkü o
RABB'İMDEN GELMEZ. ÇÜNKÜ O HAYIRDA OLMAYANI SEVMEZ.
NİSA suresi, ayet 75: ZULÜM GÖREN ERKEKLER, KADINLAR ve ÇOCUKLAR İÇİN NEDEN SAVAŞMIYORSUNUZ?
Yukarıdaki hadislerden ve bu ayetten de anlaşıldığı gibi yardıma muhtaç kişilere ve zulüm, eziyet görenleri ADİL bir şekilde koruyup müdafaa etmek bizim kulluk vazifemiz ve de ALLAH'a verdiğimiz sözlerden biridir. Karşıdan seyretmek hakkına sahip değiliz. Hele hele bir sevdiğimiz bu halde ise, kanımızın son damlasına kadar onun yanında olmak ve ona yardım edip onu bu durumdan kurtarmak kulluk vazifemiz olduğu gibi ALLAH'ımın EMRİ'dir.
HUD suresi,ayet 113: Zulmedenlere eğilim göstermeyin, yoksa size ATEŞ DOKUNUR.
TÖVBE suresi,ayet 123: Ey iman edenler! Kafirlerden ( öncelikle ) YAKININIZDA OLANLARLA SAVAŞIN ve SİZDEN BİR SERTLİK BULSUNLAR. Bilin ki, ALLAH kendisine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir.
EMİRDAĞ LAHİKASI sayfa 145: Küfre rıza küfür olduğu gibi, dalalete, fıska, ZULME RİZA DA FISKTIR, ZULÜMDÜR, dalalettir.
İmamı Azam Ebu Hanife ( el-Fikhu'l- Ekber kitabı ):Zulme karşı sessiz kalıp kabullenmeyip mücadele etmelidir.
Ahmed bin Hambel – Ebul Hasan el – Eş'ari – Ebu Mansur Maturidi: Aşağılanmaya, küfre, eziyete, zulme karşı koymalıdır.
MERYEM suresi, ayet 72: Sonra biz KORUNUP SAKINANLARI KURTARACAĞIZ. Zalimleri de orada dizleri üzerinde çökmüş bırakacağız.
Biz gerçekleri ( Olayları – kişileri – kişilerin yaptıklarını ) olduğu gibi görüp kabullenmiyoruz, görmek istediğimiz gibi görüp gerçekleri örtmeye çalışıyoruz. Halbuki gerçekleri görüp olduğu gibi kabullenmek ve KUR'AN'da bunlara karşı nasıl davranmamız gerektiği yazılıdır, bize EMREDİLDİĞİ gibi davranmakla yükümlü ve sorumluyuız. Bunu yapmadığımızda içimizde RUH ve NEFİS mücadelesi başlamakta, RUH olumsuzluğu kabullenmemekte, eğer olumsuzluğumuza devam edersek içimizdeki bu savaş ansızın bir yanardağı gibi patlak verip bedenimizi sarsacak bedensel ve psikolojik durumlar meydana çıkarmaktadır. Bütün bunlar ALLAH'ımın EMİRLERİNE uymayıp hata ve günahlarımızın birikiminin birden patlak vermesidir.
MÜTAFFİFİN suresi, ayetler 14,15,16: Hayır! Onların kazançları, kalplerine pas ( RAN ) yapmıştı. Hayır, hayır doğrusu onlar o gün RAB'LERİNİ GÖRMEKTEN MAHRUM KALACAKLARDIR. Sonra onlar mutlaka cehenneme yaslanacaklar.
Sorulmuş: Ya Muhammed, bu ayetteki RAN nedir? Cevap verilmiş : İnsan, bir günah işledi mi, kalbine ( yani Ruhuna ) siyah bir leke / nokta konulur, işte RAN budur.
ABESE suresi, ayetler 40,41: Kıyamet günü, yüzler ( Ruhlar ) vardır tozlanıp şekil değiştirmiş, siyahlıklar kaplamış.
Yukarıda okuduğunuz ayetlerden, hadislerden de anlaşıldığı gibi, eğer size küfredene, eziyet edene, zulüm yapana, sizi aşağılayana ses çıkarmayıp karşı gelmez kabullenirseniz, ALLAH'ımın adaletini yerine getirmediğiniz için aynen zulmeden gibi cezalandırılırsınız. Yukarıda okuduğunuz AHZAB 57 yi tekrar okuyup, zulme ve eziyete, küfre, hakarete karşı koymazsanız, sizin içinizde olan kimleri İNCİTTİĞİNİZİ anlayın. Ayet böyle yapanlara " dünyada ve ahirette LANET EDİLMİŞ ve onlar için horlayıcı bir azap hazırlanmıştır " diyor.
ALİ İMRAN suresi,ayet 28: İnananlar ,inananları bırakıp da kafirleri dost edinmesin. Her kim bunu yaparsa, ALLAH'TAN İLİŞİĞİ KESİLMİŞ OLUR.
HADİS ( İbni Mace, fitne 20 ) İnsanlar zalimi görüp zulmüne engel olmazlarsa, ALLAH'tan hepsini kaplayan bir azabın gelmesi yakındır.
Maalesef üzülerek yazıyoruz ki, KUR'AN'ı Türkçe hiç okumamış kişiler ve KUR'AN'ı anladığı dilde okuyup da üzerinde düşünmemiş ve amel etmemiş kişiler, eskilerden ve cahil kişilerden duyduklarıyla. ( KUR'AN cahil kişilerden uzak durmamızı EMREDİYOR. " ALLAH'ımın uyarılarına ve Emirlerine uymayanlar " konulu yazımızı okuyup, kimlerden kesin olarak UZAK DURMAMIZ gerektiğini lütfen öğrenip, ALLAH'ımın EMİRLERİNE uyunuz. ) Bunu da karşımızdakine ALLAH yaptırıyor, bu benim sınavım, bu benim kaderim, bunu yaşamam lazımmış, buna sabredersem ALLAH bana mertebe verecek diye KUR'AN'ın tam ZITTINA kendi kafalarınca şeyler yapıp ALLAH'ın EMİRLERİNE KARŞI GELİYORLAR..
YUNUS suresi, ayet 100: Akıllarını çalıştırmayanların üzerine pislik yağdıracağım.
A'RAF suresi, ayet 28: Bir iğrençlik yaptıklarında şöyle derler, " Atalarımızı bu hal üzere bulmuştuk. Yani ALLAH emretti bize bunu”. De ki; " ALLAH EDEPSİZLİĞİ / İĞRENÇLİĞİ EMRETMEZ. ALLAH hakkında, bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz:
FURKAN suresi, ayet 30: O gün Rasül de,” Ya RABB'i,” der, " benim halkım bu KUR'AN'a hiç değer vermedi ve onu arkasına attı ".
MAİDE suresi, ayet 45 : ALLAH'ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.
AHZAB suresi, ayet 36: ALLAH ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, bir kadın ve erkeğe o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim ALLAH ve Resulüne karşı gelirse bir sapıklığa düşmüş olur.
ENFAL suresi, ayet 22: ALLAH katında canlıların en kötüsü, AKILLARINI KULLANMAYAN sağır ve dilsizlerdir.
TARIK suresi, ayet 4 : Üzerinde GÖZETLEYİCİSİ OLMAYAN hiçbir kimse yoktur.
NAHL suresi, ayet 23: Kesinlikle ALLAH, onların İÇLERİNDE GİZLEDİKLERİNİ DE AÇIKÇA söylediklerinizi de bilir. Çünkü ALLAH büyüklük taslayanları sevmez.
ZÜMER suresi, ayet 55: Farkında olmadan, ANSIZIN azap size gelmeden önce RABB'inizden size indirilenlerin en güzeli KUR'AN'A UYUNUZ.
YARATILANI KORUDUĞUN GİBİ, KENDİNİ DE KORUMAK, KULLUĞUN VE YARATILMIŞLIĞIN ASIL GÖREVİDİR. İNANDIĞINA: DAĞLAR OLSA ÖNÜNDE SAHİP ÇIK.
HADİS:Ebu Nuaym, Hılye: Resulullah ( s.a.v ) buyurdular ki: İlme, öğrenip YAŞAYARAK sahip çıkın. Onu sadece nakledenlerden olmayın.
SABIR NEDİR?
HADİS:( Buhari, Cenaiz 32,43; Ahkam 11; Müslim, Cenaiz 14,15 ) Peygamber ( s.a.v ) buyurdular: Sabır dediğin, felaketle karşılaştığın ilk anda dayanmaktır.
ABDÜLKADİR GEYLANİ Hz: Sabır boyun bükmek değil, MÜCADELE ETMEKTİR.
Sabır konusu” TEBYİNU'L – KUR'AN "da Bakara suresinin ayrıntılarının açıklamasında 304 üncü sayfadan 308 inci sayfasına kadar olan açıklamalarından aynen alınmıştır.
İnsan kendi gücü ve iradesiyle üstesinden gelebileceği kötülüklere katlanmasına, ya da karşılayabileceği ihtiyaçları temin etme hususunda gevşeklik göstermesi SABIR DEĞİLDİR. Acizliktir, tembellik ve korkaklıktır. Sabır " sıkıntı anında gevşememek, zaafa düşmemek ve BOYUN EĞMEMEKTİR ". Ancak sabrın ne olduğunun yanı sıra, ne olmadığını da belirlemek gerekir. Bilinmelidir ki, haksız yere mahkümiyete boyun eğmek, miskinliğe, uyuşukluğa ve aşağılanmaya razı olmak. Zillete, tecavüze, insan onuruna gölge düşürecek saldırılara, eziyetlere, hakaretlere katlanmak, bunlara karşı sessiz ve pasif kalmak, sabır değildir. Bilakis sabr, " bu tarz kötülüklerle mücadele etmek, onlara karşı çıkmak, bir hakkı savunmak ve korumak için ÇABA GÖSTERMEK, bu süreçte KARARLI OLMAKTIR.
NİSA suresi, ayet 58: Kuşkusuz ALLAH size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verdiğinizde adaletle hükmetmenizi emreder. Gerçekten ALLAH ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ALLAH her şeyi DUYAR ve GÖRÜR.
NİSA suresi, ayet 135: Ey inananlar, adaleti hakkıyla yerine getirin. KENDİ ALEYHİNİZE,
zengin olsun fakir olsun – anne , babanızın yahut akrabalarınızın - aleyhine olsa bile ALLAH için adil şahitler olun ve ALLAH onlara sizden daha yakındır. Arzularınıza uyup da adaletsizlik yapmayın. Eğer bildiğinizi değiştirir ya da şahitlikten vazgeçerseniz, ALLAH bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
Canlar! Şahitlik sırf mahkemelerde şahitlik etmek değildir! Yaşadığımız her olayda, gördüğümüz ve duyduğumuz her şeyi doğru söyleyip, yukarıdaki ayette de apaçık yazılı olduğu gibi, kim olursa olsun daima doğru olanın yanında olup onu korumamız emrediliyor.
KASAS suresi, ayet 17: Musa: RABB'im! Bana lütfettiğin nimetlere and olsun ki, artık SUÇLULARA ve ( SUÇA İTENLERE ) ASLA ARKA ÇIKMAYACAĞIM, dedi.
MÜMTEHİNE suresi, ayet 2: Onlar sizi yakaladıklarında size düşman kesilirler, elleriyle ve dilleriyle sizi incitip hakaret ederler ve inkar etmenizi temin ederler.
HUD suresi, ayet 113: Haksızlık yapanlara güvenmeyin. Aksi takdirde size ateş dokunur. Sizin ALLAH'tan başka yardımcılarınız da olmaz. Sonra da, YARDIMSIZ BIRAKILIRSINIZ.
HADİS: ( İbni Ebddunya ): Hz. Enes ( r.a ) tan rivayetle Efendimiz ( s.a.v ) buyurdu ki: Bir kimse yanında din kardeşi gıybet edilir de, ona yardıma gücü yettiği halde yardım etmezse, ALLAH o kimseyi dünya ve ahirette hor ve hakir eder.
HADİS: ( Ebu Nuaym / Hılye ) Hz. Aişe ( r.a ) tan rivayetle Efendimiz ( s.a.v ) buyurdular ki: Bir kimse insanları gücendirmek pahasına, ALLAH'ı hoşnud ederse: insanların kötülüklerine karşı, ALLAH ona kafi gelir. Bir kimse de insanları hoşnud etmeye çalışırken ALLAH'ı gücendirirse, ALLAH onu insanların eline bırakır.
MÜMTEHİNE suresi, ayet 3: Sizin yakın akrabalarınız ve çocuklarınız size bir fayda vermeyecektir. Kıyamet günü ALLAH sizi birbirinizden ayıracaktır. ALLAH yaptıklarınızı görmektedir
|